25 yıldır herkes terörle ilgili bir şeyler söylüyor. Belki de en çok konuşulan konuların başında gelen konu bu. Son dönemde yine artan terör olayları acaba neyi anlatıyor; önlemek, yok etmek için ne yapmak gerekir, biraz inceleyelim.
İlk önce terör örgütü PKK ne için kurulmuştur, sorusuna gerçekçi cevabı aramak lazımdır. ABD, bu gün haritalarda gösterilen yerde bir Kürt devletinin kurulması için PKK’yı kurdu. Yani PKK, bir anlamda ABD’nin bölgedeki yasal olmayan silahlı faaliyetini oluşturup belirli bir plan çerçevesinde Kürt etnik kimliğinin öne çıkarılması için kurdurulmuştur. ABD kendi planlarını uygulamak adına her malzemeyi, her insanı, her devleti kullanır. PKK’nın bu güne kadar yaptığı eylemlerin %90’ı bu Kürt etnik kimliğinin ortaya çıkması içindir.
Görevin Irak’taki bölümü başarıya ulaşmış, Kürt devleti oluşturulmuştur. Bu aşamada planın detaylarında değişikliğe gidildiği görülüyor. Sırf 50 000 den fazla yurttaşımızın ölümüne sebep olan bu terör örgütünü af edip onları Türk siyasi hayatına sokma amacı olan açılım politikaları halk duvarına çarpıp parçalanmıştır. Türk insanı bebek katili ve örgütünü bırakın parlamentoda olmayı, ülke sokaklarında bile görmek istememiştir. Habur’dan davet edilen öncü birlik hükümet ve bölgedeki bölücü unsurların çabasına rağmen Türk halkı tarafından kabul görmemiş bu gün az sayıda da olsa bir kaçı tutuklanmıştır. ABD, PKK teröristlerden isteyenleri Afganistan’a savaşmaya götürdüğü yabancı basında göze çarpıyor.
Dikkat edilirse açılım politikaları dendiğinde iki kelimeden biri Kürt ve Kürtçe oluyor. Başbakan her ne kadar bütün milleti ilgilendiriyor dese de baştan beri konuşulan her sözü, başbakan ve diğer yetkililerin anlattığı her şeyi dikkatle takip etmemize rağmen Kürtler dışında bir açılım göremiyoruz. Başka bir deyişle halkımız yapılmak isteneni anladı. Ama o yapılmak istenen halkın isteği olmadığı için duvara çarptı. İddia ediyoruz, o Habur’dan girenler partide görev alsalardı bu günkü terör saldırıları da olmazdı. PKK dediğimizde sadece dağlardaki beş bin terörist değil, yaklaşık üç yüz kişiden oluşan üst düzey yönetimi ve akıl almayacak kadar çok uyuşturucu ve kaçakçılık parası var. ABD ve AB içindeki devletlerle iç içe girmiş ilişkileri olan bu insanları yakalamak bu parayı ellerinden almak anca terörü kesin bitirir.
Konunun bu bölümüne bir virgül koyup, Güneydoğu’da yaşayan Kürt halkına bir bakalım. Ara ara yapılan, ama açıklanması kimsenin işine gelmeyen yoklamalar gösteriyor ki, Türkiye’den ayrılıp bağımsız Kürt devleti kurmak isteyen veya Kuzey Irak’taki Kürt devletine katılmak isteyen Kürt kökenlilerin, toplam Kürt kökenlilere oranı %5 bile değil. İşte bu yüzden 25 yıl içinde 50.000 den fazla insanımızı öldüren katiller bizim ülkemizde politikaya girmek istiyorlar. Habur’dan giriş de bunun provasıydı. Evet, Güneydoğu’ya gidip Kürt kökenli vatandaşlarla birebir konuştuğunuzda, ilk önce yaşamak istiyorlar. İnsanca yaşamak. Yol, iş, aş, okul, hastane, istiyorlar. Yani medeniyet istiyorlar. Açılım projelerinin açılabilen kısmına bakınca bunların hiçbirini göremiyoruz. Bizlere açılıma neden karşısınız, diyorlar. Siz, toprak ağalarından yasal olmayan yollarla elde ettikleri toprakları alıp köylüye vereceğiz, yani acilen toprak reformu yapacağız dediniz de hayır diyen mi oldu? Veyahut inatla bitirmediğiniz GAP’ı bitireceğiz, böylece yörede 3.500.000 yurttaşa iş sağlanacak dediniz de hayır mı dedik? Ama açılım diye yapılmak istenen en basit anlatımı ile benim anamı ağlatan teröristi af edip Meclise taşımak. İşte halk bunu kabul etmediği için PKK kudurdu.
Peki, ne yapalım?
İlk önce bağımsız Türkiye Cumhuriyeti olarak kalmak istiyor muyuz, ona karar verelim. Hazır referanduma niyet ediliyor. Halka bunu bir soruverelim. Bölünmüş, parçalanmış AB ve ABD uydusu devletçikler mi olalım?
Eğer bütün olarak kalmak istiyorsak, AB’nin dayattığı bizim bünyemize uymayan kanun ve nizamları derhal çöpe atalım. Bizi almazlarmış, canları isterse. Sınırları korumak için oluşturulan asker dışı tamamen polis statüsündeki ordudan hemen ama hemen vazgeçelim. Çünkü öyle bir güç kendinden başka kimseyi korumayacağı gibi yarın başımıza çok büyük belalar açabilir.
Adı lazım değil, bir bakanımız, Hakkari’deki 11 şehidimizden konuşulurken Sadece asker ailelerinin mi, terörist ailelerinin ocağına da ateş düştü, diyebiliyor.
1) Asker ile teröristi birbirinden ayıracaksınız.
2) Siyasilerimizin ve emniyetimizin gayet iyi bildiği o üçyüz civarındaki baş haini T.C. vatandaşlığından çıkaracaksınız.
3) Dağdaki teröriste bir yıl süre tanıyacaksınız, teslim olmayanı da T.C. vatandaşlığından çıkaracaksınız.
4) Gazze için nasıl dünyayı karşınıza aldınızsa bu hainler için de aynısını yapıp AB ve ABD de olanların derhal teslimini hesaplarındaki paralara da el konulmasını sağlayacaksınız.
5) Kuzey Irak topraklarında teröristin içeri giremeyeceği güvenlik şeridi oluşturacaksınız.
6) T.C. vatandaşı olmayan o hainlere düşman muamelesi yapacaksınız.
7) En önemlisi bölgede yaşayan insanları AKP’nin veya BDP’nin oy deposu yapmaya çalışmak yerine o bölgeye medeniyet götüreceksiniz
8) İmralı’dakinin dış dünya ile bütün irtibatını kesip unutulmaya terk edeceksiniz.
Ne oldu? Yapılamaz mı? ABD’nin talimatları böyle değil mi? O zaman siz gidersiniz, bir yapacak gelir. Türk halkı kimsenin oyuncağı değildir.
Cem.Tamturk@PolitikaDergisi.com
www.politikadergisi.com, 24/06/2010
Bir yanıt yazın