İngİlİz Ottoman Finance Company, Türkiye’de kurduğu Osmanlı Yapı adlı şirket aracılığıyla Riva’da 1 milyon metrekarelik arazi satın aldı. İngilizler, 1912-13 yıllarında da Riva’yı ele geçirmek istemiş, Sadrazam Mahmut Şevket Paşa engel olmuştu. Stratejik öneme sahip Riva’ya villa yapma bahanesiyle çöreklenen İngilizler, bu sayede Boğazlar’ın kontrolünü de ele geçirmiş oldu.
ABD ve İsrail pusuda
İngilizlerin ele geçirdiği hakim bölgenin tam karşısında Rumeli Feneri bulunuyor. Edinilen bilgilere göre yeni hedefleri bu burun… Öte yandan, Sarıyer’de denize hakim bir konumda inşa edilen ABD’nin yeni Büyükelçiliği de Boğaz’ın tam ortasını tutuyor. İngiltere ve Amerika’yla ortak hareket eden İsrail’in Boğaz’da arazi peşinde koştuğu sır olmaktan çıktı.
Paşa, bu yüzden öldürüldü…
Sadrazam Mahmut Şevket Paşa, 1913 yılı ortalarında Kuveyt ve Riva’yı isteyen İngiliz-lere karşı çıkmıştı. Aynı yılın 11 Haziran günü İngilizlerin parmağı olan bir suikast sonucu öldürüldü.
93 yıllık kin ve ihtiras…
İngilizlerin Riva bölgesindeki topraklar üzerindeki planları on yıllar öncesine dayanıyor. Bundan tam 93 yıl evvel Sadrazam Mahmut Şevket Paşa zamanında da yaşanmıştır. Mahmut Şevket Paşa’nın anılarında yazdığına göre bir İngiliz heyeti kendisini ziyaret eder ve Riva ile Kuveyt’ten toprak satın almak istediğini bildirir.
Paşa ise ” İngilizler bir şey talep ettiler mi, onun mutlaka büyük bir önemi olmalıdır.” diye şüphelenir ve gizlice araştırır; görür ki, Kuveyt’te zengin petrol yatakları vardır. Riva’ya gelince: İngilizler burada bir tatil beldesi kurmak istemektedirler. Mahmut Şevket Paşa durumu kurmaylarıyla ve hükümet üyeleriyle de görüşür. Her iki talebi de reddeder ve ” gerekçe olarak Ruslar’da boğazdan arazi isteyebilir” der.
Gerçekte ise Karadeniz’e stratejik yakınlığı düşünülür. Mahmut Şevket Paşa’nın İngilizlerle bu çatışmaları 1913 yılı ortalarında yaşanmıştır. 11 Haziran 1913’te hâlâ gizli kalmış bir suikastla öldürülmesi sonrasında cenazesinde İngiliz ve Fransız büyükelçileri de bulunmuştur. Bu cinayet de karanlıkta kalmıştır, ancak birçok kaynakta ‘Mahmut Şevket Paşa, suikastının arkasında o dönemin İngiliz Büyükelçisi bulunmaktadır’ deniyor. Zaten Cemal Paşa da cenaze törenine katılan Büyükelçilere “Siz olmasaydınız ölmeyekti” diyerek bunu açıkça ifade etmiştir. ( M.N: Bilindiği gibi Cemal Paşa da Tiflis’te bir İngiliz ajan tarafından şehit edilmiştir)
Boğaz işgal altında…
1913’te Sadrazam Mahmut Şevket Paşa’dan stratejik önem taşıyan Riva arazisini isteyen İngilizler sonunda amacına ulaştı
İngiliz Ottoman Finance Company şirketi, “villa kent yapacağım” bahanesiyle Riva’dan tam 1 milyon metrekare arazi satın aldı. Vatan topraklarının paralı işgali tam gaz devam ediyor.Yabancılar, GAP Bölgesi, Akdeniz, Ege, ve Karadeniz sahil şeridi, Konya Ovası, ve yeraltı zenginliklerinin bulunduğu toprakları satın aldıktan sonra gözlerini statejik ve tarihi öneme sahip olan noktalara diktiler. İstanbul Boğazı’nın kontrolünü sağlamak isteyen Osmanlı’dan Bizans’a kadar bir çok imparatorluğu ele geçirmeye çalıştıkları Riva toprakları da İngilizlere satıldı.
Villa yapacakmış…
İngiliz Ottoman Finance Company’nin 2 Ağustos’ta kurduğu Osmanlı Yapı adlı şirketi, 120 milyon dolar ödeyerek, Riva’nın sahibi olan Celaloğlu ailesinden 1 milyon metrekare genişliğinde, 88 parselden oluşan bir arsa satın aldı. Arsayı ” 1500 konutluk bir villa kent inşa edeceğim ” bahanesiyle satın alan şirket, projeye 2007’de başlayacağını açıkladı. Değişik proje konseptleri üzerinde çalışan İngiliz fonu, ortanın üstü ve üst gelir grubuna yönelik konutlar üretmeyi planlıyormuş.
Bodrum’da da aldılar…
Türkiye’de toplam tutarı 1 milyar doları aşan yatırımlar yapmayı planlayan Ottoman Finance Company, daha önce Bodrum’da 160 bin metrekarelik bir arsa satın almıştı. Grup, Alta Moda’nın sahibi Ali Karata’dan alınan arsa için 33 mil-yon dolar ödemişti. Ottoman Finance Company’nin Türkiye’nin çeşitli yerlerinde geniş araziler satın almak için görüşmelerini sürdürdüğü bildirildi.
Son büyük parsel de satılmış oldu !…
16 bin dönümlük Beylik Mandra Çiftliği’nin Sahibi olan Celaloğlu ailesi, kısa bir süre öncesine kadar Riva’nın tek sahibi idi. İmar çalışması sırasında 5 milyon 500 bin metrekarelik bir araziyi yol ve yeşil alan olarak terk eden ve kalan araziyi de parselleyerek satan ailenin elinde son satıştan sonra 350 bin dönüm arazi kaldı.
Şu anda Riva’daki arazilerin 6 milyon metrekaresi Alarko Grubu’na, 1 milyon 175 bin metrekaresi Galatasaray’a ait. Ayrıca bölgede Orhan Yavuz ve Uzunhasan ailesi 500 biner metrekare, Yapı Kredi Koray Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın 450 bin metrekare, Sabancıların ise 100 bin metrekare arazisi bulunuyor.
RİVA neden önemli ?
İstanbul Boğazının Karadeniz ucunda bulunan Riva, Fatih Sultan Mehmet köprüsüne artık 15 dakika. Elmas Burnunu’nun batısında yer alan Ömerli’den gelen Riva deresinin denize döküldüğü yerdeki Yoros Kalesi’nin Türklerin eline geçmesiyle aynı dönemde zaptedilen ve hem Boğaz girişinin hem de arkadan Yoros Kalesi’nin emniyetinin sağlandığı Riva Kalesi bulunmaktadır. Stratejik önemi çok büyük olan bu kale Riva Çayı’nın çok derin olması, Karadeniz’den gelecek gemilerin kuzey rüzgarlarıyla çok rahat Anadolu’nun içlerine ilerlemelerine imkan vermesi hasebiyle düşman gemilerinin girişini ve Anadolu Yakası’nın arkadan kuşatılmasını önlemek için yapılmıştır.
Riva deresinin ise bu bölgeye özel projelerin geliştirilmesine olanak verecek fırsatlar yarattığı ifade ediliyor.
Ulus, Rumelifeneri, Poyrazköy ve Polonezköy de gitti…
ABD, İsrail ve İngiltere İstanbul’da koloniler…
Boğaz’dan alınan arazilerin Büyük Asya Projesiyle bağlantılı olduğunu belirten Bilbilik satışların durdurulmasını istedi. İngilizlerin Riva’da 1 milyon metrekare arazi almasıyla ilgili Yenicağ’a açıklamalarda bulunan Emekli Deniz Binbaşı ve Araştırmacı Yazar Erol Bilbilik, arazinin çok önemli bir bölgede olduğunu söyledi. “Riva Karadeniz’in hemen çıkışına yakın bir yerde ve o bölgede bulunan Kilyos plajı da çıkarma gemileri için son derece önemli bir şerit” diyen Bilbilik bölgeden daha öncede İsraillilerin toprak satın aldığını ve satışların durdurulması gerektiğini ifade etti. Bilbilik şöyle devam etti:
Bölgeyi dinleyecekler…
” Buradaki satışların yapılması, arazilerin alınması Riva için belki yeni ama, karşı tarafta Hazine arazilerinin İsrailliler tarafından alınmaya devam edildiğini biz biliyoruz. Rumelifeneri yakınındaki arazilerin alındığını biz biliyoruz. Bu projenin arkasında da ABD bulunmakta “. Ulus Mahallesi’nde de İsrailli zenginlerin çok miktarda arazi aldığını vurgulayan Bilbilik,siteler kurarak buralarda koloniler oluşturuyorlar “dedi. Ulus ve Riva’daki yapılanmaların paralel stratejik ve siyasi yapılanmalar olduğuna dikkati çeken Bilbilik şöyle devam etti:
Bölgeyi dinliyorlar…
Bir diğer yürütülen proje de Polonezköy’ün oralarda boğazın çıkış noktasına yakın Poyraz köyün de sürekli büyük villalar halinde yapılanmaya, koloniler yapılandırılmasına çalışıldığını, bunun arkasında İsraillilerin bulunduğunu, oradaki depreme dayanıklı yapıların inşaasında da Amerikan iş adamlarının inşaatlara soyunduğunu biliyoruz. Karşı tarafta arazilerin ele geçirilmesinin bir başka yönü daha bulunmaktadır o da yeni ABD büyükelçiliğinin Boğaz’ın tam girişinde Kasr gibi çok hakim bir yere yapılması buranın alt katlarında elektronik istihbarat, uzay istihbaratının yapılmasının bulunması bu projenin ne derece önemli olduğunu gösteriyor.
İstanbul Boğazı çevresindeki yapılanmaların ABD ve İngilteren’in Karadeniz üzerindeki planlarının bir parçası olduğuna vurgu yapan Bilbilik ” Hedef Karadeniz’i ve kıyı ülkelerini kontrol altına almak, kurdukları tesislerde casusluk faaliyetlerde bulunmaktır ” ifadelerini kullandı. Bilbilik şunları kaydetti: ” ABD’nin esas projesi Büyük Ortadoğu Projesi degil. Projenin aslı Büyük Asya Projesidir. Asya projesi bağlamında Kafkasya’nın kuşatılması gereklidir. Dolayısıyla Karadeniz’in batısında böyle proje uygularken doğusunda da garantiye girmesi Çin’in Azerbaycan ve Ermenistan’ın devreye girmesi gerekir. Bu bağlamda yürütülen bir proje bu.
Siyasi ve askeri bir operasyon…
SESAR Başkanı İsmail Yıldız ise dünyanın hiçbir yerinde bu kadar açıktan satış yapılamayacağını ifade ederek “Başka ülkelerde parayla bir vatanı satın alabilmeniz ve işgal edebilmeniz mümkün değildir” dedi. “Riva’daki hadise, Türkiye’de giriştikleri siyasi ve askeri operasyonların bir parçası. Böyle değerlendirmek gerekiyor.” diyen Yıldız şöyle devam etti: “İstanbul’da sadece Riva’da değil tapu kadastro çalışmaları ve imar çalışmaları çerçevesinde üretilmiş çok büyük miktarda araziler bulunmakta. Mesela Çavuşbaşı’nda başkalarının üzerinde gözüken siyasilere ait araziler bulunmakta. Riva’daki arazi üzerinde çok uzun süredir bir spekülasyon bulunmaktaydı. Spekülasyon’u doğrulayan bir gelişme ile karşı karşıyayız. Bu siyasi ve askeri bir operasyondur. Diplomatik, askeri ya da istihbarata dayalı üs oluşturma gibi amaçlara hizmet edecektir.”
93 yıllık kin ve ihtiras…
İngiltere destekli ABD Akdeniz’de NATO bünyesinde görev yapan ve büyük başarı gösteren Aktif Çaba Operasyonu’nun görev kapsamına Karadeniz’in de alınmasını istemişti. Projenin amacı sözde, “Karadeniz’e sınırı olan ülkelerin demokrasiyi benimsemesi” olarak açıklansa da esas amacın Rusya ile Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini kırmak ve zengin petrol ve doğalgaz rezervlerini kontral altına almak olduğu belirtiliyor. Ancak ABD’nin NATO şemsiyesi altında Karadeniz’e girmesine Türkiye ve Rusya karşı çıkıyor.
Kaynak :
Bir yanıt yazın