|
Posted: 17 Apr 2010 08:45 PM PDT
Yıllarca Özel Kuvvetler Komutanı olarak Kuzey Irak’ta PKK ile vuruşmuş. Öcalan olayının pek çok aşamasında bulunmuş. Korg. Engin Alan, Balyoz tutuklusu olarak Silivri’de yatarken tahliye olunca GATA’da tedaviye alındı. Hastanede Çölaşan’a anlatıyor: (Posta, 11 Nisan 2010) (Tayyip) Bana valiyle haber gönderiyor, 2 saat geç gelecekmiş. “Töreni geç başlatsınlar” diyor. Kabul etmedim. “Emir değişmez” dedim. Konuşması bitti. Ayağa kalkmadım, alkışlamadım. Olay bu. Kucağımda nice Mehmetçikler, hatta Emir Subayım şehit düştü. Üç kez helikopterde mermi yedim, iki kez yerde PKK taradı. Kuzey Irak’ta Metina Dağları’nda Tümgeneral rütbesiyle 38 gün dağlarda kaldım, bitlendim. Ben bedavadan yaşayan adamım. Ölümden korkmam. Ben bunlardan mı korkacağım, bunlara mı diz çökeceğim. Savcılar, sorguda bir tek suçlama getiremedi. Ancak gözlerindeki nefreti hepimiz görüyorduk. Bizi, düşman ordusunun esir generalleri gibi sorguladılar. Neyle suçlandığımı söylemediler, çünkü mahkemenin gizlilik kararı varmış, her şey gizli imiş. “Hele bir Silivri’ye git, suçunu orada öğrenirsin” dediler. Bunların hepsi onurumuzu kırmak için yapılıyordu. Benim 20 yıl savaştığım adamlar Habur’dan girdi, serbest bırakıldı. Şimdi biz terörist olduk. Silah arkadaşlarım cezaevinde yatarken ben burada yatmam. Doktorlar karşı çıksa bile mutlaka Silivri’ye döneceğim. Ama en büyük korkuları Özel Kuvvetlerle birlikte SAS ve SAT komandolarıdır. Onun için denizcilerin üzerine gidiyorlar. TSK her gün hakaretlere uğruyor.” “Benim adım Engin Alan. Ölüm dahil hiçbir şeyden korkmuyorum. Şu anda aşırı tansiyon hareketinden dolayı kroner bakım servisindeyim. Buradan çıkınca doğruca cezaevine gideceğim. Beni Silivri’ye değil İmralı’ya koysunlar. Kimse burada olduğum için “GATA’gulle” demesin. Ölümden korkmayan Engin Alan, cezaevine girmekten korkmaz. Bunu herkes böyle bilsin.” |
Yazıları posta kutunda oku