İstanbul Havalimanı VIP salonunda ki kalabalığı gören Başbakan sinirlenir ve “önüne geleni almayın kardeşim salona” der. “Düzenleme yapın olmaz ki böyle” diye ekler. Girenin çıkanın da bizzat takipçisi olacağını da belirtir.
Ne de olsa ülkemde huzur var.
Ne siyasi iradesizlik var, ne de ben bilirim ben yaparım diyen tekelleşen Başbakan var. Üstüne üstlük “terörü sıfır teslim almadık uydurmayın” sözleri ile de terörde ki başarısızlığını kabullenen bir durum var.
Hal böyleyken hala şikâyet ediyoruz Başbakan’dan.
Güllük gülistanlık yaşayıp gidiyoruz işte. Solan lalelerin yerine sümbüller, sümbüllerin yerlerine güller dikiliyor. Papatyalar da açıyor.
Kendi insanımıza götüremediğimiz yardımları başkalarına götürme mücadelesi ile iyilik yap denize at modeli ile iyilik de biriktiriyoruz.
İşsizliği sorun ediyorduk ona da çare bulundu. Polis, hemşire, öğretmen açıkları kapatılıyor kadrolar açılıyor. Seçim öncesi adımlar olarak değerlendirmeyin lütfen fesat olmayalım.
Eğitim sorununu da kıyafeti ile pişti olan Nimet Çubukçu şen şakrak yürütüyor. Çocuklar yarış atı gibi koşturulsa da fırsat eşitliği olmasa da gülen yüzü ile her şey yolunda diyor.
Kadından sorumlu Devlet Bakanımız da harıl harıl çalışıyor sorunları çözmek için daha birini çözemeden diğeri ekleniyor olsa da çalışıyor işte toptan çözer belki de umutsuz olmayalım.
TSK’nın üzerine gidiliyor karalanıyor dedik, dedik ama Başbakan ile Başbuğ
‘un birlikte çömelmesi her şeyin yolunda olduğunu göstermiyor mu? Eee.. Niye sızlanıyoruz ki. Sınırda her an ateş açılma ve top düşme ihtimaline karşılık kendilerince önlem alıyorlar. Gökten elma düşecek değil ya. Kalbur gibi sınırdan geçen teröristler düşecek elbet. Ya hu bunlar Barzani’nin çapulcuları. Hani şu Ankara’da ağırladığımız sözünü dinlediğimiz PKK sempatizanının.
Birde yurda dönüş töreniyle içimize kaynaştırılan nur topu gibi 29 terörist var. Artık bombaları hazırlayıp şehirlerarası tur mu yaparlar, otobüsleri mi bombalarlar Allah bilir. Salındık çayıra mevlam kayıra.
Malatya’nın Battalgazi İlçesi’ndeki tren istasyonunda 7 kilo 750 gram C-4 patlayıcı madde ele geçirilmiş. Yolculuğu İstanbul’a olan patlayıcılar amacına ulaşamadan yakalanmış. Canlı ne de olsa kendi kendilerine yürür bunlar.
Pandora’nın kutusu açıldı bir kez. Sana şunu vereceğim bunu vereceğim diye söyleyip söyleyip yerine getirmezsen olacağı bu. Dağdan şehre de inerler, adam da kaçırırlar, şehrin göbeğinde otobüs de bombalarlar.
Açılmayalım boğuluruz dedik, yandaş medya yürü be kim tutar seni dedi verdi gazı.
Açılmayalım başımıza çorap örülür dedik, ne var ayağını soğuk başını sıcak tut dendi.
Açılmayalım istedikleri olmazsa kızarlar dedik, kızan buzdolabın da soğutsun kendini dendi. O kadar kışın göbeğinde dağıttık bir işe yarar oldu.
Açılmayalım dedikçe sanatçılardan destek alındı kapı kapı dolaşarak mutabakat arandı. Sanatçılar ancak hatırlandı. Ama toplumsal mutabakat sağlanmadı.
Açılmayalım saçılmayalım yol haritasını muhatap almayalım dedik demokratik adımlar bunlar dendi.
Rektörlere, aydınlara, paşalara terörist muamelesi yapıldı, Ergenekon adında bir oluşum etiketi ile içeri tıkıldı. Teröristlerin yüreklendirilmesi acısını yaşatarak acıya dayanıklılık testi ile geçiştiriliyor geçiştirilmesine de bu dipsiz kuyudan nasıl çıkacağız bilen yok.
Yine başladım sorunları sorun etmeye…
Masmavi bir gökyüzü var bugün çık gez oyalan değil mi? Git alışveriş merkezine sinema izle, yemek ye, takı-toka al.
Teröristler bomba koymuşsa veya herhangi bir saldırı olursa vaden bu kadarmış deyip bildiğin duaları et.
Ne de olsa her şey demokratik.
Ve demokrasilerde çareler tükenmez tükenmesine de…
Vizeleri kaldıran komşu ülkeleri de uyaralım öyle vize kalktı diye önüne geleni bu tarafa yolmasınlar.
Dağdan gelip bağdakini kovmaya da çalışır bunlar, öyle VIP salonu da kurtaramaz.
Ve
Irak’dan
PKK’lılar sızmaya devam eder.
Sorun yalnızca VIP salonu olsa keşke. Başbakan bunu ne güzel başarıyor. Oh ne güzel sorunlara rağmen sorunsuz yaşamak.
Nuran.Talay@politikadergisi.com
Bir yanıt yazın