Site icon Turkish Forum

Matyat’lıların AİHM Davası

1963-1974 yılları arasında bizlere acımasızca uygulanan Soykırım nedeni ile mağdur olan tüm köylülerin ve kişilerin, aynen Matyat’lılar ve Yağmuraalan köylüleri gibi birleşerek AİHM’de dava açmalarının zamanı gelmiştir. Hiç kimse ve hiçbir güç bu dünyalar güzeli vatanımızdan bizi atamadı atamayacak da. Hakkımızı sonuna kadar aramalıyız. - Matyat 1 

Matyatlı Türkler, Kıbrıs tarihindeki şanssız köylülerimizden.

1963-1974 yılları arasında bizlere sadece ve sadece Türk olduğumuz için Rumlar tarafından acımasızca uygulanan “Soykırım”ın en güzel örneklerinden bir tanesi Matyat’ta yaşananlar.

Lefkoşa’ya bağlı ve Lefkoşa’nın 26 kilometre güneyinde, 1960 nüfus sayımına göre 201 Rum ve 208 Türk’ün yaşadığı karma bir köy olan Matyat’ın Türk mahallesi, 23 Aralık 1963 günü öğle vakti Matyat’lı Rumlar ve komşu Rum köylerinden gelen yüzlerce silahlı Rumun saldırısına uğrar.

Köyün diğer erkekleri işlerindeyken köyü beklemekle görevli 15-20 Türk, av tüfekleri ile  askeri silahlarla donanmış saldırganlara karşı direnirler. Sonra teker teker fişeklerini bitirirler ve havanın kararmasıyla birlikte mahallelerini terk ederek komşu Koçyatağı (Koççat) köyüne doğru çekilirler. Ama geriye baktıklarında Türk evlerinin önce yağmalandığını sonra da yakıldığını görerek bir daha geriye dönüşün olamayacağını anlarlar. Aradan geçen 47 yıl içinde Matyat’lı Türkler gerçekten de bir daha köylerine dönemediler ve tüm mal varlıklarını da kaybettiler.

Konuyu AİHM’ye taşıyan Matyat’lıları kutlarım.

Yeni bir kapı açtılar.

Yağmuralan köylüleri de aynı girişimi yaparak uğradıkları soykırımı AİHM’ye taşımışlardı. Bekliyoruz.

21 Aralık 1963 sonrasında gerçekten de Kıbrıslı Türklere “Soykırım” uyguladı ve uygulattırdı katil papaz “Makarios”.

Nasıl bir din adamıysaydı da.

Türklere yasal yollardan saldırabilmek için hem Mısır’dan hem de Sovyet Rusya’dan silahlar getirtti. 12 Ocak 1964 tarihinde 1960 Kıbrıs Anayasası’na aykırı olarak yüzde 30’u Türk olması gereken 2 bin kişilik Polis kuvvetlerinden Türkleri attı ve sayısını 5 bine çıkararak tüm EOKA’cıları polis örgütü içine aldı. Amacının ve hedefinin de “Adayı Türklerden arındırmak” olduğunu da utanmadan ve içi cız etmeden açıkladı.

KKTC Cumhurbaşkanlığındaki belgelere ve Kurucu Cumhurbaşkanı R. R. Denktaş’ın yayınladığı kitaplarına göre, 21 Aralık 1963 ile 23 Mart 1964 arasındaki kısacık 90 günde aynen Matyat’lılara yapıldığı gibi doksansekiz Türk köyü yağmalanmış, yakılmış ve sonra da yıkılmış. Bu köylerin isimleri birçok belgede ve kitapta yer almaktadır. Tabii isteyen benden de bu listeyi alabilir.

Bu kısacık doksan gün içinde Türklere verilen maddi ve insani zarar gerçekten çok büyük. Manevi zarar ve işkence de öyle.

Baf kasabasında 105 Türk dükkanı ve 123 Türk evi Rumlar tarafından yakılıp yıkılırken, 140 dükkan ve 212 ev de yağmalanmış. Ekonomik olarak Türkler neredeyse sıfırlanmış. O günkü maliyetlere göre verilen maddi zarar 1 milyar dörtyüz bin TL.

Lefkoşa’da yaşayan Türklere verilen zarar ise çok daha büyük boyutlarda.

1500 adet ev yağmalanmış. Zarar 1,500,000 KL, günümüz değeri ile bir buçuk milyar TL.

65 adet ev tamamen yakılmış. Zarar 130,000 KL, günümüz değeri ile bir milyar üçyüz bin TL

Yakılan ve yıkılan Türk köylerinden Lefkoşa’nın Türk kesimine göç edenlerin uğradıkları zarar yaklaşık olarak  2,383,472 KL, günümüz değeri ile iki buçuk milyar TL

Larnaka kentindeki zarar 1,000,000 KL, günümüz değeri ile bir milyar TL.

Ada sathında yakılıp yıkılan Türk köyleri ile Girne ve Limasol kentlerindeki  Türk mülkleri ve insanlarımıza verilen manevi zarar ise bu hesaplamanın içinde değil.

Türklere verilen Telefon hizmeti zaten yok. Elektrik kısıtlı. Seyahat ve dolaşımda can güvenliği yok. Yolda yakalanan Kıbrıslı Türkler acımasızca öldürülüyor. Kıbrıslı Türklere Posta hizmeti verilmesi bile yasaklanmış.

Dünyadan iyice izole edilmiş Kıbrıslı Türkler.

Açlıktan ölmeleri, ekonomik olarak çökmeleri ve adayı ölü veya diri terk etmeleri için her yöntem uygulamaya konmuş Makarios tarfından.

Artık bu yapılanların hesabını sormak en doğal hakkımız.

1963-1974 yılları arasında bizlere acımasızca uygulanan Soykırım nedeni ile mağdur olan tüm köylülerin ve kişilerin, aynen Matyat’lılar ve Yağmuraalan köylüleri gibi birleşerek AİHM’de dava açmalarının zamanı gelmiştir.

Hiç kimse ve hiçbir güç bu dünyalar güzeli vatanımızdan bizi atamadı atamayacak da. Hakkımızı sonuna kadar aramalıyız.

Prof. Dr. Ata ATUN

http://www.ataatun.com 

12 Temmuz 2010

Exit mobile version