Habur sınır kapılarında seyyar mahkemeler kuruluyor ve “pişman olmadıklarını” söyleyen teröristler serbest bırakılıyor sonra ellerini kollarını sallayarak dağa dönüyorlar.
Bunlara dokunulamıyor…
Polise taş atan, etrafı yakıp yıkan sanıklar serbest bırakılırken “zafer işareti” yapıyorlar. Onları yakalayan polislerin cenazeleri kaldırılıyor. Cezaevinden çıkan suçlular ise kahramanlar gibi karşılanıyorlar.
Bunlara dokunulamıyor…
Bir kısım Belediye Başkanları; teröristlere övgüler yağdırıyor, cenazelerini törenle kaldırıyor, kürdistan adı altında muhtariyet istiyor, Beldelerine ayrı bayrak, ayrı milli marş, ayrı dil istiyor.
Bunlara dokunulamıyor…
***
Yüzlerce aydın, yazar, gazeteci, hukukcu, avukat, doktor, profesör, aylardan yıllardan beri tutuklu. İşlemeyi düşündükleri iddia edilen “düşünce suçlarından” ötürü yargılanıyorlar.
Bunlara dokunulabiliyor…
Yüzlerce muvazzaf, emekli asker, subay tutuklanıyor. Onların da seneler önce “işlemeyi düşündükleri iddia edilen sanal suçlarından” ötürü yargılanmaları isteniyor.
Bunlara da dokunulabiliyor…
***
Ama 550 kişilik Millet Meclisinde, suç teşkil eden eylemlerden ötürü 627 dosya bekliyor. Bu sayı giderek artıyor. 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde 251 olan dosya sayısı Şubat 2009 da 315 olurken, bu yılın Ocak ayında 514 , Mart ayında 586 , Temmuz’da 627 olmuş.
Bunlara dokunulamıyor…
Anayasa Komisyonu Başkanının açıklamalarına göre bekleyen bu suç dosyalarında, kişi olarak AKP, dosya sayısı olarak BDP önde gidiyor.
74 AKP li milletvekilinin 121 dosyası,
19 BDP’li vekilin 421 dosyası bulunuyor. Yani her BDP’li vekile 22 suç dosyası düşüyor.
29 CHP’linin 57 dosyası,
13 MHP’linin 11 dosyası,
2 bağımsız vekilin ise 3 dosyası bulunuyor.
Yine TBMM Anayasa Komisyonu Başkan’ının açıklamalarına göre Sn.Recep Tayyip Erdoğan hakkında 2004 yılında, Sn.Abdullah Gül hakkında 2002 yılında Meclis’e intikal eden dosyalar, o tarihden bu yana “dokunulmazlık” nedeniyle bekletiliyor.
Anayasa Komisyonu Başkanı’nın yaptığı açıklamaya göre, bekleyen dosyalardaki “suçların niteliği” ise genel olarak şöyle ;
“Devlet İhale Kanununa aykırılık, hırsızlık, faili belli olmayacak şekilde adam yaralamak, tehdit, cezaevine yasak madde sokmaya çalışmak, kaçak su hattı çekmek suretiyle hırsızlık, kaçak elektrik kullanmak, silahlı yağma suçuna azmettirmek, görevi kötüye kullanmak ve resmi evrakta sahtekarlık, resmi alım-satımlara fesat karıştırmak, görevi suistimal, görevde müessir fiil, hakkı olmayan yere tecavüz, yalan beyanda bulunmak, görevde yetkiyi kötüye kullanmak, hizmet sebebiyle emniyeti suistimal, bir kısım kooperatiflere usulsüz arsa tahsis etmek, sahte olarak tanzim edilen resmi evrakı bilerek kullanmak, teşekkül halinde akaryakıt kaçakçılığı, kurumu zarara uğratmak, kamu kurumunu dolandırmak, gerçeğe aykırı puantaj bildirimlerine dayanarak haksız ödemelere neden olmak, avukatlık görevini kötüye kullanmak, görevli memura hakaret.”
Kimilerine “dokunulabiliyor.”
Kimilerine “dokunulamıyor.”
Tabii şimdilik…
Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği
Genel Başkanı
erdemak@gmail.com
Bir yanıt yazın