Hanefi Avcı operasyonunda son durum
29.09.2010 – 08:11
Yazdığı kitapla Fethullah Gülen cemaatine savaş açan Hanefi Avcı, “Devrimci Karargah Örgütü” ile ilişkili olmaktan tutuklandı. Operasyonun her ayağı pek çok çelişki barındırıyor. Yanıtı en çok merak edilen soru ise geçen hafta SDP’lilerle başlayan operasyonun Avcı’yı hedefleyen bir tertip olup olmadığı.
Eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Fethullah Gülen cemaatinin devlet içindeki örgütlenmesini ifşa eden “Haliç’te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” kitabıyla olay yaratmıştı.
Avcı, o kitapta “Bunların (cemaat) hayatımın bundan sonrasını zindan edeceğini biliyorum, geçmişte bir çok örgütün hedefi oldum. Amu bu defakinin başka bir şey olduğunun da farkındayım” demişti.
Avcı’nın ortaya attığı iddiaların ciddi biçimde araştırılması yönündeki beklenti karşılıksız kaldı. Soruşturulan Avcı’nın kendisi oldu. Avcı dün Ankara’da gözaltına alındıktan sonra getirildiği İstanbul’da tutuklandı. Avcı’nın başına bir şey gelebileceğini düşünenler bile Türkiye’nin en ünlü emniyet müdürlerinden, aynı zamanda polis istihbaratının kurucusu olan bir kişinin, “Devrimci Karargah Örgütü”ne “yardım ve yataklıktan” tutuklanacağını beklemiyordu. Böylece geçen hafta aralarında Sosyalist Demokrasi Partililerin de bulunduğu kişilerin tutuklanmasıyla başlayan operasyon dalgasının son halkası Avcı odu.
Gözaltına alındığı Ankara’dan İstanbul’a götürülürken gazetecilere zorla götürüldüğünü söyleyen Avcı, İstanbul’da özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık’a ifade vermeyi reddetti. Avcı avukat da istemedi.
Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde, İstanbul Nöbetçi 14. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkan ve hakim karşısında avukat eşliğinde ifade veren Avcı’nın tutuklanmasına karar verildi. Avcı, mahkeme sonrası getirildiği Paşakapısı Kapalı Cezaevi‘nden Metris cezaevine nakledildi.
Bu arada Avcı’nın evinde de aramaya yapıldı. Cihan haber ajansı Avcı’nın Eskişehir’deki evinde bir kalaşnikof bulunduğunu yazdı. Yandaş medya, silahın bulunmasını öne çıkarırken bunu adeta örgüt üyeliğine kanıt olarak sundu.
Tutuklama kararının ardından gazeteci Ruşen Çakır‘a cep telefonu ile mesaj çeken Avcı’nın şu ifadeleri kullandığı iddia edildi: “Evimde bulunan silah ruhsatlıdır. Hakime avukat nezaretinde ifade verdim. Tutuklama kararı çıktı, haklılığımız anlaşıldı.”
Eski istihbaratçı örgüt tuzağına düştü iddiası
Avcı’nın tutuklanmasına kadar varan gelişmelerin ilk işareti, geçen hafta, aralarında SDP’lilerin de bulunduğu 17 kişinin Devrimci Karargah operasyonu kapsamında gözaltına alınması, 13’ünün tutuklanmasıyla verilmişti.
Avcı’nın Devrimci Karargah bağlantısının ise bu operasyonda tutuklanan Necdet Kılıç olduğu iddia edildi. Avcı, Mersin Emniyeti’ndeyken 1980 döneminde işkence yapılan devrimcilerle bir araya gelmiş, bir nevi özür dilemişti. Avcı, işkence yaptığı kişilerden Necdet Kılıç’la daha sonra dostluk kurmuştu.
Avcı’nın Devrimci Karargah Örgütü’yle ilişkilendirilmesinin gerçekçi olmayacağı düşüncesiyle, bir aşk ilişkisi nedeniyle örgüte yardım ettiği ya da örgüt tarafından bu zaafı kullanılarak tehdit edildiği öne sürüldü. İddialar, geçtiğimiz Cuma günü Zaman ve Vakit gibi yandaş medyada polis kaynaklı olduğu anlaşılan ayrıntılı bilgilerle işlendi. Vakit’te yer alan haberde, Avcı’nın Kezban adında evli bir kadınla aşk yaşadığı, bu kadınla buluşmak için Kılıç’ın evini kullandığı, Kılıç’ın evinden sinyal veren iki telefon hattının tespit edildiği ve hatlardan birini Avcı’nın bu kadınla görüşmek için kullandığı iddia edildi.
