Rafael SADİ
TURKISH FORUM, DANISMA KURULU UYESI
Temayül burada şu şekilde:
Devletin devlet ile anlaşıp herhangi bir tazminat ödemesinde bulunmayacak.
Ancak kişiler ve aileleri gördükleri zarar nedeni ile tazminat davası açmak hakkına sahiptirler….
Dava açmak hakına sahiptirler demek tazminat hak edecekler anlamına gelmez, Ancak şayet haklı oldukları sabitlenirse vede gerekli delilleri sunabilirlerse vede tazminat hakkı doğarsa, ki çok kolay bir dava degildir. Büyük bir ihtimal ile bu safhaya gelebilecek bir dava da tazminat ödenmesi yerine bir anlaşma zemini bulunup dava’nin kapatilmasi yoluna gidilecektir. (Yani bir şekilde ödeme yapılıp olay kapatılacaktır.)
Unutulmamalıdır ki Devlet’in de kendisini savunacak delilleri ve araclari vardır. İsrail’in tavsiye edeceği veya etmesi gereken tazminat ödeme usulu bu olmalıdır.
Bunu ben kafamdan uydurmadım, bazı yetkilierin görüşü bu doğrultudadır. Hani nasıl derler hükümet’e yakin çevrelerden edindiğimiz bilgilere dayanarak, ha işte öylesi…
Dikkat ederseniz Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu yavaş yavaş çıkmış olduğu yüksek ağactan inmeye basladı:
İlk başlandığında şartlar 4 adet idi:
1- Özür dilenmesi
2- Tazminat
3- Uluslarası Soruşturma Komisyonu kurulması
4- Gazze ablukasının kaldırılması (Deniz ablukası)
Aradan geçen 5 hafta içinde bu taleplerden ikisi ortadan yok oldu.
Dün sertleşmiş gibi görünen ve olmazsa ilişkileri keseriz diyen Davutoğlu bu taleplerden ikisini saymadı bile ve ilk iki madde ile yetineceğini ikrar etti.
Yani Uluslararası Soruşturma Komisyonu yerine özür dilerlerse yerel Türkel komisyonu sonuçlarına göre karar verilerse de bizce yeterlidir dendi , ama komisyon raporunu görmemiz gerekir sözünü de ekledi.
Daha geçtiğimiz haftaya kadar yerel soruşturma komisyonunu kabul etmeyen Davutoğlu birden bire bu olabilir durumuna gelmiştir,.
Gazze ablukasının kaldırılması talebinden kimse söz etmez oldu, Natanyahu hükümetinin Gazze’ye serbest ithalat uygulamasını yeterli kabul etmiş ve bu gündem dışı olmuştur.
Geriye kalan iki madde’den biri olan Tazminat maddesinin hukuk sistemi icinde hal olabileceği ise sanırım Davutoğlu Ben Eliyezer görüşmesinde kısmende olsa karar’a bağlanmıştır.
Henüz sonuçsuz olan madde saırım ÖZÜR meselesidir.
Şu veya bu şekilde sonuçlandığını var sayabilecegimiz 4 maddenin 3ünün hal edildiğini varsayarsak , ÖZÜR meselesine de uygun bir sözcük veya formül bulunup Israil’in hükümranlık haklarını ve milli onurunu zedelemeyecek , Turkiye’ininde geniş toplumunda uygunluk kazanabilecek bir üzüntü, taziyet bildiren mektubunun iki tarafi gerginlikten kurtarabilecegini varsayıyorum.
Unutmamak gerekir ki gerginlik ve tehditler altında bir dostluk ilişkisi ne sağlıklıdır, ne de devamı mümkün değildir.
Her ne kadar sayın Davutoğlu ve AKP hükümetinin Israil ile ilişkileri kesme siyaseti, hedefi olduğuna inaniyorsamda, şayet bu ilişki kesilirse , AKP yonetimi kiminle kavga edip oylarını arttırabileceğini de hesaba koymak zorundadırlar diye düşünüyorum.
Israil ile alip veremedigi kalmayan bir AKP hükümetinin oy toplamak için başka bir düşman yaratmasi gerekir ki seçimler’e bu kadar az kal’a çok kolay değildir, En kolay rakip olarak İsrail’i heba etmek icin erkendir diyorum.
Şaka bir tarafa, Türkiye de Israil de bu ilişkileri öyle kolay oluşturmadılar, bir anda ve kimseninde işine yaramayacak olan bir şekilde çöp’e atamazlar. İlişkilerin parasal boyutlar çok değilse bile kimse anlamsız bir şekilde bunlardan yoksun kalmak istemez, kaldıki Türkiye Iran ilişkisi şu anda havadadır ve öyle bir ittifak falanda mevcut değildir, Yani uğruna feda edilecek bir İsrail sebebi mevcut değildir. Türkiye diş politikası her taraftan çatırdamaktadır, İsrail ile ilişkileri KESMEK demek sadece İsrail’i Türkiyesiz bırakmak demek olmayacağı Türkiye’nin de İsrail’siz kalması ve hatta bazı dostlarından uzaklaştırması anlamına geleceğini sanırım Türkiye Dişişleri ve yöneticileri çok iyi bilmektedirler.
Bu oyunun hem tadı kaçmak üzere hem’de tatlıya bağlanma zamanı geldi gibi,. Uzatılırsa ve orta çıkış yolu bulunmazsa her iki tarafta zarar görecektir.
Şimdilik beklenen Türkel Komisyonun raporudur sanırım. Liderlerde ağızlarını tutarlarsa ve Davutolğlu tehdit ve ultimatom havasından vazgeçmezse , bu taraftan da Liberman Davutoğlu kışkırtmalarına daha sessiz kalmazsa onumuz KIŞ… Yaz çıkarsa sadece bahtımıza…
Diş siyasette diplomaside kabadayilik ile işler yürümez.
Zaman nereye gideceğimizi gösterecek.
Yazıları posta kutunda oku