V A R’ I M DİYOR

           V A R’ I M   DİYOR                   
 
          TBMM Başkanı  M.Ali Şahin teröre karşı ortak duruşu teminen,
          Başbakan ve CHP Genel Başkanının görüşmeleri temennisinde bulunuyor.
          Kılıçdaroğlu,”Toplumsal destek olmadan böyle bir mücadele sağlıklı yürüyemez.
          Sayın Başbakan bu konuda bir ihtiyaç hissederse,düşüncelerimizi öğrenmek isterse memnun oluruz.
          Ama hükümet,ben bildiğimi okurum derse,ona da bizim söyleyeceğimiz fazla bir şey olamaz!” diyor.
 
          *
          Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına seçimi Cumhuriyet tarihinde bir miladı oluşturuyor.
          Doğrusu o gün Türkiye; lâikler ve dinciler,
          Ya da ulusalcılar  ve yeniOsmanlıcılar olarak ayrışmış bulunuyordu.
 
          *
          Kutuplaşmanın bir ucu; ABD’nin  Büyük Orta Doğu ve Medeniyetler İttifakı Projelerinin ilişiklisi,
          AKP iktidarının o odaktan gelişen siyaseti,ekonomi ve sosyo-kültürel politikaları,
          Devlet organizasyonuna yerleştirdikleri, mütemadiyen beslediği misyoner  sermaye grubunun istihdamı ve sadakaları toplumundan oluşuyor.          
          ABD’nin Orta Doğu pozisyonlarının maymuncuğu  AKP;
          Aldığı destekle Cumhurbaşkanlığı ve seçim başarılarının ardından, bugün takiyye yapmaya gerek duymuyor.
          Açık açık,
          Yasamaya, yürütmeye, devlet organizasyonuna ve medyaya  egemendir.
          Kahraman TSK’nın Genel Komutanlığını sindirmiş,
          ABD yararına  Büyük Orta Doğu Projesi coğrafyası siyaset liderliğine,
          Medeniyetler İttifakıyla batı sosyo-kültürelliğini islama akıtarak ılımlı islam rehberliği görevini yürütüyor.
          Yeni dünya için islam coğrafyasının; ekonomisinin, siyasetinin  batıya  aktarılmasının Türkiye köprüsünü  kuruyor!
 
          *
          Bu noktada kutuplaşmanın diğer ucu oluşuyor.
          Büyük Orta Doğu Projesi coğrafyasına siyaset liderliği hedefi ve hevesi,
          Medeniyetler İttifakıyla batının islama akıtılarak oluşturulan ılımlı islam rehberliği ,
          Laik demokrasiden ve dış politikada  “yurtta ve dünyada barış” ilkesinden  vazgeçilmesi anlamına geliyor.
          Çünkü çok kimlikli, çok mezhepli,çok  merkezli ve çok hukuklu  bir coğrafyaya  siyasi ya da sosyal liderlik,
          Cumhuriyetin temel ilkelerine rağmen ancak yeniOsmanlıcı konseptle mümkündür.
          Nitekim  yeni anayasa değişiklikleriyle hukukun;siyasetin emrine verilmesi talebi,
          Türk Yargı Sisteminin cumhuriyet taraflılığı ve bizzat hukukun üstünlüğünün katl’i anlamına geliyor.
          Garip…bir ulus devlet Türkiye’de ulusalcılar kutup oluşturuyor!
 
          *
          Tablonun tam da bu noktasında Kürtler!…
          Kürt Açılımı; ABD’nin bölge pozisyonlarında rahatlaması ihtiyacını gideriyor.
          Nitekim Kuzey Irak Kürt Bölge Yönetimine büyük yararlar  sağlıyor.
          İşte, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın  salı günü, K.Irak seferine yüzlerce iş adamı, Doğu ve Güneydoğu Ticaret Odaları mensupları katılıyor.
          K.Irak’ta satılan malların, verilen hizmetlerin  büyük oranını Türkiye sağlamaktadır.
          Karşılıklı  üretim, ticaret ve ihracaat zenginleşiyor…
          Ne güzel!
 
          *
          Ne ki Kürt açılımı perspektifinde Abdullah Öcalan’ın liderliğinde ayrılıkçı Kürtler,
          Ayrılıkçı söylemlerini konfederal söyleme yöneltmişlerdir.
          Demokratik ulus, demokratik anayasa, demokratik siyaset ve demokratik vatan konseptinde;
          Türkiye’den otonomi istiyorlar.
          İkinci adımda  fakat  çok sonra; yüksek ekonomisiyle Kuzey Irak Kürdistan’ı ile entegrasyon düşlüyorlar.
          Suriye ve İran Kürdistan’ı  da dahil,
          Ayrı bir devlet yapılanmasında değil:
          Bölgenin en az  rahatsızlığı ,en az zarar, en çok hoşnutluğuyla,
          Konfederal Türkiye çatısı altında, yeniOsmanlı’da!         
          Bir diğer kutbu oluşturuyorlar…
 
          *
          Garip…bir ulus devlet Türkiye’de ulusalcılar; Kürtçü kutba da karşı kutuptur!…
          Bu hengamede seçim yaklaşıyor, ABD’nin Orta Doğu pozisyonları sıkışıyor.
          İran tek başına dünyanın sorunudur!
          Kördüğümü çözmek adına CHP’nin ulusalcı söylemlerine alçak bir komplo düzenlenmiş bulunuyor….
 
