AMERİKAN PENÇESİ

AMERİKAN  PENÇESİ
        Ay sonunda ayrılacak 6.000 asker arasında  son muharip birliklerinin de çekilmesiyle,
        ABD nin Irak’ta eğitim ve terörle mücadele operasyonlarında kullandığı personeli dışında askeri kalmıyor.
        Kalan 56.000 ABD askerinin  de  önümüzdeki yılın sonuna kadar geri çekilmesi  planlanıyor.
       “Status of Forces-Güçlerin Durumu-SOFA” Anlaşması uyarınca muharip askerlerin çekilmesine rağmen,
        ABD nin Irak’ta varlığı tüm boyutlarıyla devam ediyor.
        Çünkü dünya petrolünün %65 i,  tüketilen petrolün %40 nın Orta Doğu’dan sağlandığı gerçeği,
        ABD’nin  kanla  sağladığı üstünlüğünü terketmemesini gerektiriyor!
        Nitekim ilgili anlaşmaya göre;
        Mesela, Irak mahkemeleri Iraklılara karşı işlenen suçlara bakamazken, ABD cezaevi dahi açabiliyor!
        Güvenlik gereğince ülkede bulunma hakkını saklı tutuyor,
        Irak’a  başka bir ülkeden tehdit olduğunda savaş kararı alabiliyor!
        Anlaşma eki kimi gizli maddelerle ABD’nin Irak üzerinde açıklanmayan kimi haklar sağladığı da söylenenler arasındadır.
        ABD Irak içişlerine doğrudan müdahale hakkına sahiptir!
        İşgal şimdi başka bir boyutuyla sürüyor…
        *
        Irak’ta 7 Mart seçimlerinden sonra hükümet kurma çalışmaları tıkanmış görünüyor.
        Başbakanın kim olacağı hususunda Nuri El Maliki’nin,
        Bulunduğu Şii taban üzerinde Hukuk Devleti İttifakı, diğer liderler Sadr ve Hekim arasında  ciddi ihtilaflar yaşıyor.
        Rağmen Iyad Allavi’nin Irakiye Listesi, Suudi Arabistan’dan  mali destek almasının ortaya çıkması nedeniyle bu fırsatı kullanamıyor.
        Elbette ABD, Allavi’den yana durmasına rağmen sonuçta Irak için tıpkı Mısır ya da Pakistan benzeri yönlendirilen bir demokrasi istemektedir.
        Irak yönetiminin nasıl oluşacağı bilinmiyor.
        *
        Kuzey Irak’ta statüsü belli olmayan topraklarda işte  Kerkük’te, Ninevah,Tamim, Diyala’da,
        Rezervi bilinmeyen petrol ve doğal gaz için Araplar,Kürtler,Türkmenler ve başka azınlıklar mücadele ediyor.
        Kürtler işgal sonrasında güvenlik boşluğundan yararlanarak tarihsel miras kabul ettikleri bu bölgelere yerleşmeye başlayınca,
        Gerginlik yükselmiş,ABD muharip güçleri bölgede önlem almıştır.
        Her gücün petrol ve doğal gaz çıkarmak için iştahı ve yabancı firmalarla anlaşması  sorunu çetrefil kılıyor.
        Statüsü tartışmalı toprakların durumu ,güç paylaşımı,
        Güvenlik ve peşmergeler sorunu,
        Federal bir hidrokarbon yasası,
        Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde yerleşim,seçmen kütükleri ve mülkiyet konuları çözülünceye kadar;
        ABD askerlerinin çıkması sonucunda Kuzey Irak;
        Türkiye,İran ve Suriye’yi  de içine sürükleyebilecek bir tehdit bölgesi olarak algılanıyor.
        *
        Irak İşgal komutanı Org.Ray Odierno,
        BM Ana Sözleşmesi gereğince  Kuzey Irak’ta BM Barış Gücünün konuşlanmasının  gerekebileceğine işaret ediyor.
        BM Barış Gücü fikrinden hareketle,
        Türkiye’nin ayrılıkçı Kürt Hareketi  durumdan vazife çıkarıyor;
        Silahlarını Türkiye’de de konuşlanmasını istedikleri  BM Barış Gücüne teslim edebileceklerini,
        Demokratik Kürt Açılımının BM Barış Gücü nezaretinde yürüyebileceğini ilan ediyorlar!
        *
        Kuzey Irak’ta ve ayrılıkçı Kürt Hareketinin istediği gibi Türkiye’de de konuşlanacak  BM Barış Gücü;
        Türkiye’nin,Suriye ya da İran’ın Kürdistan üzerinde potansiyel operasyon gücünü önlemeyi,
        ABD nin Kürdistan üzerinden bölge ülkelerine operasyon yapabilmeyi,
        Kürt Sorununun uluslararasılaşmasının  yolunu açmayı amaçlıyor.
        *
        Bu seçeneğe karşı Türkiye Genelkurmayı ve o odaktan hareketle AKP iktidarı,
        NATO’nun coğrafi alanı içerisinde hareket etmekle kalmayıp,üye ülkelerin kollektif çıkarlarının tehdit altında bulunduğu bölgelerde de,
        Mesela Kuzey Irak’ta  aktif görev alması önerisinde bulunuyor.
        Bu suretle kısmen içinde olabileceği ve Ayrılıkçı Kürt Hareketini enterne edebileceğini kurguluyor.
        İyi ama BM kararlarının NATO’ya bir etkisinin olmayışı nedeniyle birçok ülkenin muhalefet ettiği NATO’nun;
        Bölge güç paylaşımında, statüsü belirlenecek tartışmalı topraklarda,mülkiyet konularında müşavir hizmeti,         tartışmalıdır!
        *
        TSK nın tamamiyle paçalarından yakalanmış kimi generalleri yüzünden bir o yana bir bu yana savrularak sersemletilmesinden de,
        Anlaşılıyor ki bir süre sonra bölgeye BM Barış Gücünün yönlendirilmesi  kuvvetli bir seçenek olarak görülüyor.
        Türkiye AKP iktidarıyla  ABD çıkarları doğrultusunda yönetilen bir demokrasi olmak yolunda son hızla ilerlerken,
        Hah!İşte ayrılıkçı hareket; referandumda  AKP ye kıyak çekiyor !
        Giderek uluslararası siyaset arenasında boy göstermeye aday Kürt Sorunu;
        Kuzey Irak fiili özerkliği üzerinden hareketle Türkiye’de,
        Giderek dört coğrafyada Kürdistan Konfederalizmine gidiyor…

        *
        Kuzey Irak’a BM Barış Gücünün ne zaman geleceği bilinmez!
        Hazır orada  ABD askeri de kalmadığına göre;
        O bölgeye adım adım sinmiş İsrail’e dikkat etmek gerekiyor.
        Görevi İran gizli servislerinin hareketini izlemek ve nükleer programında  erken uyarı vermek olan,
        Özel operasyonlar ve İstihbarat Servisi (MOSSAD) yanında,
        Gerektiğinde İran’a baskın için  Kürt Komandolarını eğiten Askeri İstihbarat Servisine (AMAN),
        Göz-kulak olmak!
        İyi ama nasıl, hangi istihbarat gücüyle?
        Siz deyiniz 15, ben diyeyim 25 ardışık generaller silsilesinde;
        Bırakınız İstihbaratta gelişmeyi,  kimi generalin  sadece paçalarını kaptırmış oldukları anlaşılıyor.
        İşte Balyoz’da 1 numaralı sanık, Yüksek Askeri Şura’da  itilip-kakılan Org.Saldıray Berk!
        Yediği pençeden şaşkına dönmüştür!
        Kendisini sanki o üniformayı sür-git giymek zorunda hissediyor?
        Şimdi de Başbakan’ın  açtığı hakaret davasıyla karşı-karşıya, şanlı TSK nın  prestijinden yediriyor…
        “Vallahi,Billahi ben başbakana kötü söz söylemedim”diyor.
        “Göz-Gez-Arpacık” diyemiyor!
        Pardon ne diyordum?
        -MOSSAD’ a dikkat!

AMERİKAN  PENÇESİ        Ay sonunda ayrılacak 6.000 asker arasında  son muharip birliklerinin de çekilmesiyle,        ABD nin Irak'ta eğitim ve terörle mücadele operasyonlarında kullandığı personeli dışında askeri kalmıyor.        Kalan 56.000 ABD askerinin  de  önümüzdeki yılın sonuna kadar geri çekilmesi  planlanıyor.       "Status of Forces-Güçlerin Durumu-SOFA" Anlaşması uyarınca muharip askerlerin çekilmesine rağmen,        ABD nin Irak'ta varlığı tüm boyutlarıyla devam ediyor.        Çünkü dünya petrolünün %65 i,  tüketilen petrolün %40 nın Orta Doğu'dan sağlandığı gerçeği,        ABD'nin  kanla  sağladığı üstünlüğünü terketmemesini gerektiriyor!        Nitekim ilgili anlaşmaya göre;        Mesela, Irak mahkemeleri Iraklılara karşı işlenen suçlara bakamazken, ABD cezaevi dahi açabiliyor!        Güvenlik gereğince ülkede bulunma hakkını saklı tutuyor,        Irak'a  başka bir ülkeden tehdit olduğunda savaş kararı alabiliyor!        Anlaşma eki kimi gizli maddelerle ABD'nin Irak üzerinde açıklanmayan kimi haklar sağladığı da söylenenler arasındadır.        ABD Irak içişlerine doğrudan müdahale hakkına sahiptir!        İşgal şimdi başka bir boyutuyla sürüyor...        *        Irak'ta 7 Mart seçimlerinden sonra hükümet kurma çalışmaları tıkanmış görünüyor.        Başbakanın kim olacağı hususunda Nuri El Maliki'nin,        Bulunduğu Şii taban üzerinde Hukuk Devleti İttifakı, diğer liderler Sadr ve Hekim arasında  ciddi ihtilaflar yaşıyor.        Rağmen Iyad Allavi'nin Irakiye Listesi, Suudi Arabistan'dan  mali destek almasının ortaya çıkması nedeniyle bu fırsatı kullanamıyor.        Elbette ABD, Allavi'den yana durmasına rağmen sonuçta Irak için tıpkı Mısır ya da Pakistan benzeri yönlendirilen bir demokrasi istemektedir.        Irak yönetiminin nasıl oluşacağı bilinmiyor.        *        Kuzey Irak'ta statüsü belli olmayan topraklarda işte  Kerkük'te, Ninevah,Tamim, Diyala'da,        Rezervi bilinmeyen petrol ve doğal gaz için Araplar,Kürtler,Türkmenler ve başka azınlıklar mücadele ediyor.        Kürtler işgal sonrasında güvenlik boşluğundan yararlanarak tarihsel miras kabul ettikleri bu bölgelere yerleşmeye başlayınca,        Gerginlik yükselmiş,ABD muharip güçleri bölgede önlem almıştır.        Her gücün petrol ve doğal gaz çıkarmak için iştahı ve yabancı firmalarla anlaşması  sorunu çetrefil kılıyor.        Statüsü tartışmalı toprakların durumu ,güç paylaşımı,        Güvenlik ve peşmergeler sorunu,        Federal bir hidrokarbon yasası,        Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde yerleşim,seçmen kütükleri ve mülkiyet konuları çözülünceye kadar;        ABD askerlerinin çıkması sonucunda Kuzey Irak;        Türkiye,İran ve Suriye'yi  de içine sürükleyebilecek bir tehdit bölgesi olarak algılanıyor.        *        Irak İşgal komutanı Org.Ray Odierno,        BM Ana Sözleşmesi gereğince  Kuzey Irak'ta BM Barış Gücünün konuşlanmasının  gerekebileceğine işaret ediyor.        BM Barış Gücü fikrinden hareketle,        Türkiye'nin ayrılıkçı Kürt Hareketi  durumdan vazife çıkarıyor;        Silahlarını Türkiye'de de konuşlanmasını istedikleri  BM Barış Gücüne teslim edebileceklerini,        Demokratik Kürt Açılımının BM Barış Gücü nezaretinde yürüyebileceğini ilan ediyorlar!        *        Kuzey Irak'ta ve ayrılıkçı Kürt Hareketinin istediği gibi Türkiye'de de konuşlanacak  BM Barış Gücü;        Türkiye'nin,Suriye ya da İran'ın Kürdistan üzerinde potansiyel operasyon gücünü önlemeyi,        ABD nin Kürdistan üzerinden bölge ülkelerine operasyon yapabilmeyi,        Kürt Sorununun uluslararasılaşmasının  yolunu açmayı amaçlıyor.        *        Bu seçeneğe karşı Türkiye Genelkurmayı ve o odaktan hareketle AKP iktidarı,        NATO'nun coğrafi alanı içerisinde hareket etmekle kalmayıp,üye ülkelerin kollektif çıkarlarının tehdit altında bulunduğu bölgelerde de,        Mesela Kuzey Irak'ta  aktif görev alması önerisinde bulunuyor.        Bu suretle kısmen içinde olabileceği ve Ayrılıkçı Kürt Hareketini enterne edebileceğini kurguluyor.        İyi ama BM kararlarının NATO'ya bir etkisinin olmayışı nedeniyle birçok ülkenin muhalefet ettiği NATO'nun;        Bölge güç paylaşımında, statüsü belirlenecek tartışmalı topraklarda,mülkiyet konularında müşavir hizmeti,         tartışmalıdır!        *        TSK nın tamamiyle paçalarından yakalanmış kimi generalleri yüzünden bir o yana bir bu yana savrularak sersemletilmesinden de,        Anlaşılıyor ki bir süre sonra bölgeye BM Barış Gücünün yönlendirilmesi  kuvvetli bir seçenek olarak görülüyor.        Türkiye AKP iktidarıyla  ABD çıkarları doğrultusunda yönetilen bir demokrasi olmak yolunda son hızla ilerlerken,        Hah!İşte ayrılıkçı hareket; referandumda  AKP ye kıyak çekiyor !        Giderek uluslararası siyaset arenasında boy göstermeye aday Kürt Sorunu;        Kuzey Irak fiili özerkliği üzerinden hareketle Türkiye'de,        Giderek dört coğrafyada Kürdistan Konfederalizmine gidiyor... - bayrak abd tr

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir