Barçın Yinanç
Geçen perşembe ilk bakışta birbiriyle alakasız iki gelişme neredeyse aynı saatlerde gerçekleşti. Ermenilerin soykırım iddialarının kabulüne dayalı kararın ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nden geçtiği saatlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi de Nabucco projesinin yasal altyapısıyla ilgili hükümetler arası anlaşmayı onayladı. Birbirinden kilometrelerce uzaklıktaki iki başkentte yapılan oylama kuşkusuz bir tesadüftü. Ancak her iki oylamanın da başta Bakû, Moskova, Roma, Viyana ve Budapeşte olmak üzere pek çok başkentte aynı ilgiyle takip edildiğine eminim.
Zira ilgili taraflar kabul etmeseler de önümüzdeki dönemde Avrupa’ya gidecek ana dogalgaz hattının inşası konusunda bir yarış yaşanıyor. Her ne kadar Avrupa’nın gelecekteki doğalgaz ihtiyacı birden çok doğalgaz hattını gerektiriyor olsa da Rusya’nın başını çektiği Güney Akım projesi ile Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını azaltacak Türkiye merkezli Nabucco projesi zamanla yarışıyor. Nabucco projesinin hayata geçmesinin bu aşamada önündeki en önemli siyasi engel Ermeni sorunu.
Macaristan’ın Nabucco Özel Temsilcisi, kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde, Kafkas ve Ortadoğu gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak projenin geçen yıla oranla ciddi bir ilerleme kaydettiğini söyledi. Büyükelçi Mihaly Bayer’in söylediklerini kısaca aktarayım:
“Bir yıl önce üç soru ile karşı karşıyaydık. Bu projeyi hayata geçirecek siyasi irade var mı diye soruluyordu. Geçen temmuzda hükümetler arası anlaşma imzalandı. Romanya da kısa sürede anlaşmayı meclisinden geçirdikten sonra onay işlemi tamamlanmış olacak.
‘Siyasi iradeyi sağladanız, peki parayı nereden bulacaksınız’ diye soruyorlardı. Avrupa Yatırım Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası finansman konusunda konsorsiyumla görüşmelere başladı. Ayrıca Dünya Bankası’na bağlı IFC’nin de görüşmelere başlamak istediğini biliyoruz. Bu üç önemli finans kuruluşunun desteği, diğer kreditörler açısından projenin güvenilirliğini artıracaktır. ‘Parayı buldunuz, peki gazı nasıl tedarik edeceksiniz’; karşılaştığımız üçüncü soru idi. Nabucco ortaklarından Alman RWE, kısa bir süre önce Türkmenistan’la doğalgaz araması konusunda bir anlaşma imzaladı. Ayrıca yine Nabucco’nun ortaklarından Macar MOL ile Avusturyalı OMV, Kuzey Irak’ta faal olan Pearl firmasından ayrı ayrı yüzde 10 hisse aldılar. Yani gelecekte, Nabucco’nun kendi doğalgazı olacak. Tabii Azerbaycan ve başka doğalgaz üreticisi ülkeler de projeye ilgi gösteriyorlar.”
Bayer’e göre bundan sonra iki konuda hızla adım atmak gerekiyor. Artık konsorsiyumun taşınacak gazla ilgili somut anlaşmaları bağlaması, Türkiye ile Azerbaycan’ın transit anlaşması konusunda uzlaşma sağlamaları gerekiyor.
“Türkiye ile Azerbaycan’ın anlaşmaya son noktayı koyamamış olması Nabucco’yu geciktiriyor” dedi Bayer.
Ancak Azerbaycan, Türk–Ermeni ilişkilerindeki gidişatı net olarak görmeden, bu konuda adım atmaya pek de hevesli değil. Zira, Türkiye’nin Karabağ sorununun çözümünde ilerleme olmadan Ermenistan’la sınırı açacağından endişe ediyor. Başbakan’ın geçen yıl Bakû’da “Karabağ çözülmeden sınırlar açılmayacak” sözü, İlham Aliyev’in yüreğine su serpmiş olsa da Aliyev yönetimi hâlâ AK Parti yönetimine tam olarak güvenmiyor.
Ne kadar baskı gelirse gelsin, Karabağ’da ilerleme olmazsa, Ankara 24 Nisan’a kadar Ermeni protokollerini Meclis’ten geçirmeyecektir. 24 Nisan sonrasında ise yeniden Karabağ sorununda bir ara anlaşma için çabalar hızlanacak. Ama uzlaşma sağlanmazsa, Azerbaycan Nabucco için önem taşıyan transit anlaşma için daha ne kadar bekleyecek? Nabucco projesinin yavaş ilerlemek gibi bir lüksü var mı?
İronik olacak ama galiba Nabucco’da ilerleme olması için belki rakibi Güney Akım projesinin hız kazanmasını ummamız gerekiyor.
Bir yanıt yazın