Başbakan, üç eşli danışmanına ne danışacak?

05 Ağustos 2010 Perşembe

Yüksek Askeri Şûra’da ordunun yeni komuta kademesinin belirlerlenmesi konusunda büyük kriz çıkmış da…
Başbakan, atamalar istediği gibi olmadığı için toplantıya katılmamış da…
Ankara’da gergin saatler yaşanmış da…
Geçiniz… Hepsi hikâye!
Dünkü Cumhuriyet’te öyle bir haber vardı ki; bin tane “YAŞ ataması”nı gölgede bırakır.

***

Bu habere göre; Başbakan, bir süre önce kendisine yeni bir “danışman” atamış.
Adı, Ali Yüksel…
Peki kim bu Ali Yüksel?
Beyefendi, Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa’da faaliyet gösteren Milli Görüş Teşkilatı’nın eski Genel Başkanı’ymış…
Hatta bir ara Almanya’da “Şeyhülislam” bile seçilmiş…
Şimdi genç okurlar diyecekler ki; “O da ne?”
Bilmemekte haklılar; çünkü Türkiye Cumhuriyeti‘nde böyle bir “unvan” yok!
“Şeyhülislam”lık, bizim beylerin hayranı olduğu Osmanlılar‘a ait bir kavram ve “Osmanlı Devleti’nde, kabinede sadrazamdan sonra yer alan ve genellikle din işlerinden sorumlu olan üye” anlamına geliyor. Bütün din kurumları da ona bağlı oluyor.

***

Ali Yüksel’in iki özelliği daha var:
Birincisi; bu zat, AKP’nin en gözü kara, en ateşli hatibi ve Grup Başkanvekili, Samsun Milletvekili Suat Kılıç’ın kayınpederi…
İkincisi de, üç kadınla birden evli!

***

Gazeteci Fehmi Çalmuk, “Merak Edilen Kızlar” isimli bir kitap yazmış ve hem Ali Yüksel’le, hem de eşleriyle yaptığı söyleşiyi yayınlamış.
İlk eşi Dilber Yüksel demiş ki:
“Ona âşık olduğumda 11 yaşındaydım. Karakterini tanırsınız, İslami bir yaşantısı var. Biz onun üç eşiyiz. Adil davranır. Haftanın 7 günü var, her gün birimizde… Sırayla gidiyor. Dördüncü kez evlenmek isterse, evlenmesin diyemem, haksızlık yapmış olurum. Onun hakkıdır. Ama hanım olarak kırılırım.”
Fehmi Çalmuk daha sonra, “şeyhülislam” Ali Yüksel’e, “Dördüncü evliliği düşünüyor musunuz?” diye sormuş. Aldığı yanıt, “İkinci kez evlendiğim zaman ‘Niyetim dörde kadar gitmek ama kısmetim nedir, onu bilemem Allah bilir’ dedim. Evlenebilirim.” olmuş…

***

Şimdi; Sayın Başbakan’a sormak istiyorum:
Sanıyorum; Ali Yüksel Beyefendi, danışmanınız olduğu için ayda 5-6 bin liraya yakın bir maaş alıyor, devletin arabasına biniyor, falan…
Eeee; ne de olsa üç eşe, onca çocuğa bakmak kolay değil, devlet desteği şart!0.
İyi de Sayın Başbakan; siz bu Ali Yüksel’e ne danışıyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarını umursamayan, şeriatı bahane ederek o yasaları ayaklar altına alan bu kişiyi, hangi üstün (!) özellikleri nedeniyle TC Başbakanı’nın “akıl vericiliği” görevine lâyık buldunuz?
Kendisini ilk genel seçimlerde milletvekili seçtirip, “Aileden Sorumlu Devlet Bakanı” da yapacak mısınız?
Yoksa…
Topluma sık sık önerdiğiniz, “Yapabildiğiniz kadar çok
çocuk yapın” önerinizi projeye dönüştürüp, başına bu beyefendiyi getirmeyi mi düşünüyorsunuz?

*****

UMRE!
Ramazan umresi için 80 bin kişi başvurunca, AKP‘de panik başlamış…
Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, MKYK‘da parti yöneticilerini uyararak, “Ramazan umresine gideceklerin büyük bölümü ‘evet’ oyu verecek kitleden. Bayramı da Mekke’de geçirecekleri için referandumda oy veremezler. Seçmenlerinize söyleyin, umreyi başka dönem yapsınlar” demiş…
Geçmişte 15 milyon kişiden oy alan ve dini değerlere önem veren bir parti, bugün sırf 80 bin oy için ibadetin ertelenmesini istemeyi bile göze alıyorsa; bana göre bunda bir iş vardır!

*****

GÜNÜN SORUSU
Dünkü son derece kritik Yüksek Askeri Şûra toplantısına katılmayan Başbakan, sanatçı Lale Mansur ve arkadaşlarıyla görüştü.
Acaba Lale Mansur’a, Hasan Iğsız’ın yerine Kara Kuvvetleri Komutanı olmasını mı teklif etti?

*****

Hüseyin Çelik’ten, bal gibi ‘mahalle baskısı’ itirafı!
Bir gazete önceki gün bir haber yapmış ve aralarında Mehmet Ali Erbil, Behzat Uygur, Adnan Şenses ve Mustafa Sandal gibi bazı sanatçıların referandumda “Hayır” oyu vereceğini yazmış. AKP’li Hüseyin Çelik de, adı geçen sanatçıları tek aradığını ve “Gerçekten ‘Hayır’ oyu verecek misiniz?” diye sorduğunu söylemiş… O sanatçılar da Çelik’e, “Biz böyle bir şey söylemedik” demiş…
İsteyen “Hayır” der, isteyen “Evet…”
Bakanlık yapmış ve sözde demokrasiyi savunan bir kişinin, haberde adı geçen sanatçıları tek tek arayıp bu soruyu sorması bile en azından “mahalle baskısı” değil midir?
Keşke Hüseyin Bey, beni de arayıp aynı soruyu sorsa… Yanıtım o kadar açık olur ki:
“Size ne?”

Mustafa MUTLU

Vatan

Hüseyin Çelik’ten, bal gibi ‘mahalle baskısı’ itirafı!
Bir gazete önceki gün bir haber yapmış ve aralarında Mehmet Ali Erbil, Behzat Uygur, Adnan Şenses ve Mustafa Sandal gibi bazı sanatçıların referandumda “Hayır” oyu vereceğini yazmış. AKP’li Hüseyin Çelik de, adı geçen sanatçıları tek aradığını ve “Gerçekten ‘Hayır’ oyu verecek misiniz?” diye sorduğunu söylemiş… O sanatçılar da Çelik’e, “Biz böyle bir şey söylemedik” demiş…
İsteyen “Hayır” der, isteyen “Evet…”
Bakanlık yapmış ve sözde demokrasiyi savunan bir kişinin, haberde adı geçen sanatçıları tek tek arayıp bu soruyu sorması bile en azından “mahalle baskısı” değil midir?
Keşke Hüseyin Bey, beni de arayıp aynı soruyu sorsa… Yanıtım o kadar açık olur ki:
“Size ne?”

Mustafa MUTLU

*** - Basbakanin araci

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir