Mehmet Seyfettin EROL
Türkiye sanki referanduma değil, “cenk”e gidiyor. Bir tarafta “evetçiler”, diğer tarafta “hayırcılar”.
Ortası yok!
Çünkü “bitaraf olan bertaraf olacak”…
Emir yüksek yerden…
Zat-ı şahaneleri böyle buyurmuş!
“Hayır”lı olsun!
***
Dolayısıyla sıkıysa “aktif tarafsızım”, “daimi tarafsızım”, “valla billa ben ortasıyım” deyin…
Yemezler!
Çünkü “Yok öyle 25 kuruşa simit”…
Ya “evetçi”sin ya da “onlar”dan. “Yerli Şahin” böyle buyuruyor…
Ne de olsa “Yeni Türkiye”nin “Yeni Demokrasi” anlayışı bu!
“Hayır”lı olsun!
***
Referandum süreci, aynen “Büyük Dünya Savaşları” gibi; bir yandan ittifaklar kuruluyor, diğer taraftan bozuluyor…
“Kirli İttifaklar” almış başını gidiyor!
“Demokrasi pazarı”nda, referandum yolunda birbirini satan satana, aklayan aklayana…
Dünün yüzer oylarının yerini, bugün “yanar-döner gruplar-partiler”, “ruh ikizleri-üçüzleri” almış, iş STK’lar üzerinden toptancılığa dönüştürülmüş, seçim piyasasında “at pazarlığı” almış başını gitmiş.
Ne de olsa bunun adı “Yeni Demokrasi”, ne kadar “demokratik özerklik”, o kadar oy!
“Hayır”lı olsun!
***
Referandum meydanları adeta er meydanı, birer cenk alanı; siyasetçiler ise birer pehlivan, yiğit misali.
Söylemler, iddialar, ithamlar ise, adet birer dinamit gibi; “Yeni Türkiye”yi temelden sarsan ve tüm değerleri alt üst eden… Sokaktaki vatandaşından en tepe noktasına kadar ülkeyi derinden bölen ve tarafsızlığı bir seçenek olmaktan çıkartıp, “hayır” ile eş değer tutan…
Dolayısıyla ortadaki hava, seçim değil, adeta bir terör havası; “Astığı astık, kestiği kestik” yeni demokrasi anlayışı yolunda gelinen son aşama…
Şimdi sormak lazım; daha fazla demokrasi vaat eden bu referandum mu daha tehlikeli yoksa PKK terörü mü?
Cevabı belli ama yine de bekleyen beklesin, ne de olsa çok kalmadı 13 Eylül sabahına…
Şimdiden “Hayır”lı olsun!
***
Bir yanıt yazın