Site icon Turkish Forum

EMEKLİ DİPLOMATLARIN BASIN AÇIKLAMASI

- Sayın Başbakan son zamanlarda konuşmalarina yabanci dillerden ibareler serpiştirmeyi adet haline getirdi.  . - 010213 davutolu buyukelcilere seslendi 1
- Sayın Başbakan son zamanlarda konuşmalarina yabanci dillerden ibareler serpiştirmeyi adet haline getirdi.  . - DALGALI BAYRAK.gif

– Sayın Başbakan son zamanlarda konuşmalarina yabanci dillerden ibareler serpiştirmeyi adet haline getirdi.  .

-Davos’ta ”one minute (s)” ile  ingilizce ibarelerle başladi. Derken –- ”monşer” sözcüğünü son zamanlarda  pek sever oldu

-“Mon cher” deyimi FransIzca “azizim,dostum’ ‘ anlamina gelen bir tekerleme.Buna bugünkü Türkçemizde ise , argoda, ”hanım evladı” anlamı yüklenmiş.  Askerlik ve polislik mesleklerinin yanında en çok hayati tehlikeyle karşılaşılan devlet memurluğu,  her unvandaki Dışişleri memurluğudur. Dünyanın en tehlikeli bölgelerinde , kriz alanlarında geçici ya da sürekli görev yapan, ülkemizi temsil eden, insani yardım sağlayan, siyasi temaslar yürüten temsilcilerimizle onlara idari, teknik ve haberleşme desteği sağlayan her rütbe ve düzeydeki genç-yaşlı Dışişleri mensuplarımızın hangileri  bu alaycı yaklaşımı hak etmektedirler?

Bizim çok eskilerden gelen diplomasi geleneğimiz hem ‘ hiçbir tehlikeden kaçınmamayı ‘ , hem de uluslararası topluluklar içinde başkalarından altta kalmayarak başını dik tutmayı öngörür. Ömer Seyfettin’in ”Pembe İncili Kaftan” öyküsündeki Türk Elçisinin davranışı  bugün de diplomatlarımızın sahip olmakla iftihar ettikleri bu birikimin hikayelerinden birisidir. Diplomatlarımız arasinda seçkincilik de yoktur. Tahsil hayatını burslu okuyan bir çok diplomatımız Bakanlik içinde  en yüksek mevkilere yükselebilmişlerdir. Bunlarin arasinda Dışişleri Musteşarları da bulunmaktadır.

“Monşer” terimini   Cumhuriyet dönemi Dışişleri mensupları hiç kullanmadılar. Osmanli dönemi memurlarının bazılarının bu ifade biçimini kullandiklarını  eski hikaye ve roman türü belgelerden gözlemliyoruz. İnsan “Acaba Sayin Basbakan,  hükümetinin izledigi Dış Politika ekseni gibi , dilde de bir yeni Osmanlilik hevesine mi kapildi?” demekten kendisini alamıyor. Şunu kendisine hatırlatmak isteriz ki, Türkiye Cumhuriyeti Diplomasisi, Osmanlı hariciyesinin, İmparatorluğun son dönemlerinde , en büyük zaaflarından birisini oluşturan,  bazı Osmanli diplomatlarının  “yabancı muhibbi” -yabancı sempatizanı- olmalari üzerine   bu  yabancı ülkelerin emellerine hizmet etmelerinden çıkarılan dersler sonucunda , sağlam temeller üzerinde yeniden kurulmuştur. Cumhuriyetimizin dış politikadaki büyük kazanımları , Cumhuriyet nesli  Türk diplomatları sayesinde gerçekleştirilmiştir. Türk diplomatları Atatürk’ün dış politikamız için öngördüğü  “yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinin sadık  uygulayıcıları olmuşlar ve Devletimizin temel ilkelerine bağlı kalmışlardır.

-Turkiye Cumhuriyetı diplomatları, cok zor sınavlarla meslege kabul edilirler.

Meslek içi egitimleri de  özenle  sürdürülür. Önemli terfileri de yine sınavla gerçekleşir. Bu sınavlarda hiç bir zaman iltimas etkili olmamıştır. Bu nedenle  tüm dünya diplomatları arasında Turk diplomatları özel bir takdirle anılırlar. Bu başarıları, ulkemizin etrafında bir güvenlik ve işbirligi kuşağının sağlanmasına yönelik Balkan ve Sadabad Paktlarının kurulmasından başlayıp ;  Montreux Anlaşmasının imzalanmasında, Hatay sorununun çözümlenmesınde,  2nci Dünya Savaşının dışında kalarak ülkenin yeni bir savaş felaketinden kurtarılmasında, Nato üyeligimizin gerçekleştirilmesinde, Ortak Pazar /Avrupa Birligi üyeliğmiz için son 50 yıldır sürdürülmekte olan görüşmelerde,  Kıbrıs sorununun ulusal çıkarlarımız doğrultusunda sonuçlanması için Londra ve Zürih Anlaşmalariyla başlatilip Birleşmis Milletler çerçevesinde devam ettirilen görüşmelerin çeşitlı aşamalarında  tescil edilmiştir.

-Dış Politika öyle ”Benden öncekiler hic bir şey yapmadi.Bizimle onurlu dönem başladı” gibisinden geçmişteki kazanımları yok sayarak, gelişigüzel  yaklaşımlar sergilemek demek değildir.

-Dış Politika uzun soluklu  ciddi bir iştir. Bilgi, birikim,öngörü, soğukkanlı analiz yetenegi gerektiren  ciddi bir uğraşıdır.

Hükmünü , soğukkanli bir yaklaşımla, bir satranç oyunun incelikleri ve stratejik derinliği ile, geçmişi dikkate alan  ve aynı zamanda  geleceği hesaplayan bir perspektiften verir.

-Dış Politikada dinamizm ve  cesaret şarttır. Nitekim,  Ikinci  Dünya Savaşı sırasında Turk diplomatları canları pahasına yahudileri Nazi temerküz kamplarindan kurtarmıştır.

Diplomatlarımızın eşleri ve çocukları da aynı şekilde tehlikeyle iç içe yaşamışlardır. Adadaki  yahudileri kurtaran  Rodos Başkonsolosumuz  Selahattin Ülkümen bu uğraşı sırasında Nazi uçaklarının bombardımanı altında eşini kaybetmiştir.  Madrid  Büyukelçisi Zeki Kuneralp’ ın eşi Necla Kuneralp ,  Lizbon Maslahatgüzarı   Yurtsev Mıhçıoğlu’ nun eşi Cahide Mıhçıoğlu, Lizbon Idari Ataşesi Erkut Akbay ‘ın eşi Nadide Akbay , Tahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye Yönder’in eşi Işık Yönder,  La Haye Buyukelçisi Özdemir Benler’ in oğlu Ahmet Benler ve Atina Idari Ataşesi Galip Özmen ‘in kızı Neslihan Özmen   ermeni terroristler tarafından  katledilerek şehit edilmişlerdir. Sayın Başbakanın sadece bizlerin  değil ailelerimizin de meslek içi yaşadığı zorluklardan haberdar olmadığı anlaşılmaktadır.

Diplomatlarımız sadece “masa başında” iş yapmazlar

Turk diplomatları Kıbrıs, Irak, İran, Lübnan,  Afganistan, Bosna  ve Somali gibi savaş alanı olan ülkelerde canları pahasına görevlerini cesaret ve soğukkanlılıkla yürütmüşlerdir.

Ancak Dış Politikada cesaret ve dinamizm, maceraperestlik demek değildir. Tarihi iyi bildiğini iddia edenler,  “Kudüs ‘te toplu namaz kılmak” gibi macareperest ve hayalperest  ucuz  vaadlerin  geçmişte ülkemizi hangi badirelere götürdüğünü daima akıllarında tutmalıdır. Böyle bedava kahramanlıkların ceremesinin, masum insanlarımıza   canlarıyla ödettirilmesi de ayrı bir üzüntü konusudur.

Cumhuriyet döneminin Dışişleri mensupları  başka ülke ve odakların eli,kolu,gözü olmaktan hiç bir zaman medet ummamışlar, kendi uluslarinin tarihi ve manevi birikiminin ve bu topraklarda asırlardır özgürce yaşamış olmalarinin onlara aşıladığı özgüvenlerinden onur duymuşlardır

– Kırka  yakn Türk diplomatı  ve Devlet görevlimiz Ermeni terörüne kurban gitmiştir. Şimdiye kadar Türk diplomatlarını sadece Ermeni terörünün ve diğer terör eylemlerinin  hedef aldığını zannediyorduk.  Son bir yıldır her fırsatta kendi ülkesinin diplomatlarına karşı  sözlü bir saldırı başlatan   Sayın Başbakanımızın bu tutumunu izahta büyük güçlük çekiyoruz

-Dış politika, öyle günü kurtarmaya yönelik, kendisiyle çelişki içinde ”perakende’ ‘açılımlarla ,üç-beş yabancı sözcüğü yerli yersiz kullanmakla, diplomatlara karşı küçük düşürücü ifadelerle  yürütülmez.Yürütülmeye  kalkılışırsa bedeli ağır olur. İşin acı tarafi, bu bedeli de sadece bu hesapsız, kitapsiz , yüzeysel tutumlari benimseyenler değil,  tum ulusumuz öder.

–       Bu konuda duyduğumuz uzüntüyü merhum bir Büyükelçimizden esinlenmiş olan bır kısa tekerlemeyle bitirmek istiyoruz

İnsaf kalmadı beni-ademde

İşlerine gelince şehit

Gelmeyince monşer sayıldık

Şu bivefa alemde.  ”

……………….

BASIN AÇIKLAMASINA KATILAN EMEKLİ DİPLOMATLAR

Not: Bütün Emekli Arkadaşlarımıza maalesef ulaşma imkanını bulamadık. Kendilerinden daha sonra alabileceğimiz ilave görüşler olursa, bilgilerinize sunacağız.

EMEKLİ BÜYÜKELÇİLER:

-Ahmet Banguoğlu

-Ali Hikmet Alp

-Altan Güven

-Aydın Tosun

-Aydın İdil

-Baki İlkin

-Bilal Şimşir

-Burak Gürsel

-Burhan Ant

-Candan Azer

-Deniz Uzmen

-Duray  Polat

-Erdal Tümer

-Erdoğan Aytun

-Erdoğan Sanalan

-Ergün Pelit

-Erdil Akay

-Erdinç Erdün

-Erhan Öğüt

-Erhan Yiğitbaşıoğlu

-Emin Gündüz

-Faruk Loğoğlu

-Fazlı Keşmir

-Halil Dağ

-Hatay Savaşçı

-Hüseyin Çelem

-İlhan Yiğitbaşıoğlu

-Korkmaz Haktanır

-Kurtuluş Taşkent

-Mehmet Kazım Görkay

-Mengü Büyükdavras

-Mithat Balkan

-Murat Bilhan

-Murat Sungar

-Mümin Alanat

-Nazım Belger

-Nazım Dumlu

-Necati Utkan

-Nurettin Karaköylü

-Nuri Yıldırım

-Nüzhet Kandemir

-Osman Korutürk

-Ömer Şahinkaya

-Ömür Orhun

-Önder Özar

-Pulat Tacar

-Rıza Erkmenoğlu

-Rıza Türmen

-Sadi Çalışlar

-Senbir Tümay

-Sevinç Dalyanoğlu

-Süha Noyan

-Taner Baytok

-Tansu Okandan

-Tugay Uluçevik

-Turhan Fırat

-Türkekul Kurttekin

-Uğur Ergun-

-Uluç Özülker

-Ümit Pamir

-Ünal Ünsal

-Varol Özkoçak

-Verşan Şentürker

EMEKLİ BAŞKONSOLOSLAR

-Aksel Ülker

Asım Temizgil

Ayşe Öğüt

-Betin Yiğit

-Daver Darende

-Gönül Dalyanoğlu

-Hüner Tuncer

-Ülkü Başsoy

-Yurdanur Çetirge

………………

Exit mobile version