Yaşam bir rüyadır

Sayın Büyükelçi Pulat Tacar ile gerçekleştirilen ve İş Bankası Kültür Yayınları Nehir Söyleşi Dizisinden Nisan 2010 itibarıyla çıkan  Yaşam Bir Rüyadır – Pulat Tacar Kitabı‘nın tanıtım yazısını ilişikte bilgilerinize sunuyorum.

Dr. Esra LaGro
[email protected]

İş Bankası Kültür Yayınları / Nehir Söyleşi Dizis: 41

Değerli Okuyucular, Değerli Dostlar,

Sayın Büyükelçi Pulat Tacar ile İstanbul, Ankara, Bodrum ve Hollanda’da değişk zamanlarda gerçekleştirdiğimiz, üç seneyi aşan düşünsel yolculuğumuzun ürünü olan bu kitapta, bir diplomatın dışardan çok parlak görünen ama çeşitli zorluklarla dolu olan mesleki yolculuğunu, uzun yılların entellektüel birikimini, çok kültürlü bir ortamda yetişmiş bir ülke aydınının olaylara bakış açısını ve yaşama dair tecrübelerini; yine bunlarla eşzamanlı olarak çok sıcak, içten ve dost bir insanın son derece ilginç yaşam öyküsünden bazı kesitleri zaman zaman gülümseyerek zaman zaman hüzünle karışık bir hayranlıkla okuyacaksınız. Bu aynı zamanda birey olarak kendimizi ve içinde yaşadığımız toplumu tarihsel değişim süreci içinde sorgulamaya da yönelik çok keyifli ve eşşiz bir yolculuk olacak. Bu keyifli yolculuğa hazır mısınız?

Biliniz ki; bu söyleşi kesinlikle çok bilinen anı kitaplarından biri değil. Bu kitap gönülden bağlı olduğu ülkesinin sorunlarına yanıtlar arayan, sayısız makale ve ödül alan kitaplar yazmış, üretken bir ülke aydınının halen güncel olan konulardaki görüşlerini yansıttığı bir ayna niteliğinde.

Aynı zamanda Büyükelçi Tacar’ın Dışişleri Bakanlığı camiası hakkındaki ilgi çekici değerlendirmelerini, meslek hayatında yaşadıklarını, Türk dış politika uygulamaları konusundaki gözlem ve düşüncelerini de içeriyor. Bu vesileyle genç kuşaklara böylesine bir birikimi aktarmaktan son derece büyük bir mutluluk ve onur duyduğumu da özellikle belirtmek isterim. Bunların yanısıra Büyükelçi Tacar, Türk dış politikasında son zamanlarda görüldüğü ileri sürülen gelişmeler ve diplomasi memurlarına bazı politikacılar tarafından yöneltilen “monşer” yakıştırması konusundaki düşüncelerini de bizimle açıklıkla paylaşıyor ve “Türk Hariciyesine mensup olmakla her zaman büyük şeref duyduğunu ve duymaya devam ettiğini” de vurguluyor.

Genç bir diplomat olarak göreve başladığı ilk dönemlerde Viyana’da görev yapan Büyükelçi Tacar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda da yaklaşık beş yıl uluslararası memur olarak çalıştı. Bakanlığa dönüşünde nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve uluslararası kontrol mekanizmaları konularında iki kitap yayınladı. Bu kitapları değişik zamanlarda çeşitli konularda yazdığı kitaplar, çeviriler ve makaleleri izledi. Siz değerli okuyucular için Büyükelçi Tacar’ın yayınlarından bir seçkinin listesini de söyleşinin sonunda paylaştım; bunlar arasında, örneğin, Terör ve Demokrasi adlı kitap, 1999 yılında Yunus Nadi Sosyal Bilimler Ödülünü kazandı.

Söyleşimiz boyunca gerçekleştirdiğimiz düşünsel yolculukda meslek hayatının değişik dönemlerinden ilginç kesitlere yer verdiğim Büyükelçi Tacar, tecrübe ve izlenimlerini de ülke sorunlarına yaklaşımıyla eşzamanlı olarak sizlerle paylaşıyor. Örneğin, Endonezya’da 1981-1984 arasında Büyükelçilik görevindeyken, Türkiye’nin dostu olarak nitelediği bu ülke hakkındaki gözlemlerine yer verirken, yine aynı dönemde Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu siyasi ve toplumsal sürecin önemli kırılma noktalarına da işaret ediyor. 1984- 1987 arasında AT nezdinde Daimi Temsilci olarak görev yapan Büyükelçi Tacar, o dönemde karşılaştığı ilginç olayları; Avrupa Parlamentosu’nun yaklaşımlarından, Türkiye’nin Avrupa Topluluğu’na tam üyelik başvurusunun zamanlaması konusuna kadar birçok konudaki farklı görüşlerini, o dönemde de gizlemediği gibi, şimdi de tüm açıklığıyla, zaman zaman belgelerle anlatıyor ve bu konuda doğru bilinen bazı yanlışlara da açıklık getiriyor.

Türkiye – AB ilişkilerinin geleceği konusundaki beklenti ve öngörülerini paylaşırken, AB ile Türkiye arasındaki değer farklılıkları sorunsalını irdelediğimiz bölümde günümüzdeki tartışmalara da değiniyor. 1989-1995 yıları arasında UNESCO Daimi temsilcisi görevini yürüten Büyülelçi Tacar, bu örgüt hakkında kritik görüşlerini dile getirmekten çekinmediği gibi, kendi tecrübelerinin ve düşünce birikiminin sonucu olarak Türkiye’nin tanıtımına dair önemli bir yol haritası ortaya koyuyor. Söyleşinin düşünsel ufuk turu bölümünde: Hoşgörü sorunsalı, Ermeni Soykırımı savlarına verilebilecek yanıtlar, Siyasetin Finansmanı gibi birçok farklı konuda Büyükelçi Tacar ilginç görüşlerini ve gözlemlerini bizimle paylaşıyor. Kültürel haklar, etnik uyuşmazlıklara iyi yönetişim politikaları ile çözüm aranması ve kültür diplomasisi alanında yaşanılanlar, sözünü ettiğim ilgi çekici anlatılar içindeki bölümlere sadece bir kaç örnek.

Söyleşimizin “Damla Damla Hayat” adını verdiğim bölümü yaşamın değerini bilen, mutluluğun anahtarını elinde tutan birey olarak “sadece Pulat Tacar’ı” yakından tanıyabileceğiniz bölümdür. Ve bizler yaşamın değerini bilen iki birey olarak kitabın adını birlikte kararlaştırdık. Bu kitabı Pedro Calderón de la Barca’nın ünlü yapıtına referansla “La vida es sueño” yani “yaşam bir rüyadır” sözüyle yolu sevgiden geçenlere, yaşamın değerini bilenlere adadık.
Kitabın sonsözünde “Sonsöz Yerine” başlığını bilerek kullandım; çünkü gerçekleştirdiğimiz söyleşi yaşayan bir olgu ve bir sonu yok, Pulat Bey ile Nehir Söyleşi sürüyor. Bu yüzden en azından söyleşimizin kitaba yansıyan bölümünü ünlü Amerikalı şair Willam Stafford’un dilimize bizzat aktardığım dizeleriyle bitirmek anlamlı oldu sanıyorum. Şiirin orjinal adı “Ask Me”.

Sor Bana
Nehrin donduğu bir zamanda,
Sor bana yaptığım yanlışları;
Sor bana;
Yaşamım mı, bütün yaptıklarım?
Usulca düşüncelerime
geldi bazıları,
kimileri destek verdi, kimileri acı
Sor bana;
Neyi değiştirdi
En güçlü sevgi ya da nefretleri?
Söylediğini dinleyeceğim.
Sen ve ben
Dönüp bakalım sessiz nehire
Ve bekleyelim…
Biliyoruz, akışı orada,
Gizlenmiş;
Ve çok uzaklardan gelgitler
Sessizliği bize taşıyor
Nehir ne diyorsa
Ben de onu söylüyorum.

Sayın Büyükelçi Pulat Tacar ile böylesine güzel bir düşünsel yolculuk yapabilmenin ayrıcalığını ve duyduğum mutluluğu sizlerle paylaşırken, gerçekleştirdiğimiz Nehir Söyleşi’yi takdirlerinize sunuyorum.
Saygılarımla,
Esra LaGro, Istanbul, 30 Mart 2010

Dr.Esra LaGro kimdir?

Disiplinlerarası akademik araştırmalara ağırlık veren, Avrupa Birliği çalışmaları alanında uluslararası alanda tanınan bir akademisyen olan Dr. Esra LaGro, bugüne kadar araştırmalarıyla çok sayıda uluslararası akademik ödül aldı. Yurt içinde 2003-2008 yılları arasında AB Genişlemesi ve Yönetişimi konusunda Jean Monnet Kürsüsü Başkanı (Profesörü) olarak görev yaptı.
Dr. LaGro halen öğretim üyesi olarak Batı Avrupa’nın önde gelen üniversitelerinde Avrupa Birliği, Avrupa Siyaseti ve Türk Dış Politikası konularında lisans ve lisansüstü dersler veriyor. Avrupa Birliği’nde Yönetişim, Avrupa Siyaseti, AB üyesi ülkelerle Türkiye’nin ikili siyasi ilişkileri, Türkiye – Avrupa Birliği Siyasi ve Ekonomik İlişkileri, Türk Dış Politikası, Avrupa-Akdeniz Ortaklığı ile ilgili konularda çok sayıda araştırması ve yayını bulunan LaGro’nun basılmış olan kitaplarından bazıları şöyledir; Avrupa Birliği ve Dünya Liderliği: Yeni Bir Küresel Yönetişime Doğru? (2004); AB ile Müzakereler Nasıl Şekillenecektir? (2005); 2007 yılında “Türkiye ve Avrupa Birliği: Zor Bir Etkileşimin Geleceği” (Turkey and the EU: Prospects for a Difficult Encounter) adlı kitabı da tanınmış uluslararası bir yayınevi olan Palgrave Macmillan tarafından basılmıştır. Çeşitli yerli ve yabancı basın kuruluşlarında makaleleri ve röportajları yayımlanan Dr. LaGro, yurt dışı ve içinde AB konularında sivil toplum çalışmalarına yoğun destek vermenin yanı sıra AB konularında uluslararası danışmanlık da yapıyor. Çok sayıda AB ve uluslararası kaynaklı projenin yöneticliğini yapan Dr. LaGro, halen uluslararası bir düşünce kuruluşu olan CIRP Araştırma ve Politika Platformu Genel Koordinatörlüğünü ve LaGro & Partners International uluslararası danışmanlık şirketinin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütüyor.