20 Temmuz 1974’ de Türkiye, 1960 Garantie Anlasmasi’nin kendisine verdigi hakki kullanarak, adaya müdahale etmistir. Bu Baris Harekati Kibris
halkinin topyekün katliamini önlemis, adaya baris getirmis ve en önemlisi, Kibris Türkünün acilarina son vermistir.
Baris harekati ayni zamanda Rum toplumuna da ic barisi saglamis, hem Rum tarafi hem Yunanistan’a demokrasiyi getirmis ve ekonomik gelismenin kapisini acmistir.
Kibris’in acili yillari 19. yüzyil sonlarindan itibaren, yani ada’nin 1878’ de Osmanli’dan Ingiliz idaresine gectigi dönemler de baslamistir. Bu dönemden itibaren ada
Rumlari ve Yunanlilarin tek hedefi ENOSIS (Ilhak) olmustur. Bu faaliyet cercevesi icerisinde hazirlanan AKRITAS kod adli imha plani ile Kibris Türk toplumunun imha
edilmesi hedeflenmistir.
1960 Ortaklik Cumhuriyetinden zorla atilan Türklerin köyleri yakilmis, onbinlercesi de evlerini terk etmek ve 11 yil boyunca aclik ve sefalet icinde yasamak zorunda birakilmislardir.
1963 – 1974 zaman dilimi icerisinde Türk halkina yönelik terör ve siddet olaylari devam etti, ancak Türk direnisi sayesinde amaclarina ulasamadilar.
15. Temmuz 1974 sabahi kislalarindan cikan Yunan Askerleri ve fanatik EOKA’ cilar yönetimindeki Rum Milli Muhafiz Ordusu, ENOSIS amacaiyla darbe harekatina baslamistir.
Bu olay, Türkiye’yi 1960 Garantie Anlasmasinda öngörülen haklarini kullanarak adaya müdahale etmek zorunda birakmistir. Bu harekatin amaci, Türk halki’nin imhasi ve ENOSIS’ i
önlemek, adaya barisi getirmekti. Bu harekatla ayni zamanda, ada’da ki terör olaylari son bulmus ve Türk halki etrafindaki kusatma parcalanarak özgürlügüne kavusmustur.
Bu gün ada’da, kendi bölgelerinde, kendi özgür yönetimleri altinda yasayan iki halk vardir. Kibris Türk halki, 15 Kasim 1983’ te kurdugu devletinde (KKTC), demokratik bir cati altinda.
Kendi gelecegini belirleme hakkina sahip olarak yasamaktadir. Ancak, Kibris Cumhuriyeti ünvanini,
yasadisi olarak kullanan Rum Yönetimi, Kibris Türk halkinin haklarini kabul etmemekte direniyor ve ambargolar uyguluyor.
AB, Türk tarafini senelerce oyaladiktan sonra, ve
„Kibris Cumhuriyeti“ Anayasasina ve uluslararasi anlasmalara aykiri olarak, ve Türk tarafi’nin itirazlarini kaale almadan, Rum yönetimini,
ada’nin tek temsilcisiymis gibi, tam üyelige almistir. Bu hem Kibris Türklerine hem de NATO
mütefiki Türkiye’ye yapilan cok büyük bir haksizliktir, ve tarihi bir hatadir.
Kibris sorununa cözüm arayisi altinda senelerdir süre gelen görüsmeler, Türk tarafini oyalama politikasinin bir devamidir ve hic bir cözüme
götürmeyecektir. Kibris Türkleri’nin kültürel organizasyonlarina dahi mudahale etme cürretini gösteren Rum tarafi, baris istedigine dair hic bir isaret vermemektedir.
Dini, Dili, Kültürü ve Tarihi ayri olan iki toplumun 47 yillik ayriliktan sonra ve bunca acili olaylardan sonra, hic birsey olmamis gibi, bir araya gelmeleri düsünülemez.
Avrupa Birligine bakarsak, ayni kültürü paylasan 27 Hristiyan ülkeden olustugunu görüyoruz.
Türkiye’nin AB üyelik perspektifleri ne olursa olsun, bu üyeligi Kibris Sarti ve Santajina baglamak kimseye fayda vermeyecektir. Kibris Türk halki,
kendi kaderini tayin etme hakkinin bir ürünü olan KKTC’ ni ilelebet savunmaya ve yasatmaya ant Icmistir. Bunu, tüm dünya’nin er veya gec, anlayacagina ve de kabul edecegine inancimiz tam dir.
Baris Harekatini icra eden kahraman Türk Silahli Kuvvetlerine ve siyasi liderligine tesekkür eder, canlarini kaybetmis olan tüm sehitlerimizi rahmetle ve saygi ile anariz.
Küfi Seydali
Kuzey Kibrisin Dostklari Dernegi
Avusturya
Bir yanıt yazın