BİZİ LEYLEKLER Mİ GETİRDİ?

BİZİ LEYLEKLER (Mİ ?) GETİRDİ

Hüseyin MÜMTAZ

               

                Bu yazı, embedilmiş basının bu yıl Wan’ (TÜYAP İstanbul Kitap Fuarında Van belediye standı.. Şubat 2010) daki Nevruz gösterilerini aksettirirken kullanarak “Açılım sayesinde sıfır sorunlu Nevruz”  manşetleriyle aktardığı; “İŞKALCİ T.C. KÜRDİSTAN’DAN DEFOL !!” pankartının gönül acısı içinde yazılmıştır..

                Bu yazı, embedilmiş basının bu yıl Nevruz gösterilerini aksettirirken kullanarak “Açılım sayesinde sıfır sorunlu Nevruz”  manşetleriyle aktardığı;  Leyla Zana’nın: “4 Parça Kürdistan’da nevruz bütün Kürdistan halkına kutlu olsun. İmralı zindanından, Mahabat zindanına kadar bütün özgürlük tutukluları, sizin de nevruzunuz kutlu olsun!” manifestosunun yürek sıkıntısı içinde yazılmıştır.

                Bu yazı, embedilmiş basının bu yıl Hakkâri-Yüksekova’daki Nevruz gösterilerini aksettirirken kullanarak “Açılım sayesinde sıfır sorunlu Nevruz”  manşetleriyle aktardığı; “Şeref Tribünleri”nin önüne “Gün gençliğin zafer ruhuyla önder apo’yu özgürleştirme günüdür” pankartının asılmasının verdiği ruh çarpıntısı içinde yazılmıştır.

                Vatan bölünmüş, vatan’da “işkalci” sayılır olmuşsun..

                Senin olmadığın bayramlarda senin bulunmadığın şeref tribünleri düzenlenir olmuş..

                Bu saatten sonra ister “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini” ile başla, ister “Sahipsiz Vatan’ın batması haktır” ile..

                Dilersen bu kadar yıl sonra yine geri dönüp; “Bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini” ile yahut “Sen sahip olursan bu Vatan batmayacaktır” diye bitir..

                Biz;

                “Mevzu bahis olan Vatan’sa gerisi teferruattır”ı tercih edenlerdeniz..

                Vatanın yarısına, çeyreğine, küsuratına değil, bütününe sahip çıkanlardanız..

                “Türkiye”de bunlar olurken…

                Bulgaristan’ın “Osmanlı İmparatorluğu’ndan bağımsızlığını ilan ettiği” 3 Mart Kurtuluş Bayramı dolayısıyla Kabil’de görev yapan Bulgar askeri birliğinin yayımladığı bayram mesajında yer alan “Türk esareti” ifadesi, buradaki Türk askeri temsilcisinin sert tepkisine neden olmuş.

Bulgaristan Savunma Bakanlığı, yaptığı açıklamada Afganistan’daki ISAF iç haberleşme ağının sitesinde yayımlanan 3 Mart bayram mesajında kullanılan “Türk esareti” ifadesinin, aslında “Osmanlı hükümdarlığı” şeklinde olması gerektiğini kabul etmiş.  Savunma Bakanlığı, Kabil’deki Bulgar birliğinde görevli binbaşı Daniela Blagoeva’nın bayramın 132 yıllık geçmişini anlatan yazısında “Türk esareti” ifadesini kullandığını, ancak bu hatanın ISAF Kabil Bölge Komutanı Tuğgeneral Levent Çolak’ın uyarısı üzerine derhal düzeltildiğini açıklamış..

İlâhi…

                Demek ki Afganistan’da “Türk esareti” lâfına tepki gösterip “düzelttirmek”, Van’daki “İŞKALCİ”yi kaldırmaktan daha kolay..

                Demek ki “Türk esareti” lâfı değiştirilip de “Osmanlı Hükümdarlığı” şekline sokılunca genel bir rahatlama husule gelip problem çözülmüş oluyormuş, öyle mi?

                Osmanlı neydi efendiler? Bulgar, Romen, Rum yahut Yahudi imparatorluğu mu?

                Eğer öyleyse hükmedilen “savaş tazminatını” neden Bulgar, Romen, Rum-Yunan devletleri değil de Osmanlı’nın vârisi olduğu kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti ödedi?

                Amerikan Temsilciler Meclisi alt komitesinde malûm tasarı görüşülürken Türkiye’yi “savunan” temsilciler de aynen öyle demişti; “1915 soykırımını Türkiye Cumhuriyeti yapmadı, Osmanlı yaptı”..

                Bir hafta önce Papandreu Amerika’da idi..

                Orada da Obama, “durum icabı” 15 gün önceye çektirttirilen Yunan Bağımsızlık gününü kutladı Papandreu ile beraber..

                Obama, Yunanistan’ın Osmanlı egemenliğinden ayrılmasının yıl dönümüyle ilgili olarak resepsiyonda aynen şöyle söyledi;

“Bugün, 189 yıl önce bir piskoposun dağlardaki bir manastırda nasıl ayağa kalkıp, Yunan bayrağını kaldırıp, bağımsızlığı ilan ettiğini ve demokrasiyi doğduğu yere geri getirme mücadelesini başlattığını hatırlayacağız”.

Afganistan’da garip Bulgar kadın binbaşıya “haddini bildirip” lâfı düzelttiriyorsunuz da aynı şeyi başka ve benzer vesileyle ifade eden Obama’ya neden ses çıkaramıyorsunuz?

Amerika’daki “Ermeni soykırımı” tasarısının bir benzeri İsveç’te yapıldı. Ermenilerin yanına “Asuri, Keldani, Pontus soykırımları” da eklenerek kabul  edildi.

Gazeteler İsveç parlamentosunda bulunan “Türk asıllı” 3 vekilin kabul oyu verdiğini, birinin hiç katılmadığını yazdı.

Behiç Kılıç 18 Mart tarihli yazısında kimliklerini ve kökenlerini açıklıyor.. Biri Ermeni, biri Hristiyan Süryani, diğeri Sabetayist Süryani.. Kürt ve PKK bağlantıları da var..

Demek ki neymiş; yurt dışına Türkiye Cumhuriyeti pasaportu taşıyarak, “Türk” kimliği ile her  çıkan meğer Türk değilmiş, dışarıda aslına rücu ediyormuş..

 İşte tam bu noktada, sözün geldiği her an gönderme yapmaktan büyük zevk aldığım bir anayasa maddesini tekrar hatırlatacağım..

 Anayasa Madde 66; Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

                Demek ki;

                Asuri, Keldani ve Süryani…

                Ermeni, Yahudi veya Rum “vatandaşlarımız” ve “diğerleri”, her ne olurlarsa olsunlar……

                Türk’üm demek zorundaymış..

                Peki..

                AB bağlamında ve yoğun olarak 1995’den bu yana, her geçen gün sayıları art(tırıl)an mebzul miktarda mikro milliyetlere, küsurat etnik gruplara, antik felsefi mezheblere sahip olduğumuzu öğreniyoruz..

                Hepsi eşit, hiçbirinin diğerine üstünlüğü yok…

                Türk’ün adı hiç yok..

                Türk kim? Türk nerede?

                Türk, “aslî unsur” değilse neden; 1) Devletin adı “Türkiye Cumhuriyeti” de meselâ “Elam-Akat-İyon Cumhuriyeti” değil? 2)Neden 66’ıncı maddede “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” diyor da, “Herkes Keldanidir, Asuridir, Frigdir, Pontik’dir, Gappadok’dur demiyor?..

                Türk kim, nerede yaşar, ne içer, ne yer?

                Bu coğrafyaya gökten zembille mi indi, kendi mi geldi?

                Nereden geldi?

                Düşünün, cevabınız varsa yine konuşuruz..

                Konu ile yakından ilgili “Flaş…Flaş…Flaş modunda” bir son dakika notu:

                Yunanistan’da Kapa Research şirlketi tarafından yapılan son bir kamuoyu araştırmasına göre, Yunanlılar yüzde 83.9 ile en çok Fransa’yı seviyormuş. Bu ülkeyi yüzde 54.7 ile Rusya, yüzde 41.5 ile Hindistan, yüzde 41 ile Birleşik Arap Emirlikleri ve yüzde 36.5 ile Çin izliyormuş.

                Sıralamada son 4’e kalan ülkeler ise yüzde 31 ile ABD, yüzde 28.8 ile Almanya, yüzde 25.5 ile İngiltere ve yüzde 12.7 ile en son sırada Türkiye’ymiş..

                “Kalbi Ege’de kalıp”, hep “Karşı yaka”ya selam gönderenler ne diyordu; “Politikacılar aradan çekilse halklar birbirini seviyor, asla düşmanlık yok”..

                Demek ki palavraymış..

                Demek “Sevgi” karşılıklıymış!..

                Flaş 2..

BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifinde; Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları, Türk Tabipler Birliği, Türk Eczacılar Birliği ve Türk Dişhekimleri Birliğindeki “Türk” sözcüğünün “Türkiye” olarak değiştirilmesini talep etmiş.. Kanun teklifinin gerekçesinde, “Türkiye” kavramının daha kapsayıcı bir tanım olacağı savunulmuş….

Aynen Yunanistan’daki gibi.. Orada da meselâ “Gümülcine Türk Birliği” yazamıyorlar…

                Halâ mı uyumaktasınız efendiler? 26 Mart 2010

“57’İNCİ ALAY HERYERDE..

HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERİYİZ.”

BİZİ LEYLEKLER (Mİ ?) GETİRDİ - 7593

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir