İsrail Furkan’ın kafasına 4 kurşun sıktı
Gazze’ye insani yardım taşıyan gemilere İsrail askerleri tarafından yapılan saldırı sonucunda gözaltına alınan, aralarında yabancı uyruklularında bulunduğu 466 kişi ve öldürülen 9 kişinin cenazesi, yaşananlardan sonra İsrail’e giden 4 milletvekili ile birlikte THY’a ait 3 uçakla İstanbul’a geldi.
YAKIN MESAFEDEN ATEŞLE ÖLDÜRÜLDÜLER
Yurda getirilen 9 cenazenin de Türk vatandaşı olduğu ortaya çıktı. İçlerinden en küçüğü ise 19 yaşındaki Furkan Doğan’dı. Furkan’ın kafasından 4, göğsünden 1 kurşun çıktı.
İslami değil insani…Nazım ALPMAN
Adli Tıp kurulunun ilk raporuna göre ölenlerin yakın mesafeden ateş edilerek öldürüldüğü ortaya çıktı.
YARALILARIN DURUMU İYİ
Yaralılarla ilgili olarak da Atatürk Eğitim ve Araştırma hastanesi Başkekimi şöyle açıklama yaptı:
“3 hasta yoğun bakımda tedavi görüyor, diğerleri yataklı servislerde. Ağırlıklı olarak ateşli silahlarla yaralanmışlar. Bazı hastalarda darpla yaralanmalar da mevcut. Genel durumları iyi, tabii ki ciddiyeti olan hastaları var.
Bir hastamız yabancı uyruklu. İrlandalı… Onun da genel durumu iyi. Hastalarımızın kısa vadede taburcu edilmesi düzelmiyor. En erken 2 güne kadar olabilir.
Hastaların moral durumları iyi, yakınları yanlarında…
Yoğun bakımdaki hastalar: İmdat Avli, Ekrem Küçükköse ve Fatih Kavak
İsrail’de hastalara müdahale edilmiş, görünürde sıkıntılı bir durum görünmüyor. Ama hastaların durumu baştan öğrenemedik. Yapılan müdahaleleri öğrenemedik.“
HAYATINI KAYBEDENLERİN İSİMLERİ |
İnsani Yardım Vakfı (İHH), İsrail’in dehşet baskınında ölen ve cenazeleri İstanbul’a getirilen 9 kişinin isimlerini açıkladı.
İHH’dan alınan bilgiye göre, ölenlerin isimleri, şöyle: “ İbrahim Bilgen,Ali Haydar Bengi, Cevdet Kılıçlar (İHH Personeli), Çetin Topçuoğlu, Necdet Yıldırım (İHH Personeli), Furkan Doğan, Fahri Yaldız, Cengiz Songür, Cengiz Akyüz” İHH’ya göre Çelebi Bozan, Osman Kurç, Aydın Ataç da kayıp ya da İsrail’de hastanede olabileceği belirtilenler kişiler arasında yer alıyor. |
İLK UÇAK 02.3O’DA İNDİ
Öldürülen 9 kişinin cenazelerini ve aralarında yaralılarında bulunduğu kişileri taşıyan ilk uçak saat 02.30’da Atatürk Havalimanı’na indi. İkinci uçak 02.40, üçüncü uçak da 02.50’de iniş yaptı. İlk önce cenazeler uçaktan alınarak Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Ardından basın mensupları ve yabancı uyruklular uçaktan inerek konukevine geldi. Bu sırada basın mensupları ile çalışma arkadaşları da hasret giderdi. Yabancı uyruklu aktivistleri Devlet Konukevi’nde, kendi ülkelerinin yetkilileri karşıladı.
