Hasan Pulur
Rahmetli Dinçer Güner ve İsmail Cem yaşamış olsalardı, o günü hatırlarlardı.
1970’li yıllar, Milliyet yazı işlerinde iki ekip çalışıyor, gündüzcüler ve gececiler… İzin, mazeret durumlarına göre, ekiplerin kadrosu değişse de, demirbaşlar var…
Biz, o tarihte gündüz ekibindeniz, İsmail Cem yurt dışında eğitimini tamamlayıp gelmiş, gazeteci olmak istiyor; Abdi İpekçi’nin amcasının oğlu, bir gazetenin nasıl çıkarıldığını görüyor, öğreniyor; biz de sıkışınca kendisinden yardım istiyoruz, özellikle İngilizce ve Fransızca çeviriler için… Yazı işlerinin sıkıntısı, resim altları, İngilizce fotoğrafların altına Türkçelerini yazmak…
* * *
Sanıyoruz Nuh’un gemisi‘yle ilgili bir fotoğraftı, İsmail Cem için çocuk oyuncağı üç satır… Meğer başımıza ne büyük dert almışız. İsmail Cem, Ağrı Dağı’nda çekilen fotoğraf altının çevirisini yaparken aslına sadık kalarak “Ararat” Dağı demiş, biz dâhil herkes atlamış; ertesi gün kıyamet koptu, gazetenin telefonları felç, protesto edenler, küfredenler, hainler diye bağıranlar…
Niye? Çünkü Ağrı Dağı’nın Ermenice adı “Ararat” Dağı, ne Ermeniliğimiz kaldı, ne hainliğimiz, rahmetli Dinçer Güner bu fırsatı kaçırır mı? Hemen isim taktı: “Ararat ekibi.”
* * *
Bu anımız niye canlandı?
Pazartesi günü Milliyet’te bayraklı iki fotoğraf vardı:
“Ermeni asıllı Amerikalı ve Kanadalı dağcılar izinleri olmadığı halde, Ağrı Dağı’na tırmandılar, Ermenistan ve Dağlık Karabağ bayraklarını diktiler.”
* * *
Bereket versin “Ararat” dememişler.
Hem deselerdi ne olacaktı?
Hiççç!
Herkes her şeye o kadar alıştı ki, kimsenin kılı kıpırdamıyor, olanlar bize olmuş!
* * *
Haberin kaynağı, internetteki Ermeni haber sitesi: “Asbarez…”
Üç günde dağa çıkıp, bayrak diken ve poz veren Ermenilerin pişirdiği aşa soğuk su katan Türkiye Cumhuriyeti’nin Turizm Bakanı olmuş… Ermenilerin dağa çıkış için izinleri varmış ama, Bakanlık faks göndererek izini iptal ettiğini duyurmuş…
Niye, neden?
Ne olur yani, Gürcistan’dan girerek dağa çıkan bu Ermenilerden ne istediniz?
Sayın Dışişleri Bakanımız, “Komşularla sıfır sorun” diye, dudaklarında ilahi tebessümle gülücükler dağıtırken Turizm Bakanlığı’nın işine bakın…
* * *
Alışacaksınız, bunlara alışacaksınız; artık o dağa “Ağrı” demek zorunda da değilsiniz, komşularınız “Ararat” diyorsa, siz de öyle diyeceksiniz.
Hırant Dink katledildikten sonra, “Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hırant’ız!” diye haykıranlara karşı mısınız? Hepimiz Ermeniysek, hepimiz Hırant’sak Ağrı Dağı da “Ararat” olsa ne yazar!
* * *
Haberin sonunda da ilginç bir yorum var:
“Bölge de Kürt nüfusu çoğunlukta, Kürtler Türk hükümetini ya da izinleri ciddiye almıyor!”
Yoksa ciddiye almaları gerekiyor muydu?
Eski camlar bardak, eski Ağrılar, Ararat oldu, biline!
* * *
Bir haber daha:
Ermeniler, Çankaya Köşkü’nün arazisinin de bir Ermeniye ait olduğunu söyleyerek dava açacaklarmış…
Çankaya Köşkü ile daha birçok yerin sahipleri de Ermeniymiş…
Bari oldu olacak, bir de Anıt-Kabir için dava açsalar…
Bir yanıt yazın