A L D O L S U N
Başbakan Erdoğan, Demokratik açılım sürecini tanıtma ve destek arama çalışmalarına devam ediyor.
Bu kez sürecin Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi kapsamını, sivil toplum örgütleri kadın temsilcilerine anlattı.
– Açılım boşsa, bize içini dolduracak malzeme verin, dedi.
*
– Verin Dolsun, diyor!
İyi ama,Başbakan’ın geçen hafta muhalefet liderleriyle yaptığı,
Açılım sürecinde Terörle Mücadele konusunda görüşmelerin sonucunu,
Bizzat teklifi, Özel Profesyonel Ordu kurulması noktasına sıkıştırdığını da görmek gerekiyor!
*
Halbuki Baykal’ın açılıma kapattığı CHP’nin, Kılıçdaroğlu ile açılması,
Türkiye’nin; Demokratik açılım sürecini pekalâ başarma inanç ve isteğini gösteriyor.
Toplumsal desteğin sağlanması ve Milli Birlik – Kardeşlik Projesinin başarısı için,
CHP nin aralık kapısından alınabileceklerin dahi projenin içini dolduracağı iyimserliği gerekiyor.
CHP desteğinin önemi; kadirşinas bir yaklaşım ile defaatle işlenmeliydi!
Ne ki, verilmek istenenin alınmadığı anlaşılıyor.
*
Kılıçdaroğlu, Başbakan’a;
Millî dayanışma ve adalet anlayışını teminen; Seçim barajının düşürülmesi,
Yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılması gereği; Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması,
Özel şartları nedeniyle karma ekonomi modeliyle; Doğu’da fabrikalar kurmak,
Hayvancılığın geliştirilmesine yönelik genetik potansiyelin arttırılması, ıslah, yüksek teknoloji,kayıtlılık,yem ve pazarlama zincirinde son nokta; Et ve Balık Kurumunun yeniden güçlendirilmesi,
Tarımsal alanların mülkiyetinin yeniden değerlendirilmesi ve kollektif tarıma neden olmak üzere;Mayınlı arazilerin temizlendikten sonra topraksız köylülere verilmesini,
İçeren beş öneride bulunuyor.
İlave olarak her konuşmasında Türkiye’ye yeni bir anayasa sözü veriyor.
Bu sosyo-ekonomik önerilerin uygulanması ve vatandaşlık esasında kurgulanabilir bir anayasa,
Barış içinde ortaklaşılan bir toplum inşasını pekalâ sağlayabilir.
Bu taktirde güvenlik kuvvetleri de terörü neden sonlandırmasın ?
Verildiği fakat alınmadığı görülüyor!
*
Çünkü Başbakan, Demokratik Açılım Projesini;
Kuzey Irak Kürdistan Ulusal Devletinin kurulması hizmeti karşılığında,
Türkiye’den Kürtçü terörün kaldırılması balansı olarak düşünüyor.
Tamamiyle kadrolaştırdığı devlet organizasyonuyla,
Doğu’da eğitim,sağlık ve alt yapı hizmetleri, terör mağdurlarına tazminat ödenmesi gibi sosyal projeler,
TRT Şeş, bazı üniversitelerde Kürtçe Dili ve Edebiyatı bölümleri açıyor.
Rağmen ötekileştiren bir anlayışla ekonominin kazancını; izindeki islami sermayeye akıttığı gerçeğini silemiyor.
O sermayenin istihdamı , zekatı ve sadakasıyla bölgenin işsiz ve aşsız kitlelerinden,
Mütemadiyen büyüyen sermayesi için oy kazanma mücadelesi haksızlık, sıkıntı ve öfke yaratıyor.
Vizyonunda insan unsurunun kat’iyen yer almaması: kırıyor!
*
Türkiye halkı Başbakanı ile ilgili yeterli deneyimdedir.
Başbakan, “Açılımın içi boşsa,verin dolsun” diyor.
Onun verin dediği, mesela şu aşamada “Sultan” olmasını teminen referandumda istediği oydur.
Hepsi budur, gerisiyle asla ilgilenmiyor!
*
Doğrusu, Demokratik açılım, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinin yürütülmesi,
Orta Doğu’nun nefes alması,
Türkiye’nin işlemesi,
Terörün de bitmesi,
Barış içinde ortak bir yarın için,
Başbakan’ın anlayışı yetmiyor.
Tam noktada halkın engin ferasetine inanmak gerekiyor…
*
İşte, Al Dolsun!
Bir yanıt yazın