ARINÇ VE MİLLETVEKİLLERİ KARŞILADI
İstanbul’a gelen 466 yolcuyu Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Milletvekilleri Zafer Üskül, Nusret Bayraktar, Ali Bayramoğlu, Murat Yıldırım, Cemal Yılmaz Demir, Mehmet Nil Hıdır, Mustafa Ataç, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul İl Emniyet Müdürü Vali Hüseyin Çapkın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu ve diğer ilgililer tarafından karşılandı. Bu arada Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve milletvekilleri, yurda dönen yolcularla uçaklarına giderek tek tek tokalaşakrak, kısa süre sohbet etti. Ardından uçaktan inen yolcular İETT’ye ait otobüsler ile İHH’nın kiraladığı otobüslerle gruplar halinde sağlık kontrolleri için Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.
19 YAŞINDA KAFASINA SIKTILAR |
İsrail’de katledilenlerden biri de 19 yaşındaki Furkan Doğan… Furkan’ın kafasından 4, göğsünden 1 kurşun çıkarıldı. İHH İnsani Yardım Vakfı Kayseri Yetkilisi Ömer Yağmur, gazetecilere yaptığı açıklamada, ölenler arasında bulunan 19 yaşındaki Furkan Doğan’ın, Kayseri Fen Lisesi mezunu olduğunu belirtti. Amerikan pasaportu sahibi olan Doğan’ın, Türk vatandaşı olduğunu aktaran Yağmur, Doğan’ın kafasında 5 kurşun tespit edildiğini, kurşunlardan 4’ünün başına, 1’inin de göğsüne isabet ettiğini söyledi. Yağmur, Doğan’a yakın mesafeden ve yukarıdan ateş edildiğini kaydederek, akşam 18.30’da cenazenin Kayseri’ye gönderileceğini dile getirdi. |
YARALI YOLCULAR HASTANEYE KALDIRILDI
Çeşitli yerlerinden yaralanan onlarca yolcu ise arkadaşlarının desteği ile uçaktan inebildi. Uçaktan indikten sonra apronda hazır bulunan ambulanslara bindirilen yaralı yolcular hastaneye kaldırıldı.
HAVALİMANI DIŞINDA İZDİHAM YAŞANDI
Dün akşam saatlerinden itibaren Taksim’nde toplanan kalabalık, uçakların gecikmesi nedeniyle Taksim’deki program iptal edilerek havalimanına yönlendirildi. Yakınlarını karşılamak için gelenlerin yanı sıra çok sayıda kişi Havalimanı Devlet Konukevi önünde toplandı. Ellerinde Türk ve Filistin bayrağı bulunan kalabalık, İsrail aleyhine slogan attı. Uçakların indiği haberi üzerine büyük bir coşku yaşayan kalabalık, sık sık slogan attı. Otobüslerle dışarı çıkanları görmek isteyenler tel örgülere tırmandı. Otobüslerin önüne geçenler, gelenlerle sarılmak istedi.
Adli Tıp Kurumu’na götürülen yaralı olanların dışındakiler, içlerinde psikiyatri uzmanlarının da bulunduğu 150 kişilik ekip tarafından muayene edilip, bazı testlerden geçirecekler. Adli Tıp Kurumu’na girenler, burada toplanan kalabalık tarafından zafer işaretleri ve el sallanarak karşılandı. Kalabalık, “Dişe diş kana kan, intikam intikam. Siyonist İsrail hesap verecek” şeklinde sloganlar attıktan sonra havai fişek gösterisi yaptılar.
Yardım gönüllülerinin Adli Tıp Kurumu’ndaki işlemleri devam ediyor.
Türkiye’yi bu skandal fotoğrafla vurdu
Nachman Shai Jerusalem Post’ta yayımlanan makalesinde, ‘Şu an yangına körükle gitmek iyi bir fikir değil. Ama istersek memnuniyetsizliğimizi gelecekte Türk büyükelçisinin sandalyesini bir beş santimetre daha alçaltarak gösterebiliriz’ yorumunu yaptı.
Nachman Shai ‘nin baştan sona küstahlık kokan makalesi şöyle:
Türkleri bırakalım oyunlarını oynasınlar
Pazartesi sabahı Gazze’ye yardım götüren filoda yer alan gemilerden Mavi Marmara’ya yapılan baskının İsrail-Filistin çatışmasında tarihi bir dönüm noktası olma ihtimali var.
Gazze’ye giden gemileri engellemeye hakkımız olduğu açık. Uygulanan abluka 2007 yılında Gazze Şeridi’nde kontrolü şiddetle ele geçiren Hamas’ı izole etme politikasının bir parçası. Özellikle Hamas’ın İsrail askeri Gilad Şalit’i esir alması ve 2008’in sonu 2009’un başlarında düzenlenen Dökme Kurşun Operasyonu öncesi ve İsrail üzerine gönderdiği füzeler dikkate alınması gereken hususlar.
Ama gemilere baskın yapmak tek yol muydu? Gemilere daha erken müdahale ederek güç kullanmadan onları yollarından çeviremez miydik? Bu soruların cevabı detaylı raporlar sonucunda açıklanacak.
“BIRAKALIM TÜRKLERİ OYUNLARINI OYNASINLAR”
Uluslararası eleştirileri ve soruşturma baskısını durdurmak için, İsrail’in inisiyatifi ele almasını ve bir komite kurmasını öneriyorum.
Türklere gelince, onları bırakalım ve bağırıp çağırarak kendi başlarını döndürsünler. Onların korkunç ifadelerine cevap vermek zorunda değiliz. Eleştirileri yutmalı, derin bir nefes almalı ve onların kamusal oyunlarını oynamalarına izin vermeliyiz.
Onlarla herhangi bir doğrudan yüzleşme tüm bağların çok daha kötüleşmesine neden olabilir. Bu durum gerçekleşirse kaybedeceğimiz çok daha fazla şey olur. Bu sadece diplomasi alanında değil, Türkiye ile gözden geçirilmesi gereken çok önemli ekonomik ve güvenlik hususları barındıran ilişkilerimiz için de geçerli.
Zaten yangına körükle gitmek iyi bir fikir değil. Memnuniyetsizliğimizi gelecekte bir zaman, Türk büyükelçisinin koltuğunu bir beş santim daha alçaltarak gösterebiliriz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın halkını memnun etmek için yaygara yapmaktan başka bir seçeneği yok. Bu onların iç politika meselesi. Bizler de onların bu oyunu oynamalarına izin vermeliyiz. Birçok insanın organizatörlerin istediğini aldığını düşünmesine rağmen, bunun aksini söylemek de mümkün.
Unutulmamalı ki dokuz kişi öldü ve Gazze ablukası devam ediyor. Dolayısıyla,söylenenlerin aksine filo büyük bir başarı elde etmiş olmayabilir. Bu sefer sadece haklı olmamız değil, akıllı olmamız da gerekiyor.
İSRAİL KOMİTE KURMALI
İsrail Güvenlik Güçleri’nin kendi kıyılarında değil ancak açık sularda operasyon düzenlemesi sorulara neden oluyor. Operasyon şartları gereği gecenin karanlığına gizlenmek sürpriz baskın için gerekliydi ancak uluslararası hukuk üzerine kurulu bir dünyada kendi kara sularımızın dışında operasyon düzenlemek önemli yasal sorunlar oluşturuyor.
Prensip gereği, Savunma Bakanı Ehud Barak’ın Genelkurmay Başkanı ve Donanma Kumandanı’yla bir basın toplantısı düzenleyerek olaya açıklık getirmesi yerinde bir tercih olacaktı. Zira filo baskını gibi olayların ilk saatleri, basın kampanyasının kaderini belirlemek açısından kritik ve belirleyici öneme sahip. Yine de ilk saatlerde yaşanan olaylar hakkında bir ön açıklama yapmak ve gelişmeleri adım adım vermek daha iyi olacaktı.
Giderek artan uluslararası eleştiriyi durdurmak ve bir soruşturma için bastırmak adına ben, İsrail’in ilk adımı atmasını ve Yüksek Mahkeme eski başkanı Aharon Barak tarafından başkanlığı yapılan bir komite kurulmasını öneriyorum. Bu komiteye çatışmaya ve ardından gelen hükümet tepkisine neden olan kararları ve operasyonel prosedürleri inceleme yetkisi verilmeli.
Eğer uluslararası baskıya boyun eğmek yerine onu püskürtmek istiyorsak, bu planı benimsemeliyiz.
*Nachman Shai, Kadima Partisi’nden milletvekili ve eski İsrail ordusu sözcüsü.
===================================================================
İsrail sözcüsünün dili tutuldu
İngiltere’nin Channel 4 kanalının en ünlü sunucularından Jon Snow, Gazze’ye yardım filosuna düzenlenen saldırının ardından İsrail hükümet sözcüsü Mark Regev’i canlı yayında konuk etti.Ancak röportaj Regev için oldukça zorlu geçti. Sunucu Jon Snow, Regev’e oldukça sert sorular yöneltti ve kaçamak cevaplar aldıkça, Regev’in daha da üstüne gitti.
Snow röportaja “Türkiye ile ticaret ve turizm alanında önemli ilişkileriniz vardı ve onlara ödülü Türkiye’den gelen gemilere saldırıp, Türk vatandaşlarını öldürerek verdiniz. Bu dost kazanmanın harika bir yolu değil mi?” sorusu ile başlayarak, Regev’in zor dakikalar yaşayacağının sinyalini verdi.
Daha sonra Regev’e, ‘Türkiye’den özür dileyecek misiniz?’ diye soran Snow, ‘Ne için özür dileyecekmişiz?’ cevabını almasının üzerine “Türk vatandaşlarını öldürdüğünüz için” dedi.
‘Türkiye bir daha ki yardım filosunu donanması ile gönderirse ne yapacaksınız?’ sorusuna ise Regev, “Ciddi misiniz? Nereden duydunuz bunu?” şeklinde cevap verdi. Snow’un buna cevabı, “Bana soracağınıza, Türkler ile konuşun” şeklinde oldu.
DOST KAZANMA YOLUNUZ BU MU?
Jon Snow’un Regev’i sert sorularına, Regev şu şekilde cevap verdi:
Snow: Türkiye ile ticaret ve turizm alanında ilişkileriniz vardı ve onlara ödülü Türkiye’den gelen gemilere saldırıp, Türk vatandaşlarını öldürerek verdiniz. Bu dost kazanmanın harika bir yolu değil mi?
Regev: Evet bu gerçekten çok talihsiz. Son birkaç aydır Türkiye ile olan ilişkilerin geçmişteki gibi pozitif bir atmosferde olmadığı aşikar. Biz Türkiye ile daha pozitif ilişkiler istiyoruz ve Türk hükümetinin de aynı şekilde hissetmesini umut ediyoruz.
Snow: Yani Türkiye’den özür dileyecek misiniz?
Regev: Ne için?
Snow: Vatandaşlarını öldürdüğünüz için…
Regev: Bu olayı ve bu olayın nasıl gerçekleştiğini açıklığa kavuşturmak gerek. Dün 6 ele geçirme oldu. Hepsi İsrail donanması tarafından yapıldı. Beşi barışçıl, şiddetsiz ve insanlar zarar görmeden gerçekleşti. Bir tanesinde ise maalesef, gemide açıkça aşırılıkçılar vardı. Onlar şiddet kullandılar. Ve operasyondaki askerler kendilerini korumak zorundaydı. Tehdit altındaydılar ve cevap vermeliydiler.
YAPTIKLARINIZDAN BİR ŞEY ÖĞRENDİNİZ Mİ?
Snow: Son 48 saatte yaptıklarınızdan bir şey öğrendiğiniz mi? Şu an biz konuşurken yine Gazze’ye doğru hareket etmekte olan Rachel Corrie gemisine saygılı davranacak ve haklı olarak Gazze’ye yanaşmasına izin verecek misiniz?
Regev: Neden haklıymış ? Burada birçok mesele var. Eğer yapabilsem, hepsine cevap verirdim.
Snow: BM Gazze’ye olan ablukanın kalkması için varolan iradenin haklı olduğunu söyledi çünkü. Son olarak Güvenlik Konseyi’nde dile getirildi bu.
Regev: Abluka eğer bir çatışmanın içindeyseniz meşrudur. Biz de biliyorsunuz Gazze’deki Hamas rejimi ile çatışma halindeyiz. BM kurallarına göre denizden abluka tamamen meşru bir uluslararası davranıştır. Birleşmiş Milletler Şartı’nın 47. maddesi de bunun yasal olduğunu söyler. Sizin neden bahsettiğinizden haberim yok. Gazze’ye uygulanan yaptırımlara gelince, bunlar da Gazze’nin uyguladığı şiddete cevaptır ve uluslararası hukuka tamamen uygundur.
BİZİMLE UĞRAŞMAK İSTEMEZSENİZ, MÜSLÜMAN MISIR VAR
Snow: Peki Rachel Corrie’ye ne yapacaksınız?
Regev: Biz, yardım götürmek isteyen herkese, ‘Aşdod limanına getirirseniz, hepsinin Gazze Şeridi’ndeki insalara ulaştıracağımızı garanti ediyoruz’ diyoruz. Eğer bizimle uğraşmak istemiyorsanız, Müslüman bir ülke var: Mısır. O da El Ariş limanı aracılığı ile benzer bir öneri sunuyor.
MALZEMELERE EL KOYUYORSUNUZ
Snow: Ama kimsenin önerinizi kabul etmemesinin nedeni, malzemelerden kesinti yapmanız. Gazze’ye giden yardım malzemelerinin yüzde 78’ine el koyuyorsunuz. Bunu Kızılhaç ve BM raporları söylüyor. Sizden geriye malzemelerin yüzde 20’si kalıyor.
Regev: Hadi burada açık olalım. Bizim teklifimizi kabul etmiyorlar, çünkü blokajı kırarak siyasi bir mesaj vermek istiyorlar. Malzelemelerin gönderilmeyeceğine inandıklarından değil. Ve izin verirseniz, size neden bu ablukaya ihtiyacımız olduğunu anlatayım. Bu abluka olmasa, Gazze’ye İran ve Suriye’den çok tehlikeli silahların gireceği açıktır. Gazze’den İsrail şehirlerine ve İsrailli sivillere binlerce roket atıldığını biliyorsunuz. Kısa menzilli roketler Gazze Şeridi’nde yapılıyor. Ama uzun menzilliler, savaş başlıklı olanlar Suriye ve İran’dan geliyor. Bu yüzden Gazze’ye giren kargoyu kontrol etmek zorundayız.
TÜRKLER BİZE SALDIRMAK İÇİN SAVAŞ GEMİSİ Mİ YOLLUYORMUŞ!
Snow: Eğer müttefiğiniz Türkiye, yani hala müttefiğiniz olan Türkiye , savaş gemileri ile yeni bir yardım filosu göndermeye kalksa ne yaparsınız? Çünkü bunu yapacaklarını söylüyorlar.
Regev: Bu varsayım…
Snow: Hayır. Türkiye Başbakanı bugün mecliste bir sonraki filonun büyük ihtimalle askeri bir gemi eşliğinde geleceğini söyledi. Ne yapacaksınız?
Regev: Ben bunun ciddi olduğunu düşünmüyorum.
Snow: Ne yapacaksınız?
Regev: Ciddi olduğunu düşünmüyorum.
Snow: Oh, tabii ki ciddi! Bu kesinlikle ciddi bir durum.
Regev: Emin misiniz?
Snow: Bu büyük bir savaş haline yol açabilir.
Regev: Bana Türklerin İsrail’e saldırmak için savaş gemileri yolladığını mı söylüyorsunuz?
Snow: Niye telefon açıp onlara sormuyorsunuz?
Regev: Bunu nereden öğrendiniz?
Snow: Bana soracağınıza Türklerle konuşun.
Yazıları posta kutunda oku