Risk Yönetimi bilimi eski riskleri denetim altına alırken bazen yeni riskler yaratmaktadır.Risk yönetimine duyduğumuz güven bizi başka türlü göze alamayacağımız riskleri üstlenmeye teşvik eder.Bu birçok açıdan faydalıdır ancak sistemdeki risklerin miktarına eklemelerde bulunmaktan kaçınmamız gerekir..
Risk Yönetimi bir bilim mi,yoksa Sanat mı???
Çağdaş Risk kavramının kökleri Batı’ya yaklaşık 7-8 yüzyıl önce ulaşan Hint-Arap rakam sistemine dayanır.Ancak riskin ciddi olarak incelenmesi,insanların geçmişin sınırlamalarından kurtulduğu ve yerleşik inançlara açıkça savaş açtığı Rönesans döneminde başlamıştır.Rönesans dünyanın büyük bölümünün keşfedildiği ve kaynakların sömürüldüğü bir dönemdi..
Risk Yönetimi ve karar almayla ilgili en sofistike fikirlerin çoğu,çocukça oyunların incelenmesinden çıkmıştır.Kumar oynamanın ve yatırım yapmanın riskle ilgili yönlerini anlamak için kumarbaz ya da yatırımcı olmak gerekmez.
Zar ve rulet çarkı,borsa ve tahvil piyasalarıyla birlikte,riskle ilgili incelemeler için doğal laboratuvardır çünkü sayısallaştırılmaları kolaydır ve dilleri rakamların lisanıdır.Aynı zamanda kendimiz hakında da birçok şeyi ortaya çıkarırlar.Rulet çarkının üzerinde sıçrayan o küçük beyaz topu izlerken ve bazı hisse senetlerini alması veya asatması için broker’ımızı ararken soluğumuzu tuttuğumuzda,kalbimiz sayılarla birlikte atar.Bu,şansa bağlı bütün önemli sonuçlarda böyledir.
Risk sözcüğü eski İtalyanca’da ”cüret etmek” anlamında kullanılan risicare fiilinden gelir.Bu anlamda risk,kaderden çok bir seçimdir.Riskin hikayesi tamamen tercih yapma özgürlüğümüz ölçüsünde göze aldığımız eylemlerin öyküsüdür.Ve bu öykü insan olmanın anlamını tanımlamamızı sağlar.
Risk alma eylemleri,risk yönetimi teorisi tarafından kısıtlanmadan,özgürce kanatlanıyordu..
Şans Perisi kaderle(ya da olaslıklarla)aramıza girecek zaferi bizim tarafımıza çekecektir.
İnsan doğasının usta araştırmacısı Adam Smith bunun temelinde yatan nedeni ”insanların büyük bölümünün kendi yeteneklerine ilişkin abartılı kibiri(ve de)şansının iyi olduğu yolundaki anlamsız varsayımı”olarak tanımlamıştır.Yine de insanlar şanslarına güvenmeseler dünya sıkıcı bir yer olmaz mıydı??
Osman Kadri Koca
Ekonomist