ELİNİ TUTAN VAR

          ELİNİ TUTAN VAR

          Yeni bir anayasa için toplumsal mutabakatın oluşturulması süreci başladı.
          Toplumsal mutabakat;
          Siyasi partiler öncülüğünde demokratik kuruluşların ve sivil  toplumun katılımıyla,
          Farklı toplum yapısının rızaları temelinden bir arada yaşama iradesinde niyet oluşması sürecidir.
          Demokratik bir anayasa için niyetin;
          Devletin korunması gereken değerlerine güvence,
          İhtiyaçların karşılanmasında uzlaşma esasında olması gerekiyor.         
          İlki gelenekçi diğeri rasyonel ak’lı gösteriyor…
          *
          Türk varlığı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük, lâik ve sosyal hukuk devleti niteliği; gelenekçi ak’lı,
          Küresel serbest piyasaların rekabet,dayanıklılık ve ortak güvenlik şartının:
          Türkiye perspektifinde demokrasi,insan hakları ve özgürlükler  çerçevesi rasyonel ak’lı gerektiriyor.
          *
          Toplumsal aklın gelenekçi ve rasyonel bileşkesinde oluşmayan bir anayasanın,
          Demokratik olmayacağı ve asla kabul görmeyeceği çok açıktır.
          O nedenle toplumsal mutabakat sürecinin en yararlı şekilde kullanılması zorunluluğu bulunuyor.
          Siyasi partilerin felsefeleri doğrultusunda demokratik kuruluşlar,sivil toplum ve parti örgütlülüğünde,
          Geliştireceği teklifler,talepler,tasarılar,projelerden oluşturduğu anayasa hülasasının,
          Bu süreç sonunda  siyasetin alanına sunulması gerekiyor.
          *    
          Ne güzel! Türkiye’nin  2011 yazındaki genel seçime kadar farklı toplumsal yapının siyaset felsefelerini,
          Ulusal birlik  için gelenekçi ve rasyonel akıl bileşeninde oluşturması fırsatı bulunuyor.
          O bilinçle yapılan  seçim ve  TBMM de kazanılan temsil haklarıyla,
          Uzlaşarak yeni anayasanın  hazırlanmasının da…
          *
          Ne ki toplumsal mutabakatın sağlanmasına yönelik bu ideal;
          Sürecin henüz başında,
          Siyasi liderlerin Türkiye Cumhuriyetinin gelenekçi duruşundaki derin farklılıklarından kaynaklanan,
          Uzlaşmasızlığa prim veren söylemleri ile hasarlanmaya aday görünüyor.
          *
          Bu durum toplumsal mutabakatın oluşmasında ;
          Cumhuriyetçi gelenekleri yüksek  muhalefet partilerinin doğal  sorumluluğuna işaret ediyor.
          Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı, CHP nin demokrasinin önünü açan parti olacağı vurgusu,
          Kürtler için olumsuz dil kullanmayışı,
          Türkiye’nin ihtiyacı uzlaşmalara açık duruşu,
          Korunması gerekli niteliklere güvencesi kuşkusuz çok değerli görünüyor.
          Bu değerin hazırlanacak yeni anayasanın biçimi,usulü ve gereklerine katılımla,
          10 ay sonraki  genel seçim periyodu boyunca,
          Toplumla paylaşılmasının önceliğe alınması, ne güzel bir demokrasi kazanımı olduğunu bilmek gerekiyor.
           
          *
          Bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan’la giriştiği,
          “Yeni anayasa için 2011′ i beklemeyelim,hemen yapalım.Elimizi tutan mı var?”
          Polemiğine hiç gerek bulunmuyor!
          *
          Fakat  hazırlanacak  yeni anayasa için Kılıçdaroğlu’nun;
          Referandumda seçmenin  %42′ sinin reddettiği,
          Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın  yeniden yapılanmasına ilişkin anayasa değişikliklerinin akıbetinin,
          Giderek  hukukun üstünlüğünün,
          Laikliğin siyasal,hukuki ve ekonomik teminatının  nasıl sağlacağına ilişkin projelerinin bilinmesine,
          Ya da Demokratik Özerklik fiili karşısında  ademi merkeziyetçi yerel idarelere geçildiğinde ,
          Bölünmez bütünlüğü hangi siyasal,hukuki ve ekonomik mekanizmalarla sağlayacağını,           
          Ya da yeni bir anayasa hazırlayacak TBMM de siyasal temsili belirleyecek seçim barajının nasıl olması gerektiğine ilişkin düşüncelerine  ihtiyaç bulunuyor!
          Daha neler neler?
          Pekalâ! İşbu  düşüncelerden hareketle uzlaşmanın nasıl sağlanacağını,
          Elbette Türk Halkının bilmesinin gereği var!
          *
          Yeni anayasanın oldu-bittiye ya da tatavaya getirilmemesi gerekiyor.
          Mustafa Kemal şöyle diyor;
          “Memleket mütesanit bir vahdete muhtaçtır.Alelâde politikacılıkla milleti parçalamak hiyânettir”
          Mütesanit ;dayanışma içinde olmak,vahdet; birlik anlamına geliyor.
          Liderin elini sadece  halk’ı tutar.
          Liderden de sadece halk’ı tutması istenir!

          ELİNİ TUTAN VAR - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir