Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Türkiye ziyareti kapsamında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu ile görüşecek. Bardakoğlu, Almanya ve Avrupa’da Müslümanlar’ın uyumu konusunda DW’nin sorularını yanıtladı.
Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu Almanya ve Avrupa’da göçmenlerin, Müslümanlar’ın uyumu ile yapılan tartışmaları eleştirdi. Bardakoğlu, “Avrupa’da Müslümanların Avrupa’ya uyum sağlamadığı konuşulursa iki nokta var burada. Birincisi Avrupalılar uyumdan ne kastediyorlar? Uyumdan kendi hayat standartlarının, değer yargılarının, inançlarının hepsinin onaylanmasını ve kendileri gibi bir hayat standardına ve değerler skalasına sahip olmayı kastediyorlarsa, bu hiç bir zaman olmaz. Farklı inanç, farklı kültür mensuplarının, kendi inanç ve kültürlerine göre davranmaları ve kimliklerini oluşturan bu değerlere bağlı olmaları kaçınılmaz, vazgeçilmez bir durumdur” diye konuştu.
Bardakoğlu aksini istemenin, ‘insanlara tek tip elbise giydirmek olacağını” söyleyerek, “30 40 yıl içine almayıp, bu insanları izole ediyorsunuz. 40 yıl sonra ‘uyum sağlamadılar’ diyorsunuz. O zaman uyum sağlaması için kapıları açıp açmadığınızı niye kontrol etmiyorsunuz?” dedi.
Sarrazin’in açıklamaları insanları ayrıştırıyor
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, Almanya’da yazdığı kitapla büyük tartışma yaratan Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin’in Müslümanlar’ı hedef alan tezlerini de eleştirerek, ortaya atılan bu görüşlerin insanları ayrıştırdığını belirtti. Bardakoğlu’na göre, Avrupa’da uyum istemeyen, çatışma isteyen, “Çatışma olsun da biz de o çatışmada kolay yol alalım” diyen, radikal çevreler var. Bardakoğlu Diyanet’in göçmenlerin uyumunu teşvik ettiği görüşünde:
“Almanya’ya biz 700, 800 din görevlisi gönderiyoruz. Her bir din görevlimiz barış elçisidir, uyumdan yana. İçinde bulunduğumuz toplumla uyum içinde, barış, hoşgörü içinde yaşamanın çağrısını yapıyor. Almanya’nın hükümet erkanı ile belediyeleri ile gayet uyum içindeyiz. Üniversitelerle de görüşüyoruz. Ben Almanya’da sağ duyunun hakim olduğunu düşünüyorum. Bu münferit tavırlar Almanya’nın geneline maledilemez. Almanya’nın geneli hakkında bunu söylersek yanlış olur. Almanya’da bu tavırlar da gereken tepkiyi görüyor zaten. Başbakan Merkel de bu kitabı (Sarrazin’in kitabı) onaylamadığını, bu kitabın fevkalade yanlış olduğunu söyledi. Herkes kendi ödevini iyi yapsın. Biz Türkiye olarak ödevimizi iyi yapıyoruz. Türkiye’de din-devlet işleri ayrı. Biz siyasete karışmayız. Almanya’daki siyasi değerlendirmeleri yapmayız. Din görevlilerimiz sadece orada İslâm dininin barışcıl mesajını verirler. Uyumdan yana tavır sergilerler. Almanya’ya gönderdiğimiz görevlilere Almanca öğretiyoruz. Hutbeleri almanca okuyorlar. Kilise ile uyum içinde, diyalog içinde sürekli biraradalar. Bu Avrupa’daki huzura büyük bir katkıdır. Onların bugün göçmen dediği kişilerin uyumunda belli mesafeler alınmışsa, bunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Avrupa’daki toplumlara, onların talepleri üzerine gönderdiği kişilerin büyük katkısı vardır.”
‘Şiddeti onaylamıyoruz’
İslâm’ın medyada sıklıkla terör ve şiddetle anılmasına da değinen Bardakoğlu, bu konuda özeleştiri yaparken, değişim çağrısında da bulundu:
“Şiddetin hiçbir türünü onaylamayız. Bu konuda Avrupa’da ve dünyada hakim düşünce ile hiçbir farklılığımız yoktur. Kadın-erkek eşitliğine inanırız, kadına karşı eşitsizliğin ve ikinci sınıf insan muamelesi yapmanın, islâm dinini anlamamak, hatta İslâm dinine göre günah ve vebal olduğunu söylüyoruz. Demokrasiyi özümsemiş bir toplumuz. Din-devlet ilişkilerini ayrı tutmuş bir toplumuz ve bunu başarmış bir toplumuz. Demokrasiye ve sivilleşmeye biz sonuna kadar destek veririz. İslam dünyasının doğru demokrasi ve siyasi katılım konusunda alması gereken yollar var ama Türkiye bu noktada da İslâm dünyasına örnek olmakta, Batı içinde de İslâmı anlama yönünde iyi bir fırsat olmaktadır.”
“İslâm’da reform yapılamaz”
Avrupa kamuoylarında Müslüman göçmenlerle birlikte en çok tartışılan bir başka konu da İslâm’ın daha çağdaş bir yorumunun yapılıp yapılamayacağı, İslâmda reformun mümkün olup olmadığı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu reform tanımını reddetse de daha çağdaş bir bakış açısı için çalışma yürüttüklerini anlattı:
“İslâmın reforma ihtiyacı yoktur. Niye yoktur? Çünkü İslâm’ın ana kaynakları Kur’an ve Hazreti Peygamberin sünneti, hiç değişmeden bugüne kadar gelmiştir. Ancak Müslümanların 21. yüzyılda yaşadıklarını fark etmeleri ve bu yüzyılda yaşayan bir Müslüman’ın duyarlılıklarına ve bakış açısına sahip olmaları gerekiyor. Biz buna, dini biligilerimizi güncelleme, dindarlığımızı güncelleme ve dindarlığımızı günümüzün şartları içinde yeniden tanımlama diyoruz. Yani Müslümanların zihnen bu asırda yaşaması. Ürettiği bilgiyi de ona göre üretmesi gerekiyor. Çağı iyi okuması gerekiyor. Biz bunu kastediyoruz.”
© Deutsche Welle Türkçe
Söyleşi: Ayhan Şimşek
Editör: Hülya Topcu
Yazıları posta kutunda oku