Değerli dostlar,
Bildiğiniz gibi Almanya parlamentosu Bundestag, 2005 yılında 1915 olaylarıyla ilgili bir karar alarak, Osmanlı‘nın Ermenileri tehcir ve ortadan kaldırılmasını “soykırım “ olarak kabul etmiş, Türk Toplumunun itiraz ve protestolarını hiç önemsenmemişti. (Biz Aşağı Saksonya ADD olarak, Ermenistan’ın ilk Başbakanı Kaçaznuni’nin 1923’te parti konferansında sunduğu tebliğ metnini Rus arşivlerinde bulan Mehmet Perinçek tarafından hazırlanan bir kitabı tüm Alman medya ve parlementerlerine e-posta ve akabinde de kitap olarak gönderdik ama hiçbir faydası olmadı.)
Şimdi de ABD Temsilciler Meclisi ‘inde Ermeni tasarısının kabul edilmesinin ardından, 24 Nisan’ a hazırlık olarak, sözde “soykırım” propagandasına hız veren Ermeni diasporası, Avrupa’da en yoğun Türk nüfusunun yaşadığı dostumuz Almanya‘da, bu çirkin propagandansında Alman devlet televizyonunu ve medyasını kullanabilmeyi başardı.
Birkaç gün önce Almanya’nın önemli dergilerinde biri olan Der Spiegel’in Ermeni sorunuyla ilgili bir makale yayınlamasının ardından, evvelki gün de Almanların en önemli fikir gazetelerinden haftalık Die Zeit haberinde, “Aghet-Soykırım” belgeselinin ARD’ de yayınlanmasıyla Türkiye’nin AB’deki yeri ve Ermenistan’la ilişkileriyle ilgili yeni bir tartışmanın başlayacağı yazmıştı. Alman devlet televizyonu ARD dün akşam sözde Ermeni soykırımını konu alan 90 dakikalık bir sözde belgesel film yayınladı.
Bu sözde belgeselde 1915 olaylarıyla ilgili akıl almaz iddialar ortaya atılıyor. Yakın zamanda bizlerin sözde Ermeni soykırımı yalanını protestolarımız, saptırılan video parcaları ile bizleri barbar gibi gösterdiğinin haricinde, Alman parementosundaki Türk (?) politikacıların ve Vatan haini Orhan Pamuk’cukların Ülkemiz aleyhindeki fikirlerine de yer veriliyor.
En ilginç olanı ise,1915’te sözde Anadolu’da görev yapan bir Alman hastabakıcı anılarında şunları söylemesi: “Çölde (acaba hangi Çöl) Türkiye’den gelen bütün Ermeniler için büyük bir toplama kampı kuruldu. Ben oraya vardığımda kampta 60 bin kişi vardı. Büyük bir çoğunluğu yürüyen iskeletlere dönüşmüş kadın ve çocukların, yüzlerinden insan olduklarını anlamak çok zordu. Kampta erkek yoktu zira ermeni erkekleri kampa gelmeden önce elenmişlerdi “
Aynı belgeselde yine Almanya’nın o dönem ki İstanbul Başkonsolusu Mordmann’ın görüşlerine de yer veriliyor. Bir milyon Ermeni’nin vahşice katledildiğinden (bu sayı nereden bulundu bilemiyorum) sorumlu tutulan Talat Paşa’nın Mordmann’a “Ermenileri yok ettiklerini“ bizzat kendisinin söylediği sacmaligini öne sürülüyor .
Kendilerinin Yahudilere yaptıklarını , bizlerin Ermenilere yaptığı gibi gösteren ve bu gibi daha bir çok saçmalığı içeren bu sözde belgeselin tamamını burada anlatmam imkansız ama kayıt ettiğim için isteyene ilerde gönderebilirim.
Tarihte mahkeme kararı ile ilk ve tek Soykırımcı olarak damgalanmış Almanya’nın bize insanlık dersi vermeye çalışması, kanımca (nasıl ki bizim ATAlarmızı suçluyorlar) kendi ATAlarının 1904’de Namibiya’da Herreros halkına uyguladıkları soykırımı , tüm Avrupa’yı nasıl kana buladıklarını ve Auschwitz ölüm kampında katledilen milyonları unutturmak cabasından başka birşey değil.
Değerli dostlar,
Utanmadan şimdi kalkmış bizi eleştiriyorlar AMA suç bizlerde,bizim yetiştirdiğimiz ve seçtiğimiz Politikacılarda. Almanya önce kendisine bir baksın, baksın ama bunu Almanya’ ya söyleyecek bir Politikacımız veya Devlet Adamımız var mı??? Biz, Talat Paşa komitesi olarak Lozan, Berlin, Paris ve Kıbrıs’ta “Ermeni soykırı tarihsel bir yalandır” diye VATAN savunması yaparken hükümet, değil bizi desteklemek bütün eylemleri önlemek için elinden geleni yaptı hatta daha da ileri giderek Türk Bayrağı altında eylem yapmanın faşistlik olacağını bildirerek birçok sivil toplum örgütünü tehdit etti. Böyle bir hükümetten bu konuda her hangi bir girişim beklemenin sadece ve sadece hayal kırıklığı yaratacağını düşünüyorum.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, “En geçerli savunma saldırıdır” gerçeğini temel alarak, tüm resmi ve sivil organları ile sonuç alıncaya kadar durmayacak bir karşı saldırıya geçip “GERÇEK SOY KIRIMININ TÜRKLERE KARŞI YAPILDIĞINI BİLİMSEL OLARAK KANITLAYACAK DURUMDA OLDUĞUMUZU, ASIL BİZİM ERMENİSTAN’DAN VE ONU TÜRK’LERE SOYKIRIM UYGULAMAYA KIŞKIRTMIŞ VE DESTEKLEMİŞ OLAN SÖMÜRGECİ EMPERYALİST BATILI DEVLETLERDEN DÂVÂCI OLDUĞUMUZU, ASALA CİNAYETLERİNİN HESABINI DA MUTAKA SORACAĞIMIZI” ilân edip, bu savımızı bilimsellik ve tarafsızlığı kuşku götürmeyecek her uluslararası ortamda savunmaya hazır olduğumuzu bildirmesi lazım gelmez mi acaba?
Takdir sizin………
Iyi calismalar, saygi ve sevgiler
M. Binzet
Mailto:[email protected]
Bir yanıt yazın