KKTC Cumhurbaskanligi secimlerine, AKP’nin ve ABD’nin acikca ve dogrudan mudahale etmeye basladiklari bildiriliyor.
Cok degerli bir yurtsever olan sayin Tahsin Ertugruloglu’nun, bu olum-kalim mucadelesinde KKTC’nin bagimsiz egemenligini ve Anavatan Turkiye’nin garantorluk haklarini savunan buyuk cogunlugu hayal kirikligina ugratmayacagi, yanlistan donecegi umid edilmektedir.
Bu konuda, KKTC gunluk gazetelerinden VOLKAN Gazetesi Basyazari sayin Sabahattin Ismail’in yazisini dikkatlerinize sunuyorum.
Saygilarimla,
V. Acun [va950@hotmail.com]
Vecihi Acun
18 Nisan’da UBP Kongresi yapilmayacak, KKTC’nin ve Halkimizin gelecegi belirlenecek
15.03.2010 120 kere okundu
Herkesin su gerçegi çok iyi bilmesi, çok iyi kavramasi gerekir:
– 18 Nisan, iç sorunlarla ilgili bir hesaplasmanin yapilacagi, hükümet icraatlarinin degerlendirilecegi, UBP içindeki elestirilerin gündeme getirilecegi bir arena, bir seçim degil, KKTC’nin ve Kibris Türk Halkinin geleceginin belirlenecegi bir seçimdir…
YANLIS TERCiH YAPMA HAKKIMIZ YOK
Bu seçimde ya bagimsiz egemen KKTC’yi tasfiye etmeyi;
Birlesik Kibris adli Rum agirlikli devletin egemenligi olmayan bir eyaletine dönüstürmeyi,
Rum milli hedefi olan tek Halki, tek egemenligi, tek vatandasligi, tek temsiliyeti, tek ekonomisi, tek Fir hatti, tek kita sahanligi olacak federasyonu kabul eden,
KKTC’ye asla inanmayan, bu devletin ilanini önlemek için çalisan, bunu basaramayinca evine kapanip kahrindan aglayan, Anavatan’in garantörlügünü tartisma ve pazarlik konusu yapan, KKTC nüfusunu pazarlik konusu yapan,
Vatandaslik hakki kazandigi halde vatandas yapmadiklari ve yapilmasina da karsi çiktiklari on binlerce kardesimizin adadan çikarilmasini kabul eden isbirlikçi CTP’nin ruhani lideri ve adayi Talat’i seçerek bu adadaki varligimiza son verecek tavizlere onay verecegiz;
Ya da KKTC’yi kuran, yasatan, güçlendiren, köklestiren, devleti tasfiye etmeyi öngören planlara hep karsi duran, KKTC’yi savunma konusunda hiçbir zaman zig zag çizmeyen UBP’ye, KKTC Cumhurbaskanligi makamini emanet ederek devletimizin ve Halkimizin gelecegini güvence altina alacagiz…
Bu seçimde ya Türkiye’ye bir kez bile olsa ANAVATANIM diyemeyen ve “ Türkiye’nin de bulunmayacagi tam bagimsiz Kibris istiyorum, bunun için mücadele ediyorum” diyen;
Türk askerinin adada sonsuza dek kalmasina karsi çikarak “ Türk ordusu çözüm olana kadar adada kalacak..” diyen ve Türk askerinin adadan çekilmesini öngören Annan Plani’ni kabul eden;
KKTC’nin taninmasina karsi çikarak, “KKTC’nin taninmasi Turan ülküsü kadar hayaldir, taninma isteyecek kadar aklimi peynir ekmekle yemedim” diyen; egemenligimize karsi çikarak “egemenlik ugrunda ölünecek Leyla degildir, egemenligin modasi geçmistir…” diyen;
KKTC’nin bagimsiz ve egemen bir devlet olarak yasamasina karsi çikarak “, KKTC’yi savunmak bölücülüktür, ayrilikçiliktir, KKTC yikilmasi gereken ceberut bir devlettir, ben hiçbir zaman bagimsiz-egemen KKTC’nin sonsuza dek yasayacagini söylemedim, KKTC’nin kurulusu ancak birlesik Kibris kurulana kadar devam edecek…” diyen; CTP’nin ruhani lideri ve adayi Talat’i seçecegiz;
Ya da Türkiye’yi Anavatan bilenlerin, bagimsizlik ve egemenlik ugrunda ölenlerin, kan ve canla bu devleti kuranlarin bir araya geldigi ve milli mücadele gelenegimizi sürdüren UBP’ye, KKTC Cumhurbaskanligini da emanet ederek, devletimizin ve Halkimizin gelecegini güvence altina alacagiz…
*****
Bu seçimde ya self-determinasyon hakkimizin olmazsa olmaz temel unsuru olan ayrilma hakkimiza karsi çikarak “ ayrilma hakkini savunmak ayrilikçiliktir” diyen ve bu hakkimizin yasaklanmasi için Hristofyas’a öneri götüren;
Yapilan tüm anketlerde Kibris Türk Halki “iki egemen devlete ve iki egemen Halka dayali bir baris anlasmasi” yapilmasini isterken “ ben iki devletli-iki Halki çözüme karsiyim, BM bunu kabul etmez, iki toplumlu-iki eyaletli birlesik Kibris’i savunuyorum” diyen;
Sirf Hristofyas’i gücendirmesin diye Halkimizi kölelestirecek tavizler vererek “ tek egemenligi kabul etmeseydim, Hristofyas masadan kaçacakti, Rumlar için her seyi yaptim, daha ne yapayim, Sarayönü’nde kendimi mi asayim?” diyen;
AKEL ile içerigi hiçbir zaman açiklanmayan gizli 10 protokol imzalayarak AKEL’in Kibris sorununun çözümüne iliskin tüm tezlerini “solculuk” adina kabul eden;
Hristofyas’in sergiledigi tüm Türk düsmani politikalara ve eylemlere karsin hala “Hristofyas’in çözüm istedigine inaniyorum” diyen;
Sirf Hristofyas istiyor diye “çapraz oy”u kabul ederek Rumlarin %20 oranindaki belirleyici oyu ile ortak devletteki Türk es baskani seçmesini kabul eden CTP’nin ruhani lideri Talat’i seçip gelecegimizi riske atacagiz,
Ya da milli davanin tüm kritik anlarinda hiç yalpalamadan dimdik ve kararli duran UBP’ye, KKTC Cumhurbaskanligini da emanet ederek, devletimizin ve Halkimizin gelecegini güvence altina alacagiz…
SEÇiMLER UBP KONGRESi DEGiL
Dün Tahsin Ertugruloglu’nun basin toplantisini izlerken bunlari düsünmeden edemedim…
18 Nisan seçimleri UBP’nin iç hesaplasmalarinin yapilacagi, UBP yönetiminin yanlislarinin elestirilecegi, parti içi sorunlarin medyaya ve meydanlara tasinacagi, parti toplantilarinda gündeme getirilmesi ve tartisilmasi gereken elestirilerin yapilacagi UBP’nin Genel Kongresi degildir…
Ne yazik ki Tahsin Ertugruloglu basin toplantisinda bunu yaparak, KKTC’ye sahip çikan Ulusal güçlerin oylarini bölmeyi amaçlayan ve KKTC karsiti Talat’a hizmet etmekten baska bir ise yaramayacak olan adayligini hakli göstermeye çalismistir…
Oysa parti içi hiçbir yanlis ve elestiri, ne kadar hakli ve dogru olursa olsun, devletimizin ve halkimizin kaderinin belirlenecegi tarihi öneme sahip bir seçimde, son tahlilde KKTC karsiti Talat’a yarayacak bir tavrin gerekçesi olamaz, böylesine büyük bir stratejik yanlisi dogru ve hakli gösteremez…
Yanlislar, eksiklikler parti içinde verilecek mücadeleyle düzeltilebilir, Cumhurbaskanligi seçiminde KKTC’yi savunan Ulusal güçlerin oylarini bölerek ve Talat’in stratejisine hizmet ederek degil…
Bu adayliga CTP’nin, Rum tarafinin, isbirlikçi medyanin, CTP’li kalemsörlerin ve destekçileri emperyalist güçlerin nasil alkis tuttuklari görülmüyor mu? Sadece bu bile yapilanin yanlis oldugunu kanitlamiyor mu?
ERTUGRULOGLU YANLISTAN DÖNMELi
Bu parti ve KKTC’yi savunan Halk, Tahsin Ertugruloglu’nu çok genç yasta milletvekili yapmistir, Bakan yapmistir, Parti Genel Baskani yapmistir ve son seçimde de, Talat’in teslimiyetçi politikalarina karsi mücadele etmek için birinci siradan Meclise göndermistir…
Ertugruloglu eger Cumhurbaskanligi seçimini bir silah olarak kullanip “ben ille de Basbakanlik isterim, bunun için bana belge verin, Basbakanlik benim hakkim, vermezseniz aday olur Cumhurbaskanligi seçimini kaybettiririm” diye ortaya çikarak santajla makam elde etme yanlisi içine düsmeseydi, bu Halk, uygun gördügü bir zamanda elbette ona Basbakanlik da verebilirdi…
Basbakanlik elde etmenin yolu, KKTC’nin ve Halkimizin gelecegi, bagimsizlik ve egemenligimizin korunmasi için verilen milli mücadelenin en kritik asamasinda ortaya çikip santaj yapmak ve Kurtulus Savasimizdaki Çerkez Ethem örneginde oldugu gibi, KKTC düsmani güçlere yarayacak bir tutum belirlemek mi?
KKTC karsitlarina karsi mücadele bu mu? Seçimleri kazanma sansi olmayan Talat’in, tek sans olarak gördügü ulusal güçleri bölme stratejisine yarayacak bir adim atmak mi?
Bir kez daha vurguluyorum:
– Tahsin Ertugruloglu’nun adayligi kesinlikle tavizci Talat’a ve destekçisi emperyalist dis güçlere yarayacaktir…Henüz zaman vardir….Ertugruloglu bu yanlisi görerek “BİR BÖLEN” olmaktan vazgeçmeli ve ulusal güçlerin birligi için, Cumhurbaskanligi makaminin da ulusal güçlerin eline geçmesi için, KKTC’nin ve Halkimizin geleceginin güvence altina alinmasi için, çiktigi yanlis yoldan dönmelidir