Tam bir komedi! O kadar çok insan bu maskaralığa alet oluyor ki, şaşırıyorum. Zannetmeyin ki yalnız AKP’den söz ediyorum! Geniş anlamda solda da bu tiyatroya katılıp farkında olmadan tuzağa düşen o kadar çok isim var ki! Herkes beyin kayıtlarını silmişçesine kendini kaptırıp gözünün içine baka baka “tarihi” yalan söylüyor…
Bu konuda en abartılı örnek 12 Eylül! O Anayasa’ya %92 “Evet” çıkmış. Ama bugün sorsan tüm CHP’liler, tüm AKP’liler ve tüm diğer partiler bağıra çağıra “Hayır” verdiklerini iddia ediyorlar, günümüz sahte medya demokratlarının yaygaralarına uyum sağlama kalpazanlığıyla!
Hiç mi matematiğiniz yok? CHP’nin o günlerdeki oyu %40 civarında. Toplam “Hayır” oyu %8. Demek ki red oylarının hepsi CHP’li olsa bile (!) bu ancak o partinin %20’sini temsil eder. Demek en az %80 CHP’li “Evet” vermiş! O zaman ne gerek var bu balık hafızasına? CHP sadece bir örnek… Herkese bu “anakronik” sahtekarlık dünyasında yalan söyletiliyor. 12 Eylül öncesi terör neydi peki? Günde 25 gencin birbirini ve durakta bekleyen halkı taradıkları günler? Yüzü kızarmadan “o cinayetlerin hepsini asker işliyordu” palavralarını bugünkü bebelere yutturmaya kalkanlar, işi daha sıksalar demek “Amerikalı dört eri Deniz Gezmiş değil asker, İsrail başkonsolosu Elrom’u da THKP-C değil Demirel kaçırmıştı” diye 1971 bölgesini de o tahrifata alet edecekler!
12 Eylül’ü eleştirirken, sivillerin caniliğe taşan sayısız organize suçlarını ve partilerin basiretsizliğini görmezden geleceğinize, Evren yönetiminin işkence, parti kapatma, solu sindirme, halkı depolitize etmesini gündeme getirin. Ama yine kimseyi aldatmayın. O ortamda halkın ezici çoğunluğunun onayladığı o Anayasa da sonra defalarca değişti! 10 farklı hükümet geldi ülkeye! Sovyet bloğu çöktü, Irak Savaşı ve dijital devrim yaşandı. Yobazlık önce terörle, sonra sinsi politikalarla iliğimize sızdı, A’dan Z’ye her şey değişti, şimdi siz halk genç diye meydanı boş bulup on bin palavra sıkacaksınız! Bu mu politika, yani çok yüz(süz)lülük?
Bu hikayelere doymayanlar, işi daha da deşip 1960 Devrimi yorumlarını sahtekarlığa taşıyorlar… Sen istediğin oportünist yalanı at, o gün sokağa çıkma yasağına rağmen halk tankların üstünde askerlerle dansetmedi mi? Ülke düşman işgalinden kurtulmuş gibi sevinçten ayılıp bayılmadı mı? Üç kişinin yanyana sokakta yürümesinin yasaklandığı ve sansürün klişelerden haber çıkarttığı günler, zindanlara atılan gençler, siz bu “Demokrat Menderes” palavrasını sıktınız diye tarihten ve gazete sayfalarından silinecek mi? Hadi canım sen de!
Siz değil miydiniz, Batıya sözde Ermeni Soykırımı konusunda “tarihi, tarihçilere bırakalım” diye haklı yorumları döşeyen? Ne farkınız kalıyor o Avrupa Parlamentolarında kendini rezil eden oy çıkarcılarından? Tüm bunlar yetmez, gelin tarihimizle yüzleşmek adına “Constantinople’a saldırdı” diye Fatih’le ve onun izinden gittiğini söyleyenlerle düello yapalım! “Ey Fatih, sen referandum mu yaptın da bu kente saldırdın? Bak senin yüzünden AB’ye almıyorlar” diyelim!
Ya da bu delirmelerimiz dünyaya taşıyor mu diye etrafımıza göz atalım: Siz hiç ABD siyasi sahnesinde demokratların “Vay, siz Cumhuriyetçilerle yüzleşelim, Kennedy cinayetinin alt yapısını siz hazırladınız” diye yıllarca günlük siyaset yaptıklarını duydunuz mu? Ya da Fransa’da seçim kavgalarının “Cezayir’deki katliamlardan hangi parti daha çok sorumluydu?” diye yapıldığını? Siz hiç Sarkozy’nin “Siz solcular 1789’da darbe yaparak zavallı bir kralı yok ettiniz” diye Sosyalist Parti’ye geğirdiğini duydunuz mu? Peki Almanya’da günümüzde “siz zaten Naziler’in devamısınız,” diye siyaset yapıldığını? ADAMI TIMARHANEYE TIKARLAR YAHU, NE DİYORSUNUZ?
İnsanı güldürmeyin. Halkın bilgisizliğini üç buçuk paçavra gazete çıkarıp kalpazan aydınların laf salatalarıyla sömüren alçakların oyununa gelip tarih hakkında atıp tutmaya başlamayın. Tarih çok ciddi bir konudur ve onların utanılası hezeyanlarına alet edilemez. Hangi uygar ülkede bu tarihi kafasına göre her gün değiştirme hastalığına rastladınız? Bu hükümet, ülkeyi demokratikleştirmeye çalıştığını iddia ediyorsa, önce kendi performansına baksın. Yoksa gençlerin moda lafıyla adama “De get, bırak maskaralığı!” derler… AKP’nin hukuk ve demokrasi serüveni neler içermektedir, çağdaş bir Anayasa ve SPK nasıl hazırlanır; bu çelişkiler haftaya!
Bedri Baykam