Yine yandaş medyada Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabında örgüt militanlarını dinlendikleri yolunda uyardığı da iddia edildi. Bu iddialardan Avcı’nın zaten görüşmekte olduğu Kılıç’ı örgütün dinlendiği yolunda uyarmak yerine, neden kitabında mesaj vermeye çalıştığı da anlaşılmadı. Ayrıca, tutuklanan Kılıç dinlendiğinin farkında olduğunu, bunu Avcı’ya söylediğini, Avcı’nın “adli makamlara başvur” dediğini açıkladı.
Tutuklanmadan önce iddiaları yanıtlayan Avcı ise Kılıç’ın Beyoğlu Galatasaray Lisesi yakınlarında oturduğunu, orada hergün binlerce telefonun sinyal verdiğini, teknik olarak aynı evde sinyal verdiği söylenen farklı isimlere kayıtlı iki telefonun tespit edilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Avcı ayrıca böyle bir telefon tespit edilmiş olsaydı, yapılan görüşmelerin çoktan yayınlanmış olacağına da dikkat çekti.
Bu kadar benzemezden nasıl örgüt oldu?
Avcı’nın tutuklanmasına yol açan Devrimci Karargah operasyonu ile ilgili olarak inandırıcı olmayan bir diğer nokta ise, son dalgada yakalanan kişilerin siyasi olarak farklı eğilimlere sahip olması. Örgütün bir bölümü SDP ile ilişkilendirilirken, tutuklananlar arasında yer alan Baha Okar Bilim ve Gelecekeditörlüğü, Hakan Soytemiz ise Red dergisi yazarlığı yapıyordu. 12 Eylül’de yapılan referandumda bile çok büyük ihtimalle farklı oy veren insanlar ile referandumu boykot eden SDP’lilerin nasıl aynı örgütün çatısı altında faaliyet gösterdikleri açıklanamıyor.
Tutuklanan kişilerin, Nisan 2009’da polisin düzenlediği operasyon sırasında Bostancı’daki evinde çatışarak hayatını kaybeden Orhan Yılmazkaya’nın evindeki parmak izlerinden yola çıkılarak tespit edildiği öne sürüldü. Bu kişilerden bazılarının SDP’ye sızdığı iddia edildi. Söz konusu örgütle ilişkili kişilerin Kürt hareketine yakın olduğu bilinen bir partide olağan siyasal faaliyetlerini sürdürmüş oldukları iddiası da kuşku yarattı. Öte yandan operasyon kapsamında tutuklanan bazı kişilerin, Gazi Mahallesi’nde Orhan Yılmazkaya için düzenlenen törende, Yılmazkaya’nın posterlerini taşıdıkları iddia edildi. Orhan Yılmazkaya’nın okuldan arkadaşı gazeteci Aylin Duruoğluörneğinde olduğu gibi, Yılmazkaya ile görüşmenin bile tutuklama için yeterli sayıldığı Nisan 2009’daki operasyondan sonra, örgüt üyelerinin Yılmazkaya posterleri ile yürüdükleri iddiası da inandırıcı bulunmadı.
“Sanal terör örgütleri oluşturmak için kurulan örgüt”
Bu kişilerin aynı örgüt için çalıştığı iddiası soru işaretleri yarattığı gibi, böyle bir yapılanma içindeki örgütün neyi amaçladığı sorusuna da yanıt verilemiyor.Zaman gazetesi örgütü, “Ergenekon ile irtibatlı bu yapının sanal terör örgütleri oluşturmak üzere Devrimci Karargah üzerinden Türkiye gündemini değiştirmek istediği tespit edildi” gibi ne olduğu anlaşılmayan ifadelerle tanımlamaya çalıştı.
Tüm bu sorular geçen hafta yapılan tutuklamaların ve bu tutuklamalara Hanefi Avcı ile görüştüğü bilinen Necdet Kılıç’ın da dahil edilmesinin, Hanefi Avcı’yı tutuklamaya dönük bir planın parçası mı olduğu şüphesini doğurdu.
Cemaatten jet açıklama
Öte yandan gece Avcı’nın tutuklandığı saatlerde Avcı’ya komplo kurduğu düşünülen Fethullah Gülen cemaatinden de bir açıklama geldi. Cemaat adına konuşan Hüseyin Gülerce, “Sayın Avcı’nın meşru olmayan bir ilişkisi çıktı. Biredebiyat öğretmeni bayanla. Buna bağlı telefon dinlemesiyle Devrimci Karargah’la ilgisinin ortaya çıkacağını anladığında bunu önlemek için kitap yazmış olamaz mı” diye sordu.
“Şimdi gayrimeşru ilişkiyi de cemaat mi sağladı. İnsanların zaafları oluyor tutuyor olayı başka bir yere çekiyor…” diyen Gülerce, yargıya saygılı olma çağrısı yaptı. Gülerce şunları söyledi:
“Bugüne kadar üzerlerine gidilememiş insanların üzerine gidilince şimdi bu güç nereden geliyor deniyor. Susurluk’ta da hepimiz demedik mi neden cesur savcılar yok. İşte şimdi cesaretli savcılar var. Kelle koltukta görev yapıyor bu insanlar. Kalkıp o insanların teşvik edeceğimiz yerde falancalardan mı filancalardan mı demek doğru olur mu…
Uğur Mumcu’nun ve başka diğer cinayetlerin failleri ortaya çıkacaksa bunlar için mi bu insanlara falancadan diyeceğiz.”
Üç emniyet müdürü bitirildi
Hanefi Avcı olayı ile ilgili olarak dikkat çeken bir diğer gelişme kısa sürede Avcı da dahil olmak üzere üç önemli emniyet müdürünün şüpheli operasyonlarla tutuklanmış olması. Bunlardan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in, daha önce görev yaptığı Kayseri’de “ihaleye fesat karıştırtığı” iddia edilmiş ve Özdemir Ankara emniyetinin başındayken tutuklanmıştı. Özdemir tutuklanmadan önce telefonunun kendi personeli tarafından dinlendiğini fark etmişti. Özdemir’den önce İstanbul emniyet genel müdür yardımcısı Emin Aslan bir uyuşturucu operasyonunda tutuklandı. Görevine bağlılığı ile ünlenen Aslan’ın tutuklanması emniyet camiası içinde ve bürokraside şok etkisi yaratmıştı. Telefonu dinlenen Aslan’ın uyuşturucu mafyası ile görüşmelerinin tespit edildiği iddia edilmiş, aralarında Hanefi Avcı’nın da bulunduğu bazı emniyet görevlileri Aslan’ın tutuklanmasına itiraz ederek kendisine kefil olmuşlardı. Emin Aslan, Hrant Dink cinayeti konusunda kendisine bilgi geldiğini, cinayeti zamanla aydınlatacağını, başına gelenlerin nedeninin bu olduğunu söylemişti.
Emniyette ard arda kritik mevkilerdeki emniyet müdürlerinin tasfiye edilmiş olması, Fethullahçıların emniyeti ele geçirme sürecinde kendilerine engel olarak gördükleri isimleri devreden çıkardıkları yorumlarının yapılmasına yol açtı. Her üç ismin de telefon görüşmeleri nedeniyle tutuklanmış olması, emniyet istihbaratının Fethullahçıların elinde olduğunun bilinmesi nedeniyle bu şüpheyi kuvvetlendiriyor.
(soL-Haber Merkezi)
28.09.2010 – 15:28
Fethullah Gülen cemaatinin devlet içindeki örgütlenmesini ifşa eden kitabıyla olay yaratan eski Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Devrimci Karagah Örgütü” ile ilişkili olmaktan gözaltına alındı.
“Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını yazarak Fethullah Gülen cemaatini karşısına alan Hanefi Avcı önce Eskişehir Emniyet Müdürlüğü görevinden merkeze alındı. Avcı hakkında çok sayıda soruşturma açıldı. Ancak kimse Avcı’nın “Devrimci Karargah Örgütü”yle ilişkili olmaktan gözaltına alınacağını beklemiyordu. Avcı, bu iddialarla ilgili basın açıklaması düzenleyerek her şeyi açıklayacağını söylediği 30 Eylül tarihine birkaç gün kala gözaltına alındı.
Bugün Ankara’da gözaltına alınarak uçakla İstanbul’a götürülen Avcı “Ben örgüt üyesi değilim. Bana bunu yapanlar örgüt üyesidir. Yasadışı telefon dinlemelerinde suçüstü yakalandılar. Kanunsuz dinlemeleri teşhir oldu. Kılıf bulmak için bunu yapıyorlar” dedi.
Avcı bunun bir “cemaat operasyonu” olduğunu da söyledi.
Avcı hakkındaki yakalama kararını İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çıkardı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın geçen hafta ifadeye çağırdığı Avcı, savcılığa gitmemişti. Bunun üzerine savcılığın, “yakalama kararı” çıkarttığı bildirildi.
İstanbul’da “Devrimci Karagah” örgütü üyesi oldukları iddiasıyla aralarında Sosyalist Demokrasi Partisi üyelerininde bulunduğu 17 kişi gözaltına alınmış, 13 kişi tutuklanmıştı.
Hanefi Avcı’nın, tutuklananlar arasında yer alan Necdet Kılıç’a ait telefonlardan birini kullandığı iddia edildi. Avcı’nın Necdet Kılıç’ı Mersin‘de görev yaptığı 1980’li yıllardan beri tanıdığı da söyleniyor.
Avcı’nın Eskişehir’de Emniyet lojmanlarındaki evinde de arama yapıldığı öğrenildi.
Atalay: Yargının işi
Konuyla ilgili resmi ağızlardan ilk açıklama İçişleri Bakanı Beşir Atalay‘dan geldi. Atalay, “Avcı’nın gözaltına alınmasıyla ilgili yargının talebi oldu” diye konuştu.
“Gitmiyorum, zorla götürülüyorum”
İstanbul’a götürülen Hanefi Avcı çok sayıda gazeteciye konuşarak sesini duyurmaya çalıştı.
Hanefi Avcı, gazeteci Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada “Gitmiyorum, zorla götürülüyorum. Polis zoruyla uçağa bindiriliyorum. Ankara’dan İstanbul’a savcının talimatıyla götürüldüğümü söylüyorlar ama bunun savcının talimatı olduğunu düşünmüyorum. Niçin götürüldüğümü de bilmiyorum. Ben aynı zamanda hukukçuyum. Hukuk kuralları da çiğneniyor. 40 yıl terörle mücadeleeden bir kişi terörden gözaltına alındı. Ankara’da genel müdürlükte gözaltına alındım. Onurumu hiç kimseye çiğnetem. Benim Devrimci karargah örgütüyle hiçbir alakam yoktur” dedi.
“Kesinlikle ifade vermeyeceğim”
İstanbul uçağına bindirilirken Ruşen Çakır‘ı arayan Hanefi Avcı, Devrimci Karargah gibi bir örgütle ilişkisi olmadığını söyleyerek, “Ben bu ifadeyi zorla verirdim, asla gitmezdim ve şimdi de götürüyorlar beni. Kesinlikle ifade vermeyeceğim. Avukat bile tutmayacağım” dedi.
Hanefi Avcı, İstanbul uçağına bindirilirken gazeteci Ruşen Çakır’ı telefonla aradı. Ruşen Çakır, hayli sinirli ve tedirgin bir ses tonuyla konuştuğunu söylediği Hanefi Avcı ile görüşmesini şöyle anlattı:
“Hanefi Avcı’nın kendisi aradı, saat yanılmıyorsam 12.15’ti. Ben tabi ki önce kendisinin yayına bağlanmasını istedim gazeteci refleksiyle. Kendisi bunun doğru olmayacağını söyledi. Tedirgindi, sinirliydi ve bu sesine de yansıyordu.
‘Avukat bile tutmayacağım’
Çok net konuşuyor, zaten bunu bekliyormuş ve bazı meslektaşlarımıza e-mail yoluyla duyurmuş. Bana telefanda ‘Bu yapılan tamamen hukuk dışıdır, benim Devrimci Karargah gibi bir örgütle ilişkim yoktur ve zaten olmasını da kimse düşünemez. Ben bu ifadeyi zorla verirdim, asla gitmezdim ve şimdi de götürüyorlar beni. Kesinlikle ifade vermeyeceğim. Avukat bile tutmayacağım’ dedi.
Bunun tamamen kendisine yönelik bir komplo olduğunu, bu tür şeylerin başına gelebileceğini taa kitap yazdığında bildiğini ve bu yüzden de şaşırmadığını aktardı. Kesinlikle pes etmeyeceğini vurguladı. ‘Her türlü gücü kullanıyorlar beni engellemek için. Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim’ diye konuştu.
Basın toplantısında Devrimci Karargah’ı anlatacaktı
Yapacağı basın toplantısında neler diyeceğini sorduğumda ‘Yine aynı konuyu, Devrimci Karargah Örgütü operasyonunu anlatacaktım’ dedi.
Kendisine kitapta yer verdiği TSK, polis, istihbarat veya adaletmekanizmasındaki ‘imam’ların isimlerini açıklayıp açıklamayacağını sorduğumda ise ‘Hayır o isimleri sadece ilgililere söylüyorum, basın toplantısında sadece komployu anlatacaktım’ ifadelerini kullandı.
Suçladığı insanları çok iyi tanıyor, onu suçlayan insanlar da onu çok iyi tanıyor. Hanefi Avcı kitabı yazıncaya kadar polis teşkilatı içindeki en efsanevi birkaç isimden biriydi. Kendisi milliyetçi-muhafazakar görüşe sahiptir ve emniyet de genelde bu akımdan oluşturulduğu için hayli popülerdir. Hanefi Avcı gibi bir polis şefinin yine polis tarafından alınıyor olması emniyette bir travma yaratmıştır. Kendisinin peşine düşen birçok kişiyi bizzat yetiştirmiştir bir polistir Avcı. Evinin aranması ise itibarsızlaştırma operasyonudur. Bu tür polis sorgulamaları ve soruşturmalarının kitabını yazmış bir kişidir. Bir sinir harbi sürüyor diyebiliriz. Hanefi Avcı emniyette sahipsiz değil, çoğu kızakta da olsa.
Olay daha yeni başlıyor, öyle gözüküyor.”
“Bu bir cemaat operasyonudur”
İstanbul’a götürülen Avcı, Odatv’nin de sorularını yanıtladı.
Hanefi Avcı’nın açıklamaları özetle şöyle:
“Hem görev yerim, hem de 2 savcıya ifade vereceğimden dolayı Ankara’daydım. Beni gözaltına aldılar. Rızamla değil, zorla götürülüyorum. İstanbul savcılığına teslim edeceklermiş. Bu bir cemaat operasyonudur. Kendi rızamla gitmiyorum. Devlet bu hukuksuzluğu seyredecekse seyretsin. Ben isyan etmeye sesimi, çıkarmaya devam edeceğim. Yapılan hukuksuzluktur gasptır. Beni susturmak için yapıyorlar…”
Odatv’ye açıklamalarını sürdüren Avcı ile muhabir arasında ise şu diyalog geçti:
-Polisler size nasıl davranıyor?
Beni çok dövüyorlar, gelin beni kurtarın. Şaka yapıyorum tabi. Ne yapacaklar, görevlerini yapıyorlar.
Başlarında sizin rütbenizde görevli bir amir var mı?
Tabi.
Moraliniz nasıl?
Çok kötüyüm, ağlıyorum. Yine şaka yapıyorum. Korkacağım bir şey yok ki, niye moralim bozuk olsun.
Askeri savcılığa gittiniz mi?
Askeri savcılığa dün gittim ve her şeyi anlattım.
Beraberinizdeki polisler hangi emniyet müdürlüğüne bağlı?
Ankara’nın polisleri.
Gözaltı kararı ne zaman çıkmış?
Pazar günü
Konutunuz aranıyor mu?
Evet, eşimle konuştum, evi arıyorlar
30 Eylül’de basın toplantısı yapacaktınız. Yapacak mısınız?
Çıkarsam yapacağım.
Avcı’nın eşi: Eşimi kimse susturamaz
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’ne ait lojmanlarda ikamet eden Hanefi Avcı’nın evi de aranıyor. Hanefi Avcı’nın eşi Şenay Avcı, mahkeme kararı ile polislerin eve geldiğini ve arama yaptığını söyleyerek, “Bir şey yok evi arıyorlar. Arasınlar bir şey yok. Burası polis evidir. Ben polis eşiyim.” dedi.
Eşine destek çıkan Şenay Avcı, “Ben dağ gibi bir adamın eşiyim. Benim eşim devletine çalışmaktan başka bir şey yapmadı. Benim eşim yüzünün akı ile duruyor. Yine kitabını yazacak kimse susturamayacak. Kimse susturamaz. Aile olarak kale gibi arkasındayız”diye konuştu.
Avcı İzmir’de konuşmuştu: “Herşeyi 30 Eylül’de açıklayacağım”
Hanefi Avcı’nın her şeyi açıklayacağım diyerek verdiği 30 Eylül tarihinden önce gözaltına alınmış olması da dikkat çekti.
Avcı 25 Eylül’de imza günü için gittiği İzmir’de ilginç açıklamalarda bulunmuştu.
Avcı, hem askeri hem de sivil savcıya ifade vereceğini, tüm gerçekleri, 30 Eylü’de basın açıklamasıyla anlatacağını dile getirmiş ve ikinci bir kitap yazacağını da okuyucularına müjdelemişti.
Hanefi Avcı, Edirne‘de görev yaparken ilişki yaşadığı ileri sürülen öğretmenK.K.’yle ilgili açıklama yapmak istememiş ve Devrimci Karargah Örgütü’neyardım ettiği gibi iddialarıyla ilgili de konuşmamıştı.
’29’unde savcıya ifade vereceğim’ demişti
Avcı, “Şu an izindeyim. Pazartesi günü Ankara’da olacağım. 29’unda savcıya ifade vereceğim. Genelkurmay Askeri Savcılığı ilgili de tebligat yapılmış. Askeri savcıya da ifade vereceğim. Daha sonra tüm bildiklerimi, gerçekleri, herşeyi 30 Eylül’de basın açıklamasıyla anlatacağım” demişti.
Kitabında yer verdiği, emniyetin muhbiri olarak adlandırılan, Emniyet Genel Müdür Eski Yardımcıları Celal Uzunkaya ve Mustafa Gülcü´yle birlikte suç örgütü kurmak suçundan İzmir´de yargılanan İrfan Erbarıştıran´ı tanımadığını, elindeki bilgilerle yazdığını ileri süren Avcı, “Kendisini tanımam. O olayın, Özel Yetkili bir mahkemede yargılamasının yapılması çok saçma. Ancak, soruşturmanın nasıl yapıldığı, deliller gibi unsurların çok iyi ele alınması gerekir. O zaman bu kitaptan daha büyük ses getiren bir olay olur” demişti.
(soL-Haber Merkezi)
28 Eylül 2010 12:05 tarihinde Kemal Simsek <kemalsimsek1963@gmail.com> yazdı:
HANEFİ AVCI GÖZALTINDA!
Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı polis nezaretinde Ankara’dan İstanbul’a getiriliyor. Tartışmalar yaratan “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabını da yazan başarılı emniyet müdürü Avcı yakalama kararı ile ilgili olarak, “Hukuk kuralları çiğneniyor” dedi.
Hürriyet – 28 Eylül 2010İfadesi alınmak üzere İstanbul’a getirilen Avcı’nın son görev yaptığı Eskişehir’deki makamında ve evinde de arama yapıldığı öğrenildi.
AVCI SAYGI ÖZTÜRK’E KONUŞTU
Avcı, hurriyet.com.tr‘den Saygı Öztürk’e ”Ankara’da genel müdürlükte gözaltına alındım. Gitmiyorum, zorla götürülüyorum. Polis zoruyla uçağa bindiriliyorum. Ankara‘danİstanbul‘a savcının talimatıyla götürüldüğümü söylüyorlar ama bunun savcının talimatı olduğunu düşünmüyorum. Niçin götürüldüğümü de bilmiyorum. Ben aynı zamanda hukukçuyum. Hukuk kuralları da çiğneniyor. 40 yıl terörle mücadele eden bir kişi terörden gözaltına alındı. Hiç kimseye onurumu çiğnetmem. Adalet makamının hiçbir sorusuna cevap vermem’‘ dedi.
‘EŞİMİ SUSTURAMAYACAKLAR’
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’ne ait lojmanda kalan Hanefi Avcı’nın eşi Şenay Avcı, mahkeme kararı ile polislerin eve geldiğini ve arama yaptığını söyleyerek, “Bir şey yok evi arıyorlar. Arasınlar bir şey yok. Burası polis evidir. Ben polis eşiyim” dedi
Eşinin Ankara’da gözaltına alınarak İstanbul’a götürüldüğünü söyleyen Şenay Avcı, “Ben dağ gibi bir adamın eşiyim.Benim eşim devletine çalışmaktan başka bir şey yapmadı. Benim eşim yüzünün akı ile duruyor. Yine kitabını yazacak kimse susturamayacak. Kimse susturamaz. Aile olarak kale gibi arkasındayız”diye konuştu.
BAKAN ATALAY: YARGI İSTEDİ
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ”Avcı’nın gözaltına alınmasıyla ilgili yargının talebi oldu” diye konuştu.
DEVRİMCİ KARARGAH SORUŞTURMASI KAPSAMINDA
Avcı hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Devrimci Karargah Örgütü” soruşturması kapsamında yakalama kararı çıkartıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının geçen hafta ifadeye çağırdığı Avcı, izinde olduğu gerekçesiyle savcılığa gitmemişti. Bunun üzerine savcılığın, “yakalama kararı” çıkarttığı bildirildi.
Yirmibeş sene önceki mevzuyu
Sabri Yirmibeşoğlu’na yıktılar…
Özal’ı öldürmüş.
Otuz küsur sene önce olsaydı, emekli korgeneral Mehmet Otuzbiroğlu diyebilirlerdi… Veya, maazallah 2004 senesinde filan yaşansaydı, Ogün Altıparmak’ın parmağı aranabilirdi.Bu arada…Elektriği AKP icat etti.Ateşi AKP buldu.Tarımı ilk AKP’liler yaptı.Kennedy suikastını İsmet İnönü’nün işlemiş olduğu konusunda şüphelerim var. Ancak, Hiroşima’nın CHP işi olduğu kesin… Savarona’nın fuhuş yaparken yakalanan aşçısı Tom Amca’nın kulübesindeki el bombalarıyla, Nagazaki’dekinin seri numaraları aynı.
Yuri Gagarin ülkücüydü.Anca uzaya çıkabildi.Aya takunya dikenler AKP’li.Jüpiter evet’çi.Satürn, yetmez ama evet dedi.
New York’taki “ikiz” kuleleri vuranlarla, Sabancı’nın “ikiz” kulelerinde cinayet işleyen zihniyet, bizim muhalefetteki tek yumurta ikizi… Roma’yı yakan Neron değil aslında, Perihan kod adlı bi kadın… Brütüs’ü azmettiren ise büyük ihtimalle Profesör Mehmet Haberal…
Robinson Crusoe’nun telekulağı Cuma ortaya çıkarmıştı bu bilgiyi, ordan biliyorum.
Apo’çiler BDP’li.Tom Miks Jitemci.Puik gazeteci.
Ne o? Niye ağız burun kıvırıyorsunuz? Garfield’ın, Cinderella’nın, Bugs Bunny’nin, Temel Reis’in darbe iddianamesine girmesine inanıyorsunuz da, Puik’lere niye inanmıyorsunuz?
Colomb Molomb hikâye mesela… “Okyanus Ötesi”ni en önce Başbakanımız keşfetti… 12 Eylül 1492’den taaa 518 sene sonra teşekkür edene kadar, hiç kimsenin bilmemesi ondan!
Mustafa Balbay, “küresel ısınmanın ne zaman Ergenekon’a yükleneceğini merak ediyorum” dedi; mahkeme başkanı “mümkündür” dedi. (Kutup ayılarına Kafes planında rastlamıştık.)
KPSS sorularını Süleyman Demirel’in ÖSYM’ye atadığı Arsen Lüpen’in arakladığı ortaya çıktı… Devletin en kilit noktalarında yıllarca görev yapan ve kitap yazarak, cemaat örgütünün emniyeti-yargıyı ele geçirdiğini açıklayan Hanefi Avcı, teröriste yataklıktan içeri alındı.
Tekerleği AKP’lilerin icat ettiğini söyleyenler ise, müfteridir, alçaktır.!!!
Yılmaz Özdil (Hürriyet 29 Eylül 2010)
Yazıları posta kutunda oku