|
Van’da bir ayin düzenlendi.
Yurt dışındaki Ermeniler bu nimetten bile hoşnutsuzluk çıkarmayı başardılar. “Haç kilisenin tepesine dikilmeden ayin başlamaz” diyerek ortalığı ayağa kaldırmaya çalıştılar. Ancak sesleri pek dikkat çekmedi. Çünkü gündem, Trakya’dan taarruza geçmeye çalışan ayinci diğer Rumlar ile meşguldü.
Tek taraflı da olsa “İyi ilişkiler” için restore edilmesine rağmen, 100 yıldır kullanılmayan ve en az 500 yıldır orada duran eski bir kilise söz konusu olan… Bu kilisenin tavanına dikilecek 200 kiloluk bir de haç var. Eğer bu haç, ayin sırasında tepelerine iniverseydi “Bizi katletmeye çalıştılar”, “Kafamıza haç düşürdüler” vs. diyeceklerdi belki de… Bereket korkulan olmadı.
Ayinden hemen bir gün öncesinde de “iyi niyet” hakimdi. Van’ın Gevaş’lı bir yetkilisi vardı televizyon kanallarında, yanında da Türkiye Ermeni Patrikhanesi yetkililerinden Krikor Damadyan duruyordu. Diyorlardı ki, “Gevaş için, Van için, Barış için, Uyum için, Kardeşlik için özel bir gün”. Doğrudur. Hepimiz katıldık bu sözlere! Allah samimiyetinizi ve dualarınızı kabul etsin.
Ancak şimdiki yurttaşların pek hatırlamadığı, ancak Van’lıların büyük bir iyi niyet göstererek 1 günlüğüne de olsa unutmaya çalıştığı bir tarihe dönmekte de yarar var. Bundan “95 yıl öncesine Gevaş’ta neler yaşanmıştı?”nın kısa bir özeti bu:
Aktak Köyü’nde bütün Müslüman Türkler katledilmiş. Ermeni çetelerinin/ordusunun başında Bedros ve Antranik varmış. Komşu İşkirtte girişilen katliamda bir gecede 185 Türk öldürülmüş, köy haritadan silinmiş.
Bahçesaray Köyü’nde 1915 Mayıs ayı sonlarında Ermenilerin giriştikleri katliamlardan birisi de bu köyde yapılmış. Kadın, kız, çocuk, yaşlı kişiler acımadan öldürülürken, çoğunun burnu, kolları, kulakları kesilmiş, gözleri çıkarılmış. Köy masum yerlere vurularak öldürülen bebek Türk çocukların cesetlerinden geçilmez bir hal almış. Katliam sırasında kutsal mekanlara yönelik saldırılar son hız sürmüş. Ermeniler, camileri pisletmiş, yıkılıp yakılamayanların çoğu ahır olarak kullanılmış. Gevaş’a bağlı Karker Köyü kuşatılmış, evler ateşe verilmiş, yine tüm köy halkı (çocuklar dahil) katledilmiş. Kasir Köyü’nde sadece çocuk ve yaşlılardan 112 kişi öldürülmüş, kadınları siz tahmin edin.
Zivane Köyü’ne gelince. İlginçtir ki, bu köye yönelik saldırıları Van Akdamar Kilisesi Piskoposu Vartan gibi bir din adamı ile birlikte Tütüncüyan ve Simon isimli yıllarca Türk aileleri ile bir arada yaşamış olan Ermeni çetecileri yönetmiş. Bunlar; İğfal, yağma ve işkence ile öncelikli katliamlarından sonra köyün 200 kızını da beraberlerinde götürmüşler.
İşkence, katliam, yağma ve iğfal, Kum ve Engel köyünde “engel tanımadan” devam etmiş (…)
Bir Ermeni genç kız, kısacık saçları, yüzünün neredeyse yarısını kaplayan kocaman burnundan nefeslenerek, heyecan dolu sesini yüzüne yansıtarak Türk TV’lerine konuşuyor. “Türkler” diyor “sözlerini tuttu, duygulandım nefis bir ayin oldu, bol bol dua ettim”. Peki bir Müslüman bir Türk kızı da aynı güzellik ve içtenlikle Gevaş’ın unutulan ataları için bir Fatiha okudu mu dersiniz, ya da siz? Ülkü Eryaman
[email protected] |
20.09.2010 |
Bir yanıt yazın