Türk Tarih Kurumu Ermeni Araştırmaları Masası Başkanı Prof. Dr. Kemal Çiçek Ocakbaşı Sohbetinde “2015’e doğru Ermeni Sorunu” konusunda konuştu. Çiçek, konuşmasında 1915 yılından beri Ermeni meselesinin Türk milletinin ve devletinin gündemini işgal ettiğini belirtti. Bu kadar önemli bir problem olmasına rağmen kamuoyunda büyük bir bilgi eksikliği olduğuna işaret etti. Ders kitaplarından, üniversite hocalarına ve aydınlara kadar büyük bir kesimde yanlış bilgilere rastlanmaktadır. Maalesef konu önemsenmediğinden olayın gerçek boyutları bilinmemektedir. Hem dışarıda hem içeride konu yoğun bir Ermeni propagandasıyla yönlendirilmektedir. Önce bu propaganda kırılmalıdır. Bunu yapabilmenin yolu konuyu doğru bilgiyle ortaya koymak ve öğretmekten geçer. Şimdiye kadar sürdürülen duyarsızlıklar yerine doğru yöntemlerle Ermeni konusu anlatılmalıdır. Bunu hem yurt dışında, hem de yurt içinde yapmamız lazım.
1915 olaylarıyla ilgili propagandaya dayalı ezberler var. Bundan Türk kamuoyu da fazlasıyla etkilenmekte. Süreçle ilgili doğru bilgiler yerine yalan-yanlış bilgi kırıntıları gündemi işgal etmektedir. Mesela tehcirle ilgili çoğu kişi yeterli bilgiye sahip değil. Ermeniler tehcirin yerine gözlerden uzak bir soykırım yapıldığını iddia etmelerinin hiçbir dayanak noktası yok. Osmanlı devleti kendi vilayetleri arasında tedbir amaçlı olarak resmi olarak tehcir uygulamış ve bu süreçte bütün yabancı gözlemciler yer almışlardır. ABD arşivlerinde görülen belgeler çok detaylı raporları ile olayın boyutuna ışık tutmaktadır. Bizdeki belgeler zaten olayın bütün yönlerini gösterecek boyuttadır. Fakat önümüze konulma biçimi bizi sıkıntıya sokmaktadır. Dışişlerimizin konuyu sadece hukuki zeminde savunmaya çalışması artık yetersiz kalmakta, olayın vicdani boyutu bizi dünyada zora sokacak tarzdadır. Bu durumda yöntem değiştirerek tedbirler almamız lazımdır. Bizim bu meseleyle ilgili yeni bir anlatım tarzı geliştirmememiz gereklidir. Biz artık vicdanlara da haklılığımızı anlatabilmeliyiz. Suçsuz olduğumuza insanları inandırmamız şarttır. Bunun için meselenin tek taraflı dinlenilmesini önlemeliyiz. Dünya kamuoyunun bir de bizi dinlemesini sağlamalıyız. Bu amaçla bizim Ermenilere sunduğumuz “ortak komisyon kurulması” önerimiz önemli bir adımdır. Meselenin iki tarafının da belgelerini ve sözlerini ortay koyması sağlanacaktır. Bundan Ermeniler son derece rahatsız olmuşlardır. Çünkü amaçları sadece kendi iddialarını dünyanın kabul etmesi yönündedir. Tartışmaya dahi tahammüllerinin olmadığını dünya görürse bizim ikna etmemiz kolay olacaktır. Dünya bu durumda iki tarafı da dinlemeye başlayacaktır. Zaten hakkaniyete sahip bilim adamlarının tespitleri Ermeni iddialarını çürütmeye yetecektir. Biz ülke olarak bunu sağlayan bilim adamlarına gerekli desteği vermemiz gerekmektedir.