SIRA GÜLENİZM’ DE Mİ
İleri Demokrasi söylemiyle referandumdan zafer çıkaran Başbakan Erdoğan,
Bölgesinde lider Türkiye’yi Batı’ya daha da yaklaştırdığı için alkışlanıyor…
*
Çünkü Erdoğan referandumda gösterdiği performansla,
Orta Doğu’dan istenilen demokrasi,hukukun üstünlüğü,insan hakları,azınlık hakları gibi siyasi kriterlerin,
Rekabete dayanabilen bir ekonomik varlık oluşturulmasına yönelik ekonomik kriterlerin,
Sağlanması sürecine lider olmak rüştünü ispatlamış görünüyor!
*
Aldığı güven oyuyla Erdoğan’ı bekleyen gündemde;
Mesela batılı siyasi ve ekonomik kriterlerin Irak’ta hayata geçirilmesi,
Ya da ABD nin Irak’ta sürdürdüğü politik,ekonomik varlığının desteğinde olunması gerekiyor.
Türkiye ve Irak Kürtlerinin asla yadsınamaz önemiyle,
PKK terörüne son vermek te bir sınav niteliği taşıyor.
*
Abdullah Öcalan “İmralı’ya getirildiğim günden beri defalarca değişik heyetlerle görüştüm.
İlk dönemde askerlerin yaptığı istihbarat görüşmelerini giderek diyalog ve müzakere niteliğine çevirdim.
Son dönemde benimle görüşen sivil ekip diyalog düzeyinde görüşüyor” diyor.
Bu ifade Erdoğan iktidarının batının istediği siyasi kriterleri adım-adım uygulaması sürecinde,
Bölücü terörü algılayışı,TSK nın terörle savaşımı ve Kürt Sorununa çözüm,
Perspektifini ortaya koyuyor.
*
Erdoğan’ın referandum akşamında teşekkür konuşmasındaki “okyanus ötesi” ifadesiyle,
İşaret ettiği Fethullan Gülen; fikriyatı ve sermaye gücüyle Kuzey Irak’ta ve Türkiye’de,
İktidarın Kürt sorununu çözümünün önemli bir aktörüdür.
Fethullah Gülen’in yakın çevresi,” okyanus ötesi diyerek esrarlı cümleler kuracağınıza,
Nazik davranıp bu insanın adını telaffuz etmeli,
Dünya çapında hizmetlerini,küresel barışa verdiği desteği,hakkını teslim etmeli değil misiniz?” derken,
Başbakan Erdoğan’a bir görev yüklemekte,
İktidarın Fethullah Gülen ve siyasetini meşrulaştırması istenmektedir!
Bu yolla cemaatlerin önündeki siyaset yasağının aşılması,laik tavırdan kökten bir ödün murad- ediliyor…
*
Irak’ta Iyad Allavi’nin El Irakiye, Nuri el Maliki’nin Kanuni Devleti, Ammar el Hekim’in Ulusal Irak Kooalisyonu,
Kürtlerin Kürdistan İttifak listelerinden dengeli bir iktidarın oluşturulmasında,
Kuzey Irak Kürtleri anahtar konumdadır.
Erdoğan çeşitli anlaşmalar ve ittifaklarla geliştirdiği konumunda bir yanda Kuzey Irak Kürdistan’ın da,
Kuvvetli bir ekonomik varlık oluşturmaya,
Diğer taraftan ABD-Irak ile birlikte üçlü mekanizmayla,
PKK’yı tasfiye ve zaman içinde ekonomik gelişmeyle Kürtçü ideolojiyi yozlaştırmayı hedefliyor.
*
Nitekim Kuzey Irak ekonomisinin gelişmesiyle halkın aydınlanması demokratik talebin çıtasını yükseltmektedir.
Noşirvan Mustafa liderliğinde GORAN(Değişim)hareketi uyguladığı reel politikalar ile,
Barzani’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Talabani’nin Kürt Yurtseverler Birliği (YNK) karşısında;
Kürtlerin ekonomiden payını isterken demokrasi talebini yükseltiyor
“Büyük Kürdistan ideolojisi” ekonominin geliştirdiği karşılıklı bağımlılık ile yozlaşıyor.
Bilgi,iletişim,teknoloji alanlarında Gülen sermayesi ve muridleri değişimin öncülüğünü yapıyor.
*
Bu şartlarda Türkiye’de Ayrılıkçı Kürt Hareketinin silahlı kanadı PKK’nın kıskaca alındığı çok açıktır.
Bizzat PKK silahla çözüm sağlanamayacağını anlamış bulunuyor.
Talepleri yıllar boyu ülkesine isyan içinde elinde silahıyla kan içenlere,
Harekete fikrî ya da lojistik destek veren taraftarlara af,
Liderlerine Avrupa’da elini-kolunu sallayarak hareket etme özgürlüğüdür.
Hareketin siyasal ayağı BDP ise Demokratik Özerklik peşinde,
Son tarihi 20 Eylül olarak belirlenen çatışmasızlık kararı öcüsünde;
Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak, muhatap alınmak ve ödün kopartmak hedefindedir.
*
BM ‘in birçok krizde arabulucusu Fillandiya’nın eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari,
Batı’nın arabulucusu olarak Açık Toplum Vakfının üstleniciliğinde Türkiye’de bulunuyor.
Silahların bırakılması,sorunların siyasal sürecte çözümüne yönelik,
PKK ve Öcalan’la dolaylı görüşmelerin ve Kürtlerin ortak hareket etmelerini sağlamanın alt yapısını oluşturuyor.
Eli silahlı Kürt lider kadrolarına Avrupa’da,
Militanlara pişmanlık yasasıyla kısa süre sonra genel af’la,
Ve genel seçim sonrasında verebilecek kimi sözler karşılığında;
Silah bırakmanın ya da çatışmasızlık sürecinin sürdürülmesi isteniyor!
*
Fethullah Gülen’in işbilir cemaatinin önderliğinde Anadolu’nun o yöresinin zengin kaynakları,
Şimdi özellikle Arap sermayesine kucak açmayı bekliyor.
Gelişen ekonominin tıpkı Kuzey Irak’ta olduğu gibi giderek Kürt ideolojisini bastıracağı düşünülüyor.
Bu günün liberal ekonomisinde hepsi büyüklü-küçüklü birer dinci cumhuriyet edasında,
Sanayi,tarım, ticaret ve hizmet sektörü gruplarının,şirketlerin,
Nasılsa o ideolojiyi bastıracağı hesaplanıyor.
İdeoloji yerini “şirketler oligarşisine” bırakıyor…
*
Referandum sonucu Gülenizm’in sürdüğünü gösteriyor.
Rağmen açıklanması Genel Seçim ve sonucunu bekliyor.
Peki ama sermayenin birikimi sürecinde gerekli yapısal iç uyumu,
Ve tarihsel,kültürel ve siyasal duyarlılık yapılarını;
Ulusal ekonomide temellendirmiş, küresel bir ortak paydada değerlenebilir sermayeleriyle,
“Şirketler demokrasisini” düşlemek;
İşte! “Ulusalcılığı” istemenin nesi kötü?
Önümüzde bir tek Genel Seçim kalıyor…
Bir yanıt yazın