Hava sahası açık mı kapalı mı?
Bu yazıRafael SADİ tarafından Haz 29th, 2010 tarih ve KÖŞE YAZISI kategorisi altındadır. Bu yazıya yapılan yorumları takip etmek için; RSS 2.0.
|
|
Hava sahası açık mı kapalı mı?
Son iki gündür İsrail ve Türkiye basını , ağırlıklı olarak ta İsrail Basını KAPATILAN (sözümona) Türk Hava Sahasından söz etmekte ve herkeside bir telaştır aldı gidiyor.
Peki işin iç yüzü nedir?
Öncelikle yukarIdaki video’yu iyice izleyin ve sözcükleri hatta Başbakanın mimiklerini bile dikkatle algılamaya bakın.
Bunu izlemeden önce de iki ülke arasındaki HAVA SAHASI nedir şöyle bir anlayın.
Dost ve Müttefik iki ülke arasinda HAVA SAHALARI iki bağlamda mütaala edilir.
1- SİVİL HAVA SAHASI
2- ASKERİ HAVA SAHASI
Sivil hava sahası kolay kolay kapatılmaz çünkü bu tur sivil havacılık uçaklarının kimseye vede ülkeye zararları olmayacagı gibi insani ilişkiler açısından da bir sorun yaratmazlar. (Genelde)
Yani SİVİL HAVA sahası kolay kolay kapatılmaz ve İsrail uçakları halihazırda istedigi zaman istediği şekilde Türk Hava Sahasını kullanabilmektedir.
Bu yazının yazıldığı dakikalara kadar BU hava sahasının kapatıldığına dair herhangi bir yazılı beyan veya Türk Dişişleri Bakanlığının İsrail Dışişleri Bakanlığına veya elçiliklerine muracaatı ve bildirimi mevcut değildir.
Değildir diyebiliyorum çünkü gerek Israil’in Türkiye büyük elçiliğindeki Basın Sözcüsünü arayıp durumu sordum , hem’de Israil Dışişleri bakanlığı Türkiye masasi şefi’ne sordum böylesi bir bilgi ve bildirinin kendilerine yapılmadıgını beyan ettiler.
Aynı şekilde Türkiye Dişişleri Bakanlığı‘na telefon ettim maalesef konuşacak yetkili bulamadım.
Diş İşleri Bakanlığı Müsteşarı ve Eski Büyükelçi Sayın Feridun Sinirlioğlu makamında değildi, sanırım görev ile bakanlık dışındaydı ve İsrail’in yeni atanan ve henüz Israil’e gelmeyen Büyükelçisi Sayin Kerim Uras‘ta yurt dışında olduğundan soruma cevap bulamadim.
Gelelim ASKERİ HAVA SAHASI meselesine.
ASKERI HAVA SAHALARI ülkeler arasında hic bir zaman açık değildlir,
Yani Sivil Hava sahası gibi otomatik olarak açik tutulmaz. Askeri uçaklar sadece MUTABAKAT ile uçabilirler ikinci bir ülke hava sahasında.
Peki ne oldu da bu hava sahası kapatıldı ve kim’e kapatıldı. (Kapatıldıysa! !!)
İsrail Hava Kuvvetleri mensuplarını Polonya’daki AUSCHWITZ Toplama kampına ziyaret’e götürecek olan uçak (Boing 707) Türk Hava sahasından gecirilmeyip rotasının degiştirilmesi talep edilmiştir.
Olan bu.
Peki olayın gelişimine bakacak olursak ve de benim yorumuma göre bu olay sadece bu şekilde cereyan etmis olabilir.
İsrail bu uçağını kendi kendine SİVİL uçak saymıştır, ama uçak askeri personel taşıdığından Türk makamlarınca Askeri uçak sayılmış ve evvelce mutabakat yapılmadığı için Türk Hava Sahasını kullanmasına müsaade edilmemiştir, .
Yoksa Türk Hava Sahasını kullanmak için MUTABAKAT yapmak zorunda olunan bir uçak nasıl olurda rotası değiştirilir?
Demek ki ortada bir mutabakat eksikliği ve Israil Hava Kuvvetlerinin uçağı tanımlamasında bir boşvermişlik, adamsendecilik sozkonusu olabilir.
Tabii ki sivil bir uçağında askeri sınıfa sokulmuş olma ihtimali de yok değildir, ama şayet uçaktaki yolcuların tamamı askeri personel ise burada bir mutabakat eksiği ve prosedür eksiği mevcuttur.
Peki bu türden bir eksiklik nasıl olurda birden bire TÜRKİYE’NİN HAVA SAHASINI ISRAIL UÇAKLARINA KAPATTI gibi manşetlere çıkması vasıl oluverdi.
Dönelim video’ya ve Sayın Başbakan Erdoğanın her firsattan nasıl yararlanılır dersine….
Gazeteci soruyor Hava sahası ile ilgili soruyu duyamıyoruz:
Ama cevap geyet net:
HAVA SAHASI ILE İLGILI OLAN, BU SON DEDİĞİNİZ OLAN OLAYLA İLGİLİ HABERIM YOK. TABİİ Kİ BU KONUDA BİZİM BİR ŞEYİMİZ VAR…(NEYİMİZ VAR?)
YASAĞIMIZ VAR (BAŞINIDA SALLIYOR TASDİK EDERCESİNE)
Uyanık bir gazeteci bu yasak sözünü hazmetmiyor ve soruyu yineliyor
BİR YASAGIMIZ VAR dediniz.
Genel bir yasak mı bu yoksa son olaylardan sonra konulmuş bir yasak mı bu ? Diye üzerine basa basa soruyor.
Başbakan da fırsatı kaçırmıyor ve:
BU OLAYLARDAN SONRA OLAN BIR SEY BU diye yasağın sanki Gazze filosu olayının üzerine yapildığı imasını oturtuveriyor.
Halbuki Turkiye Israil’e hava sahasini kapatmış değil.
Bu herhangi bir belge veya bildiri ile Israil makamlarina bildirilmiş bir olay da değil. Bu tür kapatma kararlari Dışişleri aracılığı ile ikinci ülkeye anında bildirilir veya bildirilmesi gerekir.
Halbuki Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan, aslında Polonya’ya gidecek olan İsrail uçağından haberi bile yokken hava sahasının kapatılması konusunda bir yasak olduğunu beyan ediyor, hemde bunu yaparken Türkiye’nin böylesi bir kararı olmadığını bilmesine rağmen o andaki durumu lehine çevirecek bir karar ile sanırım kendini de tebrik ediyordur.
Haklıdır usta bir manevra ama bence dikkatli ve arastırmacı gözlerden kaçmıyor.
Türk Dışişleri en kısa zamanda böylesi bir kararı almamış ise bile almak zorunda kalabilecektir sırf başbakanı yalancı çıkartmamak uğruna.
Peki bu kadar laf arasında İsrail makamlarına bir demet gül mü vermek gerekiyor. Hayır başıbozukluk ve mutabakat alınması gereken bir uçuşu mutabakat almadan gerçekleştirmeye kalktıklari için koca bir gül dikeni takdim edebilirim.
Tabii ki butun bunlar benim araştırmamın kendimce sonçularıdır.