İç savaş senaryosu uygulamaya konulmuştur.
Türkiye tarih boyunca iç savaş yaşamadı. Birkaç yıl önce Norveç Kraliyet akademisinde Türkiye’de iç savaş senaryoları ile ilgili toplantılar yapılmıştı.
ABD’nin 2012-2020 yılları arasında öngördüğü bölge haritası bugünkü haritadan çok farklı.
Balkan haklarını ayrıştırarak Türklerden koparan, kadim millet Ermenileri ayrıştırıp düşman yapan, Arapları ayrıştıran haçlı birliktelik şimdi de güneydoğu bölge halkını ayrıştırma stratejisini uygulamaya koymuştur. Bu stratejik gerçeğe göre olanlar yorumlanmadıkça kaosun artması kaçınılmazdır.
Sol-Sağ, alevi-Sünni şimdi Türk-Kürt çatışma senaryosu.
Irak’ta etnik ve mezhep ayrışması projesi, PKK adlı sanal örgüt eliyle Türkiye’de gerçekleştirilmeye çalışılıyor.
Halktaki infial kontrol edilemez noktaya gelebilir.
Halkın yanıltılmaya devam etmesi, tehlikeli bir süreci başlatmıştır.
PKK isim değiştirmiş Kongra Gel olmuştur.
PKK, PEJAK örgütleri Barzani, Talabani ordusuyla bütünleşmiştir.
ABD Türkiye Irak, İran ve Suriye dörtgeninde Kürt devlet projesinin çekirdek yapılanmasını sağlamıştır.
Körfez savaşı sırasında 3000 Peşmerge CIA tarafından Guam adalarına eğitim için götürülmüştür. Bunlar Irak kuzeyinde bugünkü Barzani’nin özerk bölgesinde silahlı gücü oluşturmuştur.
ABD; PKK lideri Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ederken Marksist üst yönetimi tasfiye etmiş lider kadrosunu kendisiyle işbirliği yapacak şekle sokmuştur.
150 bin kayıp silahın ABD ordu envanterine olmasına rağmen kayıp diye yansıtılması yanıltıcıdır. Bu silahlar Barzani ordusuna verilmiştir.
PKK militanlarından ABD malı silahların çıkması boşuna değildir. Kandil dağında ABD askerleri ile PKK askerlerinin görüşmeleri ağır silah da dahil cephane yardımına ilişkin itiraflar bilinmektedir.
Kuzey Irak’ta Türkiye İran ve Suriye bölgesine yönelik dinleme tesisleri ABD’ce kurulmuştur. Barzani askerlerinin istihbarat eğitimini İsrail Mossad yürütmektedir.
İnsansız uçaklarla bölge sürekli kontrol altındadır. Türkiye ve İran askeri hareketlenmeleri koordinatları uydu ver yer haberleşme ağıyla Barzani- ABD-İsrail askeri yetkililerince tespit edilmektedir.
Türk ordu birlikleri haberleşme şifre ve kodları ABD ve İsrail teknolojisi ile içi içe olduğundan TSK’nın istihbarat ve haberleşme ağı takip edilmektedir.
Son saldırılar; PKK görüntüsü altında ABD-İsrail-Peşmerge ortak operasyonudur.
Amaç: Kuzey Irak Kürt yapılanmasının baltalanmaması.
İran’a yönelik ABD-İsrail askeri harekatına karşı çıkan Türkiye’yi işbirliğine mecbur etmektir. Irak’a yönelik askeri harekette yer almayan Türkiye’yi bu kez İran operasyonuna zorlamaktır. Türkiye’nin hava ve deniz limanlarını ABD askeri faaliyetine açmaktır.
Yapılması gerekenler:
Kamuoyuna gerçekler açıklanmalıdır.
TSK kimle nasıl mücadele ettiği açıklıkla ortaya koymalıdır.
Hükümetin açmazları ortaya konulmalıdır
Askeri anlaşmalar kamuoyuna duyurulmalıdır.
PKK örgütünün, Kürt örgütü olmadığı belgelerle kamuoyuna açıklanmalıdır.
Peki bu belirtiklerimiz yapılabilir mi? Hayır.
Türkiye; ABD-İngiltere-İsrail planının seyircisi konumundadır.
Siz NATO ile ABD ile elektronik-istihbarat ağında iseniz,
düşman hedef şifrelemesi, ABD-İsrail güvenliğini tehdit eden El kaide, Hizbullah gibi İslami örgütlere göre kilitlenmişse,
Uydu ve yer haberleşme ağı ile tüm askeri faaliyetleri ABD ve İsrail takibinde ise, siz hangi güçle hangi silah sistemi ile hareket edebilirsiniz ki?
Halk aldatılıyor, duygular kabartılıyor. Yapılan açıklamalar anlam ifade etmiyor.
Unutmayalım; Siyonist örgütten üstün cesaret ve liderlik ödülü alan ülkeyi yönetiyor.
Günün Sözü; Aldatan muhakkak günü geldiğinde aldatılır.
=================================================================
KANLI TEZGAH : “İÇ SAVAŞ” , 2011’de Türkiye’yi Bölme Planı
SEFA YURUKEL
Araştırmacı Sefa Yürükel 35 sayfalık ”2011-Türkiye İç Savaş” adlı raporu Tempo’ya açıkladı
2011‘de Türkiye’yi Bölme Planı
Terorizm uzmanı Sefa Yürükel, 2003’te Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde gizli bir raporu okduğunu söylüyor. Rapora göre Türkiye’de bir iç savaş tezgahlanıyor. Hatta rapor sanki bugünleri anlatıyor. Bu arada Tempo’nun güvenlik kaynaklarından edindiği bilgilere göre, 21 Eylül itibariyle İstanbul başta olmak üzere birçok ilde bombalama ve örgütlü eylemler planlanıyor. PKK’nın elindeki 176 füzeyle hedeflerinden biri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan…
2003 yılının Şubat ayı sonu. Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde terörizm uzmanı Prof. DR. Toje Bjorge’nin odası. Aynı zamanda Danimarka vatandaşı, Norveç’te yaşayan Sefa M. Yürükel, daha önce araştırmacı olarak görev yaptığı Enstitü’de rutin ziyaretlerinden birinde. Prof. Bjorge’nin masasında 35 sayfalık bir rapor Yürükel’in dikkatini çekiyor. Raporun başlığı “2011/Türkiye İç Savaş”. Yürükel şok oluyor. Raporu eline aldığında 35 sayfayı dikkatle okuyor. Sanki daha o yıllardan bugünler tarif edilmiş! Ortada müthiş bir iç savaş senaryosu dolaşıyor! Bu esrarengiz raporun kimler tarafından, nasıl ve ne zaman yazıldığı meçhul. Çünkü raporun kopyasını alamıyor bile. Ama raporun tam anlamıyla bir gizli servis elinden çıktığı anlaşılıyor.
Tutkun AKBAŞ
“KANLI TEZGAH : “İÇ SAVAŞ” , 2011’de Türkiye’yi Bölme Planı”
“KANLI TEZGAH : “İÇ SAVAŞ” , 2011’de Türkiye’yi Bölme Planı”
KANLI TEZGAH : “İÇ SAVAŞ” , 2011’de Türkiye’yi Bölme Planı
“KANLI TEZGAH : “İÇ SAVAŞ” , 2011’de Türkiye’yi Bölme Planı”
2011‘DE TÜRKİYE’Yİ BÖLME PLANI
*Terörizm uzmanı Sefa Yürükel,2003’te Norveç Uluslararası İlişkiler
Enstitüsü’nde gizli bir raporu okuduğunu söylüyor.
*Rapora göre Türkiye’de bir iç savaş tezgahlanıyor. Hatta rapor sanki
bugünleri anlatıyor. 2003 yılının Şubat ayı sonu.
Norveç Uluslar arası İlişkiler Enstitüsü’nde terörizm uzmanı Prof. Dr. Toje
Bjorge’nin odası. Aynı zamanda Danimarka vatandaşı, Norveç ‘te yaşayan
Sefa M. Yürükel, daha öce araştırmacı olarak görev yaptığı enstitü’den
rutin ziyaretlerinden birinde. Prof. Bjorge’nin masasında 35 sayfalık bir
rapor Yürükel’in dikkatini çekiyor. Raporun başlığı “2011 Türkiye İç
Savaşı”.
Yürükel şoke oluyor.Raporu eline aldığında 35 sayfayı dikkatle okuyor.Sanki
daha o yıllarda bugünler tarif edilmiş ! Ortada müthiş bir iç savaş
senaryosu dolaşıyor ! Bu esrarengiz raporun kimler tarafından, nası l ve ne
zaman yazıldığı meçhul. Çünkü raporun kopyasını alamıyor bile. Ama raporun
tam anlamıyla bir gizli servis elinden çıktığı anlaşılıyor. “Türkiye için
iç savaş senaryosunu yazdılar,şimdi de yönetiyorlar. &nbs p;
–Raporu ne zaman gördünüz ?
-Bu raporu 2003 yılının Şubat ayı sonunda Norveç Uluslar arası İlişkiler
Enstitüsü’nde gördüm. 2 defa okudum.
-Sizin elinize nasıl geçti ?
-Ben daha önce Norveç Uluslar arası İlişkiler Enstitüsü’nde araştırmacı
olarak çalıştım. Doğal olarak arada bir uğruyorum oraya.
-Peki orada nerede okudunuz bu raporu ? Kimdeydi rapor ?
-Orada terörizm konusunda araştırmalar yapan Prof.Dr.Toje Bjorge’nin
odasında okudum. 35 sayfalık bir rapordu.
-Kapağında ne yazıyordu raporun ?
-“2011/Türkiye İç Savaş” başlığını taşıyordu. Amerikan İngilizcesi ile
yazılmış olup, akademik-istihbaratçı bir kimse tarafındanyazıldığı belli
oluyordu. Ben rutin akademik araştırmacı olduğum için her akademisyen
araştırmacı gibi bunu rahatlıkla anlayabilirim. Daha sonra aklımda
kalanları not ettim.
-Bir isim yazıyor muydu ?
-Hiçbir isim yazmıyordu.
-Gizli servis tarafından yazılmış bir rapor olabilir mi ?
-Her tarafına baktım raporun bulamadım açıkçası bir isim, ibare. Yalnız şu
var çok ciddi bir araştırma yapıldığı ve araştırmanın da çok iyi biçimde
teorikleştirildiğini gördüm. Bunu normal bir akademisyenin yazmadığı
belliydi.Türkiye’de de eli kolu olan kimselerin yazdığını anladım. Belki bir
ekip araştırmayı yaptı ama tek elden yazıldığı anlaşılıyordu.
-Sözünü ettiğiniz profesör size bu raporu ne diye verdi ?
-Bana “Bu aralar ne araştırması yapıyorsun ? ” diye sordu.
Ben normalde soykırım üzerine çalışırım. Profesöre, “terörizmle
uğraşıyorum” dedim. Biraz fikir alışverisinde bulunduk.
Masasında bazı notlar, yazılar vardı.
-“Bakabilir miyim ? “dedim.-
-“İstediğini okuyabilirsin ” dedi.
Onların arasından çıktı bu rapor. Bazılarını kopya etmeme müsaade etti. Ama
o raporu vermedi. Şu anlama geliyor bu:
Rapor sadece belli yerlerde dolaşıyor. Norveç Uluslar arası İlişkiler
Enstitüsü Norveç devletinindir. Resmi bir kimliği vardır.
Buradan diplomatlar çıkartılır. Bütün Norveç’in diplomatları üst düzey
yöneticileri bu merkezden elenir. Çok önemli bir yerdir.
-Prof.Toje Bjorge önemli bir isim mi ?
-Norveç açısından önemlidir. Fakat ona bu raporu direkt vermemiş
olabilirler.
-Uzmanlık alanı nedir onun ?
-Terörizm ve ırkçılık.
-Neden 2011 yılı planlanıyor sizce ?
-AB’nin dayattığı kurallar meselesi var. Irak’a müdahale belki daha önceden
planlanmıştı, bu zaten doğru, bölgede büyük bir
değişiklik yaratılacağı, mesela Büyük Ortadoğu Projesi kapsamı var, bölgede
haritanın değişmesi söz konusu. Buna Türkiye de dahil bütün
budayatmalarıyla Türkiye’nin buna 2011 yılına kadar dayanabileceğini, ondan
sonra da taviz vererek gücünü yitireceğini planlıyorlar. Bugünlerde yaşanan
gerginlik ve çatışma ortamının yoğunlaştırılması planı var. Batılılar
tarafından öngörülen senaryo şu anlama geliyor:
Batılılar bu işin senaryosunu hazırlamakla kalmamışlar, aynı zamanda Kuzey
Irak’ta ve Batı Avrupa’daki PKK büroları müsamaha görüyor.Burada bir koruma
var ve onları da terörist olarak görmüyor.
-Peki bu raporun hazırlanma tarihi hakkında bir bilginiz var mı ?
-Ben 2003 yılında okudum çok önce de hazırlanmış olabilir rapor. Çok önce
hazırlanıp bugünleri gösteren bir senaryodur bu rapor.
-Bu rapor Türkiye’de bir iç savaş çıkarmak maksadıyla mı yazılmış peki?
-Hayır, ama rapor Türkiye’de bir iç savaş tezgahlandığının tescili özelliği
taşıyor. Batılılar genellikle böyle senaryolar hazırlarlar, ondan sonar da
arkasına güç koyup harekete geçirirler. Irak’ ta olduğu gibi. Bu raporu
yazanlar PKK’yı harekete geçiren güçler
demek abartılı olmaz. Aynı güçlerdir yani.
-Adres nereye çıkıyor ?
-Batılı ülkelerdir. Esas hedef sadece Türkiye değil, İran ve Asya’dır.
Direkt CIA’dır diyemem ama bu rapor ABD’ye çok uyuyor. Batının kendi
arasında bu konuda bir uzlaşı var anlaşılan. Bu çok net görülüyor.
-Türkiye’de iç savaş çıkartılarak ne amaçlanıyor ?
-Türkiye Batı’ya göre çok büyük bir ülke. AB yetkililerinin demeçlerinde de
var bu.Türkiye’yi küçültmek istiyorlar. ABD’ ye direnemeyecek bir Türkiye
olmalı ve haritası değiştirilmeli. Amaç bu. Kürdistan kurularak Türk
devletinin zayıflatılması ve boyun eğdirilmesi amaçlanıyor. Bu da
kendilerinin hassas olarak tanımladıkları, karışık bölgelerdeki etnik
çatışmalar çıkartılarak yapılacak. Çünkü bu dünyanın en tehlikeli işidir. R
aporda şu da geçiyor, Türkiye’ de herkes kendi etnik kökenine göre yolunu
seçebilir.
Mesela ordu ve polis içindeki Kürtler de Türkler de yolunu seçebilir
deniliyor, büyük bir çatışmada. Bu Yugoslavya’da olmuştur.
O bakımdan Türk devletinin böyle bir çatışmayı önleyemeyeceği vurgulanıyor.
Geçmişte hazırlanan bu rapordaki senaryo bugün Türkiye’de uygulananın
aynısı. Bu kadar net senaryo yazılamaz. Bunun anlamı: Bu senaryoyu
hazırlayanlar bunu uyguluyanlardır.
“Türkiye’nin eski hudutları kalmayabilir, haritası değişebilir”
Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde Sefa Yürükel’in okuduğu
raporda 5 bölüm bulunuyor.Her bölümde teorik yaklaşımlar ve senaryolar, iyi
rafine edilmiş istihbarat bilgileri yeralıyor. Sefa Yürükel , “Bizzat yerel
işbirlikçiler veya casuslar tarafından verilen bilgilere atıf yapılıyordu”
yorumunu yapıyor.
1.Bölüm : Türkiye’nin jeopolitiği ve uluslar arası siyasi coğrafyasına yer
veriliyor. Yürükel, “Burada daha çok teorik yaklaşımlar vardı. Bu
Türkiye’nin daha çok dışarıya dönük yönünü açıklıyordu” diyor.
2.Bölüm : Türkiye’nin siyasi, sosyal, tarihi, dini, mezhepsel, etnik ve
kültürel yapısı üzerine özet halinde ampirik datalarla güçlendirilen
rakamların yer aldığı bir bölüm.Bu bölümde özellikle Kürtler-Türkler
demografisi ifadeleri altları çizilerek yer alıyor. Yürükel, raporun
bu bölümünde yer alanları şöyle anlatıyor:
Şehir şehir hatta bazı kasabalar (Kızıltepe, Pazarcık,..vs) gibi yerlerin
adı geçiyor ve demografisine örnek olarak yer veriliyordu. Burada esas
değinilen karışık oturulan bölgeler biçimindeydi. Yani Türkiye’nin
çatışmaya dönük raporu yazan tarafından etnik demografisi
çıkarılmıştı. Buradaki verilerden de hissedildiği gibi Türkiye içerisinden
birileri (işbirlikçiler, casuslar, …vs.) bu raporun yazılması amacıyla
çatışma hedefine yönelik olarak çok rafine sayılabilecek hassas ve ayrıntılı
bilgi vermiş ve toplamıştı.
3.Bölüm : Rapor’da “hassas bölgeler” diye bir tabir geçiyor.”Türk ve Kürt”
etnik kökenden insanların, iç içe ya da “sınır bölgeleri” olarak rapor da
ifade edilen Malatya, Erzurum, Maraş, Gaziantep’ in bulunduğu yerlerin gelir
dağılımı, siyasi yapısı, ayrılıkçılığa veya devlete
karşı çıkışı ya da devlet safında ayrılıkçılığa karşı çıkışa meyilleri ve
güç oranında değişken olabilecek durumlar hipotetik olarak ele alınıyor.
4.Bölüm : Devletin ve PKK’nın Güneydoğu Anadolu’daki halk içerisinde etkisi
ve bölgedeki stratejik konumu ele alınıyor. Yürükel bu bölümle ilgili de
şunları kaydediyor :
-“Raporda sanki burada ikili bir iktidar söz konusu havası veriyordu. PKK’
nın harekete geçebileceği NGO ve siyasi bağlantılı güçlerin hassas
bölgelerde kontrollü bir çatışmayı yaratıp yaratmayacağı veya kaosa yol açıp
açmayacağı konusunda sorular soruluyordu. Aynı zamanda devletin bu
bölgelerde önemli ölçüde zayıf olduğu sadece askeri ve polis gücü ve aşiret
gücü olarak varlığını sürdürdüğü fazla bir kitle tabanına sahip olmadığına
vurgu yapılıyordu. Yani rapor PKK’yı etnik ça tışmaları istediği anda
çıkartıp istediği anda da durdurabilecek ve tek muhatap olabilecek bir güç
olarak ele alıyordu.”
Bu bölümde ayrıca hassas bölgeler dışında metropol ve turizm bölgelerinde
de önemli ölçüde karışık demografik yapının varlığı üzerinde duruluyor ve
burada “ayrılıkçı milliyetçiliğin ve ona bağlı toplumun” değişken ve
çarpışabilecek ideolojik ve siyasi tutumları fiz iki bir çatışma
ortamı hazırlayabileceğ i üzerinde duruluyor. Süreç 1987 olarak
başlatılıyor ve 2011 yılına kadar burada düşük ya da yüksek yoğunlukta
çatışmaya varabilecek bir hareketlenme olacağının altı çiziliyor. Yürükel
bir noktanın daha altını çiziyor:
“Burada benim dikkatimi çeken bir şey çok kesin ifadeler kullanılması
idi.Sanki raporu yazan çatışmanın yani iç savaşın olacağından eminmiş
gibiydi.”
5.Bölüm : Türkiye’nin iç savaşa doğru sürüklendiği ve sonuçları üzerinde
duruluyor.BM, AB, NATO, Batı lı ve bölge devletlerinin tutumları üzerinde
değerlendirmeler yapılıyor. Yürükel’ in notu şöyle :
“Burada, Batı’nın çok kan akıtılan bölgelere askeri, siyasi ve insani
müdahele edebilme olasılığı üzerinde duruyordu.İç savaş terimi kullanılıyor
ve bölgede bu iç savaşın yayılma ihtimali dolaylı yardım veya doğrudan
katılma şekliyle göz önünde bulunduruluyordu. Sonuçları üzerinde
duruluyordu. Bu bölümde raporun toparlanması yapılıyor ve Türkiye’nin esas
mevcut yapısının Türkiye’deki Kürt ve Türk demografisi şeklinde ele
alınmasının icap ettiğini, 2011‘e kadar doğabilecek fiziki çatışma ortamının
ve g etiri götürüsünün bölge ve uluslar arası boyutunun üzerinde durularak,
Türkiye’ nin artık eski hudutlarının kalmayabileceği ve haritanın
değişebileceği ve Batı’nın buna karşı çıkmasının söz konusu olmadığı
ifadeleri kullanılıyordu.
TARAF YAZARI AHMET ALTAN
Top of Form