Zonguldak maden Ocağında 30 İşçinin ölümünün yakınları halen sürüyor.
Başbakan, bu konunun üzerine özellikle gidiyorlar diye değerlendiriyor ve yapılan yorumlarda art niyet arıyor. Ölümün ardından yapılan araştırmalarda art niyet aramaktan önce yapılması gereken işler varken art niyet arayışı ile oyalanmanın da pek bir esprisi yok. Görülüyor ki bu konun üzerine fazlası ile gidilmesi gerekiyor.
Çalışma Bakanı Ömer Dinçer’in “Güzel öldüler, o konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini rahat söyleyebilirim.” Sözleri de bunu kanıtlıyor.
Kaderciliğin böylesi şeklini daha önce de Ankara’da doğalgaz faciasında görmüştük.
Veysel Karani Demir düzenlediği basın toplantısında önce suçsuz olduğunu söylemiş ardından “Hiçbir insanın bu manzarayı görmesini istemezdim, gençlerin biri orda burada, kimisi yarı çıplak” sözlerini kullanmıştı.
Yarı çıplaklıkla suçlanılan gencecik çocukların yaşamlarının, sorumsuzluk yüzünden son bulduğu açıkça ortadayken “ilahi adalet” değerlendirmesi yapılmıştı.
17 Ağustos 1999 depreminde askerlerin eğlence anında ölmesini “ilahi adalet” olarak değerlendirenler olmuştu.
Maden işçileri güzel ölür,
Askerler yan gelip yatar,
Belediyelerin açtığı fosseptik çukurlarına insanlar düşer,
Yiyecek ekmeğini alamayan insanlar üç çocuk yapsın Allah rızkını verir derler,
Halk ile açıkça alay mı ediliyor?
Allah böyle istedi böyle oldu, Allahtan acı çekmediler gibi değerlendirmelerin altında din ile toplumu etkilemek yatıyor.
Demek isteniyor ki bunlar Allahın reva ettiği şeyler, aslında önlem alınmadığından veya güvenliğin yeterliliği sağlanmadığından olmadı. Eee bu açıklamaların çıktığı başka kapı yok.
Üstelik tüm bunlar yıllardır yaşanırken, alınmayan önlemler sonucu acılar yaşanmışken artık bu milletin üstüne din üzerinden siyaset ile gelinmesin.
İnsana acısını dahi yaşatmayan acımasızca açıklamalarla değerlendirme yapan siyasetçiler vicdanlarını kaybetmiş olmalı.
Öyle ya belki vicdanlarda göçük altında kalmıştır. Vicdanlarını bulmak için makam araçlarına, özel uçaklara bol keseden para harcamak yerine, maden ocaklarında güvenliği artırıcı önlemler alırlar.
Böylelikle, madenciler ölmez, vicdanlar bulunur. Bir taşla iki kuşu vurma şansına da erişiler.
Bunun adı kadercilik değil gereken zorunlu akıllı çözüm yoludur.
Bir yanıt yazın