YALANÇININ

        
            Y A L A N Ç I N I N
 
          Yoğun bir işgünü temposunda, kulak verdiği TV haberine başını kaldırmadan anlık bir tepki verdi,
          -Yalançının! dedi.
          Yalançı yalancı anlamına geliyor…
          *
          Haber, Adalet Bakanlığının BM Güvenlik Konseyinin yayımladığı listelerde yeralan,
          Terörü finanse ettiğine ilişkin güçlü kanaatler bulunan  kişilerin,
          Suç unsurlarından  sağladıkları  gelirlerle mücadele için hazırlanan yasa tasarısıyla ilgilidir.
          Tasarı;terör finansmanında kullanılan kaynakların kurutulmasına yönelik geçici mal dondurma sistemi getiriyor.
          Kişilerin bankalardaki paralarının yurtdışına transferinin yasaklanması,
          Menkul kıymetlerinin el değişimi ve naklinin önüne geçilmesi,
          Ya da ticari faaliyetlerine  kısmî sınırlamayı kapsıyor.
          Suistimal edilebilirliği endişesiyle Türk vatandaşlarının  yükümlülüğü siyasi otoritenin kararına bırakılıyor!
          *
          Terör örgütleri finansmanında çoğunlukla uyuşturucu gelirleri kullanılıyor.
          Afganistan dünya afyon üretiminin %90 ını yapıyor.
          Yılda ürettiği 3500 ton afyonun 2600 ton’undan  375 ton saf eroinin,
                -ki sadece 1 milyar doları Afganlı üreticilerde kalmak üzere toplam ederi 65 milyar dolar tutuyor,
          105 tonu  İran- Türkiye güzergahıyla dünyaya yayılıyor.
          ABD’nin Afgan savaşı sürecinde Rusya’da uyuşturucu bağımlılığı 10 misli artmıştır.
          Dünyada 15 milyon bağımlıdan her yıl ölen 100.000 kişinin  30-40.000 i  Ruslardan oluşuyor. 
             
          *
          Elbette soruyu sormak hakkı  özellikle Rusya’ya düşüyor.
          Neden Afganistan’ı işgal de tutan ABD ve NATO bu işe bir son vermiyor?
          Sorusuna  ABD ve NATO askerlerinin güvenliği için Afganistan’ın maişetini sağlamak üzere,
          Uyuşturucu işiyle meşgul Afgan’ların görmezden gelindiği gibi inandırıcılığı olmayan bir yanıt veriliyor.
          Bu durumda Afganistan sınırları dışında,
          Kolay mı! Bu günün para dünyasında devasa kazançlar ve çıkarlarla,
          Devletler,siyasetçiler,istihbarat örgütleri,bürokratlar,kaçakçılar ve terör örgütlerinin işbirliği,
          Uyuşturucu mücadelesini sözde bırakıyor!                 
          *
          Özellikle Ruslar ve kimi sivil toplum örgütlerinin baskısı,
          BM Güvenlik Konseyinin 1373 sayılı kararı nedenidir.                     
          Operatif hususlar içeren ve terörizm ile uyuşturucu kaçakçılığı  gibi organize suçlar arasında bağlantıyı vurgulayan,          
          Terörizmle mücadelede mali kaynakların kurutulmasına yönelik karar,
          Ulusal ve uluslararası sözleşmelerinde  tüm üye ülkelerce içselleştiriliyor…
          Sonuçta  işbirliği içinde El Kaide ve Taliban örgütlerinin finansman kaynaklarının kurutulması isteniyor.
          *
          İyi ama PKK bir terör örgütü değil midir?
          Kuruluşundan itibaren PKK terör örgütünün finansman kaynakları,
          Hırsızlık,gasp,aidat,bağış,fidye,haraç,sahte belgecilik,insan kaçakçılığı aşamalarından geçip,
          105 ton olduğu hesaplanan ve kimi hesaplarla yılda 1 tonu yakalanabilen,
          Türkiye-Balkanlar üzerinden Avrupa’ya akan,
          Kompleks nitelikleriyle uyuşturucu madde kaçakçılığından sağlanıyor.
          Toplanan illegal para legal şirketler,dernekler, vakıflarca yeni gelirler sağlamaya yöneltiliyor.
          *
          Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), PKK terör örgütünün,
          Propaganda  ve silahlı faaliyetleri ile lojistiğinin kurutulmasına yönelik,
          BM Terörün Finansmanını Önleme Sözleşmesini esas alıyor.
          MASAK’ın izleyemiyeceği  hiçbir finansman hareketi bulunmuyor!
          Üstelik Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu;
          Tümüyle ya da kısmen terör suçlarının işlenmesine fon sağlanmasını,toplanmasını suç sayıyor.
          

          *
          Rağmen uyuşturucu kaçakçılığı baronlarının uluslararası örgütlü güçleriyle mücadele etmek,
          Çok büyük iman ve güc gerektiriyor.
          Mesela  1977 de ikinci Miilliyetçi Cephe iktidarında Gümrük ve Tekel Bakanı MHP’li Gün Sazak,
          Kevgire benzemiş gümrüklerde kaçakçılığı önlemek mücadelesindeyken,
          En büyük desteği Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi’den alıyordu.
          İkisinin de akıbeti aynı oldu!
          Uyuşturucu baronları iktidarı devirdi,
          Ecevit kabinesinde Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı’yla, gümrükler yine kevgire dönüştü!
          * 
          Türkiye uyuşturucunun  önemli bir  yolu üzerinde bulunuyor.
          Mesela İskenderun Barzani şürekası ve işbirlikçilerinden  soruluyor!
          Uyuşturucu kaçakçılığı uluslararası  boyutuyla alanın da satanın da  memnuniyetiyle yürüyor!
          Zavallı yerli baronlar suistimal edilebilirler endişesiyle,
          Terörün Finansmanını Önleme Yasa Tasarısında kapsam dışında tutuluyorlar.
          Sahi PKK; demokrasilerde  etnik bir azınlığın gerektiğinde kullandığı  militer kanadı sayılmıyor mu?
 
           *
           O,
          – Yalançının! derken,
          Samimiyetine inandım ve ona katıldım…
          TV haberi devam ediyordu:
          “…hafta sonunda Güvenlik Zirvesinde askeri,diplomatik,sosyal,psikolojik  tüm araçlar masada tutularak,çözüm için alternatiflerin  arttırılması kararı alındı.
          Kulislerde gündeme getirilen bilgilere göre bölgede yüksek standartlı demokrasi ve reformist adımların hızlandırılması bekleniyor.
           Mesud Barzani:çok doğru bir karar olduğunu düşünüyoruz.Bu kutsal bir hedeftir ve tüm gücümüzle destekliyoruz,dedi ” …

<p>        
            Y A L A N Ç I N I N
 
          Yoğun bir işgünü temposunda, kulak verdiği TV haberine başını kaldırmadan anlık bir tepki verdi,
          -Yalançının! dedi.
          Yalançı yalancı anlamına geliyor...
          *
          Haber, Adalet Bakanlığının BM Güvenlik Konseyinin yayımladığı listelerde yeralan,
          Terörü finanse ettiğine ilişkin güçlü kanaatler bulunan  kişilerin,
          Suç unsurlarından  sağladıkları  gelirlerle mücadele için hazırlanan yasa tasarısıyla ilgilidir.
          Tasarı;terör finansmanında kullanılan kaynakların kurutulmasına yönelik geçici mal dondurma sistemi getiriyor.
          Kişilerin bankalardaki paralarının yurtdışına transferinin yasaklanması,
          Menkul kıymetlerinin el değişimi ve naklinin önüne geçilmesi,
          Ya da ticari faaliyetlerine  kısmî sınırlamayı kapsıyor.
          Suistimal edilebilirliği endişesiyle Türk vatandaşlarının  yükümlülüğü siyasi otoritenin kararına bırakılıyor!
          *
          Terör örgütleri finansmanında çoğunlukla uyuşturucu gelirleri kullanılıyor.
          Afganistan dünya afyon üretiminin %90 ını yapıyor.
          Yılda ürettiği 3500 ton afyonun 2600 ton'undan  375 ton saf eroinin,
                -ki sadece 1 milyar doları Afganlı üreticilerde kalmak üzere toplam ederi 65 milyar dolar tutuyor,
          105 tonu  İran- Türkiye güzergahıyla dünyaya yayılıyor.
          ABD'nin Afgan savaşı sürecinde Rusya'da uyuşturucu bağımlılığı 10 misli artmıştır.
          Dünyada 15 milyon bağımlıdan her yıl ölen 100.000 kişinin  30-40.000 i  Ruslardan oluşuyor. 
             
          *
          Elbette soruyu sormak hakkı  özellikle Rusya'ya düşüyor.
          Neden Afganistan'ı işgal de tutan ABD ve NATO bu işe bir son vermiyor?
          Sorusuna  ABD ve NATO askerlerinin güvenliği için Afganistan'ın maişetini sağlamak üzere,
          Uyuşturucu işiyle meşgul Afgan'ların görmezden gelindiği gibi inandırıcılığı olmayan bir yanıt veriliyor.
          Bu durumda Afganistan sınırları dışında,
          Kolay mı! Bu günün para dünyasında devasa kazançlar ve çıkarlarla,
          Devletler,siyasetçiler,istihbarat örgütleri,bürokratlar,kaçakçılar ve terör örgütlerinin işbirliği,
          Uyuşturucu mücadelesini sözde bırakıyor!                 
          *
          Özellikle Ruslar ve kimi sivil toplum örgütlerinin baskısı,
          BM Güvenlik Konseyinin 1373 sayılı kararı nedenidir.                     
          Operatif hususlar içeren ve terörizm ile uyuşturucu kaçakçılığı  gibi organize suçlar arasında bağlantıyı vurgulayan,          
          Terörizmle mücadelede mali kaynakların kurutulmasına yönelik karar,
          Ulusal ve uluslararası sözleşmelerinde  tüm üye ülkelerce içselleştiriliyor...
          Sonuçta  işbirliği içinde El Kaide ve Taliban örgütlerinin finansman kaynaklarının kurutulması isteniyor.
          *
          İyi ama PKK bir terör örgütü değil midir?
          Kuruluşundan itibaren PKK terör örgütünün finansman kaynakları,
          Hırsızlık,gasp,aidat,bağış,fidye,haraç,sahte belgecilik,insan kaçakçılığı aşamalarından geçip,
          105 ton olduğu hesaplanan ve kimi hesaplarla yılda 1 tonu yakalanabilen,
          Türkiye-Balkanlar üzerinden Avrupa'ya akan,
          Kompleks nitelikleriyle uyuşturucu madde kaçakçılığından sağlanıyor.
          Toplanan illegal para legal şirketler,dernekler, vakıflarca yeni gelirler sağlamaya yöneltiliyor.
          *
          Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), PKK terör örgütünün,
          Propaganda  ve silahlı faaliyetleri ile lojistiğinin kurutulmasına yönelik,
          BM Terörün Finansmanını Önleme Sözleşmesini esas alıyor.
          MASAK'ın izleyemiyeceği  hiçbir finansman hareketi bulunmuyor!
          Üstelik Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu;
          Tümüyle ya da kısmen terör suçlarının işlenmesine fon sağlanmasını,toplanmasını suç sayıyor.
          </p>
<p>          *
          Rağmen uyuşturucu kaçakçılığı baronlarının uluslararası örgütlü güçleriyle mücadele etmek,
          Çok büyük iman ve güc gerektiriyor.
          Mesela  1977 de ikinci Miilliyetçi Cephe iktidarında Gümrük ve Tekel Bakanı MHP'li Gün Sazak,
          Kevgire benzemiş gümrüklerde kaçakçılığı önlemek mücadelesindeyken,
          En büyük desteği Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'den alıyordu.
          İkisinin de akıbeti aynı oldu!
          Uyuşturucu baronları iktidarı devirdi,
          Ecevit kabinesinde Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı'yla, gümrükler yine kevgire dönüştü!
          * 
          Türkiye uyuşturucunun  önemli bir  yolu üzerinde bulunuyor.
          Mesela İskenderun Barzani şürekası ve işbirlikçilerinden  soruluyor!
          Uyuşturucu kaçakçılığı uluslararası  boyutuyla alanın da satanın da  memnuniyetiyle yürüyor!
          Zavallı yerli baronlar suistimal edilebilirler endişesiyle,
          Terörün Finansmanını Önleme Yasa Tasarısında kapsam dışında tutuluyorlar.
          Sahi PKK; demokrasilerde  etnik bir azınlığın gerektiğinde kullandığı  militer kanadı sayılmıyor mu?
 
           *
           O,
          - Yalançının! derken,
          Samimiyetine inandım ve ona katıldım...
          TV haberi devam ediyordu:
          "...hafta sonunda Güvenlik Zirvesinde askeri,diplomatik,sosyal,psikolojik  tüm araçlar masada tutularak,çözüm için alternatiflerin  arttırılması kararı alındı.
          Kulislerde gündeme getirilen bilgilere göre bölgede yüksek standartlı demokrasi ve reformist adımların hızlandırılması bekleniyor.
           Mesud Barzani:çok doğru bir karar olduğunu düşünüyoruz.Bu kutsal bir hedeftir ve tüm gücümüzle destekliyoruz,dedi " ...</p> - 7593

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir