12 Eylül 2010
50 milyon seçmen vardı. Yüzde 58 EVET, Yüzde 42 HAYIR sonuçla bir oylama geride kaldı.
700 bin oy geçersiz sayıldı. (Bu noktaya dikkat). Ve halkın yüzde 23’ü oy kullanmadı.
Öncelikle;
Bu süreçte, milyarlarca liralık rüşvet, sadaka, yardım, iktidar partisi eliyle dağıtıldı. Tüm basın yayın araçlarında propaganda makinası EVET! diye bağırtıldı. Diyanet, cami imamları, EVET kampanyası yaptı. Tüm illerde Valilikler, ve kaymakamlıkların imkanları kullanıldı.,
TÜM BUNLARA KARŞIN, bu millet yüzde 42 oranında ‘HAYIR!’ dedi.
Yüzde 42’lik HAYIR, baskının ve propagandanın ve yayılan bilgi karmaşasının boyutu düşünüldüğünde, küçümsenecek bir rakam değildir.
‘Umutsuz’luk girdabına kolay düşenlere ve ‘gideceğim bu diyarlardan’ mealinde iletiler yollayan sevgili gençlere diyorum ki, işte hep yazıp çizdiğimiz ‘ecnebileşme’ budur!
Kaçmak, milleti ‘aptallıkla’ suçlamak, ‘3 kuruşa satılanlardan’ sözetmek , durumu görememektir. Kolayı seçmektir. Kendini rahatlatmaktır.
Zor olan ANLAMAKTIR…
Anlamamız gereken ilk mesele millet ÖZGÜR İRADESİYLE ‘EVET’ dememiştir.
Karnı aç, beyni aç bırakılmış olanlar, ne olduğunu bilmedikleri ve dillerinin bile dönmediği bir ‘referandum’un içinde yeralan 26 maddeye EVET basmışlardır. Anayasa değişiklikliğinin ülke yararına olacağına birileri tarafından; köydeki, mahalledeki imam, güvendiği arkadaş, aile ve aşiret reisi ve her gün ekranda gördükleri kuklalar tarafından İKNA edilmişlerdir.
İkinci mesele, bu İKNA’nın sebebidir. Bu millet uzun zamandır MUHALEFETE güvenmemektedir. Muhalefet yokluğu ve muhalefetin çeşitli kesimlerce, ‘güven vermez uzantıları’ EVET demelerine neden olmuştur.
CHP ve MHP gerçek muhalefet değildir. Ve halk aslında muhalefet etiketi altında duran partileri uzun zamandır MUHALEFET olarak görmemektedir.
‘Batı eksenindeyiz’ diyerek, ABD’ye göz kırparak, ‘AB’ye biz sizi sokacağız!’ diyerek, ‘kürt raporlarından’ sözederek, birbirinden beter işlere bulaşmış partilileri yüksek görevlere getirerek, Amerikan istihbaratı ile Soros’la görüşüp, Bilderberglerde ağırlanarak, yolsuzlukları kanıtlanmış belediye mensuplarını parti içinde tutarak, çarşaf ve başörtüsü söylemini ‘kullanarak’ ve ‘beyaz Türk’ burnu büyüklüğü içindeki öncü kadroları, aç sefil halkla temasa sokarak, bir noktaya varılamayacağı kanıtlanmıştır.
Önümüze bakalım!
Şimdi tarih 13 Eylül. 3 ay önce bıraktığımız yerde, satılan fabrikalar, her dört gençten birinin işsiz olduğu, nüfusun yüzde 14ünün de aç bilaç işsiz sokaklarda dolaştığı, her gün şehitler verdiğimiz ve ekranlarda ‘açılım’ın ve ‘özerkliğin’ tartışıldığı bir Türkiye vardı. 3 aydır, millete referandum tartışması dayatıldı. Şimdi başbakanın deyişiyle ‘BÜYÜK KAPI açıldı!’ ‘Tarihi eşikten geçmiş bulunuyoruz!’
Önümüzdeki birkaç ay içinde , Başbakan’ın teşekkür ettiği ‘Okyanus ötesi’ (sadece cemaat değil ama ABD yönetimi), Başkanlık sistemini ve federasyon anayasasını devreye sokacak. Böylece üniter devlete bir nokta koyma çalışmaları hız kazanacak.
İktidar eliyle yeni bir anayasa yapılacak. Bu anayasada ‘Türkiye’nin bölünmez bütünlüğü’ maddesi olmayacak.
Yargı, Yürütme ve yasama ile birlikte ABD- AKP arzularını yerine getirmekle mükellef olacağı bir sisteme sokulacak.
Önümüzdeki süreçte, ‘halkın psikolojisi’ ile ince ayar oynanarak Türkiye topraklarından çalınarak kurulacak bir kukla devlet fikri fiiliyata geçirilecek.
Ermenistan ve Patrikhane konusunda ABD’nin AB’nin istediği adımlar hayata geçirilecek.
Medyada daha büyük bir yandaş dalga ortalığı saracak .
Ve Silivri’den geride kalan muhalif aydınlar büyük risk altında olacak.
Tüm bu koşullarda Türk milletinin GERÇEK MUHALEFETE ihtiyacı vardır. Türk milleti, oy verdiklerine değil, oy vermediklerine bakmak lazımdır.
Bu millet varolan ‘muhalefeti’ desteklememekte, ya da ‘KERHEN’ desteklemektedir.
Muhalefete güvenemeyen bir millet yüzde 42 oyla bir Amerikan projesine HAYIR! diyorsa, GERÇEK MUHALEFET ortaya çıkabilse, tümüyle arkasında birleşecektir..
Halk GERÇEK MUHALEFET’i beklemektedir! Beklemeyi bırakıp, o muhalefeti kendi bağrından çıkarması gerektiğini, bilinçaltından fiiliyata geçirdiği gün, Türkiye bambaşka bir sabaha gözünü açacaktır.
Bunu belli bir zaman içinde beceremezse, ülke SEVR haritasında ve bu oylama sonuçlarını gösteren haritalarda yansıdığı gibi, üçe bölünmüş haliyle de kalmayacak, ABD’nin atadığı ‘krallar’ca yönetilen, şehir devletçiklere bölünerek yokoluşa gidecektir.
Kendini bilmezlerce söylendiği gibi ‘Atatürk ilkeleri’ toprağa gömülecek ‘EVRENSEL HUKUK’ teranesi kılıfında faşizm egemen olacaktır.
Ben Türk milletinin tarihte yaptığı gibi, BU AŞAMADA düşmanı şaşırtacağını biliyorum!
Banu AVAR
banuavar@superonline.com
www.banuavar.com.tr
—– Original Message —–From: Kemal SimsekASLINDA KİM KAZANDI KİM KAYBETTİ
12.09.2010 19:50
Kazanan AKP.
Daha doğrusu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.
Kazanan BDP. SeçmeniniN büyük çoğunluğu sandığa gitmediği görülüyor.
Sadece BDP tabanın olduğu bölgeler değil; Türkiye’deki seçmenin dörtte biri sandığa gitmedi.
Kaybeden?
MHP ve Devlet Bahçeli.
MHP yıllardır oy deposu olan Orta Anadolu ve Doğu Anadolu da bile umduğunu bulamadı.
Bahçeli kendi memleketi Osmaniye’de de kaybetti.
Buradaki MHP’li seçmenin Evet dediği görülüyor. Çünkü zaten CHP’nin oyu bu bölgelerde belli.
Muhafazakar MHP’lilerin olduğu gibi EVET dediği ortaya çıkıyor. Bunun tartışılması ve araştırılması gerekiyor; çünkü bunların niye AKP’ye kaydığı iyi analiz edilmelidir.
Zaten referandum sürecinin başında Bahçeli’nin mitinglere ağırlık vermemesi ve yaptığı mitinglerde belirli sayıda kalabalığı toplayamaması bunun ipucunu veriyordu.
Sanırız referandum sonucu en çok MHP’yi karıştıracak gibi görünüyor.
Gelelim CHP’ye…
Kaybeden CHP.
Peki, Kılıçdaroğlu kaybetti mi?
Kılıçdaroğlu’nun “Hayır” oylarının artmasında büyük çabası olduğu yadsınamaz.
Ancak.
Kılıçdaroğlu’nun CHP oylarını büyük oranda artırmadığı da bir gerçek.
CHP oylarını yüzde 30’a çıkaramadığı ortaya çıktı.Gelelim kamuoyu anketlerine:
Kazanan Tarhan Erdem yani KONDA.
Yüzde 56’ya yüzde 44 diye tahmin etti.
Adil Gür kaybetti. 52’ye 48 demişti.Odatv.com
12 Eylül 2010
Sandıkların yüzde 99’u açıldı
Sandıkların çoğunun açılmasıyla referandumun sonucu netleşmeye başladı.
Gerçek Gündem
Türkiye Geneli
Açılan sandık oranı: % 99,32
Evet:%58,03
Hayır: %41,97
—
Bir yanıt yazın