Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff 5 gün boyunca Türkiye’de. Willkommen Herr Wulff! Şu anda ülkenizde medya sizi yerden yere vururken, Türkiye’nin dost ve sıcak toprakları size iyi gelebilir. Evet, Almanya doludizgin “İslam, göç, göçmen ve uyum” konularını tartışıyor. “Multi-kulti öldü” diyen Merkel, milli maçan sonra “İşte entegrasyon kahramanı” diye Mesut Özil’i göklere çıkarmıştı. Ama o Mesut Almanya’da kalmadı, Real Madrid’i tercih etti. Şimdi İspanya’ya uyum sağlamaya çalışıyor. Almanya derdine yansın. “Uyum kahramanı genç Türk”ü kaybetti. Tıpkı diğer 3. kuşak Türkler gibi…
Kerem Çalışkan
Euractiv.com.tr Yayın Yönetmeni
Alman Cumhurbaşkanı Christian Wulff, dövmeli yeni eşi ile beraber 5 gün boyunca Türkiye’de gezecek. Çok güzel. Şu sıra hayli hararetli olan Almanya’daki göç tartışmaları için buradan Alman medyasına bol malzeme verecek.
Almanya göç ülkesi mi, değil mi?
Almanca bilmeyen Türk gelinler Almanya’ya gelsin mi?
Türklerin AB’ye vizesiz seyahati nasıl engellenir?
Gibi konular yoğun olarak tartışılacak Alman medyasında.
Tabii Merkel’in “başarılı uyum örneği” hatta “uyum kahramanı ilan ettiği Mesut Özil’in Türkler tarafından ıslıklanması da tartışılacak, uyumsuzluğun tepkisi olarak…
Alman Cumhurbaşkanı Wulff aslında Türk dostudur. Kısa süre öncesine kadar başbakanı olduğu Aşağa Saksonya eyaletinde ilk kez bir Türk bayanı bakan atayarak bu konuda açılım yapmıştı.
Wulff aynı zamanda realist, çağdaş, modern ve açık görüşlü bir politikacıdır. CDU’ludur. Ama CDU’nun bağnaz değil liberal kanadındandır.
Wulff son olarak geçen ekim ayı başında iki Almanya’nın birleşmesinin 20. yıldönümü konuşmasında “İslam Almanya’nın parçasıdır!” dedi…
Ve Almanya birbirine girdi…
Basın, medya ve özellikle muhazakar kanat yayınları Wulff’u yerden yere vurdular!
Vay efendim ne demekmiş, İslam Almanya’ya ait…
Focus dergisi Wulff’u beyaz takkeli, terörist bıyıklı Müslüman kılığına soktu ve kapak yaptı!
Altına “Onun Almanya’sı!” yazdı
Sonra da Horst Seehofer’i koydu, klasik Bavyera kıyafetinde ve altına “Benim Almanyam!” yazdı.
Mesaj açık! Müslümanlar Almanya’ya ait değil!…
Yani Hıristiyan Mahallesi’nde “Helal sucuk” satmaya benzedi Wulff’un sözleri!…
Peki Horst Seehofer kim?
Merkel’in iktidar ortağı. CSU lideri. CSU Bavyera Partisi. Tutucu, bağnaz, katıksız Alman parti!
Ne dedi Seehofer geçen hafta?
“Türkler ve Arapların Almanya’ya göçü yasaklanmalı, Almanya göç ülkesi değlidir, İslam Almanya’nın parçası olamaz” dedi.
Bak sen! Almanya’daki bini aşkın camiyi ne yapacak acaba Seehofer?
Bu Türk ve Arap takıntısının asıl teorisyeni ise bilindiği gibi bankacı Sarrazin’di.
Almanya Merkez Bankası YK üyesi Thilo Sarrazin bir ay kadar önce “Almanya Elden gidiyor!” diye bir kitap yazdı. Türklerin ve Arapların Alman toplumunu aptallaştırdığını ve geri götürdüğünü öne sürdü. Böyle giderse batacağız! Dedi.
Sarrazin, göçmenlerden ve kamuoyundan gelen tepkiler sonucu banka yönetiminden istifa ettirildi. Ama kitabı 1 milyon sattı ve görüşleri anketlerde yüzde 70 oranında destek buldu.
Yani Almanya’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı son dönemde tavan yapmış durumda!
Ama asıl bombayı bu hafta sonu Merkel patlattı.
“Multi-kulti ölmüştür!” dedi. Multi-kulti çok kültürlülük!
Neden ölmüş? Çünkü göçmenler yeterince Almanlaşmamış, kendi kültürünü korumuşlar!
Ne yapmak lazım.
Yasal baskılarla Almanlaşma hızını arttırmak lazım.
Merkel’in bu çıkışı, aslında politik.
CDU’nun eriyen seçmen desteğini bir arada tutmaya çalışıyor.
Tıpkı CSU lideri Seehofer gibi.
Ama bu çabalar da boş.
Çünkü seçmen yavaş yavaş “Multi-kulti”yi yıllardır kararlılıkla savunan Yeşiller Partisi’ne doğru kayıyor alttan alta…Eksen kayması yaşıyor Almanya, göç ülkesine, çok renkliliğe ve çok kültürlülüğe doğru…
Almanya Mesut Özil’i elinden kaçırdı!…
Gelelim Mesut Özil meselesine…
Merkel, Mesut Almanya-Türkiye milli maçında gol atınca, yanında oturan Erdoğan’a nispet yaparcasına, ayaklara fırladı, deliler gibi bağırdı…
”İşte entegrasyon!” çığlıkları attı..
Merkel maçtan sonra soyunma odasına indi, futbolcular daha duşa girmeden Mesut’u tebrik etti. Mesut Özil’i “Başarılı uyum örneği ve Almanya’nın uyum kahramanı” ilan etti.
Türk taraftarların statta Mesut’u ıslıklaması ise uyumsuzluk örneği olarak lanetlendi.
Peki o sırada tercihini Alman milli takımından yana kullanan Mesut, uyum kahramanı olarak Almanya’yı mı seçti?
Hayır! Mesut, bu yıl kendisine yapılan 12 milyon euroluk rekor transfer teklifini kabul ederek Bremen’den Real Madrid’e gitti. Çünkü RM’nin taze teknik direktörü Mourinho, Mesut’u mutlaka almak istedi.
Yani Mesut Almanya’yı değil İspanya’yı seçti.
Şimdi İspanya’ya, Madrid’e uyum sağlamaya çalışıyor.
İspanyolca öğrenmeye çalışıyor.
Almanya “Uyum kahramanı” Mesut’un değerini bilemedi, onu İspanya’ya kaptırdı.
Zaten Almanya’nın sorunu bu.
Aşırı ırkçılık ve aşırı yabancı düşmanlığı nedeniyle, kendi ülkesinde yetişen 3. kuşak göçmenlerin değerini bilmiyor.
Almanya’da yetişen genç Türklerin değerini bilmiyor.
Onların büyük bir bölümüne yeterli eğitim ve meslek eğitimi vermeyi başaramadı.
Eğitim ve meslek verdiklerini de, Alman toplumundaki ayrımcılık ve dışlama nedeniyle yavaş yavaş elinden kaçırıyor. Tıpkı Mesut gibi…
İyi eğitimli ve nitelikli Türkler yavaş yavaş Almanya’yı terk ediyorlar.
Bir çoğu Türkiye’de daha iyi yaşama ve çalışma şartları buluyor.
Almanya, yaşlanan nüfusu, göçmene ihtiyacı olan, ama göçmen düşmanı çelişik ve tutarsız politikası ile giderek Avrupa’da yalnız kalıyor…
İşte Wulff böyle bir ortamda, 5 milyon Türk’ün yaşadığı Almanya’nın Cumhurbaşkanı olarak, diplomatik tarihin en uzun yolculuğun yaparak 5 günlüğüne Türkiye’de olacak…
Politikaya, uyuma, İslam ve göçmen tartışmalarına boşverin Sayın Wulff!
Eşinizle birlikte Türkiye’nin tadını çıkarın…
Böyle bir ülkeyi dünyada ve Almanya’da bulamazsınız!…