AKDAMAR KİLİSESİ

Öğr. Gör M. Törehan SERDAR

TURKISH FORUM DANISMA KURULU UYESI

Öğr. Gör M. Törehan SERDAR - torehan

95 yıl aradan sonra nur topu gibi bir kilisemiz oldu. Vardı da, tekrardan açıldı. Artık bizlere bu kilisenin vatana, millete hayırlı uğurlu olması demek düşer. Demeden evvelde birkaç bilineni hatırlatmada fayda görüyorum.

Van Gölü’nde bulunan Akdamar Adası üzerindeki “Akdamar Surp Haç Ermeni Apostolik Kilisesi” 1915-16 yıllarında insanlarımıza acılar yaşatmış, tarihimizde derin izler bırakmış bir kilisedir. Bu kilisenin büyük bir şatafatla, üstelik devlet eliyle açılması, geçmişteki acıların katlanarak hatırlanmasına neden olmuştur. Açılmasına neden olanların vicdanlarının sızlayacağına inanıyorum.

Akdamar kilisesi 95 yıl önce bir kin ve intikam yuvası olarak karşımıza çıkmaktadır. Van Gölü havzasındaki bütün isyanların, katliam planlarının yapıldığı yer, bu kilsedir. Van Gölü havzasında on binlerce masum insanımız; kadın, çocuk, genç, ihtiyarımız öldü. Sadece Bitlis ve çevresinde arşiv kayıtlarına göre 68.188 insanımız katledildi. Van’daki katliam bundan çok daha fazladır. Eski Van’ı gezenler, bunu görürler.

1915 yılında Van; bu kilisede çizilen planlar çerçevesinde, Rus birliklerinin önünü açmak için Ermeniler tarafından baştanbaşa yakılarak yok edildi. Binlerce masum insan acımasızca katledildi. Oradaki katliamlar yetmiyormuş gibi canını kurtarmak için teknelere binip Van’dan kaçan insanlarımız, Van Gölü’nün serin sularında çetecilerin insafına bırakıldı. Hatta Van’dan tekneyle kaçıp canın kurtarmak için Tatvan’a çıkan Van halkından 1.628 kişi, Tatvan iskelesinde çeteciler tarafından yok edildi.

Türk tarihinde “İnsan Kasabı – Kan İçen” olarak geçen Kafkasyalı Ermeni çete lideri Antranik’in barınma ve katliam planlarının yapılma yeri yine bu kilisedir. Bütün Ermeni eylemleri bu kilisede yapılmış, uygulamaya bu kilisede geçilmiştir. Çete liderlerinin barınma ve kaçış yeri bu kilise olmuştur. Antranik bile yakalanacağı zaman bu kiliseye gizlenmiş, bu kilisenin yardımıyla yurt dışına kaçmıştır. Kısacası Akdamar Kilisesi, binlerce Müslüman’ın kanının akıtıldığı kilise olmuştur.

Devlet eliyle, büyük törenle kilise açılırken, 95 yıl önce yaşanan olaylar hiç hatırlanmadı. Geçmişte hiç katliam yapılmamış gibi şükran konuşmaları yayınlandı. Televizyon kanalları birbirleriyle yarışırcasına Türkiye’nin bir tabuyu daha yıktığını, hoş görünün sergilendiği anlatıldı. Allah rızası için bir TV kanalı çıkıp da, 95 yıl önceki katliamlardaki bu kilisenin rolünü anlatmadı.

Kilisenin açılışına gelen yerli ve yabancı basın ve halkın, törenden sonra Ermenilerin yaktığı eski Van’ı, Ermeni katliamında hayatlarını kaybedenlerin gömüldüğü Zeve’yi gezmelerini isterdim. Maalesef bu hiç olmadı ve dile dahi getirilmedi. Bu kadar mı vurdumduymaz ve sorumsuz bir millet olduk?

Devlet tarafından milyonlarca lira masraf yapılarak kilise açılmış, devlet töreni düzenlenmiş, yine de birilerine yaranılmamıştır. Yok efendim kilisenin tepesinde 100 kilo ağırlığında bir haç vardı da, o yerleştirilmezse bizler törene gelmeyiz. O haç sürekli orada kalacak ve ayin yılda bir günle sınırlandırılmayacaktır.  Ermenilerin 1890 yıllarından başlayan ve isyana kadar süren sözüm ona masumane istekleri, yeniden sergilenmektedir.

Azerbaycan milletvekili Genire Paşayeva… Milletvekili değil, TV sunucusu olduğu günlerde kendisiyle bir sohbetim olmuştu. Ermenilerin Karabağ’ı işgal ettiği, masum Azerileri katlettiği günlerin hemen sonrasındaydı. Sohbetin bir yerinde Paşayeva bana “Ermeniler Karabağ’ı işgal ettiğinde sadece Hocalıda 120 Cami yakıp yıktılar” demişti. Fazla uzun bir zaman değil, 20 yıl önce bu camiler yıkıldı. Bu gün işgal edilen Karabağ’da ayakta kalan bir cami bulamazsınız. Dün Ermeniler bunu yaparken, bugün bizler, 95 yıl önce bir kin yuvası olan Akdamar kilisesi kendi elimizle onarıp, devlet eliyle ve resmi törenle ibadete açılıyor, bunun adına da hoşgörü diyoruz. Neden bu hoş görüleri hep biz yapıyoruz? Neden bize hiç hoşgörü gösterilmiyor? Hayır beyler bunun adı hoş görü değil, bunun adı gaflettir.

Dün Sümela, bugün Akdamar, yarın Heybeliada Ruhban okulu, olmuşken Ayasofya’yı da Rumlara vererek ayine açıp kurtulun. Bu gidişle bunlarda yapılır. Yeni açılımlar vatana, millete hayırlı ve uğurlu olsun.

Sizleri gelecek nesillerin yargısına bırakıyorum.

Saygılarımla

Öğr. Gör M. Törehan SERDAR - torehan

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir