Bir karmasadir aldi gidiyor, birileri diyor normallesme sureci oburleri diyor, yokolus, tukenis… Kavramlarin birbirine karistigi kadar anlamsizlasiyor fikirler,ve eski fikirlerinizi guncelliyorsunuz, kafaniz karisiyor, degisenler, saf degistirenler, kandiranlar, cahiller ve hainler. Herkesin fikri bir bahaneye tabi, herkes savundugunu hararetle ve israrla delillere bagliyor. Eski mandacilarin cikis yolu diye sundugu teslim olusun savunuldugunu hatirliyorum kitap sayfalarindan, kimisi kahraman, kimisi alim diye kalmis hafizalarda, ancak tarihin sayfalari gosteriyork i teslimiyet hic bir zaman kurtulus degildir diyen Mustafa Kemal”e sahit olmustur.
Zaman ilerledikce, bilgiye erisim kolaylastikca eski ogretilerin farkli yanlari cikiyor ortaya, eskiden kolayca yedirilen lokmalar artik irdelenir, sorgulanir hale gelmeye basliyor. sosyalizm, kapitalizm, din, vatan ve millet kavramlarinin farkli yonleri sunuluyor. Eski sovyetler diye bilinen dinsiz imansiz olgunun icinde soydaslarimizin oldugunu farkediyoruz, herkes tarihimize hayran yasarken biz kusmusuz yeni farkediyoruz, kendinden ve gecmisinden utanan baskalarina hayran bir toplum haline gelmisiz bunu farkediyoruz, yalan artik tatmin etmiyor, kapitalizmin ve kapitalizme sadakatin olgusu tartisilir hale geliyor, eski dostlar dusman, dusmanlar dost olmus yadirganmadan yasanan bu surecin farkina variliyor artik.Bir taraftan uyku hali, hipnoz hali devam ediyor diger yandan farkindayiz bu karmasanin.
Cark farkli donuyor, yeni dunya yeni fikirlere gebe yasamaya devam ediyor. Bilgiye erisim daha kolay ama bilgi sahibi azaliyor, ve “magic box” denen televizyon gercegi esaretini herkes yasiyor, kimi farkinda kimi hdegil…
Ve kavramlar hizla birbirine karisiyor, insanlarin kafasi karisiyor. Sistemler demokrasiye yaklastikca insanlar bireysey olarak demokrasiden uzaklasiyor. Insanlarin fikrini baz alan bir sistem ve hicbir fikri olmayan insanlar, eskisinden daha kolay, daha kandirmaca bir yonetim sekli, sen kendi iradenle karar ver ama farkinda olmadan benim dediklerimi yap, hipnoz olmus bir toplum, bilgi yoksulu bireyler, ve hicbir sey bilmeyen insanlar, ve sonsuz demokrasi… Fikri olmayan bir kisi dusuncelerini serbestce soylese ne olur soylemese ne olur…
Ve bir sey farkediyorum, aslinda sevmiyoruz biz demokrasiyi, sevmiyoruz kendi fikrimizi soylemeyi, fikir sahibi olmak ta istemiyoruz aslinda. Ilginc belki ama baskalarinin fikrini hararetle savunmak daha cazip geliyor bize, suru psikolojisi bu, toplum psikolojisi. Hem fikir hazir hem de yandaslarin, yapacagin tek is gruba katilmak, ve ogretilenleri soylemek ve yapmak.
Farkediyorum ki bildigi ugrunda can verenler cok ta cazip gelmiyor artik, ideal denen sey sadece vucut olculerine indirgenmis bir sig bilgi gibi duruyor, tam bagimsizlik fikri anlamini yitirmis sanki…
Ve sonra farkediyorum ki biz, demokrasiyi degil padisahligi seviyoruz, kralligi, sultanligi seviyoruz biz. Tek adami seviyoruz, mutlak itaat ogretisi islemis toplumun yapisina, biz bilmeyiz agamiz bilir. Aga bilir ama iyimi bilir kotu mu bilir, bilmeyiz biz. Ve sonra aga iyi niyetlimidir kotu niyetlimi bilmeyiz, zaman agayi bencillestirmismidir, kibirlendirmismidir, paraya kole etmismidir bilmeyiz biz. Ve agamiz, ve agalar bir elinde asasi digerinde medyasi sihirbazlik yaptikca halkta hipnoz hali devam ediyor. Ve zihinler karistikca, kavramlar karistikca hipnoz kolaylasiyor, hipnozdan uyanmaya kalkanlari bu tedaviye cevap vermedi diye yoketmek her ne kadar cozum gibi gozuksede, mutlak irade gibi gozuksede, hipnozdan uyananlari yoketmek hipokratlik yeminiyle bagdasmaz, ve hipnozdakileri mutlak irade seklinde gostermek uyku halinin hur irade anlayisiyla bagdasmaz. Ve gun olur hipnozdan uyananlar cogalir, doktorlugun gider mazallah, ve gun olur seni tabipler odasindan ativerirler…
Ayhan KILIC
Kanada
Bir yanıt yazın