Ancak araştırmacılar bulguların bir yaşam belirtisi mi yoksa diğer jeolojik hareketlerle oluşan şekiller mi olup olmadığını tespit etmek için daha kapsamlı incelemeler yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Bölge, 2008 yılında bir araştırmacı ekibi kayalarda karbon mineralleri bulunduğunu saptadığında bilimadamlarının merakını uyandırmıştı.
Canlılar gömüldüklerinde karbonlaşıp kömüre dönüşürler. Dolayısıyla, bu Mars’ta hayat olabileceğine ilişkin ilk belirgin işaret.
Şimdi dünya dışındaki canlı arayışları konusunda çalışmalar yürüten Kaliforniya merkezli SETİ adlı bir enstitü Mars’ta saptanan bu kaya parçalarının Avustralya’nın batısında bulunan Pilbara adlı bölgedekilerle benzeştiğini söylüyor.
Araştırmanın liderliğini yürüten Dr. Adrian Brown, Nilae Fossae’nin içerdiği mineraller dikkate alındığında Pilbara’nın tıpatıp benzeri olduğu görüşünde.
”Pilbara’nın yerkürede yaşama ilişkin en iyi korunan kanıtları içerdiğini” kaydeden Brown, ”Mars’ta yalnızca bir bölgede kömürleşme saptadık. Bu bize, Mars’ta daha önceki dönemlerde yaşamın bulunup bulunmadığını saptamak için daha kapsamlı çalışma yapacağımız bölgenin burası olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
Araştırma ekibi NASA’nın bir Mars’a bir sonraki insansız seyahatinin Nilae Fossae’yi ziyaret etmesi ve burada yaşam kanıtları için malzeme toplamasını umuyor.
Ancak NASA gelecek yıl Mars’a gönderilecek aracı bu antik, kayalık, koşulların belirsiz olduğu vadiye indirmenin çok tehlikeli olduğu görüşünde.
Mars Bilim Laboratuvarı olarak adlandırılan robot, 2018 yılına kadar Mars’a gidecek son araç olacak.
Bilimadamları, Amerikan uzay kurumunun aracını Mars yüzeyinde nereye indireceğini açıklamasını bekliyor.
SETİ araştırmacıları ise, NASA’nın aracını bu bölgeye indirmeme kararı almasıyla Mars’ta yaşam olup olmadığına ilişkin esrarı çözmek için önemli bir fırsatın kaçırıldığını savunuyor.
BBC