KIBRIS’TAKİ SEÇİMİN ŞİFRELERİ
Hüseyin MÜMTAZ
KKTC’de geçtiğimiz Pazar günü, sonuçlarının ciddiyeti ve önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılacak olan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleşmiştir.
Hazmı; dünyanın değişik köşelerindeki “ilgili” taraflarca, ilgilerinin derecesi ve olaya bakış açılarının yönüyle bağlantılı olarak değişik zorluk derecelerinde düşünülmekte olan bu seçimin farklı parametreleri mevcuttur.
Sonuçları en zor hazmedecek olan Talât, CTP ve cümle embedilmişlerdir.
Onlar için hayal bile edemeyecekleri rüya çok kısa sürmüş, merdivenden düşen karpuzla kader birliği yapma durumunda kalmışlardır..
Seçimin aşağıdaki şu temel parametreleri yerli yerlerine konulmadan yapılacak bütün değerlendirmeler ise havada kalmaya mecburdur.
- Seçimi Eroğlu’na, İskele ilçesi’deki %60’a %34’lük fahiş fark kazandırmıştır. İlçe yoğunlukla 74 sonrası Karadeniz’den göç edenlerin yaşadığı Karpaz bölgesini “de” içermektedir. Dolayısı ile bölgenin; “Türkiye’li” çeşitli ve farklı kesimlerden gelecek muhtelif telkinlere açık olduğu düşüncesi her zaman için genel kabul görmektedir. Fakat bununla birlikte 2004 Annan Referandumu’nda da, şimdikine benzer biçimde, genel eğilimin aksine %65 HAYIR oyu çıkmıştı sandıklardan. (Mehmetçik ve ötesi sandıklar) Demek ki Karadenizlilerin geleneksel devlet ve millet bağlılıkları, dünyanın neresine giderlerse gitsinler değişmiyor.
- Lefkoşa İlçesi ise tam tersine Talât’ın fazla oy aldığı tek bölgedir. (Talât %47, Eroğlu %44). Burada CTP’nin devlete sızdırdığı sendikacı “bürokratlar”, AB-D’den fonlanan embedilmiş STÖ’ler ve ağızdan dolma Rumofil kalemler ile “Katolik” sendikaların çalışmaları etkili olmuştur.
- Ertuğruloğlu’nun %4’lük oyu, umduğunun daha doğrusu bazı çevrelerce umulanın altında kalmıştır. Bu oran seçimi ikinci tura taşıyamadığı için, Ertuğruloğlu’na yüklenilen misyon başarıya ulaşamamıştır. Kazanma ihtimali zaten bulunmayan Tahsin Bey’in tek görevi zaten işi olabildiğince sulandırmaktı..
- Eroğlu’nun %o’de 3’le ilk turu kazanmasında DP faktörü etkili rol oynamış, Tahsin olumsuzluğunu dengelemiştir. Baba-oğul Denktaşlar ve DP bu seçimde kesin olarak Eroğlu’ndan yana tavır almışlardır. Seçimin ertesi günü “Birinci Cumhurbaşkanı”, “Üçüncü Cumhurbaşkanı’nı” makamında ziyaret ederek fiili desteği bir anlamda tesçil de etmiştir. Bu seçim ayrıca, “doğru tavır alıp, doğru zamanda doğru zeminde konumlanan” DP ve Serdar Denktaş’ın “yeniden doğuşu” anlamını taşımaktadır. KKTC siyaset sahnesinde bundan böyle Serdar Denktaş’ın daha etkili olacağını varsaymak yanlış bir tahmin olmaz.
- Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz gibi Ankara bu sefer, 2004’ün aksine duruma “kurumsal olarak” müdahil olmamıştır. KKTC seçmeninin sandığa yansıyan 18 Nisan 2009 ve 19 Nisan 2010 iradesini kabullenmiş görünümü vermektedir. Yalnız, seçim sonrası KKTC kamuoyu ve basınında asla “o doğrultuda” tek bir yayın-yorum yer almamışken Türkiye basınının, nereden ve neden kaynaklandığı belli olmayan “Erdoğan’a rağmen Eroğlu” yorumları dikkat çekicidir.
- Seçim sonuçlarına ilişkin bütün yorumlarda nedense Eroğlu’nun binde 3’le ilk turda işi bitirmiş olması öne çıkarılmaktadır. Bu binde 3’lük kıl payı oran bir tür küçümseme, zaferi gölgeleme olarak algılanmaya çalışılmaktadır. Oysa göz önünde tutulması gereken asıl oran, Eroğlu (%50.38) ve Talât (% 42) arasındaki 8, neredeyse 10 puanlık fark olmalıdır. Ertuğruloğlu faktörüne rağmen elde edilen bu fark ezici bir orandır. Ve bu oran Eroğlu’nun elini, “masada” daha kuvvetli kılacaktır.
Üçüncü Cumhurbaşkanı Sayın Derviş Eroğlu’nu bir kere daha kutluyoruz.. 21 Nisan 2010
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ
Bir yanıt yazın