MEĞER HAVUZUN DİBİ DELİKMİŞ

“HAVUZ”UN MEĞER DİBİ DELİKMİŞ

Hüseyin MÜMTAZ

 

                Ağustos başı “LEFKOŞA’NIN ORTA YERİ HAVUZ” diye bir yazı yazdıydık da zülfü yâre fazla dokunduğu için Kıbrıs’ta pek yayınlanmadıydı.. (meraklısı google’a arattırdı mı bulur.)

İlkokul’dayken en nefret ettiğim, ‘Havuz problemleri’ idi.. Sonra çocuklar o çağa geldi, onların ‘havuz problemleri’ne yardımcı olmaya çalıştık.. Neyse büyüdüler, atlattık  derken başımıza Lefkoşa’nın Havuz’u çıktı..Biliyorsunuz, ‘havuz’da hem havuzu ‘doldurmaya’ çalışan irili ufaklı birden fazla musluk vardır, bir de havuzun altında ‘boşaltan’ çeşitli musluklar. Musluğu açarsınız dolmaz, kapatırsınız boşalmaz” girizgâhından sonra konuyu etraflıca incelemiş, KKTC ekonomisini “dolduran” ve “boşaltan” muslukları sıraladıktan sonra sözü   şöyle bağlamıştık;

“Ha bu boşaltan musluklara bir de yıllık 24 milyon euro ‘güneye bırakılan para’yı ekleyin.. KKTC’nin bütçe açığının beşte biri..

Söyleyin bakalım bu havuz su tutar mı tutmaz mı?”

Meğer durum daha da vahimmiş.. Biz boşaltan muslukların çapını ve sayısını hesaplamaya-azaltmaya çalışırken; meğer ki sayın seyirciler havuzun dibi hepten delik-patlakmış da haberimiz yokmuş..

Şu haber 1 Eylül tarihli Alithia’dan..

“ ‘Kıbrıslı Türkler İyi Müşteri – Son 6 Yılda Kıbrıslı Türkler Özgür Bölgelere 90 Milyon Euro Bıraktı’. JCC Payments’ şirketinin ekonomi dergisi ‘In Bussiness News’ adına yaptığı araştırmada, sınır kapılarının açılmasının ardından ilk verilerin tutulduğu 1 Temmuz 2004’den 31 Temmuz 2010’a kadar Kıbrıslı Türklerin Rum tarafında kredi kartıyla 89 milyon 160 bin Euro harcama yaptıkları anlaşıldı.

Rumlar aynı dönemde KKTC’den kredi kartıyla ‘37 milyon 580 bin Euro’ harcama yaptılar. Kıbrıslı Türkler; Rumlar’ın KKTC’de yaptıkları harcamalara göre ‘51 milyon 600 bin Euro’ yani yüzde 137,2 daha fazla harcama yaptılar”.

Gazete, Ekonomist Marios Mavridis’in Kıbrıslı Türkler’in Rum tarafında KKTC’ye göre daha iyi ve ucuz hizmetler aldığını ileri sürdü. Kıbrıslı Türkler’in, daha çok süpermarketler ve ev eşyası satan mağazalarda harcama yaptıklarını öne süren Mavridis, Rum tarafındaki üniversitelerde okuyan ya da özel hastaneleri kullanan Kıbrıslı Türkler’in sayılarının da az olmadığını iddia etti.

Mavridis, Rumlar’ın ise KKTC’den daha çok giyim eşyası satan mağazalar, kumarhaneler ve ‘kabarelerde’ kredi kartıyla harcama yaptıklarını, öte yandan Rumlar’ın ‘anlaşılır sebeplerden dolayı ‘ Kıbrıslı Türkler’in aksine kredi kartıyla değil de nakit olarak harcama yapmayı tercih ettiklerini ileri sürdü.

Gazete, 2008 yılının ise Rumlar’ın KKTC’de, Kıbrıslı Türkler’in de Rum tarafında en çok harcama yaptıkları yıl olduğunu yazdı.

Gazete öte yandan, 2003-2009 yılları arasında Kıbrıslı Türkler’in Güney Kıbrıs’taki hastanelerde “bedava” olarak aldıkları hizmetin bedelinin 32 milyon Euro olduğunu iddia etti.

6 yılda 90 milyon euro.. Havuzun altındaki musluklar(kapılar) dan Rum’a aktarılan para..

Açığı kapatmak için, toplumun çeşitli kesimlerini küstürmeyi bile göze alarak bin türlü yolu deneyen yetkililer musluklara kör tapa takmayı-kapıları kapatmayı yahut giriş çıkışlarda “devlet” gibi kontrol yapmayı neden denemezler?

Batı Trakya’dan gelen şu haber de “tesadüfen” dün yayınlandı.. ( www.birlikgazetesi.info )

“BUNUN ADINA ‘KEYFİ UYGULAMALI HARAÇ’ DENİLEBİLİR Mİ?

Kipi Sınır Kapısı (İpsala) son dönemlere ülkenin içine düşmüş olduğu ekonomik çıkmazın acılarını, yıllarca olduğu gibi yine zavallı Batı Trakya Türklerinden çıkarmaya çalışıyor galiba. Hafta sonu bir turistik gezi için Keşan’a giden Batı Trakyalı Türkler dönüş yolculuğunda marketten aldıkları yiyecek ürünlerini Yunan gümrüğünde altın fiyatına ödüyor. İşte bunlardan biriside benim.

Geçtiğimiz günlerde yine bu gezilerden birini yapmak üzere ben bizzat Birlik gazetesi sahibi olarak Keşan dönüşü ‘götürü pazarlık’ usulüyle vergilendirme sistemiyle vergilendirildim. Arabanın bagajını açtığımda gümrük memurunun ilk yaptığı hareket, ‘pasaportunu al odaya gel’ oldu.

Odaya gittim, memur, ‘alışveriş yasak. Yasalara aykırı, başka bir ülkeden alışveriş yapamazsınız, Özellikle parametorios (Sınıra Yakın) bölgesi olarak asla olmaz. Bilgisayar ne çıkarırsa bakalım görelim. Biz ayarlamıyoruz bu rakamı’ denildi. Yani sizin anlayacağınız bu ülkede özellikle Kipi Sınır Kapısı’nda vergilendirme sistemi otomatik pilota bilgisayara havale edilmiş.

Marketten aldıklarım 65 Türk Lirası tutuyordu. Makbuzu göstermek istedim ama dikkate alan olmadı. Vergilendirme usulü makbusta gördüğünüz gibi 100 Euro üzerinden pazarlık ve hesap yapıldı. Benim söylediğim dikkate dahi alınmadı. İşte belgesini yalan olmadığı için yayınlamak istedim.

Bu ülkenin yasaları varsa, özellikle Gümrüklerde ne şekilde işliyorsa, vatandaşın vergiden kaç euroya kadar muaf olduğunu bilemiyoruz. Gümrük müdürlüğü eğer bir genel bilgilendirme yaparsa memnun oluruz. Aksi takdirde benim gibi acaba nekadar zavallı insan ‘sorma konuşma ver’ parası ödeyecek belli değil. 2 poşet 65 Türk Lirası tutarındaki sadece ve sadece yiyecek ürününe gümrük kapılarında vergilendirme yapıldığını ve üstelik 100 euro üzerinden ilk defa görüyorum ve duyuyorum. Başka hangi ülke 2 poşet yiyeceğe vergi alıyor onu da duymadım. Böyle bir uygulama hangi AB ülkesinde vardır hiç bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey var. O da bu sınır kapısında herşey yasak! Kanunlara saygılıyız, karşı gelecek durumumuz asla olamaz. Ama kanunlarda kanunları uygulayanlarda bize saygılı olmaları gerekir.

Son olarak şunu da hatırlatmak istedim. Eğer bu ülke Batı Trakya Türklerinden alınacak ‘keyfi uygulama’ vergisiyle kurtulacaksa biz buna da razıyız. Yeter ki ülkemiz kurtulsun. Saygılarımla. İlhan Tahsin Ahmet”.

30 yıldır AB üyesi ve mali sıkıntıdaki Yunanistan, gümrük kapısında “kendi vatandaşından” haraç alıyor..

KKTC kapılarında ise girenin-çıkanın hesabı yok.. Daha doğrusu “hesap” meydanda.. Bir istatistiğe göre yıllık 24 milyon, diğerine göre 15 milyon euro.. Yâni gülünecek şey ama “kaçak” hesabında bile 9 milyon euro fark var…

Bilerek mi yapıyorlar bilmiyorum ama ben önceki iki ayda, Cuma’ya denk gelen maaş ödemelerinin şu veya bu bahaneyle Pazartesi’ye ertelenmesi uygulamasının kalıcı hale getirilmesini öneriyorum..

Aksi takdirde Cuma maaşı alan, Cumartesi-Pazar götürüp Rum tarafına yatıracaktı..

Alttaki muslukların contası bozulmuşsa, diş kapmış da bir türlü kapanmıyorsa boşa giden suyu engelleyemezsiniz ve bu havuz su tutmaz…

Yasalar, yönetmelikler ve mevzuatta; “kapatamıyorsanız” kapıların nasıl daha iyi kontrol edilebileceğine dair maddeler, boşluklar mutlaka vardır..

Maliye Bakanı Ersin Tatar daha dün yeni bir AVM’nin açılışında yaptığı konuşmada “Hedeflerinin; ülkede kazanılan paranın ülkede harcanması ve Maliye’ye vergilerin yatırılması olduğunu vurgulayarak, alışverişlerin KKTC’de yapılması için bir kez daha çağrı yapıyoruz; burada kazandığınızı burada harcayın” diyor, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da “Güney Kıbrıs’la sadece müzakere masasında değil ekonomide de rekabet halinde olunduğunun unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, her türlü ürünün bulunduğu ülkede kazanılan paranın yine ülkede harcanması gerekliliğine” dikkat çekiyor..

Kulak verilmeli ve gereği yapılmalıdır…5 Eylül 2010

57’İNCİ ALAY HER YERDE                                 

 HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ

[email protected]

“HAVUZ”UN MEĞER DİBİ DELİKMİŞ - huseyin mumtaz

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir