Amerika’nın Ayak Oyunu…!

Afrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (AFSAM)  Amerika Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde görüşülen Ermeni Yasa Tasarısına kınama ve stratejik öngörü bildiri metni …. - logo2

Afrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (AFSAM)  Amerika Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde görüşülen Ermeni Yasa Tasarısına kınama ve stratejik öngörü bildiri metni ….

Ferdal KÖSE Stratejist Cenksiz

Yiğit, Açmamış Güle Benzer…

Bizim milletin sorunsuz ve savaşsız günü olamayacağını anlatılırdı yıllardır insanımıza büyüklerimiz, son günlerde yaşanan olaylar sanki bu sözlerin gerçekliğini sınamak için var olmuş gibi. Yüce Türk Milleti tarihi boyunca sayısız düşmanla mücadele etmiş ve bu mücadelelerde dost bildiği muhafazasına aldığı birçok millet tarafından sırtından vurulmuştur. Her ne hikmetse giriştiğimiz ittifaklar eninde sonunda bizde derin yaralar oluşturmuştur. Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin aldığı karar Amerika ile yaptığımız ittifakında bize yarardan çok zarar sağlayacağı göstermiş bulunmaktadır. Konuyu daha iyi anlayabilmek ve analitik bakabilmek adına Türk Tarih Kurumu, Ermeni Masasından Prof. Dr. Kemal ÇİÇEK’in değerlendirmesininin ışığında görüşlerimizi saygıdeğer milletimizle paylaşma gereği duymaktayız. Eylül 2000 yılından beri ısıtılıp ısıtılıp Amerikan kongresine getirilen “Ermeni Soykırımı Karar Tasarısı” bu defa Demokrat Kongre başkanı Nancy Pelosi sayesinde geçecek kaygısı Türkiye’de hakimdir. Aslında tasarının geçip geçmemesinin birkaç açıdan önemli olmadığı kanaatindeyim. Birincisi, zaten benzeri karar tasarıları Eyalet Parlamentolarında kabul edilmiştir. ANCA’nın resmi sitesine göre şu an 42 Eyalette Ermeni soykırımı kabul edilmiş durumda. Gerçi bu sayı abartılıdır gerçek rakam 32 kadardır ama bunun da önemi yoktur. Nasıl olsa önümüzdeki yıl içinde hedeflenen sayıya ulaşmaları mümkündür. İkincisi, tasarının yaptırım gücü yoktur. ABD Başkanından 24 Nisan günü 1,5 milyon Ermeninin öldürüldüğünü ifade etmesi istenmektedir. Bu güne kadar Amerika’nın Cumhuriyetçi veya Demokrat başkanları 24 Nisan konuşmalarında “soykırım” sözcüğünü telaffuz etmeden aynı anlama gelebilecek sözler sarf ettiler. Ancak bu söylediklerimizden Türkiye’nin tasarıyı engellemek için mücadelesine son vermesi anlamı çıkarılmamalıdır. Elbette Türkiye var gücüyle hakkındaki bu son derece haksız, ahlaksız ve karalayıcı tasarıyı engellemek ve Türk milletinin sonsuza dek  “soykırımcı” olarak damgalanmasının önüne geçmek için mücadele edecektir. Aksi takdirde diasporadaki Türk çocukları okul kitaplarında katil olarak ilan edilmenin ezikliği ile bulundukları ülkelerde asosyal bir kişilik geliştireceklerdir. Diğer taraftan Alt Temsilciler komitesine sunulan söz konusu tasarı tarihi açıdan gayri ciddi ve maddi hatalarla doludur. Gerekçeler özensiz ve bu senatörler ne versek kabul eder mantığı ile hazırlanmıştır. Tasarı, Başkan’ın ABD dış politikalarını, insan hakları, etnik temizlik ve ABD arşiv kayıtlarının ortaya koyduğu Ermeni soykırımı gibi konulara daha duyarlı bir şekilde yürütülmesini temin etme çağrısında bulunmaktadır. Ayrıca yine Başkan’dan 24 Nisan’ı ‘Ermeni Soykırımını Anma Günü’ olarak ilan etmesini talep etmektedir. Bu çağrı, doğal olarak  Türkiye ABD arasındaki ilişkileri etkilemeye yöneliktir. Bu bakımdan yaptırım gücü olmamakla birlikte, Türk-Amerikan ilişkilerinin dostluk ve işbirliği çerçevesinde yürütülmesine pürüz getireceği için önemlidir. Çünkü bu tasarıda önceki tasarıdan farklı olarak Türkiye Cumhuriyeti soykırımdan sorumlu tutulmaktadır. Halbuki önceki tasarının politika deklarasyonu kısmında üçüncü bir madde vardı ve burada soykırımın Osmanlı İmparatorluğu tarafından yapıldığı ve modern Türkiye Cumhuriyeti’nin soykırım yapmadığı açıkça belirtiliyordu. Belki daha da önemli olan, tasarı kabul edildiği takdirde ABD’de Türk imajının çok olumsuz bir şekilde etkileneceğidir. Bu da iki ülkenin ticari ve kültürel ilişkilerinde önümüzdeki yıllarda önemli bir kambur oluşturacaktır. Bu yüzden tasarının doğruları yansıtmadığı Amerikan kamuoyuna anlatılmalıdır

Dış Ticaret Uzmanı Burcu KARA

Türkiye Otoriter Gücünün Farkına Varmalıdır…

Amerika Birleşik Devletlerin’de yasama organı 2 kanattan oluşmaktadır. Temsilciler Meclisi ile birlikte yasamayı oluşturan diğer kanat 100 üyeli Senato’dur. Herhangi bir tasarının yasalaşması için, Senato’da kabul edilmesi gereklidir. Senato Dış İlişkiler Komitesinde bekleyen bir soykırım tasarısı bulunmaktadır fakat henüz gündeme alınmış değildir. 252 sayılı Ermeni tasarısının hiçbir yaptırım gücü yoktur. Fakat Amerika tarafından kabulü ve diğer ülkelerce kabulü bir süreçtir ve Ermeni Soykırım tasarısını tanıyan her ülke ileride hak iddiaları için birer dipnot olacaktır. Türkiye uluslar arası bağlamda gerek stratejik konumu gerekse otoritesi bakımından gücünün farkına varmalıdır. Şimdi şu soruyu sormak gerekir, acaba bugün Türkiye üzerine oynanan bu oyunu onaylayan ülkelere Amerika yarın neyin haksız hesabını soracak? Ülkemizde Ermeni kökenli 100bin’e yakın kaçak işçi yer almaktadır ve Türkiye bunları Ermenistan’a geri göndermemektedir. Ermenistan Cumhurbaşkanlığı verilerine göre 2001 yılında Ermenistan nüfusu 3.210.000’dir. Demografik olarak %96’sını Ermeniler’den oluşan ülkede %4 oranında ki azınlıklar ise Rus, Yezid, Kürt, Asyalı, Yunan, Ukraynalı, Musevi ve Yahudiler’den oluşmaktadır. Demografik, siyasi ve ekonomik açıdan zayıf bir ülke olan Ermenistan Türkiye’yi karşısına alabilecek kadar güçlü bir ülke değildir. Türkiye’nin Amerika ile yaptığı ve 7 milyar$’ı bulan ve ilerleyen zamanda 45 milyar $’ı bulabilecek savunma sanayi anlaşmalarını askıya alabilir. Orta Asya’da Afganistan, Irak, İran, Ortadoğu meseleleri ve füze savunma sistemleri gibi konularda ABD ile işbirliğini gözden geçirme kararı alabilir.

