AKDAMARDA 40 KADIN

Şemsettin Gürtekin [[email protected]]

Sözü hiç uzatmayacağım.Aşağıdaki belgeleri “Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü”nden aldım.Amacım bilgi ve belgelerle konuşmak.Hiç kimseyi zan altında bırakmak değil.
Akdamar kilisesinde yapılan ayini izlerken, bunlar gözümün önünden geçti.Kendi kendime “Biz ne yapıyoruz?” sorusunu sordum.Aşağıdaki belgeler yalnızca birkaçı… Daha niceleri var.Sözünü ettiğim, Akdamar adasına götürülüp tecavüz edilmeye kalkışılan 40 Türk kadınının namuslarını korumak için Van Gölü’ndeki intiharları… Bu kadar mı? Kayda geçmemiş, yalnız hafızalarda saklanmış daha niceleri var.Bu kadınlarımız için de dua ettiler mi?Kültür Bakanımız, bu kadınlarımızın anısına anıtlar diktirip Ermenilere yaptığı jestlerin benzerini onlar için de yapacak mı?
Bu bir ilkti?Devamı nasıl gelecek bekleyip göreceğiz. Aktarmaya başlıyorum…

=========================================================================

Rusların Van’ı işgali sırasında Ermenilerle birlikte Müslüman ahaliye yaptıkları soykırım ve vahşetlerle ilgili olarak Van Jandarma Sabit Alay Kumandanı Ali Cevad, Van Belediye Reisi Abdurrahman, mütekaidin-i askeriyye’den Vanlı Mülazim Recep ve Van komiserlerinden Komiser-i Sani Zübeyr tarafından tutulan zabıtlarda ve mezâlimden kurtulanların ifadelerinde “….. Ağçakala karyeli bir kadının ve ondan aldığı düğün tedârikâtını mustashiben (beraberinde ) yolda giderken Aspaşin Ermenileri tarafından hetk-i ırzı irtikâb ve eşyası da Havasor nâhiyesi komitesine aşırıldığı tahkîkât-ı amîkada renk vermişdi…”, “….Târîh-i harb olan [1]330 senesi kânûnlarında Gevaşın Pelli karyesindeki sekiz kişilik jandarma karakolu, kâmilen katl olundular….”, “….[1]331 senesi Mart’ı zarfında harbde hastalanarak memleketlerine gönderilmekde olan Diyarbekirli Bişar Çeto’nun mücâhidlerinden olup merkez-i vilayete bir sâ‘at mesâfede Yedikilise nâm Ermeni mü’essesesine misâfir edilmiş yedi kişi kâmilen katl ve maktûllerin bir kaçının na‘şlarının ve kâtillerden bir-ikisinin elde edilerek mehâkim-i adliyyeye teslîm edildikleri…”, “….Dir nâhiyesinde salhâne şekline koyulan bir karyede mükellefe bir kızcağızın hetk-i ırzı irtikâb ve sonradan iki emcikleri kesilerek cân-hırâş bir hâlde bırakıldığı ve o havâlîde nice sıbyânın boğazlanmış oldukları...” gibi hususların yer aldığı hakkında

2 Ş. 1334 (4. VI. 1916)

HR. SYS. 2872/2, Belge no: 56-62


Rus işgali sırasında Ermeni ve Rusların, Siirt’in merkez kazasıyla Garzan, Sason, Kulp kazalarında, Muş, Malazgird, Bulanık, Hınıs, Pasinler, Eleşkird ovalarında, Tifnik, Karaköy, Talori dağlarında, Van, Bitlis, Genç, Dutak ve Maçka’da bütün kaza, köy ve mahallelerde Müslümanları yoketmek amacıyla yağma ve katliama giriştikleri; köyleri ateşe vererek insanları samanlığa doldurup canlı canlı yaktıkları; bazı çocuk ve erkeklerin kol ve bacaklarını kesip canlı ateşe attıkları, kız çocuklarına ve kadınlara tecâvüz ettikleri, hastaları dipçiklerle öldürdükleri; insanların üzerinden atla geçip kılıçtan geçirdikleri, muhacirlerin üzerinde şarapnel patlattıkları, mal sahiplerinin mallarını ellerinden zorla alıp, vermeyenleri öldürünceye kadar dövdükleri ve hapse mahkum ettikleri, ayrıca bazı yerlerdeki camileri kiliseye çevirdikleri hakkında katliamdan kurtulan ahalinin durumunun araştırılmasıyla görevlendirilen memurların tahkikatı.

5 N. 1334 (6. VII. 1916)

HR. SYS. 2872/4, Belge no: 100-113


Van ve Bitlis vilayetlerinin işgali sırasında Ruslarla Ermeni çeteleri tarafından İslâm ahaliye feci zulümler yapıldığı; Bitlis’e gelen Kazak süvarileriyle Ermenilerin kaçmakta olan İslâm ahaliyi büyük-küçük, çoluk-çocuk demeden katlettikleri; Van’a Rusların yaklaştığını öğrenen Ermenilerin isyana teşebbüs ettikleri ve göç eden İslâm ahaliyi takip ederek yollarda feciâne bir şekilde katlettikleri, göç edemeyip içerde kalan binlerce kadın, kız ve erkeği vahşice kestikleri, Van’a bağlı Timar nahiyesi dahilindeki köylerden Zive, Mollakâsım, Şeyhkara, Şeyhayne, Ayans, Paksi, Zorâbâd ve daha birçok köy ahalisinin göç edemediklerinden dolayı Ermeniler tarafından hiçbir ferd bırakılmaksızın tamamının soykırıma tabi tutulduğu, Rusların, Hakkari’ye bağlı Dir kasabasına geleceği sırada ortaya çıkan çetelerin yol üzerinde bulunan Kürd köyleri İslâm ahalisinin erkeklerini katledip, en büyüğü üç yaşında olan binden fazla çocuğu kılınç ve kamalarla parça parça ettikleri ve her parçalarını bir el kadar bırakarak çocuk cesetlerinden siper yaptıkları, üç dört yüzü aşkın Kürd kızının bikrini izale ederek kadınların ihtiyar olanlarını katl ve idam ettiklerine dair.

15 Ş. 1334 (17. VI. 1916)

HR. SYS. 2872/2, Belge no: 92-98


Van’ın Reşadiye nahiyesine bağlı Aşnak karyesine hücum eden Ermeni ve Rusların vahşiyane zulümler yaptıkları, kadınları ve çocukları diri diri yaktıkları, ihtiyar ve genç erkeklerin gözlerini oydukları, genç kızların alenen ve suret-i vahşiyanede namuslarına tecavüz ettikleri, Müslüman kadın ve kızlardan on beş tanesini ayırarak bir odaya hapsettikleri ve akşam eğlenirken bu kadınları çırılçıplak soyarak “Haydi namaz kılınız bakalım, nasıl kılıyorsunuz” diyerek onlara cebrettikleri ve nihayet tecavüz ederek çeşitli işkenceler altında öldürdüklerine dair.

16 Ş. 1334 (18. VI. 1916)

HR. SYS. 2872/2, Belge no: 101, 102


Ermeni ve Rusların Van ve havalisinde Müslüman ahaliye büyük mezâlimler yaptıkları, Van’ın Abbasağa mahallesinden Firdevs’in ifadesine göre işgalcilerin kadın, çocuk, genç, ihtiyar demeden İslâm ahaliyi çeşitli zulümler yaparak öldürdükleri; hamile bir kadının karnını yararak çocuğu çıkarıp kafasını kestikleri; girdikleri evlerdeki insanları saatlerce işkence yaptıkdan sonra öldürdükleri, on beş-on altı yaşlarında erkek bir çocuğu çırılçıplak soyarak cinsel organını kestikleri ve daha sonra doğradıkları; Amerikan müessesesine götürülen kadın ve kızların ırzına geçildiği, mezarlıkları kazarak defnedilmiş olanları dışarı çıkardıkları ve ziyaretgâhları kazıp içlerine pislik doldurdukları hakkında.

28 Ş. 1334 (30. VI. 1916)

HR. SYS. 2872/2, Belge no: 114-116


Ermeni komiteleriyle Rusların Van ve havalisindeki mezâliminden kurtulabilenlerin ifadelerinden bazıları: Rus kuvvetleriyle birleşen “insan kasabı” Ermeniler, girdikleri yerleri “selhhane gibi cesetlerden geçilmez halde” bırakmışlar; paraları, kıymetli şeyleri tamamen işkenceyle yağmalamış, bütün varlıkları talan etmişlerdi. İslâmiyete yaptıkları küfürlerle hakaretlerle cami ve medreseleri ateşlemiş, İslâmları katletmekten büyük zevk almışlardı. Ahalinin silahlarını toplayıp, burun ve kulaklarını, bacaklarını, kafalarını kesmiş, karınlarını yarmış, kılınçtan geçirmişler, hayvan biçimi parçalamış, çocukları diri diri ateşe atmış, kılıçlarını daha dilleri dönmeyen çocuklarla, ayak atamayan ihtiyarlara indirip kaldırmaktan pek zevk almışlardı. Bazılarının derilerini tulum çıkarmışlar, kesik kafaları süngülere takmışlar, bazılarını da kütük üstünde doğramışlar, bir kısmını da Mermid çayı’na dökmüşlerdi. İnsanları kuyulara doldurmuşlar, kadın ve çocukları tandır damlarına doldurup yıkmışlar, enkazın altında kalanlar, günlerce inleyerek telef olmuşlardır. Gene kadın ve çocukları damlara doldurup yakmışlardır. Kadınlara lisana getirilmeyecek tecavüzlerde bulunmuşlar, zorla götürmek istedikleri kız ve kadınlardan gitmemek için direnenleri vahşi suretde katletmişler, kimisinin de budlarını yarıp içine pislik doldurmuşlar; memeleri, burunları kesilmiş ve her nasılsa kurtulmayı başarmış kadınlar çırılçıplak edilmişlerdi ve gelinceye kadar telef oluyorlardı. Çocuklar karlar üzerinde ölüme terk edilmiş, insanlar açlıkdan ölmüşlerdi. Sor dağına çekilen Hoşab, Van halkını Ruslar topa tutup, büyük kısmını imha etmişlerdi. Hoşab müftüsünün oğlu Ali’nin kafasını o derece ezmişlerdi ki, bir el kadar parça halinde bırakılmış; Ermeniler, yaşlı babaya tehditle, oğlunu Rusların öldürdüğünü söyletmişlerdi. Amerika müessesesine götürülenler ise kendilerine verilen somun ve yahniden yedikleri zaman kanlı sular akarak ölmüşlerdi. Bir kısmını ise Alman müessesesine götürmüşlerdi.

19 N. 1334 (20. VII. 1916)

HR. SYS. 2872/2, Belge no: 125-134


Ermeni ve Rusların Van’da yaptıkları soykırımdan kurtulabilenlerin ifadelerinden bazıları: Hıristiyanlar fikir birliği içerisindeydiler ve her yerde casuslar bulunduruyorlardı. Seferberlik zamanında İslâmları katliama kalkışmışlar, girdikleri yerlerde ahalinin büyük kısmını kılıçdan geçirmişlerdi. Dinî liderleri öldürmekteki maksadları ise İslâmları tahrik ve ülke içerisinde bir ihtilâle sebep olmak niyetiydi. Yaptıkları her vahşette de İslâmiyete küfürler etmişler “Yaşasın Ermenistan! Kahrolsun Osmanlılar!” diyerek seçtikleri gebe kadınların karınlarını delip çocuklarını çıkararak havaya attıktan sonra nişan aldılar, “Bütün insanların hatta hayvanların bile hayâ edeceği surette”, “kız ve kadınlarımızı gözlerimizin önünde” soyup “namuslarına taarruz ettikden sonra karınlarını yırttılar. Bunların içerisinde on yaşını ikmal etmemiş pekçok kız da bulunuyordu.” Irza tecavüz, çocukları öldürme ve parçalama, Ermeniler, Ruslardan daha ileri gitmişlerdi. Ancak Ruslar da göz oymak, burun kesmek, kadınların memelerini süngülemek gibi vahşetlerle Ermenilere cesaret vermişlerdi. Ufak çocukları yakmaktan, parçalamaktan çekinmemiş, genç kızları ayırdıktan sonra kalan insanları ateşe vermişlerdir. İslâmlar silahları olmadığından karşı koyamayarak teslim oldukları halde her tarafı ateşe vermişler, süvarilerin atları arasında çocuklar, kadınlar çiğnenmişlerdi. Tekâlif-i harbiyye için gelen memur ve jandarmalar feci‘ şekilde telef edilmişti. Ancak dağlara kaçanlar, ağaçların ve otların arasında gizlenenler güç bela kurtulabilmişlerdir.

28 Za. 1334 (26. IX. 1916)

HR. SYS. 2872/2, Belge no: 135-143


Akdamar’da 40 Kadın

Tarih Bir Milletin Hafızasıdır

Zavallılar

Ermeni Asıllı Türk Avukattan Anlamlı Mesaj

Bakü’nün Düşman İşgalinden Kurtuluşu

Guba

Ermeni Yasa Tasarısı Gerçeği

Hocalı Türk Soykırımı’nın 18. Yılı

Şemsettin Gürtekin - Cami2

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir