Afrika kıtası deyince dünyanın hemen her yerindeki insanların aklına açlık,salgın hastalık,iç savaş,sömürülen yer altı kaynakları gelir.FIFA onlara bu kötü imajdan kurtulmaları için Olimpiyat oyunlarıyla birlikte dünyanın en büyük iki spor organizasyonundan biri olan Dünya Kupası’nın bu kıtaya yani Güney Afrika’ya vererek onlara futbol sahnesinde kendilerini ispat etme şansı verdi.
Kendilerinden yanlızca maraton koşan atletler çıkmadığını göstermek,futbol piyasasında söz sahibi olmak isteyen Afrika ülkeleri kendi kıtalarında düzenlenen bu organizyona büyük önem gösterdiler.Ülkelerinin başına dünyaca ünlü antrenörler getirdiler ve yıldız oyuncularının kollarındaki kırıkları bile bir hafta içinde oynayacak düzeye getirmeyi başardılar.Dünya Kupası kontejyanında 5 ülke ve birde ev sahibi ile temsil edilen kara kıtanın kara talihini yanlızca mütevazi Gana değiştirdi.
Ev sahibi Güney Afrika,Cezayir,Kamerun,Nijerya,Fildişi Sahili gibi kendisinden çok şey beklenen ülkülerin gruplarından çıkamaları ve ortaya futbol adına bir şey koyamamaları onların turnuvaya yanlızca görünürde hazırlandıklarını herkese gösterdi.Carlos Alberto Parreira,Sven Goran Eriksson,Lars Lagerback,Paul La Guen gibi Avrupa ve dünya futbolunda kariyer sahibi antrenörlerin çalıştırdığı bu takımlardan Nijerya ve Cezayir’in 1’er,Kamerun ise puan dahi alamaması herkesi hayal kırıklığına uğrattı.
Ama bu takımlar içinden tek bir takım bu gidişe dur dedi.Gana milli takımı Milovan Rajevac gibi adı pek duyulmamış bir Sırp antrenör ile çıktığı bu yolda,Essien gibi bir dünya yıldızında mağrum olmalarına rağmen Avrupa liglerinin orta sıra takımlarında oynayan oyuncularını çok güzel harmanladı ve 2010 Dünya Kupası’nda adını çeyrek finale yazdırdı.
1990’da Kamerun ve 2002 Senagal’den sonra bunu başaran 3. Afrika ülkesi olan Gana çeyrek finalde Uruguay ile karşılaşacak.Bu noktaya geldikleri gibi yürekten ve hırslı olurlarsa Afrika futbol tarihlerine geçeceklerine şüphe yok.
Bir yanıt yazın