          *
          AKP’li TBMM Başkanı M.Ali Şahin’in, iki liderin diyalog başlatmasını temennisine karşılık,
          Kılıçdaroğlu, hükümetin demokrasiyi elinde tutttuğunu,
          Önce hükümetin ihtiyacının bilinmesinin  gereğine işaret ediyor.
          Hükümet bu konuda politikalarını  açık ve net olarak kamuoyuna açıklamalıdır.
          Teklif gelirse ulusal politikalar izlenmesi kaydıyla görüşebilecebileceğini açıklıyor.
          V a r’ ı m, diyor!
 
          *
          Yeni dünya düzeni kutupların sorunlarını diyalog ile çözmesi konseptindedir.
          Sorun olana el veriliyor,sorumluluk yükleniyor  ve hizaya gelmesi umuluyor.
          Yine de olmazsa?
          İşte Filistin-İsrail sorununda  HAMAS; seçimlere katılımına göz yumulmuş ve sorunun çözümüne ortak edilmek isteniyor.
          Afganistan’da  sorunların çözümü için Taliban’a  diyalog teklifi yapılıyor.
          AKP;çok açık antilâik bir partiyken Anayasa Mahkemesince  hüküm almasına rağmen kapatılmıyor,iktidardır.
          BM Güvenlik Konseyi kararıyla yaptırımlara maruz İran’a ,Türkiye vasıtasıyla diyalog kapıları açık tutuluyor.
 
          *
          Yeni dünya düzeni için rötuşlanan CHP,
          Bakın şu feleğe… bir ulus devlet Türkiye’de üstelik ulusalcı düşünce diyaloğa çekiliyor!
          Kimbilir belletilmiş bir sonucun sağlanmasına niyet mi ediliyor?
          Diyaloğun  yararlı olması  için  Türkiye’nin ana damarı ulusal karakter temelli  olması gerekiyor.
          Bu temel üzerinde  üç sorunlu kutbun uzlaşacağı  bir Anayasa!
          Türkiye ve Orta Doğu için kararlılık ve güc anlamına geliyor.
          Başka çare?
 
          *
          Mustafa Kemal,
          “Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplulukların hakkıdır.” diyor.
          Var mısın, Yok musun?

<p>           V A R' I M   DİYOR                   
 
          TBMM Başkanı  M.Ali Şahin teröre karşı ortak duruşu teminen,
          Başbakan ve CHP Genel Başkanının görüşmeleri temennisinde bulunuyor.
          Kılıçdaroğlu,"Toplumsal destek olmadan böyle bir mücadele sağlıklı yürüyemez.
          Sayın Başbakan bu konuda bir ihtiyaç hissederse,düşüncelerimizi öğrenmek isterse memnun oluruz.
          Ama hükümet,ben bildiğimi okurum derse,ona da bizim söyleyeceğimiz fazla bir şey olamaz!" diyor.
 
          *
          Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığına seçimi Cumhuriyet tarihinde bir miladı oluşturuyor.
          Doğrusu o gün Türkiye; lâikler ve dinciler,
          Ya da ulusalcılar  ve yeniOsmanlıcılar olarak ayrışmış bulunuyordu.
 
          *
          Kutuplaşmanın bir ucu; ABD'nin  Büyük Orta Doğu ve Medeniyetler İttifakı Projelerinin ilişiklisi,
          AKP iktidarının o odaktan gelişen siyaseti,ekonomi ve sosyo-kültürel politikaları,
          Devlet organizasyonuna yerleştirdikleri, mütemadiyen beslediği misyoner  sermaye grubunun istihdamı ve sadakaları toplumundan oluşuyor.          
          ABD'nin Orta Doğu pozisyonlarının maymuncuğu  AKP;
          Aldığı destekle Cumhurbaşkanlığı ve seçim başarılarının ardından, bugün takiyye yapmaya gerek duymuyor.
          Açık açık,
          Yasamaya, yürütmeye, devlet organizasyonuna ve medyaya  egemendir.
          Kahraman TSK'nın Genel Komutanlığını sindirmiş,
          ABD yararına  Büyük Orta Doğu Projesi coğrafyası siyaset liderliğine,
          Medeniyetler İttifakıyla batı sosyo-kültürelliğini islama akıtarak ılımlı islam rehberliği görevini yürütüyor.
          Yeni dünya için islam coğrafyasının; ekonomisinin, siyasetinin  batıya  aktarılmasının Türkiye köprüsünü  kuruyor!
 
          *
          Bu noktada kutuplaşmanın diğer ucu oluşuyor.
          Büyük Orta Doğu Projesi coğrafyasına siyaset liderliği hedefi ve hevesi,
          Medeniyetler İttifakıyla batının islama akıtılarak oluşturulan ılımlı islam rehberliği ,
          Laik demokrasiden ve dış politikada  "yurtta ve dünyada barış" ilkesinden  vazgeçilmesi anlamına geliyor.
          Çünkü çok kimlikli, çok mezhepli,çok  merkezli ve çok hukuklu  bir coğrafyaya  siyasi ya da sosyal liderlik,
          Cumhuriyetin temel ilkelerine rağmen ancak yeniOsmanlıcı konseptle mümkündür.
          Nitekim  yeni anayasa değişiklikleriyle hukukun;siyasetin emrine verilmesi talebi,
          Türk Yargı Sisteminin cumhuriyet taraflılığı ve bizzat hukukun üstünlüğünün katl'i anlamına geliyor.
          Garip...bir ulus devlet Türkiye'de ulusalcılar kutup oluşturuyor!
 
          *
          Tablonun tam da bu noktasında Kürtler!...
          Kürt Açılımı; ABD'nin bölge pozisyonlarında rahatlaması ihtiyacını gideriyor.
          Nitekim Kuzey Irak Kürt Bölge Yönetimine büyük yararlar  sağlıyor.
          İşte, Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın  salı günü, K.Irak seferine yüzlerce iş adamı, Doğu ve Güneydoğu Ticaret Odaları mensupları katılıyor.
          K.Irak'ta satılan malların, verilen hizmetlerin  büyük oranını Türkiye sağlamaktadır.
          Karşılıklı  üretim, ticaret ve ihracaat zenginleşiyor...
          Ne güzel!
 
          *
          Ne ki Kürt açılımı perspektifinde Abdullah Öcalan'ın liderliğinde ayrılıkçı Kürtler,
          Ayrılıkçı söylemlerini konfederal söyleme yöneltmişlerdir.
          Demokratik ulus, demokratik anayasa, demokratik siyaset ve demokratik vatan konseptinde;
          Türkiye'den otonomi istiyorlar.
          İkinci adımda  fakat  çok sonra; yüksek ekonomisiyle Kuzey Irak Kürdistan'ı ile entegrasyon düşlüyorlar.
          Suriye ve İran Kürdistan'ı  da dahil,
          Ayrı bir devlet yapılanmasında değil:
          Bölgenin en az  rahatsızlığı ,en az zarar, en çok hoşnutluğuyla,
          Konfederal Türkiye çatısı altında, yeniOsmanlı'da!         
          Bir diğer kutbu oluşturuyorlar...
 
          *
          Garip...bir ulus devlet Türkiye'de ulusalcılar; Kürtçü kutba da karşı kutuptur!...
          Bu hengamede seçim yaklaşıyor, ABD'nin Orta Doğu pozisyonları sıkışıyor.
          İran tek başına dünyanın sorunudur!
          Kördüğümü çözmek adına CHP'nin ulusalcı söylemlerine alçak bir komplo düzenlenmiş bulunuyor....
 
          *
          AKP'li TBMM Başkanı M.Ali Şahin'in, iki liderin diyalog başlatmasını temennisine karşılık,
          Kılıçdaroğlu, hükümetin demokrasiyi elinde tutttuğunu,
          Önce hükümetin ihtiyacının bilinmesinin  gereğine işaret ediyor.
          Hükümet bu konuda politikalarını  açık ve net olarak kamuoyuna açıklamalıdır.
          Teklif gelirse ulusal politikalar izlenmesi kaydıyla görüşebilecebileceğini açıklıyor.
          V a r' ı m, diyor!
 
          *
          Yeni dünya düzeni kutupların sorunlarını diyalog ile çözmesi konseptindedir.
          Sorun olana el veriliyor,sorumluluk yükleniyor  ve hizaya gelmesi umuluyor.
          Yine de olmazsa?
          İşte Filistin-İsrail sorununda  HAMAS; seçimlere katılımına göz yumulmuş ve sorunun çözümüne ortak edilmek isteniyor.
          Afganistan'da  sorunların çözümü için Taliban'a  diyalog teklifi yapılıyor.
          AKP;çok açık antilâik bir partiyken Anayasa Mahkemesince  hüküm almasına rağmen kapatılmıyor,iktidardır.
          BM Güvenlik Konseyi kararıyla yaptırımlara maruz İran'a ,Türkiye vasıtasıyla diyalog kapıları açık tutuluyor.
 
          *
          Yeni dünya düzeni için rötuşlanan CHP,
          Bakın şu feleğe... bir ulus devlet Türkiye'de üstelik ulusalcı düşünce diyaloğa çekiliyor!
          Kimbilir belletilmiş bir sonucun sağlanmasına niyet mi ediliyor?
          Diyaloğun  yararlı olması  için  Türkiye'nin ana damarı ulusal karakter temelli  olması gerekiyor.
          Bu temel üzerinde  üç sorunlu kutbun uzlaşacağı  bir Anayasa!
          Türkiye ve Orta Doğu için kararlılık ve güc anlamına geliyor.
          Başka çare?
 
          *
          Mustafa Kemal,
          "Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplulukların hakkıdır." diyor.
          Var mısın, Yok musun?</p> - kilicdaroglu partisinin grup toplantisinda konustu 111777 5

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir