GAZZE, İRAN , KUZEY KORE ; TURKISHFORUM KURRESEL STRATEJI ANALIZI

Sosyo politik ve sosyo ekonomik  dinamik bütün hızı ile devam etmektedir… Gazze üzerinden Irak’a, oradan İran ve giderek Afganistan yönünden  Kore yarımadasına kadar uzanan coğrafyanın genel durumu dikkate alındığında,  ABD’in  küresel bir  güç olarak ve sadece bölgede  İsrail’in çıkarı için bütün Arap ve İslam alemini karşısına alarak uzun süreli politikalarını güvensizlik üzerinden  sürdürmesi düşünülemez!!!

———————————————————————————————————————–

ERGUN ÖZGEN,

TurkishForum Danisma Kurulu, Kurresel Stratejik Analiz Bolum Baskani

Sosyo politik ve sosyo ekonomik  dinamik bütün hızı ile devam etmektedir… Gazze üzerinden Irak’a, oradan İran ve giderek Afganistan yönünden  Kore yarımadasına kadar uzanan coğrafyanın genel durumu dikkate alındığında,  ABD’in  küresel bir  güç olarak ve sadece bölgede  İsrail’in çıkarı için bütün Arap ve İslam alemini karşısına alarak uzun süreli politikalarını güvensizlik üzerinden  sürdürmesi düşünülemez!!! - TARA2

Gazze’ye yönelik İsrail ambargosunun  insafsızlığa dayanana  boyutu  dünya genelinde  son olaylarla tepkiye neden olmuştur. Gazze  süreci  bir yönü ile uluslar arası toplumda  kamu vicdanını harekete geçirirken , BM seviyesinde de  ayrıca   gündem işgal etmiştir… Olayın insani boyutu uzun süre mutlaka tartışılacak ve siyaset ortamında da  ambargo devam ettiği sürece  gündemini devam ettirecektir… Ancak, konunun küresel düzeyde ki muhtemel  etkileşim alanlarının da bu bağlamda gözden kaçırılmaması gerekmektedir… Konuya farklı perspektiften bakıldığında muhtemel etki alanları nelerdir?

  • Mayıs 2010 başlarında ABD ‘nin  Irak’tan  çekilme takviminde bir değişiklik olmadığı  ve  2010  Eylül ayına kadar da  40.000 askerin daha çekileceğinin  Pentagon tarafından  tekrar  edildiği
  • 26 Mart 2010 tarihinde Kuzey Kore’nin  Güney Kore’ye ait savaş gemisinin batırmış olduğu  ve bu konuda da,  NATO ‘nun  Kuzey Kore’yi şiddetle kınadığı
  • Bu bağlamda  Başkan Obama’nın  Seul yönetimine, dolayısıyla  Güney Kore’ye tam destek verilmesi konusunda da  ABD Ordusuna emir verdiği
  • Bu süreçte Kuzey Kore  Liderinin de  savaşa hazır ol emrimi Kuzey Kore ordusuna vermiş olduğu
  • RF Dış  işleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Haziran 2010  başlarında  konu ile ilgili olarak  yapmış olduğu değerlendirmede  durumun patlama  noktasına geldiği  istikametindeki beyanı dikkate alındığında,  Mart 2010 ayından bu yana  ortaya çıkan söz konusu gerilimin giderek   Kuzey Kore açıklarına taşındığının işareti olmuştur…

Gelişmelerin  Orta Doğu cephesine bakıldığında ise, İran’ın  nükleer  santral yapımı konusundaki siyasi tavrına karşı,  özellikle İsrail üzerinde  sürdürülmekte olan baskıların  ABD  gücü kullanılarak sonuçlandırılmaya çalışılmasının getirdiği  bir diğer  gerilim de gündemini korumaktadır….

Konu ile ilgili olarak,Washington üzerinden yansımış olan   mesajda, Başkan Obama’nın  en geç 20/21 Haziran tarihine kadar  BM. Güvenlik Konseyine sunulan ve  İran’a ağırlaştırılmış yaptırımı içeren kararının onamasının ön görüldüğü  de izlenmiştir..

İsrail bağlantılı bu sürecin sürdüğü gerilim safhası içinde, bir müddet önce, bazı İsrail savaş gemilerinin Basra Körfezine  kaydırılmış olduklarına ilişkin haberler de  hatırlanacaktır.

Bu arada İran’ın elindeki Avroları dolara  çevirmesi ise bir yönü ile ABD ‘ye bir  ödün müdür? Yoksa, Avro değer kaybettiği için  kur farkından doğan zararını azaltmayı mı amaçlamaktadır?

Kore  ve İran gerilim cephelerinin ötesinde, Orta Doğu’da gündeme oturtulan  Gazze olaylarına gelmeden önce genel durum itibariyle  Türkiye’yi ilgilendiren resme bakıldığında,

*  New York Times  haberine göre, CENTCOM  Komutanı Gnl. Petraus’un, PKK örtüsünde  Kuzey Irak bölgesine müttefik ülkeler dahil  Özel   Kuvvet unsurlarının sızmaları ve kalıcı ortamlar oluşturarak bilinç arttırıcı çalışmalar yapmaları konusunda emir verdiği..

*  Bu sürecin ABD’in  Irak’taki kuvvetlerini azaltması konusundaki durum ile bağlantısının da Türkiye yönünden  dikkate alınmasının gerekeceği

* Gnl. Petraus’un  emri paralelinde, hemen hemen eş zamanlı olarak BDP üyesi  bulunan Emine Ayna’nın  dikkate çeken “ BU SAVAŞ ARTIK KÜRDİSTAN’DA OLMAYACAK”  şeklindeki tehdit içeren ifadesinin ortaya koyduğu karinenin bağlantı noktalarının nereye dayandığı….

*  Eş zamanlı olarak İskenderun’da  Askeri birliğe yapılan saldırı….

*  Gazze’ye  insani yardım  amacıyla  gönderilen  gemiler içinde Mavi Marmara gemisine yönelik silahlı müdahalenin sonucunda ortaya çıkan  bölgesel gerilim dikkate alındığında, bunun  arka planındaki oyun  kurucuların  hangi istihbarat örgütlerinin olabileceği …

*  Son gelişmeler içinde,   PKK ‘ın İran Uzantısı olan PJAK’a    karşı İran  Silahlı Kuvvetlerini kapsamlı bir operasyon başlattığı, Kandil’i ateş altına aldığı, ve Irak  içlerine doğru bölgeye  5 km kadar girerek  yeni mevziler oluşturduğuna  ilişkin haberlerin alındığı

*  Eş zamanlı olarak, TSK nın da Güney doğuda askeri harekatı hızlandırdığı

*  Gene aynı zaman aralığında Barzani’nin  Türkiye ziyaretinin   aynı sürecin  devamı içinde yer aldığı görüntüye gelmiştir…

Son gelişmeler  kapsamında, Gazze’ye yapılan insani yardım ile ilgili olarak konunun farklı boyutlarına bakıldığında  ortaya bazı yansımaların da çıktığı görülmektedir. Süreç, özü itibariyle İsrail’in  insanlık dışı  olarak sürdürmekte olduğu ambargonun  kaldırılması ile bağlantılı  olup ön görülen hedef doğrudur… Bu bağlamdaki  uygulamada  ise  görüntüye gelen hususlar içinde  bazı noktalar  dikkate çarpmaktadır….Bu bağlamda;

  • Planlanan ve uygulanan yardımın İHH “ İnternational Humanitaere  Hilfsorganisatition”  isimli bir dernek   üzerinden  yürütüldüğü
  • Bu derneğin  bir Avrupa organizasyonu olması paralelinde Türkiye’nin de içinde yer aldığının   anlaşıldığı
  • Almanlar’ın , IHH’  yapılanmasını   “Yahudi düşmanı, antisemitik ve kinle dolu bir  milli görüş” organizasyonu olarak niteledikleri
  • Türkiye üzerinden sefere konulan  Mavi Marmara gemisinin ise , tartışmalı satışı dışında, seyir defterinin düzenlemesinin , denizde can güvenliği sözleşmesi şartlarına uygunluğunun, gemi emniyet sertifikası ile ilgili prosedürün,, geminin bağlama limanının değiştirilmiş olduğunun,  gemi kağıtlarının da uluslar arası sefere  uygun görülmesi konusunda  gerekli uyarlamaların  planlı şekilde yapılmış olduğu hususunun ifade edildiği …
  • Ayrıca,32 ülkeden 600 insanın bu örgütsel yapıda yer aldığını
  • Gemilerdeki yardım malzemelerinin ise, daha çok  Almanya’dan  yüklendiğine ilişkin  bilgilerin   çeşitli yayın organları üzerinden yapılan yayınlarından  izlenmiştir…

Konunun bir diğer yönüne bakıldığında ise,  IHH üzerinden yürütülen bu sosyal yardım yapılanmasında HAMAS’ın  yönetici kadroları da yer almış olarak görülmektedir… Ayrıca, Almanya üzerinden  yürütülen operasyonda Alman istihbaratının da işin içinde olması  kuvvetle muhtemeldir…. Bir diğer ifade ile,  her şeye rağmen Almanlar’ın  antisemitik  yapıları hatırlandığında  bu konuda   Hamas’ ile örtülü bir dayanışma içinde olmaları da dikkate alınmalıdır…Hernekadar      görünürde  bu yaklaşım içinde  görülmeseler bile Almanlar’ın  yakın geçmişten kalan  hesaplarının  iyi  değerlendirilmesi   de gerekecektir!…Dolayısıyla, Gehlen ekolünden gelen  Alman  istihbaratının  çeşitli yollardan ve çeşitli grupları geçmişte  olduğu gibi  organize ederek antisemitik  oluşumlar ile  dirsek temasında olması sürpriz olmayacaktır…

Mavi Marmara Gemisinin   ve diğer  yardım gemilerinin  en fazla   Almanya üzerinden ikmal edilmeleri  dikkate alındığında ise,  muhtemelen bu süreç içinde Alman istihbaratının  da  bu organizasyonunun  perde arkasında yer almış olabileceği ihtimaller içinde akla gelmektedir …

Diğer yönde.  İnsani yardım gemisinde Gerek Nıxon ve gerekse Reagan dönemlerinde   Amerikan Gizli  Operasyonlar Direktör Yardımcılığı görevi yanında Orta Doğu’da da önemli görevlerde bulunduğu  ifade edilen Edward Peck  isimli şahsın  bulunduğuna ilişkin haber de dikkate çarpmıştır…

Özetle, bir şekilde  insani yardım amaçlı bu yapılanmada  dış istihbarat güçlerinin de içinde bulundukları bir operasyon görüntüsü olup , parçalar yan yana getirildiğinde farklı bir resim yapısında  da  konu  izlenmektedir…

Diğer yönden çeşitli haber   kaynaklarında  İsrail’in Gazze’ye bir saldırı hazırlığı içinde olduğuna ilişkin bazı söylentilere de tesadüf edilmiştir… Netice itibariyle farklı yönlerden olaya bakıldığında;

  • Bir taraftan örtülü şekilde Almanlar’ın da müdahil olduğu  antisemitik ve Siyonizm karşıtı bir ortam üzerinden Hamas bağlantılı olarak  İsrail’e baskının arttırılması…
  • İnsani yardımın ötesinde Türkiye’nin  İsrail ile  en azından siyasi ilişkilerde bir gerilim ortamına itilmesi…
  • ABD Irak’taki kuvvetlerini geri çekerken, PKK ‘nın  bölgede geleceğinin zaafa uğraması da söz konu olacağından, bu konuda Türkiye üzerindeki  dayatmalara belli çevrelerce özellikle  hız verilmesi…
  • ,Gazze süreci  içinde , İsrail’in  Türkiye’ye karşı   örgütlemiş olduğu   PKK  operasyonlarına, ayrıca  örtülü  desteğini diğer yönden  arttırması ihtimali …
  • Gazze’ye gönderilen  yardım  konvoyu içinde muhtemel örtülü  “ Alman Nazi” görüşünün de varlığı düşünüldüğünde,  bu destekçilerin  geri planda bir  şekilde  Hamas’ı kullanabileceği ve Alman derin devleti tarafından da bu operasyonun dolaylı şekilde  himaye edilerek İsrail’e karşı   kullanılabileceği…
  • Bu ortamda insani yardım  amaçlanırken bir yönden  PKK sürekli  uğraşmakta olan Türkiye’nin diğer yönden de   İsrail  ile  ayrı bir hesaplaşma sürecinde karşı karşıya  kalacağı ihtimali  söz konusu olacağı, akla gelmektedir….

Genel duruma tekrar dönüldüğünde, İsrail’in baskıları ile ABD’in İran’a  önümüzdeki günlerde bir yaptırımının BM üzerinden  geleceği anlaşılmaktadır. İsrail’in , böylebir ortamda

oldu bittilerle  İran’a  askeri yöntemler uygulaması  ise    koşulların oluşmasına bağlı  görülmektedir…

Hatırlanacağı üzere,  2008 yılında, CENTCOM  komutanı olan  oramiral William Fallon   İran’a yönelik bir askeri yaptırıma karşı olduğu için görevinden istifa etmiştir.. Bu görüşün  taraftarlarının varlığı ise  günün şartları itibariyle  de geçerli olabilecektir….  ABD’in, Irak sonrası, Afganistan süreci içinde   devam etmekte  olan sorunları  da  dikkate alındığında bu tarz muhalif  yaklaşımların  devam etmekte  olması ihtimal  dahilindedir…

Diğer yönden ise, ABD’in  içindeki İsrail yanlısı baskı unsurları ile bölgesel çıkarları arasında  sıkışmış olabileceği de dikkate alınmalıdır…Kısaca, İran’a  yapılacak olan yaptırım daha ziyada İsrail bağlantılı olarak görülmektedir… Bu husus ise  Afganistan ve Kore yarımadasındaki gerilim yönünden  dikkate alındığında , gelişmelerin ,  önümüzdeki dönemde Irak’tan sonra   ABD yi  giderek  zor durumlarda bırakabilecektir…

Bir diğer açıdan, ABD’in halen Irak’tan çekmekte olduğu birliklerin gelişmeler göre  nerede kullanılacağıdır… Afgan cephesi  istikrarsızlığını sürdürmektedir. ABD’in  bu ülkedeki kuvvet yapısı, 90.000 geçmiştir.  Diğer yönden  Kuzey Kore ile Güney arasında sürmekte olan zıtlaşmanın  patlama noktasına yaklaştığı da  görüntüye gelmektedir… Obama’nın orduya, Güney Kore’ye tam destek vermesi konusundaki direktifi hatırlandığında, Irak’tan çekilen birliklerin  büyük bir ihtimalle ileriki aşamada  bu bölgeye kaydırılacağı intibaı da kuvvetlenmektedir…  Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda

  • ABD İran’a karşı  askeri bir yaptırımdan kaçınması  beklenebilir
  • İsrail’in  bu konudaki saldırgan tavrının ise,  20/ 21 Haziran’da çıkması beklenen BM  güvenlik konseyi  kararına göre gelişmelere göre, sürecin    ne şekilde  tecelli edeceğinin değerlendirilmesinin yapılması da önemlidir…
  • Halen Avrupa ülkeleri  petrol ihtiyaçlarının tamamına yakın bölümünü  Körfez bölgesinden temin etmektedir. Bölgede meydana çıkacak gerilim  dünya ekonomisi  kadar en fazla  da Avrupa’yı dolayısıyla da Avroyu olumsuz olarak  etkileyecektir…
  • Almanya’nın , Hamas üzerinden  İsrail’e karşı Gazze’ye insani  yardım amacıyla  IHH ile yürüttüğü operasyonda  Türkiye’nin, yardımın  insani boyutuna katkı sağlaması  normaldir… Ancak , sürecin gerisinde bir takım istihbarat  oyunları ve beklentileri varsa ,bunun da TAŞARONU durumuna Türkiye  düşmekten kaçınmalıdır..
  • Bilindiği üzere,IHH, Milli Görüş ve İslamic Relief gibi kuruluşların, Almanya’da sürekli  denetim ve gözetim altında tutuldukları  hatırlandığında,  olayın safhaları içinde Alman İstihbaratının  bulunması  hiçte şaşırtıcı  olmayacaktır… IHH nın  Almanya’da  dört  gemi doldurması,  bu malzemelerin çoğunun Alman malı olması, değişik ülkeler üzerinden kapsamlı ve planlı bir yapılanma  ile  uygulamanın gerçekleşmesi  ister istemez bazı karinelere neden olmaktadır…
  • Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı sonucu ,İsrail,  Türkiye  gerginliği başlamıştır..
  • 20/21 Haziran Beklenene  BM Güvenli konseyi kararından cesaretlenerek  İsrail’in İran’a karşı bir  oldu bitti yapması durumunda , Doğu Akdeniz’de Türkiye ile oluşan bu gerilim  dikkate alındığında, süreç,  İsrail için  önemli bir caydırıcılık yaratabilecektir….Zira, Türkiye  bir yönü ile  İsrail’i eteğinden çekme durumuna gelmiştir…
  • Özetle, konu Gazze’ye yardım amaçlıdır… Bu yardım yapılmalıdır… Ancak küresel oyunlarda Türkiye  birilerinin  TAŞARONU  durumuna düşürülmemeli insani yardımım ötesinde başka hesapların da olabileceği de değerlendirilmelidir..…

Tekrar edilirse,

*   Kore yarımadası ısınmaktadır…

*   Afganistan cephesi  netlik ifade etmemektedir…

*   ABD, Iraktan asker çekmeye devam edeceğinden  PKK,  İran, Türkiye, Suriye, ve zamanla Irak  milli  cephesi arasında  Kuzey Irak oluşumu ile birlikte kalacaktır…

*   Halen  PKK  ile yürütülen operasyonlarda, Türkiye’ye bazı dayatmaların bir an önce kabul ettirilmesinin  emareleri  hissedilmektedir… Bir diğer ifade ile, ABD sonrası, Kuzey Irak’ın  güvenliği , Türkiye üzerinde bırakılmak istenilmektedir…

*   Diğer yönden  varlığını sürdürebilmek için  PKK bu süreçte en fazla desteği Siyonist politikaların taraftarlarından   almak durumundadır

*    Bu husus ise, Türkiye ile İsrail’i  politik alanda  karşı karşıya getirmeye ileride de  devam edecektir

*    ABD, Kore’de ki muhtemel çatışmaya müdahil olması durumunda  askeri yönden siklet merkezini doğuya kaydırmak durumunda kalacaktır

*     Diğer yönden  NATO yapısında  müttefiklerin desteğine de  ihtiyaç duyacağından, gerek Kuzey  Irak ve gerekse, PKK konusundaki politikalarının ister istemez tekrar gözden geçirmek durumundadır…

*   PKK ve destekçilerinin acelesi   zamanın  kendileri için kısalmakta olduğunun farkında olmalarındandır… ABD siklet merkezini doğuya kaydırmak durumunda  kaldığı andan itibaren PKK ve taraftarları   bölgede bir tek İsrail’in himmetine kalacaklardır… MI6 ise, her zaman olduğu gibi  işini  gene sessiz ve derinden  yürütmeye devam edecektir…

Emine Ayna’nın  BDP üzerinden savaşa davetiye çıkarması hatırlandığında, dünyanın içine itilmekte olduğu girdap gerek ekonomik gerekse politik yönden artmaktadır…

Diğer yönden  süreç  dikkate alındığında, bu anlayışı paylaşanların dayanmak istedikleri payandanın  önümüzdeki dönemde arkalarından  çekileceğinin iyi farkında olmaları da gerekir…

Sosyo politik ve sosyo ekonomik  dinamik bütün hızı ile devam etmektedir… Gazze üzerinden Irak’a, oradan İran ve giderek Afganistan yönünden  Kore yarımadasına kadar uzanan coğrafyanın genel durumu dikkate alındığında,  ABD’in  küresel bir  güç olarak ve sadece bölgede  İsrail’in çıkarı için bütün Arap ve İslam alemini karşısına alarak uzun süreli politikalarını güvensizlik üzerinden  sürdürmesi düşünülemez!!!

Çok kutuplu dünya dinamiği, koşullarını küresel güçlere dayatma sürecini başlatmıştır. Bu nedenle, haritayı doğru yönüne koymak gerekmektedir.  Ancak, haritayı yönüne  koyabilmek için ise  o  haritayı doğru okumak gerekmektedir…

========================================================================

LUTFEN TIKLAYARAK www.turkishnews.com SAYFALARIMIZDAKİ ANKETE KATILINIZ,

TÜRKİYEYİ YÖNLENDİRECEK DÜŞÜNCELERİNİZ İÇİN OY VERİNİZ

İsrail’in Filistin’e yardım filosuna yönelik saldırısı karşısında Türkiye ne yapmalı?





Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir