CHP’den Ermeni önerisi

CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Süha Okay, Kemal Kılıçdaroğlu ve Kemal Anadol, Türkiye'nin Ermeni iddialarıyla mücadele stratejisinin tartışılması, alınacak önlemlerin ele alınması hem de Ermenistan'la imzalanan protokollerin değerlendirilmesi amacıyla genel görüşme açılmasını istedi. - chp

CHP Grup Başkanvekilleri Hakkı Süha Okay, Kemal Kılıçdaroğlu ve Kemal Anadol, Türkiye’nin Ermeni iddialarıyla mücadele stratejisinin tartışılması, alınacak önlemlerin ele alınması hem de Ermenistan’la imzalanan protokollerin değerlendirilmesi amacıyla genel görüşme açılmasını istedi.

ANKA

Ankara– Meclis Başkanlığı’na sunulan genel görüşme önergede Ermenistan ile Türkiye arasında 10 Ekim 2009’da imzalanan protokollerin Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından taşıdığı ciddi sakıncaların daha CHP tarafından açıklandığı vurgulandı. Bu konuda 4 Mart 2010’da ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nin Türkiye’yi Ermeni soykırımıyla suçlayan bir kararı kabul ettiği daha sonra İsveç Parlamentosu’nun 11 Mart 2010’da Türkiye aleyhine Ermenilerle birlikte Pontus Rumları, Keldani, Asuri ve Süryanileri kapsayan bir soykırım kararı aldığı belirtilen önergede, “Bu arada Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerini tehlikeye atan bir gelişme de AB’nin Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı ile Mücadele Çerçeve Belgesi’nden kaynaklanmaktadır. Zira bu yasal düzenleme amacını aşarak Ermeni iddialarının BM Soykırım Sözleşmesi’nde öngörülen yetkili mahkemeler tarafından değil de AB ülkeleri ulusal mahkemeleri tarafından karara bağlanması ve ‘inkarcıların’ cezalandırılması yolunu açmaktadır. Bu yılın Kasım ayına kadar Çerçeve Karar AB ülkeleri ulusal mevzuatının bir parçası haline getirilecek ve bundan sonra herhangi bir olayın soykırım suçu olarak saptanması ve bunun inkarının cezalandırılması AB ülkelerinin ulusal mahkemelerinin yetki alanına girecektir. Bu durumun, Türkiye’nin AB ülkeleriyle ilişkilerinde yıkıcı sonuçlar yaratması kaçınılmazdır” denildi.

“İddialar, Türkiye’yi baskı altına alıcı ve kuşatıcı bir tehdit niteliği kazandı”

Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin protokoller hakkında aldığı kararın içerdiği yorumların da Türkiye’nin ulusal çıkarları açısından endişelerinin haklılığını ortaya koyduğu kaydedilen önergede, şu görüşler dile getirildi:
“Başbakan Erdoğan’ın 13 Mayıs’ta Azerbaycan parlamentosunda Azerbaycan halkına Türk milleti adına verdiği şeref sözü de sınırların açılmasını öngören protokollerin TBMM tarafından onaylanmasına imkan vermemektedir. Başbakan Erdoğan bu konuşmasında, Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ’dan çıkmasına bağlamıştı. Bu bakımdan protokollerin TBMM’de bekletilmesinin hiçbir yararı olmayıp sadece sakıncaları vardır. Protokollerin derhal Meclis’ten çekilmesinin sağlanması zorunludur. Konuya geniş bir perspektiften bakıldığı takdirde, bugüne kadar uluslar arası alanda Ermenistan’a ilaveten birçok devlet tarafından Türkiye’nin dış politikasını yönlendirmek ve ödünler elde etmek amacıyla kullanılan Ermeni soykırım iddialarının, giderek Türkiye’yi baskı altına alıcı ve kuşatıcı küresel bir tehdit niteliği kazandığı anlaşılacaktır.”

Önergede, hem Türkiye’nin Ermeni iddialarıyla mücadele stratejisinin tartışılması ve alınacak önlemlerin ele alınması hem de Ermenistan’la imzalanan protokollerin değerlendirilmesi amacıyla Anayasa’nın 98 ve İçtüzüğün 102 ve 103’ncü maddeleri uyarınca, genel görüşme açılması istendi.

“Türkiye haklı davasını kaybetmenin eşiğine geldi”

Önergenin gerekçesinde ise Türkiye’nin haklı davasını kaybetmenin eşiğine gelmesinin nedeninin, Ermeni soykırım iddialarıyla mücadele için uzun vadeli bir perspektife dayanan bir stratejisinin olmamasından kaynaklandığı vurgulandı. CHP’nin bu ihtiyacı 2002 yılından bu yana TBMM’nde dile getirdiği ifade edilen gerekçede “Bu gidiş durdurulamadığı takdirde, Türkiye’nin davasını kaybetmesi kaçınılmaz olacaktır. Böyle bir gelişmenin, ülkemizin uluslar arası konumu, dış politikası ve güvenliği açılarından yaratacağı büyük zararlar dikkate alınarak, Türkiye tarafından Ermeni iddialarını etkisiz hale getirecek etkili, yaratıcı ve bilinçli bir mücadele stratejisinin acilen oluşturulması ve uygulanması gerekmektedir” denildi.

“Hükümet Washington’u yanıltarak sonuç alma peşinde”

Hükümetin Washington üzerinde hala protokollerin TBMM tarafından onaylanabileceği izlenimi yaratarak, Obama’nın 24 Nisan’da yapacağı mutat açıklamayı yumuşatabileceğini ve ‘jenosit’ sözcüğünün kullanılmasını önleyebileceğini hesap ettiği belirtilen gerekçede “Hükümet Washington’u yanıltarak bir sonuç alma peşinde olduğu izlenimi veriyor. Ancak alınacak sonucun kısa vadeli olacağı ve geri tepeceği düşünülmüyor. Çünkü bu şekilde hareketle önümüzdeki yıl aldatıldığını ileri sürecek olan Başkan Obama, 24 Nisan açıklamasında soykırım sözcüğünü kullanmakta kendini haklı görecektir” görüşüne yer verildi.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir