Aylardır gündeme oturma gayreti savaşında yenik düştü “işsizlik”.
Borçları nedeniyle bir birbiri ardında “intihar” edenler,
Ekonomik sorunları nedeni ile “cinnet” geçirenler,
Fabrikalarına kilit vuran iş adamlarının “bunalımı”,
Okuyup adam olup elinde ki diplomasını “yelpaze” niyetine kullananlar,
İşyerlerinden maaşını alamadığında evine “aş götüremeyenler”,
Dershane parasını ödeyemediğinden hapse atılıp evladını kaybeden “ana yüreğinin feryadı”,
Hastane köşelerinde yine sıra beklemeye maruz bırakılan insanlarımızın “çilesi”,
.
.
.
Binlerce işsiz, mağdur…
Uzayıp gidiyor…
Bu sorunlara rağmen; işsizlik, ülke gündemine bir türlü oturmayı başaramadı. Temsil ettiği insanlar gibi çaresiz, mutsuz bir şekilde bekleyişine son verdi.
Anayasa Mahkemesinin havada uçuşan maddeleri,
Ermenistan açılımı,
Demokratik adım olarak nitelendirilen Kürt açılımı,
ABD ziyaretleri,
.
.
.
Ve en nihayetinde kapatılan DTP’nin Başkanı Ahmet Türk’e yapılan yumurtalı ve yumruklu saldırı, işsizliğe inat gündeme yerleşti.
Ne çok seveni varmış…
Başbakan dahi aramış…
Binlerce geçmiş olsun mesajı almış…
“Bu güzel kardeşliği sevgiye dönüştürecek bir duruşu göstermemiz lazım. Bunu istemeyenlere rağmen umutluyum, başarabiliriz” , “Bir musibet bazen çok daha hayırlı şeyler getirir. Böyle olayların yaşanmamasını diliyorum. Ders çıkarıp geleceği kardeşçe gerçekleştirecek bir ortak duruş ortaya konulmalı” diyor Ahmet Türk.
PKK’yı baş tacı eden, yurda dönüş törenin ön saflarda yer alan, kutlamalara katılan onlar değilmiş gibi.
Şehit Ahmet’in,
Doğacak çocuğunu göremeyen Mehmet’in,
Öksüz kalan Ali’nin,
Dul kalan Ayşe’nin,
Yüreğine kor düşen gözü yaşlı anaların, babaların günahı, suçu neydi?
Keşke, düşüncelerinde samimi olsalar demeden edemiyor insan.
Yumruk yemiş burun bir haftaya kalmaz iyileşir, (Bu demek değil ki bu tür saldırıları doğru buluyoruz, tasvip ediyoruz. Elbette hayır, bir eleştiri-itiraz varsa, her vatandaş demokratik yollarla hukukla çözmelidir sorunlarını.)
Benzer saldırılara maruz kalan Tekel işçilerine aynı hassasiyet gösterildi mi?
.
.
.
Diğerlerine…
Bildiğimiz kadarıyla hayır.
“Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” atasözü yerinde olur mu bilemedim.
Biz en iyisi pembe gözlüklerimizle bekleyişimizi sürdürelim.
İşsizlikten bunalıma girmiş kredi kartları borçlularının imdadına banka kredileri davullu zurnalı, şarkılı türkülü davetler ile geçici çözümler üretmeye devam etsin,
Maliye bakanın adı spor salonuna verilsin,
Kriz, teğet sözleri ile halen geçiştirilsin
İşsiz insan da derdine yansın…
Çözüm önerimiz: 1 adet pembe gözlük.
1 adet çiçekli/fötr şapka.
1 adet müzik çalar.
Her şey nasılda toz pembe…
Tren gelir hoş gelir (Ley ley limi limi ley)
Nuran.Talay@politikadergisi.com
Bir yanıt yazın