Dün bana gelen mesajlardan bir tanesi değerli ve dikkate alınması gereken bilgilerle doluydu.
Sizlerle paylaşmamanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum.
Bana mail gönderen kişinin iznini almadığım için ismini açık olarak yazmayacağım ama baş harflerini yazmamda hiçbir sorun yok.
Bu dikkatli ve kalbi Kıbrıs Türklüğü ile dolu okurumun adının baş harfleri “O.Ş.” 1974 güney göçmeni.
Bana gönderdiği yazının önemli kısımları aynen aşağıdaki gibi.
“Türklerin güneydeki malları koçanlar üzerindeki rakamlar üzerinden hesaplanıyor. Ama aldanıyoruz, çünkü…
Türklerin koçanlarının çoğu 1930’lu 40’lı yıllara ait. O dönem İngiliz dönemi idi malum. O dönemlerde insanlar tapu çıkarmak için başvurduklarında kayıtlar beyan üzerine yapılırdı. Kayıt memuruna yapılan dönüm miktarı ile ilgili beyan aynen kaydedilir ancak koçan üzerine “Muvakkat, kat’i mesahaya kadar” (Geçici, kesin ölçüme kadar)diye bir kayıt düşülürdü. Şimdiki dönüm 33 adıma 33 adımdır. Halbuki o dönemler çiftçilerin dönümü 40’a 40 idi ve adına “çift dönümü” ya da “zincir dönümü” diyorlardı… Çift dönümü normal dönümün artı/eksi iki katı civarındaydı. Tüm kayıtlar bu beyanlarla yapılmıştı.
1960 da cumhuriyet kurulduktan sonra bu durumdaki tüm arazilerin yeni baştan ölçümüne başlandı. Çok az ilerleme kaydedildi ki 63 hadiseleri koptu. 63’den sonra Rumlar arazilerini ölçtürüp yeni ölçülere göre koçan aldılar. Türklerin olan araziler ise güncellemediler bizim araziler üzerlerinde ilk kayıttaki miktarlarla kaldı.
Yani sözün kısası biz Türklerin güneydeki malı, alan olarak, kayıtlardaki miktarlardan çok çok fazladır.
Hanımın …… ovasında aileden miras bir arazisi var. Çok değerli bir yerde. Ben bu araziyi bulup meydana çıkardım. Ve binbir zorlukla Rum tapuculara yeni baştan ölçtürüp kaydettirdim.
Tarlanın orijinal koçanı Osmanlıca idi. Tapuda benden bunu tercüme etmemi istediler. Çünkü güya Türkçe bilen memurları da okuyup anlayamamıştı. Yapıp verdim. Bu tercümenin bir suretini ekte size gönderiyorum… Orijinal koçanın fotokopisi de var bende….
Tarlanın koçanında 5 dönüm yazıyordu. Tarla 11.5 dönüm çıktı. Dekara çevirdiler ve 15 küsur dekar olarak kaydettiler.
Bunun üzerine benim kendimin …… köyündeki bir tarlamı da ölçtürmek için girişim yaptım. 4 senedir cevap bile vermediler daha…”
Bu yazının içeriği gerçekten çok önemli. Hem de çok çok çok önemli.
Yazıdaki “Yani sözün kısası biz Türklerin güneydeki malı, alan olarak, kayıtlardaki miktarlardan çok çok fazladır.” cümlesi daha da önemli.
Bu bulguya göre Kıbrıs adası üzerinde, devlete ait arazilerden Kıbrıslı Türklere düşen payın dışında, mevcut Evkaf malları da içinde olmak üzere “Özel mülkiyet” konumundaki “Türk Malları”nın miktarı 1,352,792 dönüm.
Yukarıdaki yazıya göre gerçek miktar ise 1,352,792 x (40 x 40)/(33 x 33) = 1,988,604 dönüm, yaklaşık 2661 km2.
KKTC’nin kapladığı alan 3355 km2 olduğuna göre %79.31’i, Kıbrıs adasında Rumların ve İngilizlerin 20.ci yüzyılın başında yaptıkları büyük boyutlu sahtekarlığa rağmen Türklerin ellerinde kalan taşınmaz mallara eşdeğer demektir.
Adadaki devlete ait arazilerden Türklerin payına düşen miktar %18 olduğuna göre, müzakereler sonrası yapılacak “Global Takas”da KKTC’nin tümünün Türk toprağı olması gerekmektedir.
Bu yazıdaki gerçeklik payı derhal araştırılmalıdır…
Prof. Dr. Ata ATUN
Bir yanıt yazın