Oğuz Türk
Oguz Turk [ceyran@yahoo.com]
Önsöz
Bu qıssa yazıda öz görüşlerimi silah ve silahlanma qonusunda açıqlamağa çalışacağam. Men de her barış sever kişi (insan) kimin silahdan arınmış ve sevgi dolu sevinc dolu bir dünyayı bu savaş, cinayet, işqal, ve zülüm dolu dünyaya yeyleyirem. Ama Güney Azerbaycan’ı İran çekmeleri altinda can vererken görende bir Türk’e işqal altında ve rezaletde yaşamağı yaraşdıra bilmirem. İran ve Fars şevenisminin Azerbaycan Türkü ile yalnız silahla, qurşunla, işgence ile, ve tutsaqla yanaşdığını görende, bir kişiye ve bir Türk’e en doğal heqqı yanı silahlı olmaq ve silah daşımaq ve özünü savunub, öz anasından, anatoprağından, anadilinden, erdem, şeref ve namusundan mudafie etmeği daha çox yaraşdıra bilirem. Mene göre her kişinin (insanın) silah daşıma ve silahlı olmaq heqqı var. Bu heqqi ondan alan ve almağa çalışan yalnız onu öz hakimiyeti ve kontrolu altına almaq isteyen birileri olabiler. Kişinin silahlı ve silah daşımaq heqqini ondan almaq onu savunmasız ve her türlü çaresizliye açıq bıraxmaqdır. Mene göre özgür kişinin ve özünü özgür bilen kişinin silahlı olmaq ve silah daşımaq heqqı var.
Amrika birleşik devletlerinin anayasasının ikinci artırısında bele yazır:
A well regulated militia being necessary to the security of a free State, the right of the People to keep and bear arms shall not be infringed. |
Çeviri: Özgür bir devletin güvenliğine gerekli olan yaxçı qurulmuş halk millet ordusu, milletin silahlı olmaq ve silah daşımaq haqqı önlenmemelidir.
* * * * * * * *
Bilimsel açıdan kişinin uzun gelişme ve yetişme sürecinde qalmak, qurtuluş ve savunma işleyişini (mekanizma) düşüncesel biçimde özelleşdirdikce, diş, dırnaq, yumuruq, ve tepik yerine etrafındakı bulunan ağaç, daş ve odu silah olaraq qullanılmışdır. Milyonlar il sürecinde kişi geliştikce onun oz qalma, qurtuluş ve savunma işleyişi de gelişmişdir. Butun qaralarda kişinin sığındığı ve yaşadığı kohullerde bıraxdığı izler ve yaratdığı çizgiler, yazilar ve biçimler buna güçlü ve yeterli orneklerdir. İlkel kişinin bıraxtığı ilkel qullandığı qalıntıların en onemlisi onun qalmaksal, qurtuluşsel ve savunmasal ayqıtları ve araçları olmuşdur. Doğada o biri dirilerle (heyvanlarla) ve öz türü ile yaşam yarışında onun silaha gereği vardı. Qazıbilim (arkeoloji) ve kişibilim (antropoloji) bilimleri de toplumbilim (sosyoloji) ve beceribilim (politik bilim) bilimlerinin yanında, tarixsel olarak, kişinin yaşam yarışında silahdan uzaq olmadığını onaylamakdadırlar. Doğayı ve oğelerini (ünsürlerini) öz kontrolu altına getirmek isteğinde olan kişi, öz geçimini sağlamağa, ve özünü ve sevdiklerini qorumaq isteyen kişi silahsız başarıya ulaşamazdı. Kişinin tarix öncesi ve efsanelere qavuşan söylenbilimsel (mitoloji) öyküleri onun her zaman silahlı olduğunu ve silahdan uzaq olduğu veya silahının yeterli olmadığında yenildiğini, ve yox olub, aradan getdiğinden hekayet eder. Butun ulusların sölentileri ve efsaneleri kişinin yaşam yarışında ve qalmak, qurtuluş savaşında silahlı olduğunu gösterir. Kişi söylenbilimi sanal ya gerçek sulardakı boyuk balıqlar, nehengler, ve ejderhalarla, habele qaralardakı ve yeraltındakı devler, arslanlar, od püsgüren ejderhalar ve göylerdeki od ya daş yağdıran quşlar, alıcı quşlar, ve tanrılarla savaşda ve yarışda silahlanmış olan kişinin söylentileri ile suslenmişdir.
Yazılı tarixde de, kişinin en azı geçmiş beş min ilde, en yaxın yoldaşı silah olmuşdur. Hem erkek, hem qadın, her zaman silah daşımış ve silahlı olmuşdur. Getdikce erkek egemen olan toplumlar yaranınca silahlı olub silah daşımaq da bir ustunluk olaraq erkeklere verilmiş. Bir kişi ya bır qurub kişi guç qazanmaq ve güçlenmek sürecinde o biri kişileri öz egemenliği altina getirmek ister. Gücün en aydın anlamı da budur. Kişinin o biri kişileri öz egemenliği altina getirmek ve onları öz düşüncesinin uzantısı yapmaq, gücü belirleyen anlamdır. Silahı az ve yetersiz olan, veya savaş yöndemleri yetersiz olan, veya silahlısı az olan kişilere, silahı daha yeterli ve gelişmiş olan, silahlı sayısı çox olan, ve savaş yöndemi ve becerisi daha üstün olan kişiler başarı çalmiş ve öz kontrolu ve egemenliği altına almışdır. Yaşam yarışında utuzanlara ve egemenlik altına alınan kişilere silahlı olmaq ve silah daşımaq yasaqlanar. Yaşam yarışını utan ve başarı çalan kişiler öz silahlarını her zaman gelişdirmeye ve bu üstünlüğü qorumağa çalışarlar. Onlar sürerdurumu qorumaq üçün her zaman ayıq olmalıdırlar ve en üstün silaha quşanmalıdırlar. Çoxu erkek olan güçlu kişi, Qadını ve güçsüz erkeği kontrol etmek çabasında silahı onlara yasaqlamış. O köleleşdirdiği kişilere silahdan ve şiddetden uzaq durmalarını buyurmuşdur. Silahlı kişiler silahlarını gelişdirib güncelleşdirdiğini sürdürerken, köleleşdirdiği kişilerin arasında silahın kötü ve pis olduğuna yöneli kültür ve gelenek yaradarlar. Elbette ki kölelerin arasından bu kültüre qarşı çıxanlar da en son ve en modern gelişmiş silahlarla susdurulub yox edilerler.
Demiri tapıb becertmek, demirçilik, ve silah gelişdirmek ve işleyişlendirmek Türklerin en özel başarılarından sayılır. Minler il once demiri bilmeyen ve Tanımayan Avrupa’ya ve dünyaya Türk silahlilari ve silahlı iş adamları demiri tanıtmışlar ve tünç ve burunc yuxusundan oyatmışlar. Kişi tarixinde Türkler demiri tapıb gelişdirmiş ve qullanmışlar. Tünç devrini Türkler demir ve polad qilincları ile qapadıp kişiliği yeni demir devrine getirmişler. Qutlu Türk dilinde Polad, Demir, Timur, Timurtaş, Demirçi, Timuçin kimin sevimli ve sayqın adlar var. Dünya tarixini deyişdiren ve dünyada barış ve denge yaradan böyük Türk beylerin, xanların ve xaqanların adı olan qutlu sözler tarixe damqa kimin basılmışdır. Eski Türk öyküleri demir, demirçi, polad ve qılıncla doludur. Kişi tarixinde Türk adı demirle tanınmaqdadır.
Bütün kişi toplumları arasında ve hetta öncul olaraq Türk kişisi de öz varlığını silahı ile tanıtdırmış. Uyqarlaşmamış, ve yabani, indi Çin’li olaraq tanınan yobaz Han’ların qırqınlarından qurtulmaq ve qalmaq isteyen Türkler silahlarını gelişdirib, özlerin acımasız düşmanlara qarşı savunmalıydılar. Bütün Asiya ve Avrup’ya yayılmış yerli olan çeşitli Türk boyları öz savunma yolunda gelişdirdiği silah, ve onun qullanma işleyişi ve yöndemi ile dünyanın ön qoyulmaz gücü olmuşlar. Kişinin söylenbilimsel ve geçmişbilimsel belleği Türkün her zaman silah daşıdıgı ve silahlı olduğuyla doludur. Kişinin uyqarlığı, yapıtları, ve yazıtları Türkün ve daha doğrusu silahlı Türkün izleri ile bezenmişdir. Minler il boyu dünyada barışı ve dengeni sağlayan Türkün ve daha doğrusu silahlı Türkün bir başarısıdır.
Silah sözü de onu tutan elin yiyesinin işqali ile Türk diline girmişdir. Arablar İslam düşüncesi ile, ve Fars hilekarlığına quşanandan sonra, Xorasan ve Azerbaycan Türklerine silahla, ve silah qullanma ve savaş yondemlerinin üstün olduğu üçün saldırıb, Türk topraqlarını işqal etmişler. Türkçe yaraq sözu yar koklu olan ve aq eki ile, yarmaq, bölmek, ve kesmek anlamını işinde daşıyan ve minler il işlenilen söz, Arablara yenilenden sonra aradan getmiş ve indi parça parça almuş Türk dünyasının yalnız bazı yerinde yaraq sözu öz anlamında qullanılır. Azerbaycan’da , hele de Rus ve Fars vehşetinden uzaq qalan kendlerde yaraq silah anlamında qulanılır. Habele ağaç yaran, odun yaran, ve yaraqlı silahli anlamında işlenilir. Fars dil ve edebiyatına girmiş ve hele de qullanılan yeraq sözu e ile işlenilmekdedir.
Aşağadakı Farsca yazı tarix yazan Reşid eddin’in böyük Çengiz Xan’ın zamanından bir qıssa bölümdür. Bu yazıda yaraq sözünün öz anlamında işlenildiğini gösterir.
به روزگار چنگيزخان رسم چنان بود كه صنعتگران و پيشهوران شهرهايى را كه مردم آن به سبب سركشى محكوم به مرگ مىشدند، نمىكشتند و آنان را اسيروار به سرزمينهاي شرقى و مغولستان گسيل مىداشتند و به كار مىگماردند (جوينى، 1/101، 140؛ رشيدالدين، جامع، 1/516). در روزگار غازانخان هنوز گروهى از صنعت گران، اسير به شمار مىآمدند (همان، 2/1514) و گروهى از آنان به فرمان اولجايتو به سلطانيه كوچيدند (وصاف، 477). اما آنان در قبال ساختههاي خويش از ديوان (دولت)، مرسوم و مواجب مىستاندند. در همان زمان صنعتگران ديگري نيز بودند كه به سرماية خويش كالاهاي صنعتى و از جمله جنگ افزار و زين و يراق گوناگون مىساختند و در بازار، يا به ديوان مىفروختند. در برنامة اصلاحات غازان، اين صنعتگرانِ اسيرگونه، رها شدند و از آن پس به جاي مرسوم و مواجب، بهاي ساختههاي خويش را به نقد دريافت مىكردند **رشيدالدين، جامع ، 2/1514، 1516. |
Modern Türk ve Fars dilinde yazılan sözlüklerde de yaraq sözü alet, arac ve kesgi anlamlarında da gelir. Türk dilinin değişik deyişlerinde, Qazaqca’da, Türkmence’de, Acarca’da, Qırqızca’da ve başqa Türk dillerninde de yaraq, yarak, carak, jarak, ve yarrak, savaşda qullanılan araca deyilir. Yalnız Osmanlı emperatorluğunun son dönemlerinde indiki Türkiyenin bazi yerlerinde yarak daha çox argo anlam daşımaqdadır.
Üzüntü ile vurqulamalıyık ki geçmiş iki yüz ilin savaşla dolu, cinayetle dolu, ve dengesiz dünya, Türkün silahından uazqlaşması veya silahının az, yetersiz, ve gelişmemiş olmasının sonucudur. Tarixi Türk topraqlarında Türkün hakim olmadığı bir dünya, elbette ki dengesiz ve zülümle ve cinayetle dolu bir dünya olur. Çin’lilerin ve Rus’ların toplu Türk qırmaları ve tarixi Türk topraqlarını Çin ve Rusiye adlandırmaları dünyanın dengesiz ve zülümle dolu olduğundan xeber verir.
Qafqazlar’dan ve Xorasan’dan, indi yalanlıkla Fars ırqçıların terefinden Fars deyilen, Kenger korfez’inecen yayılan yerli Türkler tarix boyu ve minler il o bölgede barış ve dengeni sağlamışlar. Gene de üzüntü ile söylemeliyik ki geçmiş iki yüz ilde bu barış ve denge düzeni bozulmuş ve indi yaşadığımız bölgede bize köle ve eşağa kişi muamilesi ve davranışı yapmakdadırlar.
Böyük Qacar Türk imperatorluğu güçsüzlenib dağılmaq sürecinde böyük Azerbaycan topraqları da Rusiye, Osmanlı, Iraq, İran, Ermenistan ve Gürcüstan arasında parçadı. Bü dağıtıcı itgilerden sonra Azerbaycan Türkü de Türk olmayan, Türkü sevmeyen, veya Türk düşmanalrı terefinden işqal altına alındı. Azerbaycan Türkünün silahdan uazqolması, silahının az olması, silahlısının yeterli olmaması, ve silahının gelişmiş olmaması bu çöküşün ve utuzmağın en önemli sebeblerindendir. Böyük Azerbaycan’ı işqal eden, silahı üstün olan, silah qullanış işleyişi üstün olan, udan ve qalıb gelen milletler Azerbaycan Türkünü Türklüğünden uzaqlaşdırıb ve Türksüzleşdirmeğe çalışmışlar. Azerbaycan Türkünün düşmanları onun silahını elinden almış, silahlanmasına izin vermemiş, ve köleliğe ve özlüğünden yabancılaşdırmağa sürüklemiş. Rusların Türk topraqları üzerinde qurduqları Soviet imperatorluğunda, uzayda, göyde, yerde, suda ve sualtında dünayanın en üstün ve gelişmiş silahlara sahib olduqları zaman, çekirdeksel (nüklüer), yaşambilimsel (bioloijik), ve kimiyasal (kemikal) silahlara quşanan Ruslar, Quzey Azerbaycan’da ”Yer üzünde dostu olsun gerek insan insanın” ve ”Silahları yandırın, arşa çıksın tüstüsü” oxumaqlarını oxudub, ve içgi içip umursamazlık felsefesi ve kültürü yayırdılar. İnsanlığın en iğrenc ve yırtıcı sistemi öz kölelerine insanlık üzre vaazlarda ve övüdlerde bulunurdu. Oğrular ev yiyesin sövüb, dövub, danlayırlardı. Elebil heyasızlığın sonu Rus imperyasında yoxa çıxmışdı.
Güç arayışında ve egemenliğini uzunlaşdrıb surdurmek isteyen silahlı kişi elbette ki idare altindaki kişilerde barışçılığı, silahsızlığı, ve şiddeti qınamağı ve barış kültür ve geleneğini yaymağa çalışar. Elbette ki savaşdan, silahdan, direnişden, qurtuluşdan danışmaq ve şiddete yönelmek kontrol eden ve işqalçının işine yaramaz. Normalda, işqalçı kişiler öz sayı ve güç qaynaqlarını azaltmak istemedikleri üçün, işqal olunmuş kişilerin özlerinden ve öz dillerinde barış ve silahsızlanmaq kültürünü yaymağa çalışarlar. Uzun sürede ve sıxı düzeyde işqalı sürdürüb Türksüzleşdirmek süreci işqalçıya daha bahalı ve bazan de imkansız olduğuna göre, Türklerin özunden ve Türk dilinde onları barışçı olmağa ve savaşdan, savaşçılıqdan, silahdan ve silahlanmaqdan uzaq durmaları düşüncesini yayarlar. Şiddet qullanıb, vehşicesine Türk varlığına tecavuz eden caniler, Türksüzleşdirdikleri adamcıqların dilinden barışçılıqdan, medenilikden, insanların qardaşlığından ve sevgiden sayqıdan danışıb, savaşı, qurtuluşu, igidliği, erdemi, ilqarı, mübarizçiliği, merdliyi, zülme baş eymemezliği, ve özgür yaşamaq uğrunda ölub öldurmeği basdırıb, pisleyib, qınarlar.
İşqalçı ve istilacı Rus’lar Quzey Azerbaycan’ın böyük bölümünü işqal edıb parça parça edenden 1991 illerinecen milyonlar Türkün qırqınına sebeb olmuşlar. Rus’lar toplu qırqınlar yaradıb, ekinçilerin ekin tarlalarını ve yerlerini yandırıb qıtlıq ve quraqlıq yaratmak, bölgede sonu görünmeyen etnik ve dinsel nifretlere yol açıb ve çatışmalara yol vermişler. Quzey Azerbaycan Türkü ile başqa Türk ve Türk olmayan milletler arasında geçimsel (ekonomik) ve beceriksel (politik) ilişgileri kesib ve yalnız öz kanallarından yol vermişler. Ruslar gelişdikce, Quzey Azerbaycan Türkünü sistematik olaraq geride tutmağa çalışmışlar. Rus işqalçıları Quzey Azerbaycan’ın bazi bölümlerinden çıxanda, geçimsiz, savunmasız, silahsiz, dünyadan bilimsiz, öz gerçek kimliyinden xebersiz, xeste, yaralı ve yorqun bir Quzey Azerbaycan bıraxmışdılar. Bundan sonra, hemen Rus silahliları ve qardaşları Ermeniler, emoğlanları Farsların onayı ile savunmaz ve silahsız Azerbaycan’a vehşicesine saldırıb minler Türkü oldurub, bir miloyn türkü evinden eşiginden edib, Quzey Azerbaycan’ın beşden birin işqal edib, gelişmesini engellemeğe çalışmışlar. Bunların hamısı Rusların silah, silah qulanma ve işleyişinin Quzey Azerbaycan Türkünden daha çox, daha üstün ve daha gelişmiş olmasının sonucunda olmuşdur.
Qacar ve Osmanlı imperatorluğunun silah işleyişinde, silah gelişdirmede, ve güncelleşdirmede geride qaldıklrı üçün milyonlar ölü ve böyük geniş Türk topraqlarının elden getmesine ve milyonlar Türkün Türksüzleşmesine sebeb olmuşdur. Milyonlar Türkün indi özlerini Rus’a, Fars’a, ve başqa milletlere mensub bilmeleri bu silahsızlanmağın rezaletinin neticesindedir.
Qacar impratorluğunun çöküşünden sonra, Güney Azerbaycan Türkü öz önemini, bağımsızlığını ve istiqlalını, silahını, silahlısını, silahlılığını, ve demek bütün varlığını itirmiş ve İran-fars deliliğinin eyaqları altinda çabalıyır. Türk Xaqanlıq textinin oğruları Pehlevi’ler Güney Azerbaycan Türküne saldırdılar ve 57 il sürecinde milyonlar savunmasız silahsız Türk insanını öldürüb, qaçqın salıb, Türksüzleşdirib ve köleleşdirdiler. Esarete baş qaldıran her Türk yox olmağa mehküm olmuşdu. Bütün Güney Azerbaycan Pahlevi’lerin ve İran Fars devletçiliğine satilanların talan meydanı olmuşdu. Fars edebiyatında Türk dilinin arxadan çekilmesi ve Türk çocuklarının Fars ailelerinde nöker kimin böyüyüb Farslaşması önerilirdi ve Güney Azerbaycan Başkendinde Tebriz’ın Saat meydanında Türkce kitablar Aalahazret buyuruğuyla yandırıldı. Aşağıda İran Fars deliliğinin şairlerinden ve Farslar terefinden özgürlük şairi taninan ve Türk’ün dilinin boynunun arxasından çekilmesini ve bu dilin kökünü İran’dan kesmesini öneren Arif e Qezvininin şeirini getiririk:
Habele Pehleviler zamanı Rovşenfikri (aydınlık) adını daşıyan dergide ”Türkler yonca yeyib meşrutelik getirdiler, onlara saman verin ki qudurmasınlar” yazıları görünürdü:
Pehlevilerin Güney Azerbaycan’dakı valileri Müstofi, nufus sayımında Azerbaycan’da adam başı saymak yox belke eşek saymakdan danışırdı:
مستوفي استاندار وقت آذربايجان سرمست از اتحاد السنه و البسه (زبان و لباس) سرشماري سراسري در تبريز را «خرشماري» مي ناميد
Bunlar ve yuz minler başqa senedler ve ornekler 57 il Pehlevilerin Türk düşmanlığı yapdığı İran Fars deliliğinde butun qazetler, radyolar, telvizyonlar, filmler, ve resmi yazışmalarda buluna biler.
Pehlevilerin 57 il suresinde Güney Azerbaycan’a getirdiği uğursuzluqla, xerabelikle, ve talanla beraber Xiyabani, Sattar xan, ve Pişeveri öncülluğunde baş qaldırılar öz qanında boğdurulub her baş qaldırıda yüz minler igid yox olub getimişler. Güney Azerbaycan’ın en yaxçıları denlenib yox olmuşlar. Güney Azerbaycan Türkünün adı, topraqlarının çaylarının dağlarının ve şeherlerinin kendlerinin adı Türksüzleşdirilmiş ve Farslaşdırılmış. Tarixi ve böyük Güney Azerbaycan topraqları Türklerden boşaldılıb Farslara ve Kurdlere bıraxılmış. Türkün Tarıxı varlığı danılmış ve bir saxta ve yalan İran varlığına qurban getmişdi. Pehlevilerin 57 illik esaretinde yaşayan ve yaşarken can veren Güney Azerbaycan’lı defelerce İran Fars silahlılarının tecavüzüne ve işqalına uğramışlar ve var yoxları talan olmuş. Baş qaldıranları xiyabanlarda sürülmüş ve tutsaqlarda işkence olunmuşdu. Güney Azerbaycan’lının geçimi qısıtlanmış ve işçileri Farsistanlarda en eksik işleri görerken tehqir olub eşağalanmışlar. Güney Azerbycan gencleri Pehlevilerin ordusuna alınıb İran Fars xidmetine alınmışdı. Güney Azerbaycan Türkü silahsızlanmışdı ve teslime alınmışdı. İkinci Pehlevi de birinci kimin Türk Qacarlardan qesb etdiği ve oğurladığı texti ve tacı bıraxıp qaçanda, geride bir Türksüzleşmiş, Fars’laşmış, İran’lılaşmış, bilimsiz, silahsız, dünyadan xebersiz, geçimi ve kültürü gelişmemiş, dincileşmiş, düşüncesel olaraq gerilemiş, dağılmış, parçalanmış, ezilmiş, ve tehqir olunmuş, xeste, yaralı ve yorqun Gğney Azerbaycan bıraxdı.
1979 qıyamında, 57 il Türksüzleşdirme sürecinden geçib qalan Güney Azerbaycan Türkü, özünü İran içinde ve İran’da yaşayan başqa milletler arasında ve onlarla birge olaraq özgürlüye ve milli haqlara götüren bir yola girmişdi. Güney Azerbaycan Türkünün en önde gedenleri ve özlerini aydin sayanları, bölük bölük olub, sırayla fanatik dincilerin, şaşqın baticıların, satılmış Rus’çuların, İslam’la Marksizm arasında heyran qalan sözde Halq mucahidlerinin, Çin celladı Mao’nun teline vurulanların ve başqa başqa oyunların qucağına düşdüler. Güney Azerbaycan’a düşünen ve uğrunda savaş veren çox azıydı. Pehleviler 57 ilde Semed kimin ve bülüt kimin minlerle veten sever igidleri yox etmişler ve 1979 qiyamında Güney Azerbaycan gencinin Güney Azerbaycan’dan çox başqa düşüncelerle uğraşırdı. Geçmişi danılmış ve yox edilmiş bir gençlık elgette ki vetenin ne olduğunu bilmez ve düşmanın çirağını öz canının yağıyla ışıq tutar. Türksüzlenmiş, silahsızlanmış, içinden özu özune düşman kesilmiş ve Toplu manqutlaşmiş bir gençlık 1979 qiyamında öz vetenine yox İran’a ve İran adlanan yerde saxta İran milletine özgürlük ve heqlerini geitmek üçün boyunu bayraq etdı ve qanını boya. O Azerbaycan’dakı ordu saxlovlarına ve ustlerini basıb silahlandı. Güney Azerbaycan’lı silahlanmışdı ama…… yazıqlar olsun ki O Güney Azerbaycan uğrunda yox, İran uğrunda silahlanmışdı. O İran’ı Pehlevi’lerden qurtararaq, İran içinde, öz nisbi özgürlüğünü de mürgülüyürdü. O öz xelqinin de haqlarına qavuşmasını gelecekdeki xeyallarında görüntülüyürdü. Hetta bir sürü Güney Azerbaycan’a İran içinde daha çox heq isteyenler de, bir ömür Pehlevi’lerin celladlığının uzun süreli olmasını öz allah’ından dilenen, ve bir ömür Azerbaycan’ın felaketine ve esaretine göz yuman, xeste beyninde bu dünyanı yox başqa dünyaları duşunen, ve genelde Güney Azerbaycan’ın İran Fars sistemine köleleşmesinde payı olan Şerietmedari hezretlerinin arxasında tuzaqdan tuzağa ve çaladan quyuya düşdüler. İqtidara yeni gelen Xumeyni bandı iller böyü paralel düşünen Şerietmederi ve Xelq müselman hereketini bile tehemül edemedi ve minler Güney Azerbaycan gencini öldürdü. Bu herekti ezmek bahanesi ile Güney Azerbaycan’a giren İran İslam Fars silahlıları Güney Azerbaycan’ı silahsızlaşdırmağa başladılar. Yeni silahlanan Güney Azerbaycan’lı heç bir şey elde etmeden bir daha silahsızlanırdı (xel e silah olurdu). Bütün silahlar geri alınıb evler aranırdı. Qorxu ve din diktatorluğu öz vehşetli kölgesini Güney Azerbaycan üzerine salırdı. Hükümete geçmiş olan ve Güney Azerbaycan qıyamını başqa milletler qıyamlarıyla bir yerde qanda boğan qurub qıyamı ve çevrilişi amacına yetişmiş bildirdi. Başda Xumeyni olaraq Refsenjani, Xameni, Musevi, Vilayeti, Beheşti, ve Müteheri kimin celladbaşılar Pehlevi rejimini yiyeşenmişdiler ve aynı siyasetleri İslam adı altında milletlere ve özellikle Güney Azerbaycan’a uyqulayırdılar.
Gene de Türksüzleşmiş Güney Azerbaycan Türkü quzu kimin yad gedip İran Fars cenevara yem oldu. Minleri mücahid olaraq, minleri değişik solçu ve komonist qurublara mensub olaraq, minleri xelq müselman olaraq, ve yüz minleri de mollalar rejiminin mohendislik ettiği İran Iraq savaş cibhelerinde ya şeherlede füzeler ve bombalar altında öldüler. Yüz minler yaralı itmiş ve milyonlar savaş teramsından yaralı yaşayırlar. İki milyona yaxın Güney Azerbaycan’lı yabancı ölkelerde daha çox Türksüzleşme ve Azerbaycan’a yabancılaşma ve özgeleşme qasırqasına girdiler. Silahsız, bilincsiz ve savunmasız bir Türkün başına her oyun geler.
Geçen 30 ilde Güney Azerbaycan’da ve İran adlanan yerde, get gede İran Fars mehveri üzerine düşünen ve özlerini seraseri adlandiran ve mollalara bir süre aldanıb ve sora qarşı çıxıb ama ezilen qurublar, yavaş yavaş öz çekiciliğini elden vermeye başladılar. İran’ı yox, Güney Azerbaycanı veten bilib ve Azerbaycan baxış açısından bölgeye ve dünyaya baxanların sayı get gede artdı. Tarixi Türk topraqlarında qurulan Rus Soviet imperatorluğunun dağılması, ve bazı Türk cumhuriyetlerinin ve özellikle de Quzey Azerbaycan’ın özgürlüğüne qavuşması, ve Elçibey kimin Azerbaycan’ın modern peyqemberi olan ve Eliyev kimin dahi liderliğinde idare olması, iletişim ve bilgi axışının daha rahat ve çox olması Güney Azerbaycan qurtuluşuna yöneli yolunda modern, yenicil, ve gelecekçi Güney Azerbaycan milli hereketi oluşdu. Radyo, televizyon, xaricde ve daxilde yayılan yazılar, kitablar ve özellikle de internetle sağlanan bilgi axışıyla birlikde Quzey Azerbaycan Türkleri ve Türkiye Türkleri ile get gellerin çoxalması Güney Azerbaycan gencliğinin ve genelde milletin öz dürümüna bilincleşmesine ve bu esaretden qurtuluşa bir yol aramasına sebeb olmuşdur. İran Fars rejiminin her gün artan basqısı ve İran’laşdırma ve Fars’laşdırma siyasentlerinin çoxalması da Güney Azerbaycan Türkünde daha ters etgi bıraxmışdır.
Güney Azerbaycan Türkü işqalçı İranın ve Fars’ın qarşısında bilincleşme sürecinde Türkleşmeye ve özüne dönmeye başlamışdır. O öz xiyabanlarında ”HARAY HARAY MEN TÜRKEM” seslenir. O öz geçmişini ve geleceyine yiyelenmek isteyir. Bilincli İran Fars rejiminin önünde o da bilinclileşlemyi seçibdir. Silahlı işqalçı İran Fars’a qarşı qurtuluş yolu silahlanmaqdan geçir. O bilincleşme sürecinde bütün milletlerin nece öz qurtuluşuna qavuşduqlarının gerçeğine varmış. O İran Fars sömürgesi olmaqdan bıxmış, cana gelmiş ve daha bir bağımsız ve özgür millet kimin yaşamaq isteyir. Dünya milletlerinin çoxunluğu başqa milletlerin egemenliğinden ve esaretinden qurtulmaq üçün silahlanmışlar. Güney Azerbaycan Türkünün İran Fars işqalından qurtulmaq üçün yavaş yavaş silahlanmağa başlamalıdır. Her Türkün evinde silah olmalıdır. Her Türk qadını ve erkeğı silah sahibi olmalıdır. Güney Azerbaycan barış denizinde bir yalnız ada değildir. Güney Azerbaycan’ı işqal eden İran Fars rejimi, Quzey Azerbaycan’ın beşde birini işqal eden, ve Güneye göz tiken Ermeniler, Güney Azerbaycan’ın batısını tehdid eden ve nufus yerleşdiren, ve Azerbaycan bölegeleri ve şeherlini Kürdüstan adlandiran Kürdler ve her zaman Azerbaycan’a ve Türke düşman olan Ruslar bizim topraqlarda gözleri var. Bizim dört bir yanımızda yaşayan milletler ve devletler hamısı ağırca silahllanıblar. Ruslar, İran Fars regimi, Ermeniler, ve Kürdler, ve bölgedeki bütün güçler bir savaşa hazırlanırmış kimin silahlanmışlar. O bölgede silahlanmayan veya en az silahlanan güney Azerbaycan milleti ve hereketidir. Güney Azerbaycan’lı ev yiyesi, qapını qırıb evine girmiş ve ev ehalisini esir tutmuş oğruya qarşı, el değeneğe aparacaq ve İran Fars oğrusunu evinden eşiğe atacaqdır.
* * * * * * * *
Son söz
Dünyada barış sevenlerin ve savaş sevenlerin sayısı az değil. Kişinin tanixi ve uyqarlığı silahla başlayan ve süren bir vardurumdur. Kişinin bütün elde etdiği gelişmeler ve işleyişler silahlan başlanmış ve silahlan sürdürülmededir. Biz sevsek de sevmesek de tarix milletlerin yarış alanıdır. Üstün silaha ve qullanışına ve bilgisine sahib olan bu yarışda qazanıb önde olacaqdır. Yaşadığımız erada da egemen güçler savaşların qazananları ve üstün silahlara sahib olanlardır. Get gede onların dil, kültür ve gelenekleri ve yaşam terzleri her millete yayılacaq ve üstün durumun yerini alacaq. Türkler de bu qurallardan dışda değildiler. Tarix boyu Türkler güçlü ve güçsüz zamanlar geçirmişler. Türklerin tarixde bıraxdığı iz ve etgi onların güçlu olduqları zamanın yanqılarıdır.
Güney Azerbaycan Türkü öz tarixinin en pis ve istenilmez devrinin sonuna yaxınlaşır. Seksen ili aşan İran Fars biçiminde eriyib İranlılaşıb Farslaşıb yox olma uçurumunun qırağından dönen Güney Azerbaycan özgürlüye ve qurtuluşa geden güçlu adımlarını atmaqdadır. Qurtuluş suresinde Azerbaycanlı ister istemez işqalçı terorçu ve milletlere ve insana deyer vermeyen İran İslam rejimi ile qarşaı qarşıya gelecekdir. Böyle bir qarşılaşmağa onceden hazırlı olmaq en mentiqsel ve doğru görünür. Her özgürlüğü uğrunda savaşan ve bağımsızlığına ulaşan millet kimin Güney Azerbaycan milleti de bu qaçınılmaz ve acı dolu yolu getmek gereğinde olacaqdır. İşqal altinda yaşayan her Güney Azerbaycan’lı qadın ve erkek silahlanmalı ve işqalçı düşmanın en güçsüz zamanında onu vurub devirib ana vetenden qovmalıdır. İndi, otuz il basqı ve zülümden sonra, İran Fars İslam rejimi her zaman özünün en güçsüz anını yaşıya biler, Yoxsa silahsız ve hazır olmayan Güney Azerbaycan’lılın gözünün önünden qurtuluş gireveleri gelib geçer ve YARIN SABAH DAHA GEÇ OLA BİLER.
Sayqılarımla
Oğuz Türk
İyun 2010
Bir yanıt yazın