Mehmet Ali BİRAND
[email protected]
Genelkurmay’ın başlattığı yeni kamuoyu kampanyası, asker kesiminde moralleri yükseltmiş. İki günlük terör seminerinde genel bir özgüven havası hakimdi. Madalyonun öbür yüzünde ise, iktidar partisi ile TSK arasında tam bir güvensizlik var. Kısa sürede tamir edilemeyecek, uzlaşı ümidinin olmadığı bir sürece girilmiş. Her iki taraf birbirinin açığını kolluyor. Ortak nokta, bu ortam değişse dahi, TSK’nın bir daha eski dönemlerdeki etkinliğine dönmesinin çok güç olacağı…
İki gün süreyle Genelkurmay Başkanlığı’nın düzenlediği terör seminerine katıldım. Aslında yapılan konuşmalara hiç ilgi duymadım. Yıllardan beri duyduğum görüşler tekrarlandı. Hepsi önemli ve değerli kişiler, önemli ve değerli görüşler ortaya koydular. Ne yalan söyleyeyim, benim merakım bu seminere katılan askerlerin nabzını tutmaktı.
Hem toplantılarda, hem de davetlerde bol bol konuştuk. Sorduklarımızın büyük bölümü yanıtsız kaldı. Farkına vardım ki, muhataplarım da bir çok sorunun yanıtını bilmiyor. Onlar da bizim gibi, tahmin-yanılma metoduyla bir sonuca varmaya çalışıyorlar.
Genel izlenimim, madalyonun iki yüzü gibi…
Bir yüzünde, Genelkurmay’ın kamuoyuna yönelik yeni stratejisinin getirdiği memnuniyet var.
Demeçler ve seminer, Genelkurmay karargahını memnun etmiş. Yüzler gülüyor. Özgüvenleri yerine gelmiş, moraller yükselmiş. Kamuoyundaki soru işaretlerini gidermeye başladıklarından eminler.
GENÇ SUBAYLARDAN TEPKİ VAR MI?
Org. Başbuğ, seminer boyunca çok rahat ve çok neşeliydi.
Sık sık medyayı etrafına aldı. Kim ne sorarsa yanıt verdi. Sanki, hem kendi içinde hem de genel anlamda gidişten memnunmuş görüntüsü verdi. Güldü, eğlendi, emekliliğine az bir süre kalmasının keyfini çıkarıyormuş gibi bir havası vardı. Bu zoraki veya yapmacık bir gösteri değildi.
Daha ilginci, yaşanan olayları abartmadı. “Bunlar da gelir geçer” yaklaşımındaydı. Başbakan ve Cumhurbaşkanıyla ilişkilerine çok dikkat etti. Yanlış yöne çekilecek bir söz söylememeye özen gösterdi.
Ayaküstü sohbet sırasında, hepimizin çok merak ettiği soruyu sordum: Genç subaylardan tepki geliyor mu? Böyle bir baskı var mı?
“Hayır” dedi, TSK içinde insanların durumdan memnun olmadıklarını, ancak bir tepkiden söz edilemeyeceğine dikkat çekip şöyle devam etti: Ben herkesin kendi işini yapmasına inanıyorum. Benim teğmenim kendi işini yapmalı, ben de kendi işimi yapmalıyım. Teğmenim benim işime karışmamalı ve karışmıyor.”
Özetlemem gerekirse, Genelkurmay Başkanı, gelinen noktada kurumunu tam kontrolü altında tutan, çatlak sesin çıkmadığı veya beklenmedik bir tepkinin söz konusu olmayacağından da emin bir komutanın rahatlığı içindeydi. Sanki “Ben gemiyi, sağ salim bu noktaya getirdim. Bundan sonrası gelecek Genelkurmay Başkanının işi” der gibiydi.
Madalyonun öbür yüzü ise, TSK’nın uzun vadeli konumu açısından daha karanlık.
AKP İLE KÖPRÜLER ATILMIŞ DURUMDA
Genelkurmay Başkanı toz kondurmuyor ve hiç kabul etmiyor, ancak Türk Silahlı Kuvvetleri ile Ak Parti iki ayrı cephe konumundalar. Hangi rütbeden olursa olsun, asker iktidar partisi tarafından kendilerine karşı adeta bir yıldırma savaşı açıldığına inanıyor. İktidarın, özellikle polisi ve bir bölüm savcıyı kullanarak bu mücadeleyi sürdürdüğü açıkça konuşuluyor.
Genelkurmay’da tam bir savunma refleksi hakim. Kolay kolay tamir edilemeyecek bir güven bunalımı yaşanıyor.
Kısa vadede ne ülke doruğunda, ne de alt düzeyde bir uyum olasılığı görünüyor. Köprüler atılmış, karşılıklı siperlere girilmiş ve karşı tarafın bir hatasını yakalama fırsatı gözleniyormuş izlenimi edindim. Muvazzafından da, emeklisinden de aynı tepkileri dinledim.
Bu sürecin kolay kolay biteceğine ve bir uzlaşı noktasına gelineceğine de inanmıyorum. Yeter ki, hem siyasi otorite, hem de asker yeni bir başlangıç yapmaya karar versinler.
Benim tahminim, Asker-Sivil İktidar ilişkileri 2011 genel seçimleriyle şekillenecek. Ak Parti kazanırsa, taraflar bir süre daha siperde kalacaklar, ardından Ak Parti üstünlüğünü ilan edecek, eğer seçimden kayıpla çıkarlarsa Asker siperden çıkacak…
NE OLURSA OLSUN, ESKİ GÜNLERE DÖNÜLMESİ ZOR
TSK mensuplarıyla konuşurken, bir açıkça söylenenler var, bir de hiç değinilmeyen veya gerçek yanıtların alınamadığı sorular var. Bunların başında da, orta ve uzun vadede “TSK’nın ülke siyasetindeki yerinin, ağırlığı ve etkinliğinin ne olacağı” sorusu geliyor.
Bu konudaki gelişmeler, o kadar farklı iç ve dış faktöre bağlı ki, şimdiden kesin bir tahmin yapmak çok zor. Ancak, yine de ortada bir gerçek var. O da, TSK’nın eski günlerine dönmesinin çok zor olacağıdır.
Davalardan beraat kararı çıksa dahi, TSK’ya “siyasete karışan, gizli ve yasa dışı faaliyetlerde bulunan bir kurum” damgası artık vurulmuştur. Toplumun bir kesini “Aferin onlara, tabii ki müdahale edecekler. Haklarıdır ve biz de istiyoruz” diye alkışlamaya devam edecek, diğer büyük bir bölümü ise, kuşku ve kaygıyla bakacak.
TSK artık “dokunulamayan”, iktidarlara ve diğer kurumlara “karışabilen-yönlendirebilen” bir konumda olamayacak.
Bu gerçekler henüz açıkça tartışılamıyor, ancak herkesin kafasının ardında yatıyor.
From: [email protected]
Subject: EVET m.a bIRAND ARTIK TSK’DAN SES CIKMAZ VE CIKMIYACAKTIR
Degerli Web siteleri Arkadaslarim ve Turk Basini kose yazarlari
Asagiya sizlere Mehmet Ali Birand’in yazisini kopyaladim. cok rica ederim dikkatle okuyun
Mehmet Ali Birand 4/4 luk bir yazi yazmis.
Ordumuzun tam icine girmis, sanki TSK’nin bir uyesi gibi bir gorus analizi yapmis. Ve bu analizi TSK’nin icinden biri degilde
disaridan goren biri gibi yazmayi basarmis
TSK’ya Yapilan hudutsuz hucumlari bilmeyen kalmadi Turk halkinin gozleri onunda cereyan eden bu hucumlar ister icten
ister distan desteklenmis olsun TSK yi halkindan sogutma ve hatta tiksinme derecelerine getirdi ve TSK Bu asimetrik savasa
nasil mukable edecegini bilemedi. Yazarlarimizin cok az bir kismi, Ordumuzu bu hazin durumdan kurtarici yazilar yazdilar. bir kismi
susmayi tercih etti ve bilhassa birileri tarafindan desteklenen yazarlar yaylim atesi TSK’nin uzerine gitti
Bu gidisatin bilhare tamamen ICTE, IKTIDAR tarafindan geldigi acik secik belli oldu. Iktidar kendine bagli POLIS gucu, bir kisim savci
ve hatta Hakimlerce de girisilen bu hucumlari acik ve secik olarak halkin onunde yurutmege basladi
Fakat Bu gun geldigimiz durum gosteriyorki. Iktidarin bilhassa DISTAN da beslenen bu hucumlari Halkin gozunden dusmege basladi.
Sacma Sapan deliller ve gizli Taniklar ile yurutulen bu kampanya yavas, yavas halk gozunde kiymetini kayip etmege basladi
Halk yavas yavas anlamaga basladiki AKP gidicidir. Fakat TURK ORDUSU onlari koruyacak tek kurumdur
Sizin anliyacaginiz. TSK (BELKIDE farkina varmadan) iktidari HALKA teslim etti.
Mehmet Ali Birand’in tabiri ile SIPERLERINE CEKILDI
Sayin Genel Kurmay Baskanimiz Beyhude saklamaga calismasin. Genc Subay ve AstSubaylardan (yani asagidan yukariya)
buyuk bir tepki vardi Basbug pasanin yegane yaptigi sey bu tepkiyi onlemeyi becerdi.
Subaylarini , astsubaylarini ve emekli olmus yol arkadaslarini TIMSAH’lara teslim etmedi. onlari yavas yavas ve birer birer Iktidarin elinden
Sessizce aldi Isin en enteresan tarafi IKTIDARIN elindede hucum edecek GUC kalmadi Icten ve bilhassa DISTAN destek kayip oldu
Mehmet Ali Biran’din gorusu cok guzel TSK artik degisti. Iktidarin gitmek uzere oldugunu anladi ve dovusmeyi HALK ile IKTIDAR’a birakti
TSK artik siyasete karismiyacak bir kurum oldugunu Ve gelecek bir IKTIDAR ile uyum sagliyacagini belli etti.
Yarinki IKTIDAR, Sadece SIYASET ile mesgul olursa o zaman TSK’da ulkenin savunmasi isleri ile ugracasaktir
iste o zaman Turkiye HASAN CEMALIN israr ile uzerinde durdugu Demokratik Hukuk devletine kavusmus olacaktir
Ve bu kavusma TSK’nin degil SIVIL kurumlarin islerinin ne oldugunu ANLAMALARI ILE OLACAKTIR
TURK HALKI ORDUSUNU SEVER . Bu orduda o sevgiye layik oldugunu daima ( BU KEZ’de oldugu gibi) Ispat eder.
Mehmet Ali Birand’ Bravo seni bir vatandas olarak Alkislarim. Ve umit ederimki insallah Bazi kose yazarlarida
senin yazini okumus olsunlar
Vedat Aslay
Guney Kaliformiya ABD |
Bir yanıt yazın