Stratejist Süleyman KARGI

Türkiye Jeopolitik Konumundan Doğan Gücünü Kullanmalıdır…

Ermenistan Türkiye’nin kuzeyinde Azerbaycan, Gürcistan ve Nahcivan Özerk Cumhuriyeti ile sınır komşusudur. Azerbaycan’ın işgal ettiği toprağı olan “Dağlık Karabağ” bölgesi ile İran’a da sınır kazanıp Türkiye’nin “Orta Asya” ve “Türk Dünyası” ile olan kara bağlantısını kesmiştir. Son zamanlarda gelişen dış politikamız sayesinde İran ve Gürcistan Türkiye eksenli bir çerçeveye doğru kaymaktadır. Azerbaycan Ermeni politikaları konusunda her zaman Türkiye’nin yanında bulunmak zorundadır, işgal altında bulunan topraklarını geri kazanmak için Türkiye’nin gücünü kullanmaktan başka bir çözümü bulunmamaktadır. Bu ülkelerin arasında coğrafi bir kıskaçta kalan Ermenistan sürdürülebilir bir gelişim için muhakkak Türkiye ile olan sorunlarını çözmek zorundadır. Bu tasarının bir üst kurula çıkması ve devamında kabulüne doğru gidecek yollarda bizim kaybedeceklerimiz Ermenistan’ın kaybedeceklerinden daha azdır. Fakat bu kara leke, bizim gibi duygusal bir millet için toplumsal bir yara oluşturacak, sadece bununla da kalmayıp Ermeni tarafının uluslararası hukukta elini güçlendirip enternasyonal yaptırımcı örgütlerin dayatmaları ile karşı karşıya kalmamıza sebep olacaktır. Hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek bir gerçek olarak Türkiye bölgesinde bir güçtür, sahip olduğu bu potansiyel gücü muhakkak yaptırımcı uygulamalara dönüştürmek zorundadır. Bu konu ile ilgili olarak üst yetkili ve bölge ülkelerininde eşit oranda dâhil olacağı, söz konusu olayların gerçekleştiği çağlarda konjonktürel şartlarda bölgede çıkar elde etmeye çalışan ülkelerinde muhakkak yer alması gereken bir komisyonun kurulması ve bu olayların açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Türkiye’nin bu eylemleri gerçekleştirilmesi engellenmekte ve sözde Ermeni soykırımı tasarısı dondurulmuş gıdalar gibi vakti geldiğinde ısıtılıp önümüze sunulmaktadır. Bu konunun çözümü, yine konunun muhataplarının yapacağı tarafsız araştırmalarla mümkün olacaktır. Olayların geçtiği yer Türkiye topraklarıdır, bu konuya çözüm bulunacak yer ise koşulsuz ve şartsız olarak yine Türkiye topraklarıdır. Önceliğimiz değişik ülkelerin meclislerine sunulan ve ilerleyen günlerde de farklı ülkelerde sunulacak olan yasa teklifleri değil, bu konunun bütün ülkelerin kabulleneceği şekilde çözüme kavuşmasıdır. Türkiye ne zaman atılımlar yapsa, ne zaman kabuğunu kırmaya çalışsa bu konu yeniden ve yeniden önümüze getirilecektir. Yahudi lobisi son dönem gelişmelerinde dolayı, Türkiye’yi karşısına almıştır. Türkiye ile Ermenistan arasında ki soğuk savaşın devamı ya da daha büyümesi , Güney Kafkasya’da barış ve istikrarın tesisini ve halklar arasında kalıcı dostane ilişkiler kurulmasına yönelik çabaları olumsuz etkileyecektir. Amerika’nın küresel şirketleri olayın vehametini sezmiş olacaktır ki 26 şubat tarihinde Temsilciler Meclisi Dışişleri komitesi Başkanı Howard Berman’a Lockheed Martin, Boeing, Raytheon, United Technologies ve Nortrop Grunman şirketlerinin icra kurulu başkanları tasarının meclisten geçmesinin Türkiye-Amerikan ilişkilerinde çatlağa yol açacağı konusunda görüş belirtmişlerdir. Mevcut konjonktürde Türkiye ABD ile yollarını ayıracak güce sahip değildir fakat potansiyel gücünü muhakkak eyleme dökmek zorundadır. Bu yapılmadığı taktirde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı her gün farklı bir ülkenin meclisinde görüşülecek ve bizim sönük birkaç tepkiden fazlasını yapabilecek bir gücümüz bulunmayacaktır.

Hakan Koruk Stratejist Araştırmacı-Gazeteci

Talatpaşa Ürküntüsü var..

Bugün önümüze önceden soğutulmuş hazır yemek gibi ısıtılarak tekrar konulan Sözde Ermeni Soykırımı’nın  Türkiye’yi suçlu ilan etme politikası baştan beri  Amerika’nın Türkiye üzerinde kullandığı bir araç haline geldi  ”2000 yılı Ekim ayında ABD Temsilciler Meclisi genel Kurulu gündemine gelen ’Ermeni Soykırımı’na ilişkin ABD Kayıtlarının Teyidi Kararı’, ABD eyeletlerinde ve Nato ülkeleri parlamentolarında kabul edilen Ermeni Soykırımı kanunu ve kararlarına örnek oluşturmuştur. Avrupa ve kamuoyu tarafından son zamanlarda dünya gündemine yerleştirilen sözde soykırım iddialarının, diğer tehditlerden bağımsız olmadığı aşikardır. Özellikle ABD’nin ’Kürdistan’ projesinden, kukla devletin Türkiye’ye doğru genişletilmesinde, bölücü terörün yoğun olarak devreye sokulacağını herkes hesaba katmaktadır. O koşulların hazırlığı olarak, Türk Ordusu soykırım suçlamalarıyla şimdiden etkisiz hale getirilmek istenmektedir. Bir ’Talat Paşa’ ürküntüsü yaratılmasına özel önem verilmektedir. Türk komutanlarının vatanın bütünlüğü savunma iradeleri, ’soykırım’ suçlaması üzerinden yürütülen psikolojik savaşla zayıflatılmak isteniyor. Dolaysıyla sorunun, bir Ermenistan ve ermeni sorunu olmadığı açıktır. 1915 yılında psikolojik savaş amacıyla imal edilen bir malzeme, stratejik amaçlar için ısıtılıp tekrar piyasaya sürülmüştür.

AFRASYA STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ

Genel Merkez:

Kurtuluş Mah. 1. Burçak Sokak. No :3 Uşak

Tel: 0090 276 224 1256

Fax: 0090 276 224 1266

Afrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (AFSAM)  Amerika Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde görüşülen Ermeni Yasa Tasarısına kınama ve stratejik öngörü bildiri metni …. - logo2

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir