27 Nisan 2010 Salı
Neval Kavcar
nevalkavcar@yahoo.com
*
Cemaat gündeme dair bilgiler veriyor. Merak ediliyor, kapalı devre çalışan bu STK.
Liderinin “ABD’de bulunma sebebinden çok” cemaatini ne kadar kontrol edebiliyor?” sorusunun cevabını arıyor bir kesim.
F.Gülen’i yazmıyordum. Gerekti.
“Darbe” ile yatıp kalktığımız bu günlerde, cemaat medyası “darbecilere” ver yansın ediyor. Kesinleşmemiş, mahkeme kararı olmayan konuları Brezilya dizisine çevirmeleri hayretle izleniyor.
12 Eylülden sadece 18 gün sonra, ne diyordu F. Gülen “Son Karakol” başlıklı o yazıda?
“Ve işte şimdi, binbir ümit ve sevinç içinde, asırlık bekleyişin tulûu saydığımız, bu son dirilişi, son karakolun varlık ve bekâsına alâmet sayıyor; ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe, istihâlelerin son kertesine varabilmesi dileğimizi arz ediyoruz.” (Sızıntı, Ekim 1980, Cilt 2, Sayı 21)
Anadolu’yu son karakol olarak gösterdiği yazısında Gülen, “TSK’ni de vatanı kurtaran kahraman” olarak selamlamış. Bugün AKP’nin politikalarını destekleyerek siyasallaştığını da çekinmeden ilan eden bu zümre için, son karakolun kurtarıcısı olarak artık iktidarı görüyor denilebilir.
Erdoğan ve yakın çevresi gibi “gömlek değiştirdiler” demek ki.
Onlardaki bu “istihâle kertesini” anlamak zor.
Nedeni “metamorfoz” yeteneğinin bazı kullara bahşedilmeyişi.
* * *
Cemaatin Durakları
Öğreniyoruz ki Fetullah Gülen; ayni 12 Eylül gibi, 28 Şubat sürecinde de benzeri sözler söylemiş.
“Gülen cemaatinin “kurumsal yüzü” olarak kabul gören Gazeteciler ve Yazarlar Birliği Vakfı'nın Başkanı Mustafa Yeşil, Fethullah Gülen'in pişman olduğu sözleri açıkladı. İşte Mustafa Yeşil'in cümleleri ile Gülen'i 28 Şubat'ta söylediğine pişman eden ve Milli Görüş çizgisi ile kırılma yaşamasına neden olan o sözler:
Yalçın Doğan'a televizyonda verdiği söyleşide Erbakan için “Hükümeti bırakmalı, ülkeyi daha fazla germemeli” gibi ifadeleri olmuştu. Bu konuda “Acaba böyle söylemem gerekir miydi?” diye sorguladığına şahit oldum.” ( Vatan – 26.4.2010)
Cemaat lideri “dün dündür, bugün bugün” diyor. Nabza göre şerbet mi veriyor, sorusu geliyor akla. “28 Şubat sürecindeki o sözleri söylediği tarihi bilmek lazım. Milli görüşçülerin gideceği kesinleşmiş ise söylemiştir” iddiası yaygın.
Gün AKP iktidarı günü. Bir şekilde gönül bağı kopmadığını karşılıklı paslaşmalarından anladığımız, SP ve AKP gerçeği ortada iken, Gülen’in “keşke söylemeseydim” demesi doğal karşılanıyor.
SP’lilere buzlu bademli şerbet sunuyor. Milli Görüşçüler şubat ayazında belki bir bardak sıcak çayı tercih ederdi, kim bilir? Sıcak çaylarını yudumlarken, kendilerine verilecek dostane tavsiyeleri dinlemek isterlerdi belki.
Gün gelir AKP gidici olursa “cemaat yeni durağında inecek istasyon bulabilir mi” diye merak ederek yazdım bu satırları.
O günler geldiğinde AKP içinde “Hükümeti bırakmalı, ülkeyi daha fazla germemeli” denilecek mi?
9 Nisan 2007 tarihinde Herkül.Org sitesinde “Kaos, Kadrolaşma, Ordu ve Okullar” başlığı ile yayınlanan söyleşide geçen:
“Türk Milleti” diyen, “vatan, ülke, ülkü, bayrak” sözlerini dilinden hiç düşürmeyen ve hatta “din, iman, Kur’an” fedaisiymiş gibi arz-ı endâm eden bir sürü eli kanlı insan bozması var meydanlarda.”
Sözleri için de “keşke söylenmeseydi” diyecekleri günler, gelir mi meselâ?
Ne kadar inandırıcı olur?
Yazıları posta kutunda oku